Çocuklar Milli Gençliğe…
Hatıralar canlanıyor yazı serisi (6)
Ertesi hafta illerde bulunan Şubelerimizin organizasyon ve nezaretinde o ilde yapılan ve yapılacak olan gençlik çalışmalarımız “Şube Gençlik Şuraları”nda masaya yatırılmakta ilçelerin raporları görüşülmekte kararlar alınmaktaydı.
Nihayet bir sonra ki hafta artık bütün il, ilçe ve belde şubelerimizin şura çalışmaları tamamlanmış, raporlar birbirlerine ilave olunarak toplanmış ve Şube raporu olarak genel Merkezimize takdim edilecek noktaya gelmiş olmaktaydı.
Her ay muntazam olarak genellikle Ankara’da yaptığımız (bazen İstanbul veya diğer illerde de olurdu) Milli Gençlik Vakfı “Gençlik Şurası” bütün illerde ki şube başkanlarımızın katılımlarıyla yapılırdı.
BİZİM ÇOCUKLARIMIZ
İşte İsvire’nin Zurih şehrinde evinde misafir kaldığım kardeşimin hanımının; “Nevzat bey. Burada çocuklarımız Hıristiyan okullarına gidiyorlar. Onlar İslamı tanıyamıyor ve sadece Hıristiyanlık kültürü ile yetişiyorlar. Ne olur… Evlatlarımızı kurtarın” demiş ve kulağımızı çekmişti ya, işte o bacımızın talebi bizim genel merkez şuramızda gündeme getirilerek müzakereye açtım.
Fikirler, teklifler ortaya döküldü ve üç ayrı çalışmanın yapılmasına karar verildi.
Bunlardan birincisi zaten neşredilmekte olan “Gençlik Dergisi’ne” ilaveten bir de çocuk dergisi çıkarmak (dergini adı KIVILCIM oldu) ve Avrupa da dâhil ülkemizin her yerine bu dergiyi göndererek çocuklarımızla dergiyi bütünleştirmek.
İkincisi, her bir üniversiteli ve liseli gencimizin ortaokul ve ilkokulunda öğrenim yapan çocuklarımızla ilgilenmesini sağlamak ve bir “Ağabeylik kurumu” oluşturmak.
Üçüncüsü de yaz döneminde evlerine dönen üniversiteli gençlerimizin boşalttığı yurt ve evleri “Yaz etkinlikleri” olarak hazırlamak ve buralara ilk ve ortaokul (şimdi ikisi bir arada 8 senelik eğitim) çocuklarını alarak onların milli değerlerimizle tanışmalarını sağlamaktır.
1995 senesi yaz aylarından birisindeyiz. Ankara şubemizin İncesu öğrenci yurdunda ki haftalık yatılı “Yaz etkinlikleri” ni yerinde görmeye gittim. Tam yurdun kapına gelmiştim ki bir kız çocuğu ve yanında annesi ile karşılaştım. Anne başı açık bir hanımdı, sordum.
“Yaz etkinliklerinden memnun musunuz?” Bu hanımın bana verdiği cevap aynen;
“Çocuğumu buraya önce zorla gönderiyordum. Şimdi cumartesi pazarları eve zorla götürüyorum” demişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.