Çocukların Karnesindeki Notlar Kimin?
Anne:
-“Karnen nerde oğlum?”
Çocuk:
-“Arkadaşıma ödünç verdim, babasını korkutacaktı da…”
***
Çocukların okul başarılarının temelinde, ailenin çocuğa ve okula karşı tutumuyla yakından ilgilidir. Ailenin çocuğa ve okula karşı tutumu, çocuğun karnesini etkilemektedir.
Bir dönem boyunca okula selam vermek bir yana okulun yakın çevresinden geçmeyen aileler (özellikle de babalar) çocuğun karnesindeki notların, ailenin eğitim anlayışını gösterdiğinin farkında bile değillerdir.
Çocuğun karnesini eline alan anne babalar, kendilerini bir özeleştiriden geçirmeleri gerekir. Bu notlar, çocuğun ders notları mı yoksa çocuğun derslerine ve okuluna karşı ilgisizliğimizin notları mı diye düşünmelidirler.
Çocuğun karnesindeki iyi notları kendilerinden, kötü notları çocuklardan bilinmemelidir. Anne babalar karnedeki kötü notlar için çocuğa sitem etmek yerine, eteğindeki taşları döküp durum değerlendirmesi yapmaları gerekmektedir.
Çocukların karnesini elimize aldığımız zaman karnedeki notları görmekten öte bizler, bu çocuklar için neler yaptık? diye düşünmemiz gerekir.
Çocuklara yemedim yedirdim, giymedim giydirdim diyerek yapılan fedakârlıklar, sürekli gündemde tutularak çocuklara ders çalışma konusunda psikolojik bir baskı mı yaptık?
Bu çocuklar için; saldım çayıra Mevla’m kayıra diyerek çocuğu sadece okula göndermekle işimizin bittiğini mi düşündük?
Çocukları diğer çocuklarla sürekli kıyaslayarak onları yarışlara hazırlanan yarış atları gibi mi gördük?
Çocuklara bankamatik görevi yaparak onlara karşı görevimiz bittiğini mi düşündük?
Çocukların kapasitelerinin üstünde bir beklenti içine girerek onları yetenekleri üzerinde bir başarıya mı zorladık?
Çocukların karnesindeki düşük notları emeklerimizin boşa gitmesi ve bize karşı tavır olarak mı algıladık?
Çocukların karnesindeki notların onların kişiliğinde daha önemli olduğunu mu hissettirdik?
Peki, aileler bu aşamada neler yapmalılar?
Öncelikle anne babalar özeleştiri yapmalıdırlar. Problem iletişimsizlik mi, psikolojik baskı mı, yüksek beklenti mi, güven problemi mi, uygun model olamama gibi nedenler diye düşünmelidirler. Olumsuz bir durum varsa bu durumu tekrar gözden geçirmelidirler.
Çocukta atalet sorunu (eylemsizlik) olup olmadığına bakılmalıdır. Yani çocuk enerjisini sorumluluk adına ders çalışma yerine oyun, tv, bilgisayar, arkadaş çevresinde mi harcayıp harcamadığına bakılmalıdır.
Bunların yanında;
Çocukla olumlu iletişim kurulmalı,
Çocukların üzerlerindeki psikolojik baskıyı kaldırılmalı,
Hedefler, çocukların yeteneklerine uygun şekilde belirlenmeli,
Hedeflere uygun şekilde eylem planı hazırlanmalı,
Çocuklarla nitelikli zaman geçirilerek onlara en iyi şekilde örnek olunmalıdır.
Sonuç olarak çocukların karnesindeki düşük notlara ne aşırı tepki vermeli ne de onların yüksek notlarını başarı adına fazla abartılmamalıdır. Önemli olan çocuğun karnedeki notlardan daha çok çocuğun çabası, kişiliği ve ruh sağlığının önemli olduğunun hissettirilmesidir.
Çocukların karnelerindeki notları düzeltme imkânlarının olduğunu; fakat düşük notlardan dolayı hakaretlere uğramış bir çocuğun kişiliğini düzeltme imkânın zor olduğu unutulmamalıdır.
Haftaya 15 tatilde anne babalara düşen görevler yazısında buluşmak dileğiyle…
Selam ve Dua ile kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.