Hayatı Paylaşanlar'dan çağrı: Yokluğu fark edin

Hayatı Paylaşanlar'dan çağrı: Yokluğu fark edin

Hayatı Paylaşanlar Derneği Başkan Yardımcısı Sabri Büyükdemir, “Hemen dibimizdeki komşudan haberimiz yok. Sitelerden bir çıkalım, hemen yanı başımızdaki evlere bir bakalım. Gidin selam verin. ‘Kardeş ben senin komşunum’ deyin” dedi

Hava sıcaklıklarının en soğuk olduğu dönemde ihtiyaç sahiplerine yapılan yardımların önemi ortaya çıkıyor. Ekonomik şartlardan dolayı pek çok aile geçim sıkıntısı çekiyor. Konya 100 binden fazla Suriyeli sığınmacı ile çok sayıda ihtiyaç sahibi aileye de ev sahipliği yapıyor. Bazı alileler çocuklarını kuru ekmek ile beslemek zorunda kalırken pek çok yardım kuruluşu bu ailelere ulaşmaya çalışıyor. Bu kuruluşlardan biri de 4 yıl önce sosyal medya üzerinden “Hayatı Paylaşanlar” olarak yola çıkan ve şu an Hayatı Paylaşanlar Derneği olarak hizmet veren oluşum. Şahin Akkaş ve Sabri Büyükdemir’in kuruculuklarını yaptığı dernek, sosyal medya üzerinden kendilerine ulaşan yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor. Merhaba Gazetesi’ne konuşan Akkaş ve Büyükdemir, vatandaşlara sanal ortamdan çıkarak, komşularını ve ihtiyaç sahiplerini ziyaret etmesi çağrısında bulunarak, “Vatandaşlar   sanallıktan çıkıp gerçeği görsünler. O evlerin havasını koklayıp, yokluğu görsünler. İnsanlarımız yardım konusunda biraz daha bakış açılarını değiştirsinler. etraflarına, komşularına baksınlar. Hemen dibimizdeki komşudan haberimiz yok. Sitelerden bir çıkalım, hemen yanı başımızdaki evlere bir bakalım. Gidin selam verin” ifadelerine yer verdi.

ŞEFFAFLIK BİZİM İÇİN OLMAZSA OLMAZ

4-2-sahin-akkas-(2)_880x440.jpg

Hayatı Paylaşanlar Derneği  Başkanı Şahin Akkaş Hayatı Paylaşanlar Derneği tamamen sosyal medya üzerinden kurulan ve büyüyen bir dernek olduğunu belirterek, “Yardımların hepsini sosyal medya üzerinden alan ve yapan bir dernek. Sosyal medyayı aktif kullanıyoruz. İnsanlar da çok aktif kullanıyor. İnsanların eğer güvenini kazanır, şeffaf olursanız, insanlar da yardım ediyor. İnsanlarımız derneklerden yoruldular. Bazı dernekler iyi niyeti suistimal etti. Hayatı Paylaşanlar Derneği bu güveni restore etti. Şeffaflığı, temizliği ile güven kazandı. Şu anda 50 bine yakın aktif takipçimiz var. Attığımız her adımı takip ediyorlar, görüyorlar. Aldığımız ikinci el eşyalar elimizde çürümesin, hemen ulaştıralım istiyorlar. İnsanlar kullanmadığı malzemeyi verdiği zaman ihtiyaç sahibine ulaştırıyor ve bunu sosyal medyada paylaşıyoruz. İnsanlar verdiği malzemeyi ihtiyaç sahibinde görünce mutlu oluyor, bize de güveniyor. İnsanların çürüyen eşyalarını değerlendirip, ihtiyaç sahiplerinin, diğer ülkelerden gelen sığınmacıların da ihtiyaçlarını görüyoruz. Attığımız her adımı fotoğraf ve video ile paylaştığımız için güven sorunu yaşamıyoruz. Şeffaflık bizim için olmazsa olmaz” dedi.

