"Kıbrıs ile Türkiye'nin birleşmesi isteniyor"

"Kıbrıs ile Türkiye'nin birleşmesi isteniyor"

KKTC halkının Türkiye ile birleşmek istediğini dile getiren Saadet Partisi Başkanlık Divanı Üyesi İlyas Tongüç, “Kıbrıs halkı, Türk askerinin Kıbrıs’tan hiçbir şartta çekilmemesini istiyor. Adadaki Türkler GKRY ile birleşme istemiyor” dedi

Saadet Partisi Başkanlık Divanı Üyesi ve MİLKO Genel Sekreteri İlyas Tongüç, stratejik, jeopolitik ve ekonomik önemi haiz Doğu Akdeniz ve Kıbrıs üzerine hazırladığı “Doğu Akdeniz’de Enerji Politikalarının Kıbrıs Üzerinden Türkiye’ye Etkileri” başlıklı tezi, özelinde de bölgeyi Merhaba Gazetesine değerlendirdi. Tongüç, bölge ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

ADADA DİPLOMATİK KAMPLAR OLUŞTURULDU

“Doğu Akdeniz havzası, tarih boyunca büyük devletlerin stratejik, jeopolitik ve ekonomik önem atfettikleri ve bu sebeple adına güç mücadelelerine giriştikleri bir bölge olmuştur” diyen Tongüç, “Son dönemde ise bilindiği üzere yeni keşfedilen yeraltı hidrokarbon kaynakları nedeniyle büyük ilgi odağı haline gelmiştir. Bu minvalde küresel güçler hem bölgedeki siyasi istikrarsızlıklara müdahil olabilmek hem de bölgeden geçen ticaret yolları ile enerji nakil hatlarının güvenliğini sağlamak, bölge ülkeleri ise keşfedilen enerji kaynaklarından kendi paylarına düşeni belirleyebilmek ve artırmak amacıyla bölgeye yönelik yoğun diplomatik ve siyasi faaliyet gerçekleştirmektedir. Tüm bu siyasi, askeri ve ekonomik diplomasi mücadelesinin merkezinde ise bölgede müdahillik peşinde olan tüm tarafların politikalarının bir parçası olan Kıbrıs adası da bulunmaktadır. Adada iki tarafın oluşu ve bölge ülkeleri arasındaki diplomatik ilişkilerin belirlediği diplomatik kamplar, tam da bu noktada teşkil olunmuştur. Bir tarafta Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), İsrail, Mısır ve Yunanistan ( Avrupa Birliği), diğer tarafta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Türkiye ve Libya, Doğu Akdeniz’de enerji politikaları odaklı ve Kıbrıs merkezli yeni bir ekonomik, diplomatik ve uluslararası hukuksal mücadelenin içerisine girmişlerdir” şeklinde konuştu.

adsiz.jpg

KÜRESEL GÜÇLERİN HAİN ORTADOĞU PLANI

Doğu Akdeniz’de son dönemde ortaya çıkan enerji kaynakları hakkında bir parantez açmak gerektiğini dile getiren Saadet Partisi Başkanlık Divanı Üyesi ve MİLKO Genel Sekreteri İlyas Tongüç, şunları kaydetti: “Bilindiği üzere 2010 yılında ABD Jeoloji Araştırmaları Merkezi’nce yayınlanan bir raporda, 'Filistin, İsrail, Lübnan, Suriye, KKTC ve GKRY’yi kapsayan Levant Havzası’nda yaklaşık olarak çıkarılabilir 1,7 milyar varil petrol rezervi ve yaklaşık 3,45 trilyon metreküp doğalgaz rezervi bulunduğu' belirtilmiştir. Dünya üzerinde kanıtlanmış 198,8 trilyon metreküp ilave doğalgaz vardır. Esasen Akdeniz gazı ilk olarak Filistin - Gazze açıklarında Noa Gaz Sahası’nda Tamar bölgesinde kısaca Leviathan bölgesinde keşiflerle başladı (1999-2010). Aralık 2011’de Kıbrıs’ın güneyinde Afrodit sahası ile doğalgaz keşifleri devam etti. 2015 yılında süper rezerv olarak Mısır’ın Zohr sahasında ciddi doğalgaz rezervleri bulundu. Ortadoğu’daki doğalgaz rezervi toplamının 75,6 trilyon metreküp olduğu düşünüldüğünde, Doğu Akdeniz’de bulunan kaynakların küresel politikayı etkileyecek bir büyüklükte olmadığı, enerjinin küresel ve bölge devletlerinin Ortadoğu’daki gelişmeleri kontrol etme uğraşlarına eklemlendiği ortaya çıkmaktadır.”

