Sözlük anlamıyla narsisizm: “Kişinin kendi bedensel ve zihinsel benliğine karşı duyduğu aşırı hayranlık ve bağlılık” şeklinde ifade edilir. Artık günlük dilde çok aşina olduğumuz “narsisizm” kavramının kökeni ise bir mitolojik hikayeye dayanır.

**

Yaygın bir inanca göre, Narcissus genç bir delikanlı iken tüm genç kızları ve perileri kendine aşık edebilecek bir görüntüye sahipti. Fakat Narcissus onları hiç umursamıyordu. Günün birinde bir peri olan Echo aşık oldu Narcissus’a ancak onun da aşkı karşılıksız kaldı ve Echo günden güne aşkından eridi, tükendi ve en sonunda da inleyen bir ses olarak kaldı.

**

Narcissus’un aşkına karşılık bulamayan periler ve genç kızlar ondan intikam almak için Tanrılara gittiler. Tanrılar bu genç perilerin dileklerini kabul etti ve günün birinde Narcissus ormanda çıktığı bir av sonrasında su içmek için bir gölbaşına durdu. Suya doğru eğildiğinde daha önce görmediği kendi yansımasını gördü ve görür görmez kendisine bakakaldı. Hayran oldu sudaki yansımasına, âşık oldu kendisine. Bağırdı aşkından, haykırdı. Orada öldü Narcissus.

**

Bugün ki psikoloji literatüründe kullanılan “Narsisizm” kavramı yine aynı şekilde kişinin kendine hayran olması, bütün dünyadaki her şeye sahip olmayı hak etme hissiyatı, herkesin kendisine aşık olmasını ve saygı duymasını bekleme gibi klinik bir seyir gösterir. Narsist bireyler aslında çok kırılgan bir yapıya sahiptir, söylenenlere çabuk alınır ve kişilerarası ilişkileri tutarsızdır. Kendilerinin özel bir yapıya sahip olduklarına inanarak bu hayatı idame ettirmek isterler ve bu kendilerini inandırdıkları “özel” olma görünümünü kıracak herhangi

bir şeye tahammülleri yoktur.

**

Dışarıdan ilgi görmek ancak onları sağlam kılar aksi halde başkaları tarafından beğenilmeden, tebrik takdir edilmeden yaşamak onlara ızdırap gibi gelir.

Narsisizmin nedeni kişinin erken yaşam olgularına dayanabilir. Kişi, bebeklik ya da çocukluk çağında yoksunluk veyahut aşırılık yaşarsa ileride narsisizm bir kişilik bozukluğu olarak tetiklenebilir. Bu tarz bir bozukluğun acilen tedavi edilmesi gerekmektedir çünkü hem bu rahatsızlıktan mustarip olan kişi için hem de etrafındakiler için çok yıpratıcı bir süreçtir.

Elbette her insanın aslında bir narsisizme ihtiyacı vardır.

**

Bu hepimizde olan genel bir dürtüdür. Kendimizi yeterince sevmeli, yeterince beğenmeliyiz, kendimizi hiç beğenmemek de başka bir problemin konusudur. Ancak her şey dozajında iyidir. Kendimizi beğenmenin dozajını aşmadan kendi benlik saygımızı koruyabilmektir esas olan. Hem kendimize saygı duymak hem de bizimle aynı dünyada yaşayan insanlara saygı duyabilmektir sağlıklı bir kişiliğe sahip olmanın sırrı. Sağlıklı kişilik eşittir sağlıklı toplum demektir. Toplumu düzeltmek istiyorsak mutlaka işe kendimizi düzelterek başlayalım.