YURT DIŞINDAN BİLE YARDIMLAR GELİYOR

“Bu yola çıktığımızda Sabri Bey’le birlikte iki kişi idik” deyin Akkaş, şöyle konuştu: “Şu an her şeyi ile devlet kontrolünde bir derneğiz. 3-4 sene zarfında hayal edemeyeceğimiz bir şekilde yol aldık. 4 senede sadece ikinci el eşyayı alıp kullanıma sokmamızdan kaynaklı yaklaşık ekonomiye 500 milyar liralık bir katkı sağladık. Geri dönüşüm gibi düşünülebilir. Bir eve çamaşır makinası, tabağı, halısı yaklaşık 15-20 bin liralık yardım yapıyoruz. Bu da bizim için gurur verici. Gıda yönü ile yaklaşık 500 milyar liradan fazla da yardım yaptık. Diğer şehirlerden, yurt dışından bile yardımlar geliyor. Hayatımıza dokunan pek çok hikaye var. Hemen önceki gün akşam, bir akşam 22.30 gibi yeni gelen bir adrese gittik. Çocuklar uyumak üzereydi. Aileyle tanıştık. 3-4 çocukları var. Hemen mutfaklarına, buzdolabına baktık. emin olun dolaplarında sadece yumurta vardı. Ne peynir, ne zeytin ne de başka bir şey yoktu. O tablo bizi çok yaraladı. Evlerimizde 3-4 çeşit peynir, 2 çeşit zeytin yiyoruz. Sürekli tüketiyoruz. Bunu gördüğümüz zaman sabaha kadar uyuyamadık. Bu çocuklar ne yiyecekler ne içecekler, sabah okula nasıl gidecekler? Hemen gıdalarını hazırlayıp götürdük. Annelerinin ekmeği ıslatıp çocuklarına yedirdiğine şahit olduk. Bunun gibi çok duruma şahit oluyoruz.”

İYİLİĞE BERABER DOKUNALIM

Akkaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz gün yolda ayakkabısı olmadan, patikle yürüyen bir çocuk gördük. Ayağı ıslaktı, bu soğukta. Hemen giydirip bot aldık. Vatandaşlara tavsiyemiz, derneğimize gelsinler, bir çayımızı içsinler. Bizi yakinen tanısınlar ve bizim faaliyetlerimize katılsınlar. Ali tespitimize gelsinler. Eğer yardım yapacaklarsa, biz onlara aile de bulabiliriz. Gelsinler kendi elleriyle teslim etsinler. Sanallıktan çıkıp gerçeği görsünler istiyorum. O evlerin havasını koklayıp, yokluğu görsünler. Sosyal medyadan bizim aktarmamız yeterli değil. Yemeğini paylaş dile bir etkinlik yapıyoruz. Orada çorbasını, pastasını yemeğini yapan 3- 4 kişi bir araya gelip ihtiyaç sahibi bir aileye gidiyoruz. Hep beraber yemeğimizi yeriz, hem o insanlara siz değerlisiniz, sofranıza oturduk izlenimi veriyoruz. Yemeğimizi paylaşıyoruz. Suriyeliler ile ilgili tartışmalara girmek istemiyorum. Bir şekilde memleketlerinden kaçıp bize sığınmışlar ve ellerinde hiç bir şeyleri yok. Kartonun üzerinde yatıyorlar. onlara kucak açınca çok seviniyorlar. Kapımız her zaman açık buyurun gelin. İyiliğe beraber dokunalım.”

