Muzaffer Dereli

Muzaffer Dereli

Çok Geç Olabilir!

Çok Geç Olabilir!

Gönül ufuklarının da ötesinde yer alan bir manâyı aramak, özlemek ve ulaşmak…

İşte insanı insan eden manâ… Hayatın akışını güzelleştiren ve özelleştiren bir hakikat…
Neyi istiyor ve neyi arıyorsun ey insan?
Böylesine eşsiz, bitip tükenmek bilmeyen bir hazineyi aramak ve o atmosfer etrafında dolaşarak içerisine girmek dururken; küflî ve süflî, gelip-geçici, boş ve aldatmaca şeylerin etrafında mı dolanıp duruyorsun?
Ah bir bilebilsek onların insanı ne denli bir boşluğa ve hiçliğe götürdüğünü… Hatta onun da ötesinde bitmeyen bir acı ve ıstıraba dûçar edeceğini…
Bir hakikat aynası al ve bak kendi kendine. Neler görüyorsun acaba orada? Seni, senlikten alan, alıkoyan ve seni “hiçliğe” götüren onca şey… Gün olacak diyeceksin; “ah onlarla avunup durmasaydım. Ah o oyun ve oyuncakla meşgul olmasaydım. Ah, beni yaratan Rabbimi bilip O’nunla olsaydım. Rabbim, beni affet!”
Ama dikkat et! O gün çok geç olabilir. Eğer sana hazırlanan bu sahneden ayrılmışsan, ne üzüntü fayda verir, ne de pişmanlık… Günün bugündür. Haydi, durma, yönel O’na! Aç özünü, sonra da yalvar, yakar, çağlasın gözyaşların. Af ve mağfiretin dile. Kul ol O’na. Artık O’nunla ol! Sev, yan, yakıl ey insan!
Allah sevgisiyle dopdolu bir hayatın bir değil, bin bir anlamı var ey kardeşim! Ama O’nsuz olan hayatın ne anlamı var?
Bir hayalperest misali birinden diğerine atladığımız arzu ve isteklerimizin sonu ne zaman gelecek? Tıpkı, daldan dala atlayan bir kuşu vuramayan acemi bir avcı gibi.
Bilelim ki bu dünya bir av mekânı. Bizse birer avcı…
Ama neyi, ne zaman ve nasıl avlayacağımız önemli. İşte bunu hesap edemeyenler, acılarla gittiler. Geri dönüşü olmayan bir yolculuğa!
Ya biz ne yapıyoruz yaşayanlar olarak? Derdi o yolculuk olmayan biz gafiller. Hangi kervana katılmak istiyoruz? Sevinenlere mi, üzülenlere mi?
Bir hüzün bulutu kapladıysa içini, dön ve yalvar O’na bir yudum su içimi. Bak, nasıl değişecek işin! Bak nasıl değişecek hayatın! İşte hayatına anlam veren mana. İşte sermayen ve bitmeyen hazinen! Çok geç olmadan…
Nice kervanlar gelip geçti bu diyardan. Ne bir gelen var ne de bir haber onlardan. Şimdi ne haldeler acaba düşündün mü ey insan?
Gündelik hesaplarla boğuşup dururken çağrılacaksın bir büyük hesaba! Acep ne zaman? Kim bilir belki de hemen! Evet, ne dersin?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Dereli Arşivi