Temiz su kaynaklarının korunması insanların istifadesine sunulması bölgesel ve ulusal bir sorun olmaktan çıktı Küresel bir sorun haline geldi.

Uzmanların belirttiğine göre, küresel ısınma ile birlikte, kuraklık devam edecek.

Seydişehir’ de İçme suyu kuyularında zaman zaman çökmeler olması ve buna istinaden kısa süreli de olsa çeşmelerden bulanık su akması hariç alınan önlemler sayesince ciddi anlamda su sıkıntısı yaşanmadı.

Bilindiği üzere artan nüfus ile birlikte Kuğulu dan alınan su yetersiz kaldı. Geçmiş Belediye yönetimleri de yeni içme suyu kaynakları bulmak için bir dizi arayışa girdi.

Bunlardan bir tanesi Bostandere de bulunan zengin su kaynaklarıydı.

Sondajlar tamamlandıktan sonra, tahlilleri de içme suyu için uygun olunca Seydişehir halkı Bostandere suyunun şehir şebekesine bağlanmasını beklemeye başladı.

Zamanın beceriksiz idarecileri sayesinde bahsi geçen su, Bostandere mahallesi de dahil, şebekeye bağlanıp ilçe halkının istifadesine sunulamadı.

Ardından Çal tepe de yeni ve yeterli su kaynaklarını Abdulkadir Çat buldu, bir dizi çalışma ile şebeke hattına bağladı.

Bu aşamadan sonra şehrin bir kısmı kuğulu parktan, kalan kısmı da çal tepe den olmak üzere yeni bulunan su kaynaklarından beslenmeye başlandı.

Seydişehir halkı yıllardır kuğulu parktan alınan suyun tadına alışkın olduğu için Çal tepeden gelen suya hem tadı hem de kireçli olduğu için bir türlü alışamadı.

Bu sebeple yeni su kaynaklarının bulunması isteği ilçe halkının gündeminden hiç düşmedi.

Bu gidişle hiç de düşmeyecek, zira küresel ısınma başta olmak üzere yağışların azalması ile ortaya çıkan kuraklık birinci sorun haline geldi.

Sadece içme suyu değil, tarımsal sulamada da ciddi sıkıntılar yaşandı. Konya Ovasın su sağlanması için BSA (Beyşehir-Suğla-Apa) projesi kapsamında Çarşamba kanalı beton kanalet içine alındı. Bunun yanında verimli Suğla arazisinin de önemli bir kısmı seddeleme çalışmaları dahilinde depolama yapıldı, regülatör vasıtası ile yine Konya ovasına akıtıldı.

Bütün bu çalışmalara rağmen ovanın su ihtiyacı hiç azalmadığı gibi daha da arttı. Bununla birlikte Beyşehir gölü de alarm vermeye başladı.

Bir taraftan su isteyen çiftçiler eylem yaparken, diğer taraftan da suyumuz kalmadı diye Beyşehir halkı eylem yapmaya başladı.

Tarımsal sulama da durum böyle. Gelecek yıldan itibaren Seydişehir de de ciddi anlamda su sıkıntısı yaşanacak gibi görünüyor.

Büyükşehir ve İlçe belediyesine büyük görev düşüyor. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ı şans olarak değerlendiriyorum.

Belediyenin su tasarrufu ile ilgili yaptığı çalışmaları olumlu buluyorum.

Ancak; Başkan Tutal’ ın bakanlığı ve Büyükşehir belediyesini devreye sokarak, Bostandere de bulunan su kaynaklarının, başta kasaba halkına daha sonra Seydişehir halkının istifadesine sunması kamuoyunun ciddi manada isteği haline geldi.

Bostandere halkının da bu talebe rıza göstermesi gerektiği kanaatindeyim.

Şimdiden Kasaba halkını uyarayım, bilindiği gibi Büyükşehir yasası var artık. Yarın birileri o suyun tamamını alır bir başka yere götürür sesinizi bile çıkaramayıp öylece bakarsınız.

Vakit geçmeden, suyun önce Bostandere halkının, sonrada Seydişehir halkının istifadesine sunulması çok yerinde bir karar olacaktır.

“Küresel ısınma ve kuraklık bu adımın atılmasının bahanesi olsun”