RUSYA BÖLGEDEKİ ETKİNLİĞİNİ ARTIRMA UĞRAŞINDA

ABD, Doğu Akdeniz’de dünya hâkimiyetini sürdürmek istediğini ifade eden Tongüç, deniz ticaret yollarının açık tutulmasının da ABD için bir plan olduğunu aktardı. Arap ülkelerinin yer altı ve yer üstü kaynaklarının İsrail’in aleyhine gelişmeyecek ve güvenlik sorunu oluşturmayacak seviyede tutulmasına gayret gösterildiğini kaydeden Tongüç, “ABD, Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs arasındaki ortaklık, enerjiyi de içeren ancak daha geniş askeri, ekonomik ve diplomatik işbirliğini garanti altına almakta, ilgili ülkelerin bölgede bir taraftan Rusya’yı diğer taraftan da Türkiye’yi dengeleme uğraşlarına katkı sunmaktadır. Rusya ise artık klişeleşmiş ancak geçerliliğini hâlâ koruyor görünen, Doğu Akdeniz özelinde, sıcak denizlere inmeye, kara emniyetini güneyden sağlamaya, etki ve ilgi alanını genişletmeye ve bölgede gücünü artırmaya yönelik çabalar içindedir. Rusya’nın Suriye ve Libya’da Türkiye ile rakip tarafları destekliyor olmaları da Rusya’nın bölgedeki varlığını artırma uğraşlarını daha görünür kılmaktadır” dedi.

TÜRKİYE ADADA DENİZ VE HAVA ÜSSÜ AÇMALI

Kıbrıs Adası'nın, Doğu Akdeniz’de gerek stratejik gerekse de askeri üstünlük sağlama yolunda büyük önemi haiz olduğunun da altını çizen Saadet Partisi Başkanlık Divanı Üyesi ve MİLKO Genel Sekreteri İlyas Tongüç, tarihsel olarak bakıldığında adanın, Ortadoğu’nun enerji kaynakları ile Süveyş Kanalı dâhil önemli deniz ticaret yollarına yakınlığından dolayı Doğu Akdeniz havzası için en önemli bir konumda olduğunu vurguladı. İngiltere’nin adada askeri varlığını sürdürmesinden de anlaşılabileceği üzere Kıbrıs, Türkiye, Lübnan, Suriye, Mısır, İsrail, Cezayir ve Tunus’a erişebilirlik için hâkim bir konumda yer aldığını da belirten Tongüç, şu ifadelerle konuşmasını noktaladı: “Bu açıdan Kıbrıs, stratejik önemdedir. Yeni keşfedilen hidrokarbon kaynakları bu önemi pekiştirmiştir. KKTC vatandaşlarının güncel gelişmeler karşısında kendilerine, Ada’ya ve ülkelerinin bölgesel ve küresel aktörlerle ilişkilerine atfettikleri anlamın ne olduğunun ve nasıl dönüştüğünün ortaya konulması olmuştur. Bu çalışma tam da bu eksikliğin giderilmesine katkı sunmak gayesiyle, KKTC kamuoyunun enerji merkezli güncel bölgesel gelişmeler karşısındaki tutumunun ne olduğunu ve Kuzey Kıbrıs Türk halkının bu gelişmelerden nasıl etkilendiğini anlamaya çalışmaktadır. Çalışma, bahse konu algıyı ve etkilenmeyi anlayabilmek amacıyla yerel halkla gerçekleştirilen 324 yüz yüze anketin bulguları üzerine bina edilmiştir. KKTC anket seçmeninin binde ikisini (yüzde 0,02) içine alır. Seçilen denek sayısı KKTC halkının görüşlerini tespit etmek bakımından yeterlidir. Anket görüşmeleri Lefkoşe, Lefke, Girne, Mağusa ve Güzelyurt’ta gerçekleştirilmiştir. Anket sonucuna göre KKTC halkı Türkiye ile birleşmek istiyor. Türk askeri Kıbrıs’tan hiçbir şartta çekilmemeli deniyor. Adadaki Türkler GKRY ile birleşme istemiyor. Türkiye’nin Kıbrıs’ta üs açması destekleniyor. Türkiye, adada deniz ve hava üssü açmalı. Ada’daki Türklerin görüşü Annan planının tam tersi istikametine dönmüştür.”

EMRE ÖZGÜL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum