Borçla borç ödenmez

Borçla borç ödenmez

Borcu olan, banka kredisi alamadığında çareyi tefecilerde arıyor

Kredi kartı kullanımının artması, bankaların kredi kapılarını vatandaşa açması ve vatandaşın da krediler konusunda bilinçsiz davranması gibi nedenlerden dolayı son yıllarda borçlu vatandaş sayısında ciddi artış oldu. Bütçe dengesini iyi kuramayan birçok vatandaş ise borcunu ödeyemez duruma gelince, çareyi yeni borçlar edinmekte arıyor. Bankalara müracaat eden vatandaş, banka kredisi alamayınca tefecilere yöneliyor. Tüketici birlikleri ise her ne koşulda olursa olsun tefecilere bulaşılmamasını tavsiye ediyor.

BİN BİR ÇEŞİT YÖNTEMLE TEFECİLİK

Borçlu olan birçok insanın borcunun vadesi geldiğinde ödeyebilmek için yine borca başvurduğunu söyleyen Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkanı Mustafa Dinç, “Bankalar kredi vermediğinde kişi mecburen tefecilere yöneliyor. Bunlar da çeşitli zamanlarda çeşitli şekillerde ortaya çıkıyor. Kontör satıcıları toplam kontör alım satımı diye bir şey yapıyorlar. Size nakit para veriyor, kredi kartından 12 taksitle geri alıyor. Altın üzerinden yapılan tefecilik var. Bu çok eski zamanlardan beri yapılıyor. Sarrafa gidiyorsunuz, altını almış gibi yapıyorsunuz, aynı sarrafa düşük fiyata yeniden satıyorsunuz. Size kredi sağlamış oluyor.

Şekerciler güya şeker satmış gibi işlem yapıyor. Para değiş tokuşu yapılıyor. Galerilerde tavan yapmak diye tabir edilen yine aynı sistem uygulanıyor. Beyaz eşya ile bu işi yapanlar var. Yani insanlar çıkış yolu bulmak için birçok yöntem buluyor. Ama bunlar hiledir. Vergi kaçağı da doğuyor” diye konuştu.

YANLARINDAKİLERİ DE BATIRIYORLAR

Kredi kartı ile yapılan işlemlerde vergi kaçağı olmasa da illegal bir durum söz konusu olduğunu belirten Mustafa Dinç, kredi kartı ile işlem yapanların da vatandaşın talebini karşılamak için eşinin, dostunun, babasının, yakın çevresinin kredi kartlarını da bu işe bulaştırdığını söyledi. Kredi kartından dolayı batanların yanlarındakileri de batırdıklarını dile getiren Mustafa Dinç, “Bunlar artık annesinden, babasından, eşinden dostundan kredi kartı topluyorlar. İyi niyetle davranıp kredi kartınızı kesinlikle vermeyin. Bir gün borç ve her türlü sıkıntı sizin üzerinize gelebilir. Damadına, oğluna, dayısına kartını verip de bundan muzdarip olanlar bu borç benim değil diye geliyor, bizden yardım istiyor. Ama kartın sahibi bu kişiler. Banka üçüncü kişileri bilemez, yaptırımını da bunlara uygular” dedi.

BORCUNUZU ÖZ SERMAYENİZLE ÖDEYİN

Şu anda borç kapatmanın en kolay yolunun tüketici kredilerini kullanmak olduğuna işaret eden Mustafa Dinç, kişinin eğer imkan varsa öz kaynaklarla bu borcu kapatması gerektiğini dile getirdi. Artık insanlar arasındaki güven duygusunun azaldığını ve birçok insanın birbirilerine borç vermekten dahi kaçınır olduğunu ifade eden Dinç, “Artık insanlar birbirilerine borç para vermiyor, yardımlaşmıyor. Bu gelenek neredeyse kalkmış durumda. Eğer kişilerin mal varlığı varsa bunları satarak borçlarını ödemeleri gerekiyor.

Borcu borçla kapatamazsınız. Burada vatandaş öz kaynakları ile borçlarını ödemek zorunda. Başkalarının ne dediğine bakmamak gerekiyor. Zor durumda kalmadıkça hiçbir şekilde kredi kullanmayın, kullanacaksanız da bireysel tüketici kredi türünde krediler kullanın” dedi.

TEFECİ, BANKANIN RESMİ OLMAYAN HALİ

Konya Baro Başkanı Avukat Fevzi Kayacan ise tefeciliğin hukuki boyutuna ilişkin değerlendirme yaptı. Tefeciliğin aslında tarihi bir kurum olduğunu ve çağlar boyunca insanların ihtiyaçlarını gidermek için mal-mülk sahibi, hali vakti yerinde olan insanlardan borç almaları şeklinde geliştiğini dile getiren Avukat Fevzi Kayacan, “Tefecilik, bankacılığın resmi olmayan hali diyebiliriz. Çünkü bankalar da bir boyutu ile zor durumda kalanlara kredi verir ve belli bir faiz ile birlikte geri alır. Tefecilik, nakit para transferinin bol ve yoğun olduğu bir sektördür, illegal bir iştir. Dini boyutu ile de hoş karşılanmayan bir iştir. Devlet, bunu önlemeye yönelik çeşitli çalışmalar yapmakta ve bunu zaman zaman yoğunlaştırmaktadır. Yargı kararları da bu yöndedir” dedi. Yakın akrabalık bağı olmayan bir kişiden 2. defa borç para alınması ve belirtilen bir faiz ile bunun geri verilmesi olayına tefecilik denildiğini ifade eden Kayacan, “Para satma işi olan tefeciliği daha yumuşak bir hale getirebilmek için şeker, araba ve benzeri ile yapanlar var. Paraya sıkışan birisi borç alacağı kişiden şeker alıyor ve aynı kişiye yeniden satıyor. Alış fiyatı ile satış fiyatı arasında bir fark oluyor. Paraya ihtiyacı olan sattığının parasını alıyor, satın aldığı fiyattan daha sonra ödeme yapıyor. Tabi bu durum çok tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor, birçok insan Midyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olabiliyor. Bu nedenle tefecilerden uzak durulması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Özellikle 2001 yılında yaşanan ekonomik krizin ardından esnafın banka kredilerine başvuruda bulunduğunu, aldığı krediyi ödeyemeyenlerin ise tefecilere başvurduğunu söyleyen Konya Baro Başkanı Kayacan, “Bu dönemde çok güçlü şirketler, küçük meblağlarla batabilmişti. Bunun örneklerini çoğaltabilmek mümkündür. Tefeciye bulaşanın sonu hüsran olur. Türk Ceza Kanunu’na göre de tefecilik suçtur. İhbar edildiğinde gerekli yargısal süreç başlatılmaktadır” dedi.

RASİM ATALAY

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.