YEMEK OLMADAN İFTARA ŞAHİT OLDUK

4-3-sabri-buyukdemir-(1)_880x440.jpg

Hayatı Paylaşanlar Derneği Başkan Yardımcısı Sabri Büyükdemir de yaptığı konuşmada, şu ifadelere yer verdi: “Yardım hareketimiz ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına bisiklet dağıtımı ile başlamıştı. Malum Suriye’de bir savaş oldu ve onlar şehrimize geldi. Baktık ki insanlar akın akın Türkiye’ye geliyor. Ve gelen insanların hiçbir eşyaları yoktu. Bu insanlar için sosyal medyadan bizlere ulaşan yardımlarla büyük bir yardım derneği haline geldik. 4 senedir yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Geçen hafta bir çocuk telefon açtı, ‘Bizim yiyecek gıdamız yok’ dedi. Bizi arayan çok kişi var. Önce aile tespiti yapıyoruz, sonra ihtiyaç varsa gıdasını veriyoruz. ‘Tamam Hüseyin’ dedim. Elimizde gıda olmadığını, olunca göndereceğimi söyleyip adresini istedim. Telefonda bir sessizlik oldu, sonra, ‘Abi annem oruç, akşama iftara da orucunu açacağı hiç yiyecek yok’ dedi Hüseyin. Ben yine ümit vermemek için elimizde olunca vereceğimizi söyledim ama içim cız etti. Hemen gidip gıda kartları ile 200-250 liralık bir alışveriş yaptım. Tam akşam ezanı vaktini bekledim, kapının önüne gittim, ezan okunurken kapıyı çaldım. İçeri girince gerçekten iftar ettiklerini ve sofrada oturduklarını gördüm. Sofrada hiç bir şey yoktu. Bir salça, az bir yoğurt ve kuru bir ekmekle 3-4 çocuk ve annesi karnını doyuracaktı... İftar edeceklerdi. Buzdolapları bomboştu. Boğazımda bir şeyler düğümlendi. Pek çok kez bu şekilde sahnelere şahit oluyoruz. Hüngür hüngür ağlıyoruz. Bizim evlerimizde buzdolaplarımız ağzına kadar dolu. Varlığın farkında değiliz. Basit olarak baktığımız şeyler, yoklukta değerleniyor. Yokluğun adı çok farklı bir şey.”

ESKİDEN KOMŞUMUZ AÇ MI TOK MU BİLİRDİK

“Günümün iki saatini yoksul ailelerin tespitine harcıyorum. Sokak sokak geziyoruz” diyen Büyükdemir, konuşmasına şöyle devam etti: “Akşam bir eve gittik, harabe gibi bir ev, eski bir soba bulmuşlar, 5-6 çocuk, yıkıntıda kalıyorlar. Bu şekilde çok aile var. Bu aileleri nasıl buluyorsunuz diyorlar, çok basit. Herhangi bir evin perdesi yoksa, gazete, naylonla kapattılarsa, durun o eve girin. Yüzde 90 o evin ihtiyacı var. Sokaklardaki çocuklara bakın, üstüne başına bakın, soğukta, yarım yamalar terlik giyiyorlarsa evlerini bulun, ihtiyaç sahiplerini bulursunuz. Türkiye’nin her yerinde ihtiyaç sahibi çok, Konya’da fazla dememiz uygun olmaz. Eskiden komşuluklar vardı. Etrafımıza bakardık. Komşumuz aç mı tok mu en iyi komşusu bilirdi. Şimdi bu azaldı. Komşu ailemizin evinde aşı var mı, neyle ısınıyor, bilmiyoruz. Aslında insanlarımız eski komşuluk ilişkilerine girmiş olsa, bize iş kalmaz, ihtiyaç sahibi bulamayız.  İnsanlarımız yardım konusunda biraz daha bakış açılarını değiştirsinler. etraflarına, komşularına baksınlar. Hemen dibimizdeki komşudan haberimiz yok. Sitelerden bir çıkalım, hemen yanı başımızdaki evlere bir bakalım. Gidin selam verin. ‘Kardeş ben senin komşunum’ desin. Bir şey vermeye gerek yok. Gülümsemek yeterli. İnsanlara öcü gibi bakmayın. Zaman zaman biz dernek olarak yemek pişiriyor, fakir alilerin evine konuk oluyoruz. Zaman zaman da evimizde konuk ediyoruz. Bunu herkesin yapması lazım.”

HÂLİD ŞEN

4-6_500x666.jpg

4-7_500x666.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.