Eroğlu: Dil bilmek önemli
Eski Milli Güreşçi Şeref Eroğlu, güreşe hizmet vermeye devam etmek istiyor. 8 aylık eğitim sürecinin ardından ülkeye dönen Eroğlu, milli sporcular için dil bilmenin çok önemli olduğunu söyledi
Eski Avrupa ve dünya şampiyonu milli güreşçi Şeref Eroğlu, bundan sonra Türk sporuna yönetici olarak destek vermek istediğini söyledi. Güreşle ilgili araştırma yapmak ve dil eğitimi için 8 ay ABD’de kaldıktan sonra ülkeye dönen Eroğlu, yaptığı açıklamada, içindeki kazanma hırsının devam ettiğini, bundan sonra da yönetici olarak Türk sporuna hizmet vermek istediğini ifade etti.
Milli sporcular için dil bilmemin çok önemli olduğuna dikkat çeken Eroğlu, “yabancı sporcular sadece kendi dillerini değil, başka dilleri de konuşurken, biz susar kalırdık. Buna çok üzülürdük. İşte, bu nedenle de aktif sporu bıraktıktan sonra yabancı dil öğrenmeye karar verdim ve bu nedenle de İngilizce öğrenmek için ABD’ye gittim” diye konuştu.
Bundan sonraki hedefinin bir yabancı dil daha öğrenmek ve Türk sporuna hizmet etmek olduğunu belirten Eroğlu, şöyle konuştu: “Hedefim, ülkeme spor yöneticisi olarak hizmet edebilmek. Bu sadece güreş olmayacak. Sporun diğer branşlarında da hizmet edebilirim. Çünkü bu ahde vefa anlamına geliyor. Bakın devlet bize yatırım yapmış. Bu yatırımın karşılığını mutlaka vermek zorundayız. Gidip Rus milli takımını çalıştıracak halimiz yok. Bana ABD’de yüksek para vererek üniversitede antrenör olmayı teklif ettiler. Hem de ABD vatandaşlığını da garanti ettiler, ama kabul etmedim. Elde ettiğim tecrübeleri bir kenara bırakarak köşeme çekilip oturmak istemiyorum.
Uzun vadede hedefim, Türk ve dünya güreşine yönetici olarak hizmet edebilmek. İçimdeki kazanma hırsı hala devam ediyor. Onun için güreşten kopmam zaten mümkün değil. Bu sadece güreşe hizmet edeceğim anlamını da taşımıyor. Şu anda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nde spor kontrolörü olarak görev yapıyorum. Nasıl 20 yıl önce güreşe başladıysam şimdi de spor yöneticisi olarak aynı heyecanı duyuyorum. Şimdi kürsüye çıkıp milli marşımızı söyletemeyeceğim, ama nice sporcuların o kürsülere çıkması için gayret göstereceğim.”
Herkesin işini çok iyi yapması gerektiğine işaret eden Eroğlu, şöyle devam etti: “Sporda da bir sistemin olması gerekiyor. Başarılar kişilere endeksli olmamalı. Fedakarlık yapanlar kazanıyor. Bizim sporcularımızın da profesyonel olmayı öğrenmeleri gerekiyor. Ama bakıyorsunuz güreşçilerimiz hem sporcu hem antrenör hem doktor olabiliyorlar. Bu yanlış bence. Güreşin sistemden başlayan yanlışları var. Güreşte neslin değişmesi lazım. Yeni nesillerin bu işe el atması lazım. Dünyada neler yapılıyorsa başarılı ülkeler ne yapıyorsa bizim de onu yapmamız şart. Güreş yaptığım sürece, hep acemi sporculardan korktum. Çünkü onların ne yapacağı belli olmaz. Sakat bırakabilirler, adı üstünde acemiler. O yüzden güreş hayatım boyunca hep iyi güreşçilerle karşılaşmak istedim.”
Eroğlu, son yıllarda milli sporcuların maddi ve manevi anlamda çok iyi desteklendiğini, gelecek açısından umutlu olduğunu, gençler için güreşe verilen desteğin itici bir güç olacağını da sözlerine ekledi.
Milli sporcular için dil bilmemin çok önemli olduğuna dikkat çeken Eroğlu, “yabancı sporcular sadece kendi dillerini değil, başka dilleri de konuşurken, biz susar kalırdık. Buna çok üzülürdük. İşte, bu nedenle de aktif sporu bıraktıktan sonra yabancı dil öğrenmeye karar verdim ve bu nedenle de İngilizce öğrenmek için ABD’ye gittim” diye konuştu.
Bundan sonraki hedefinin bir yabancı dil daha öğrenmek ve Türk sporuna hizmet etmek olduğunu belirten Eroğlu, şöyle konuştu: “Hedefim, ülkeme spor yöneticisi olarak hizmet edebilmek. Bu sadece güreş olmayacak. Sporun diğer branşlarında da hizmet edebilirim. Çünkü bu ahde vefa anlamına geliyor. Bakın devlet bize yatırım yapmış. Bu yatırımın karşılığını mutlaka vermek zorundayız. Gidip Rus milli takımını çalıştıracak halimiz yok. Bana ABD’de yüksek para vererek üniversitede antrenör olmayı teklif ettiler. Hem de ABD vatandaşlığını da garanti ettiler, ama kabul etmedim. Elde ettiğim tecrübeleri bir kenara bırakarak köşeme çekilip oturmak istemiyorum.
Uzun vadede hedefim, Türk ve dünya güreşine yönetici olarak hizmet edebilmek. İçimdeki kazanma hırsı hala devam ediyor. Onun için güreşten kopmam zaten mümkün değil. Bu sadece güreşe hizmet edeceğim anlamını da taşımıyor. Şu anda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nde spor kontrolörü olarak görev yapıyorum. Nasıl 20 yıl önce güreşe başladıysam şimdi de spor yöneticisi olarak aynı heyecanı duyuyorum. Şimdi kürsüye çıkıp milli marşımızı söyletemeyeceğim, ama nice sporcuların o kürsülere çıkması için gayret göstereceğim.”
Herkesin işini çok iyi yapması gerektiğine işaret eden Eroğlu, şöyle devam etti: “Sporda da bir sistemin olması gerekiyor. Başarılar kişilere endeksli olmamalı. Fedakarlık yapanlar kazanıyor. Bizim sporcularımızın da profesyonel olmayı öğrenmeleri gerekiyor. Ama bakıyorsunuz güreşçilerimiz hem sporcu hem antrenör hem doktor olabiliyorlar. Bu yanlış bence. Güreşin sistemden başlayan yanlışları var. Güreşte neslin değişmesi lazım. Yeni nesillerin bu işe el atması lazım. Dünyada neler yapılıyorsa başarılı ülkeler ne yapıyorsa bizim de onu yapmamız şart. Güreş yaptığım sürece, hep acemi sporculardan korktum. Çünkü onların ne yapacağı belli olmaz. Sakat bırakabilirler, adı üstünde acemiler. O yüzden güreş hayatım boyunca hep iyi güreşçilerle karşılaşmak istedim.”
Eroğlu, son yıllarda milli sporcuların maddi ve manevi anlamda çok iyi desteklendiğini, gelecek açısından umutlu olduğunu, gençler için güreşe verilen desteğin itici bir güç olacağını da sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.