Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Bu Millet Uyutulamaz

Bu Millet Uyutulamaz

Güncel konular yazı serisi

Bu ayın başlarında Türk medyasında iki haber dikkatlerimizi çekti. Biri Sayın Başbakan’ın ortaya attığı “Başkanlık sistemi” konuşmasıydı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Bekir Bozdağ da yine medya mensupları önünde “Bu konu tartışılmalıdır” diyerek tartışmaya hareketlilik kazandırdı.
Ülkenin en yetkili ismi olan Başbakan, böyle bir konuyu gündeme getirince bizler, “Ne oluyor? Yoksa 80 senelik Başbakan ve Reisi Cumhur ikilemesinden vazgeçiliyor da Amerika’da olduğu gibi bütün yetkiler Başkanda mı toplanıyor?” diyerek meraklandık.
Konuyu menfi açıdan ele alan yazarlarımız ve TV’lerimiz oldu, müspet açıdan ele alan yazarlarımız ve TV’lerimiz oldu. Ortalık bir cümbüş havasına döndü. Buna sizler de çevrenizdeki insanların konu hakkında ki görüş bildirdiklerine bile şahitsiniz.
Türk medyasında ki ikinci olay, aynı zaman diliminde halka yansıyan bir başka konu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in istifasıdır.
Sizlerin de yakından bildiğiniz gibi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in istifası büyük olay oldu. Gazeteler manşetler atarak, televizyonlar saat başı haberlerinde defalarca vererek bu haberi halkımıza ilettiler.
Hepimiz ne oluyor bu CHP’ye dedik. “Yoksa CHP çözülüyor mu idi” Çünkü rastgele bir CHP’li değil, CHP’nin Genel Başkan yardımcılığına kadar yükselmiş bir kişinin istifası gerçekten önemli bir gelişme olarak algılandı.
…VE SONRA NE OLDU?
Haziran ayının üçte ikisi geride kaldı ve şimdi bu günlere geldik.
Ne oldu bizim anlı şanlı Başkanlık sistemi tartışmalarımız? Ne oldu, asırlık CHP’nin dağılması olayı? Şöyle bir etrafınıza bakın. Gazeteleri ve onların anlı şanlı yazarlarını inceleyin. Haber ve yorumları ile öne çıkan TV kanallarını yoklayın. Bizleri günlerce meşgul eden ve çok ciddi zannettiğimiz bu olaylardan bir küçük iz bulabilecek misiniz?
Başbakan ve yardımcısı, Başkanlık sistemi konusunu ortaya attılar ve bir daha arkasından gitmediler. O konu da zaman içinde unutuldu gitti. “Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış” atasözü bir kere daha ortaya çıktı.
CHP Genel Başkan Yardımcısının istifa haberinde de, bir iki gün ortam bu haberle çalkalandı. Sonra sanki “dağ fare doğurdu” Sayın Tekin, “Ben CHP’liyim ve CHP’li kalacağım” diyerek bir açıklama yaptı. Daha sonra da CHP gurup toplantısında en ön sırada Genel Başkanının yaptığı konuşmayı dinlerken pek mutlu görünüyordu?
Peki, arkasından gidilmeyecekti de niçin bu Başkanlık sistemi ortaya atılmıştı ve CHP Genel Başkan yardımcısı neden istifa ettim” demişti?
ALAVERE DALAVERE…
Bu ülkenin her evladı gibi bizim Kürt Mehmet de askere alınmış. Askerlerin koğuş gece nöbetleri olur, bilirsiniz. Bir asker nöbetini tutar (genellikle 2 saat) gelir, kendinden sonra nöbet tutacak eri kaldırır ve nöbeti ona devrederek kendisi uyumaya başlar.
Yine böyle bir ortamda nöbet sırası Kürt Mehmet’e gelmiş. Mehmet nöbetini tutmuş. Kendinden sonra nöbet tutacak askeri uyandırmış ve kendisi yatmış.
