Çağrımıza Kulak Verin Lütfen!
Allah’ın kullarına açtığı nice kapılar vardır şüphesiz. Onlar bazen da kulların yanlışlığından dolayı kapanıverir. İnsan hatasını anlar ama ne fayda!
Şimdi bizlere sonuna kadar açılmış kapılar var Elhamdülillâh. Bunların farkına varmalı ve onları iyi değerlendirmeliyiz. Bizim çocukluk yıllarımızda da başımıza gelen ve nice defalar hain tuzaklarla uygulamaya konulan felâketlerin yeniden tekerrür etmesinden Allah (c.c.)’a sığınarak, tekrar verilen nimetlerin kadrini iyi bilmeliyiz. Evet, bu nimetlerden birisi de İmam-Hatip nimetidir.
İnanmış insanlar olarak yavrularımızı, küfür ve nifaklardan korumakla birlikte iman ve İslâm nimetinden onları azamî derecede istifade ettirmek mecburiyetindeyiz. Bu konudaki tembellik ve ihmalimiz büyük bir pişmanlık ve acıyı beraberinde getirecektir. Bu, sadece bizi değil yavrularımızı da ateşe atmak demektir.
Bu din bizlere Allah'ın hem emaneti, hem de en büyük nîmetidir. İnsan bu nîmetten yoksun olduğunu bir kere düşünse, hayatın ve yaşamanın hiçbir anlamı kalmaz.
Çünkü biz, şu dünya hayatına, Allah'a kulluk yapmak amacıyla gönderildik. Dünyayı kazanmak adına değil. Kulluk için de, bu dîni öğrenen ve öğreten insanlara çok ihtiyacımız vardır. Bugün ise, bu gerçeği hayata geçiren en güzel kurumlarımız İMAM-HATİP'lerdir. Aslında her bir mü'minin böyle bir okuldan mezun olması, sonra da diğer dallardan birisine yönelmesi gerekir.
Bu çerçeveden hareketle, nesillerimizi, Allah’ın yüce dini ile yetiştirmemiz ve onlara, buna yönelik eğitim kurumları hazırlamamız gerekiyor. Bunun da bu dönemde yine ancak İmam-Hatip okulları ile mümkün olduğu ve olacağı görülmektedir. O halde bu konuda boş durmamalıyız.
İnsan, Allah’ın yeryüzüne imtihan etmek üzere gönderdiği en seçkin yaratığıdır. O, sadece bir defa gelir ve imtihanını olur gider. Bunun tekrar ve telâfisi yoktur. Hal böyle olunca, insan iyi düşünmeli ve akıllıca hareket etmelidir. Zira sonraki pişmanlığı asla fayda vermeyecektir.
İmam-Hatip okullarının bugüne kadar ortaya çıkardığı nesiller gerçekten yüz aydınlığı olmuştur. Bu okullarda Hacı Veyis Zade misâli nice samimi Allah dostlarının gayreti ve duası vardır. Bu, bütün Türkiye’de böyledir.
Şimdi, Orta ve Lise kısımlarıyla yeniden hayata dönen bu kıymetli mekteplerimizi kucaklama zamanıdır. Onların artırılması için koşuşturma zamanıdır. Yıllar önce uykularını terk ederek, hatta acılar ve dayaklara katlanarak Kur’an uğrunda hizmet veren büyüklerimizin bıraktığı bayrağı teslim almak ve zirvelere dikme zamanıdır. Zamanın kıymetini bilmelidir. Gidenlerin geri gelmediği aşikârdır.
O halde bir çağrımız var bütün kardeşlerimize:
-Geçen yıl bir yazımızda “Her Kasabaya Bir İmam-Hatip” demiştik, şimdi ise her mahalleye bir “ORTA KISIM İMAM-HATİP” diyoruz.
Nesillerin felâhı ve bu milletin dirilişi ancak bu yoldan geçer. Yani çocuk yaşta verilen güzel bir dînî eğitim, edep, hayâ ve Peygamberler Efendisi (s.a.v.)’in güzel terbiyesinden geçer. Bilelim ki bu aynı zamanda, bizim amel defterlerimizin kapanmaması demektir. Öyleyse çağrımızı tekrar ederek hemen işe koyulalım. Gerekli kurumlarla görüşürken halkın desteğini almayı da ihmal etmeyelim. Bilelim ki bu konuda her bir Müslüman vebal altındadır. Evet;
-Her mahalleye bir Orta Kısım İmam-Hatip.
-Haydi, durmak yok, yola devam…
-Çağrımıza kulak verin lütfen!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.