İstihdam
Memuriyete almak, işçi kullanmak, adam çalıştırmak istihdam etmek demektir.
Tam istihdam, geçerli (cari) ücret seviyesinde çalışmak isteyen herkesin iş bulup çalışabildiği istihdam seviyesidir.
Çalışabilecek durumda olup, cari ücret karşılığı çalışmak istediği halde, iş bulup çalışamayan kimseye işsiz denir.
İşsizlik iki gruba ayrılır:
1) Gizli işsizlik.
2) Açık işsizlik.
Gizli İşsizlik: Kişilerin tamamen işsiz kalmayıp, az çalışmakta olduklarını ifade eder.
Açık İşsizlik: Geçerli cari ücret karşılığı çalışmak istediği halde, iş bulup çalışamayan kimseye açık işsiz denir.
Açık işsizler de üç ana gruba ayrılır:
a) Konjoktürel işsizlik: Kapitalist bir ekonomi, faaliyet hacminin daralması veya genişlemesi şeklinde dalgalanmalar göstererek devam eder. Buna konjoktür dalgalanmaları (hareketleri) denir. Konjoktür dalgalanmalar sonucu, ekonominin daralma gösterdiği dönemler de, eskiden iş sahibi olan işçilerin bir kısmı işsiz kalır. İşte bu sebebe dayanan işsizliğe, konjoktürel işsizlik denir.
b) Temel İşsizlik: Bu tür bir işsizlik sabit sermaye ile ilgilidir. Temel işsizliği önlemek için sadece talebi arttırmak yeterli değildir. Sabit sermayenin de arttırılması gerekir.
c) Arızi işsizlik: Bir ülkede herhangi bir zamanda, hem açık işyeri, hem de çalışmak isteyen işsizler vardır. İşte bu andaki işçilerin iş bulmadan önceki durumlarına arızi işsizlik denir. Meselâ; aynı anda bir işveren işçi arayıp, diğer işçi de iş arıyor ve birbirlerini bulamıyorsa, bu durum da arızi işsizlik var demektir.
Türkiye, istihdam açısından büyük bir çıkmaz içindedir. İşsizlik büyük boyutlar kazanmıştır. Bu problemi çözmek için ise henüz ortaya konulmuş köklü bir politika yoktur.
Tam istihdam bütün üretim güçlerinin noksansız olarak işe koşulmasıdır (1). Öyleyse işsizlik meselesini çözmek için üretim güçlerinin harekete geçirilmesi gerekir. Kişi ve kuruluşlar eldeki imkânlarını üretimin ve işin emrine vermelidir. Atıl kapasite bırakılmamalıdır. Yani yeni iş sahaları tesis edilmelidir. Yatırımlar süreklilik kazanmalıdır. Birde bu problemin çözümü için iş yapma gayreti içinde olanlar desteklenmelidir.
----------
(1) Aktan, Doç. Dr. Hamza, İslâm Açısından Enflasyon ve Çözüm Yolları, İlmî Tartışmalar dizisi: 1, Ensar Neşriyat, İstanbul, 1983, sh: 132
Tam istihdam, geçerli (cari) ücret seviyesinde çalışmak isteyen herkesin iş bulup çalışabildiği istihdam seviyesidir.
Çalışabilecek durumda olup, cari ücret karşılığı çalışmak istediği halde, iş bulup çalışamayan kimseye işsiz denir.
İşsizlik iki gruba ayrılır:
1) Gizli işsizlik.
2) Açık işsizlik.
Gizli İşsizlik: Kişilerin tamamen işsiz kalmayıp, az çalışmakta olduklarını ifade eder.
Açık İşsizlik: Geçerli cari ücret karşılığı çalışmak istediği halde, iş bulup çalışamayan kimseye açık işsiz denir.
Açık işsizler de üç ana gruba ayrılır:
a) Konjoktürel işsizlik: Kapitalist bir ekonomi, faaliyet hacminin daralması veya genişlemesi şeklinde dalgalanmalar göstererek devam eder. Buna konjoktür dalgalanmaları (hareketleri) denir. Konjoktür dalgalanmalar sonucu, ekonominin daralma gösterdiği dönemler de, eskiden iş sahibi olan işçilerin bir kısmı işsiz kalır. İşte bu sebebe dayanan işsizliğe, konjoktürel işsizlik denir.
b) Temel İşsizlik: Bu tür bir işsizlik sabit sermaye ile ilgilidir. Temel işsizliği önlemek için sadece talebi arttırmak yeterli değildir. Sabit sermayenin de arttırılması gerekir.
c) Arızi işsizlik: Bir ülkede herhangi bir zamanda, hem açık işyeri, hem de çalışmak isteyen işsizler vardır. İşte bu andaki işçilerin iş bulmadan önceki durumlarına arızi işsizlik denir. Meselâ; aynı anda bir işveren işçi arayıp, diğer işçi de iş arıyor ve birbirlerini bulamıyorsa, bu durum da arızi işsizlik var demektir.
Türkiye, istihdam açısından büyük bir çıkmaz içindedir. İşsizlik büyük boyutlar kazanmıştır. Bu problemi çözmek için ise henüz ortaya konulmuş köklü bir politika yoktur.
Tam istihdam bütün üretim güçlerinin noksansız olarak işe koşulmasıdır (1). Öyleyse işsizlik meselesini çözmek için üretim güçlerinin harekete geçirilmesi gerekir. Kişi ve kuruluşlar eldeki imkânlarını üretimin ve işin emrine vermelidir. Atıl kapasite bırakılmamalıdır. Yani yeni iş sahaları tesis edilmelidir. Yatırımlar süreklilik kazanmalıdır. Birde bu problemin çözümü için iş yapma gayreti içinde olanlar desteklenmelidir.
----------
(1) Aktan, Doç. Dr. Hamza, İslâm Açısından Enflasyon ve Çözüm Yolları, İlmî Tartışmalar dizisi: 1, Ensar Neşriyat, İstanbul, 1983, sh: 132
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.