Muzaffer Dereli

Muzaffer Dereli

Bir İslâm Âlimi Nasıl Yetişir?

Bir İslâm Âlimi Nasıl Yetişir?

Dünya hayatına Allah'a kulluk etmek üzere gönderilen insanoğlu, bu maksada hizmet etmeyen her şeyden dolayı bir kayıp içerisindedir. İnsanın bu gerçeği özümsemesi ve buna uygun bir hayat tarzını hayatının prensibi haline getirmesi gerekir. Aksi halde bir gün üzüleceği apaçık bir hakikattir.
O halde bizlerin bu maksadı hayata geçirecek kalıcı tedbirleri alması gerekir. "En güzel şekilde" ve ancak kulluk etmek üzere yaratılan insan, Rabbini razı etmenin gayreti içerisinde olması, onun bitip-tükenmeyen sevinci olacaktır.
Allah'a iman edip O'nun gönderdiği elçi ve kitapları tasdik eden ve O'nun son nebisine tâbî olan bizlerin, bu hedefi, kendisi ve nesilleri adına gerçekleştirme çabası ise, onun en kutlu davası olmalıdır. Böylesine bir dava hayatımızın her noktasında her an hissedilen bir konum arzetmelidir. Bu kutlu yolculukta ise, bizi hedefe en fazla yaklaştıracak şey, çocuklarımızı bu çerçeve içerisinde yetiştirmek olacaktır.
Hedefinde böylesine kutlu bir davayı barındıran kullar, Allah'ın mümtaz ve mukaddes emirler manzumesini kendisi bizzat uygularken, çocuklarının da bu doğrultuda yaşamasını sağlamaya çalışmalıdır. Artık bu istek onda gönül yakıcı vazgeçilmez bir dereceye ulaşmalıdır.
Biliyoruz ki her birimiz sonsuzluk yolculuğundayız. Ondan ne dönüş, ne de kurtuluş vardır. Bu yolculuğun dünya ayağı ise, insana bir defa verilmektedir. İşte bunun altı kalın ve renkli çizgilerle çizilmelidir. "Pişmanlığın fayda vermeyeceği" bir an gelecektir insana. Bunu hiç göz ardı etmemelidir. Bütün bu gerçekler ise bizlere, başta anlatmaya çalıştığımız ana fikri, en güzel şekilde bir kez daha pekiştirmektedir.
Bütün bunlardan kendimiz adına çıkarmamız gereken dersler olduğu gibi, özellikle çocuklarımız adına yapmamız gereken bir dizi görevi de hatırlamamız gerekir.
Bir kere onları sonsuz yolculuğun bilincinde, bitip-tükenmeyecek hayata hazırlama çabasında olmalıyız.
Onlar içerisinde bu kutlu davayı omuzlayabilecek kabiliyetleri iyi yetiştirmeliyiz. Onların en zeki ve sağlam karakterli olanlarını birer İslâm Âlimi olarak yetiştirmeliyiz. Zaten bugün de en çok ihtiyaç böylesine İslâm Âlimlerine duyulmaktadır.
İlmi, irfanı, takva ve hayâsı ile temayüz etmiş, ihlâs mayasıyla onları karıştırarak halka kaliteli ve lezzetli bir yiyecek gibi sunan İslâm Âlimlerine, ne kadar da ihtiyacımız olduğunu hiç unutmamalıyız.
O halde bugünlerde bizi en çok meşgul eden soru, "Bir İslâm Âlimi Nasıl Yetişir?" sorusu olmalıdır. Bunu araştırmalı, bunu sormalı ve bunu yazmalıyız. "Âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir" gerçeğine binaen, nice İslâm Âlimleri yetiştirmeliyiz ki, ölmüş âlemler hayat bulsun. Herhalde "Yaratan Rabbinin adıyla oku!" ilk ilâhi emrinde de, bu gerçek olsa gerektir. Zira bu hakikat bizlere; "hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (39 Zümer 9) sualini de hatırlatmaktadır.
Yazımızın başlığında gördüğünüz "Bir İslam Âlimi Nasıl Yetişir?" sualini bir kez daha, hatta defalarca düşünelim. Araştıralım ve cevabına yönelik sonuçlar elde etmeye çalışalım. Bu araştırma bizlere, "İslâm Âlimleri nasıl yetişmişler acaba?" diye bir soru daha sorduracaktır. Onların hayatlarını okumamız belki de bize, ilk sorumuzun cevabı için can alıcı noktaları ortaya çıkaracaktır. İmam-ı Âzamlar, İmam Şafiiler, İmam Gazali, İmam Rabbanî, Mevlâna ve benzerlerinin hayatı ve yetişme tarzları bizlere bu konuda ışık tutacaktır.
Yazıyı gördüğünüz ilk anda belki de sorunun cevabını içinde bulacağınızı sandınız. Ama bu konuda hepimiz kafa yoralım, birimizin düşündüğüne diğerimiz katkıda bulunalım ve sonuçta da ortak aklın güzel bir semeresi ortaya çıksın. O halde bu konudaki değerli düşüncelerinizi bizimle mail aracılığıyla paylaşırsanız, fazlasıyla bahtiyar olacağız. Rabbe emanet olunuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Dereli Arşivi