Ama o yeni uyanan asker, daha nöbetini tutmadan kendinden sonraki askeri uyandırmış. O askerden yine uyanır uyanmaz nöbetini tutmadan kendinden sonraki askeri… Böylece nöbet sırası dönmüş dolaşmış bizim Mehmet’e tekrar gelmiş.
Kendinden bir evvelki asker; “Kalk Mehmet. Nöbet sırası sende…” deyince henüz uykuya varamamış olan Mehmet kafasını bir iki sallamış ve “Alavere dalavere… Kürt Memet nöbete…” deyivermiş.
Yukarıda anlatılan olaylarda da bir alavere dalavere var mı, diyorsanız(!) Bunu, bu iki olayın yaşandığı dönemi araştırınca buluyoruz.
TRT Haber, Twitter de yayınladığı haberinde o tarihlerde TBMM’den geçen bir yasayı nasıl haber veriyor. Bu yasa için;
“Yabancılara mülk satışını düzenleyen yasa tasarısı Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Yasayla, yabancıların mülk edinimi için sınırlar yeniden çiziliyor.
Yabancı uyruklu kişiler Türkiye'de halen 25 dönüme kadar mal edinebiliyordu. Yasa, yabancıların mülk edinme sınırını 300 dönüme çıkarıyor. (Bakanlar kurulu isterse bunu iki katına yani 600 dönüme çıkartabilecek)
Yabancılara mal satışlarında mütekabiliyet esası aranmayacak.
Yasa, askeri ve özel güvenlik bölgelerinin satışını da düzenliyor. Buna göre, yabancı şirketlerin askeri bölgelerde mülk edinmesi Genelkurmay'ın iznine tabi olacak.”
Prof. Dr. Cihan Dura ise konuyu; “Ak” Parti’nin büyük ve göz yaşartıcı (!) başarısı. Cumhuriyet tarihinde hiçbir hükümet bu performansı tutturamadı. Beş yıldır en değerli topraklarımız hızla yabancıların, İngiliz’in, Alman’ın, Fransız’ın, Yunan’ın (İsrail’in) tapulu malı haline geliyor.
2003-2007 yıllarında, yani AKP iktidarı boyunca yabancılara satılan toprak miktarı rekor seviyeye çıktı. 24 milyon metrekare. 12 Kasım 2007 tarihi itibariyle yurt genelinde 68 419 yabancı gerçek kişiye, toplam 36 milyon metre kare taşınmaz satılmış bulunuyordu.
Bu yüzkarası satışlardan iktidar 10 milyar doları aşkın gelir elde etti. Ne var ki eline geçeni de faiz olarak yine aynı yabancılara aktardı. Yani bu “kara ticaret”ten yüzde yüz emperyalizm kârlı çıktı.
Satış gelirlerinin bir özelliği de bunların yıldan yıla artmasıdır. Nitekim bu yoldan elde edilen yıllık döviz geliri yaklaşık 1 milyar dolardan, dönem sonunda 3 milyar dolara yükselmiş bulunuyor.
Şimdi anlıyor muyuz, uydurma haber ve olayların altında nelerin yattığını? Bizler ortaya atılan boş haberlerle oyalanırken ülkeyi ve milleti yok oluşa götürecek yasanın çıkışı halkımızdan nasıl gizlenmeye çalışılmış.
İktidar ve Ana muhalefet partileri arka planda nasıl da birbirlerine destek olmuşlar. Bu kanun ne Ana muhalefet ne de yavru muhalefet tarafından iptal talebiyle Anayasa mahkemesine götürülmemiş. Ülkücü gençler şehit merasimlerinde “şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye tempo tutarlarken, vatanımızın satılmasını seyretmişler de “Bu vatan satılamaz” diye tempo tutmamışlar.
Ne diyorsunuz? Bu millet uyutulabilir mi, acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevzat Laleli Arşivi