Bu ıçcakda nası oruş dutacaaz?
Evet ıçcaklar fena basdırdı
Kölgede 35-40 derece, ya güneşler disen cayır cayır…
Amma Allah’ın emri, ıçcak da olsa, soğuk da olsa, yaz da olsa, gış da olsa orucu dutacaaz. Gurtuluş yok, gaytarmak yok, bahane bulmak yok.
Asrı Saadet’te bööle ıçcak bi yaz mevsimi, hem de çöl sıcağı, ortalık gavruluyor, hurmaların da harman zamanı, iş-güş de var.
Cihad emri çıkmış, Tebük Savaşı üçun seferberlik var. Samimi müslümannar cannan başnan hazırlık yaparkana bazı sesler yüğselmiş “Bu ıçcakda cihad mı yapılır” diyenner çıkmış.
Rabbı Teala hemen ayet indirmiş: Bööle mırın gırın idennere, nefsine uyup da ıçcağı-soğuğu bahane idennere di ki: “Cehennemin ateşi daa şiddetli haa!”
Eğer Allah’ın emrini yirine getirmez de haylazlık yaparsan, gireceğin cehennem, bu ıççaklardan gat gat fazla.
Buranın ıçcağı, eteşi cehennemin yanında yidi yunmuş!
Hem bi düşünmek ilazım. Hadi diyelim ki orucu gırıp suyu depemize dikdik. Su var da içiyoruz. Ya Allah bööle ıçcakları, hatdaa daha fazlalarını virseydi de, suyu virmeseydi; nööreceğidik o zaman?
Bi gün sabah kaksak, çeşmelerden, borulardan, barajlardan sular gompile çekilse de, dünyada bi damla su galmasaydı; halimiz noolacağıdı?
Yasin Suresi’nin gardaşı gibi olan Tebareke Suresi’nin son ayetini bi okun da görün ne yazıyor?
Şimdi evet, ağşama gadar zorluk çekiyoruz belki, susuzlukdan dilimiz damağımız guruyor amma, ağşam top atıldı mı ya, ayazlatma dolabından buz gibi suları, ayrannarı, hoşafları… lıkır lıkır mideye indiriyoruz.
Garannık olmasa aydınnığın gıymatı bilinmezmiş. Biz de oruş dutup aç-susuz galalım ki Allah’ın virdiği sayısız nimetlerin gadrü gıymetini bilelim.
Şo goca marketlere bir girin de sayın bakalım tereklerde, reyonnarda neler neler satılıyor. Onnarın hepbisini Allah bize nimet olarak halk itmiş, “Yin, için amma şımarmayın, israf itmeyin, şükridin” dimiş.
Öölese, sakın ha şiytana uyup, nefse uyup, onu bunu bahane idip de oruş dutmamazlık yapmıyalım.
Orucu dutalım ki o ifdar zamanının, hele hele 30 gün soğna bayram yapmanın, bayram sabahı gahvaltının zevkine irelim.
Bakın sair günner sabatdan ağşama gadar içip durduğumuz su naadar gıymatlı bi nimetimiş şimdi ağnaayoruz. Öğlenin ıçcağında bi bardak suyu garşımıza alıp da bi baksak, onun ne böyük nimet olduğunu o zaman ağnarız.
Yağmurların, garların, ırmakların, derelerin, binarların gıymatını iyi bilelim de onnarı bize viren Allah’ın emrinden çıkmayalım. O “yi” diyorsa yiyelim, “yime” diyorsa yimiyelim. Çünkü yiyecek de O’nun, içecek de O’nun, biz de O’nun guluyuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.