Ayakta Kalan KOBİ mi var?
Nereye gidiyoruz yazı serisi
Bu yazımda okuyucularıma bir müjde(!) vermek istiyorum. Evet, bir müjde… Yakında bizi cendereye sokacak, ülkemizi kaosa götürecek yeni bir kanun daha geliyor. 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan kanun güya ticari hayatımızı tanzim etme iddiası ile çıkartılmıştır.
Efendim AB (Avrupa Birliği) ülkelerinde varda onun için bu yasa çıkartılıyor diyenlere, böyle bir kanunun AB’de olmadığını baştan haber vermek istiyorum.
Türk Ticaret mevzuatına yeni ve fakat çok ağır bir şekil vereceğini tahmin ettiğimiz bu kanun yürürlükte durduğu sürece hükmünü icra edecektir. Bu kanunun yürürlükten kaldırılması ancak bir başka kanunla mümkün olabilecektir ama onun için de TBMM’de milletinin taleplerine dönük çalışan ve kanun çıkarabilecek güce sahip olan bir partinin bulunması gerekecektir.
Bu kanunu hazırlayanlar, Bakanlar kurulundan geçirerek “Kanun tasarısı” haline getirenler, TBMM’de kabul edenler acaba ülkenin gerçeklerini bilmiyorlar mı? Bu kanunun ticari hayatımızı nasıl etkileyeceğini bilmiyorlar mı?
Açıkça söylenmesi gerekirse bu kanun ülkemizde yüz binlerce sayısı bulunan şirketleşmiş KOBİ’lerin hayatına son verecek, onların doğurduğu milli değere katkılarını ortadan kaldıracak, istihdam katkılarını sıfırlandırarak ülkemizde işsizliğin bir anda bomba gibi artmasını sağlayacaktır.
Yeni Türk Ticaret kanunu, baştan beri karışık mevzuatı düzeltme ve basite indirgeme iddiasında ki bu hükümetin bir çelişkisini daha ortaya koyacaktır.
Bu kanuna göre resmi ticari defter sayısı yediye çıkartılmaktadır. Pay defteri, karar defteri ve evrak kayıt defteri gibi defterler de resmi defterler sınıfına alınmaktadır. Bu kanun yürürlüğe girince bütün faturalar, irsaliyeler ve diğer kullanılan defterlerin yeniden basılması ve kullanılması gerekecektir.
Bununla da kalınmamakta bu defterin her birine biri açılış diğeri kapanış tasdiki adıyla her yıl iki tasdik zorunluluğu getirilmektedir.
Şu anda her yılbaşında iki defteri tasdik ettiriyoruz. Bunlar için ödenen noter tasdiki parası ödeme zorluğu yaşayan KOBİ şirketlerinde, onlara ağır gelmektedir. Bu defter sayısı yediye çıktığı ve bunların yılda iki sefer tasdik ettirilmesi zorunluluğu geldiği zaman bir düşünün ödenecek noter ücretini büyüklüğünü. KOBİ şirketlerinin bu parayı ödemekte nasıl zorlandığını biliyorlar mı?
TİCARİ HAYATTAN ÇEKİLECEKLER
Yeni kanun kusurlu ve hatalı davranışları hep kasıtlı davranışlar olarak nitelemekte, bu şekilde davrananları 300 adli para cezası ve onun karşılığı hapis cezalarına çarptırmaktadır.
Adli para cezalarının alt ve üst limitleri günlük 20 TL ile 100 TL arasındadır.
Hesap edilecek olursa binlerce liralık cezalar, bazen ayrı ayrı ve bazen de ikisi birden uygulanacaktır.
1500 maddeden ibaret olan kanunda daha neler var neler?
Böyle büyük cezaların altından kalkamayan KOBİ şirketleri iflas etmekle karşı karşıya kalacak, iflasın ötesinde hapis cezası ile cezalandırılacağından işler sahipsiz kalacak, üretim duracak, işçiler işsiz kalacak ve işletme dağılacaktır.
Bu ise KOBİ şirketlerinin ticari hayattan çekilmesi demektir.
BU KANUNLARI KİMLER HAZIRLIYOR
Ülkesini seven, insanını seven, milletini seven insanların kesinlikle yapamayacakları kanunlar ardı arkası kesilmeden gündeme gelmektedirler.
Vakıflar kanunu değişikliği ile “Azınlık vakıflarına büyük yetki ve imkânlar verilmiş” onların mülk edinme, mülkü vakıf adına kaydettirebilme, vakfın yurt dışına üye olabilme ve yurt dışından üye alabilme, yurt dışına para gönderebilme ve yurt dışından para alabilme yetkileri ile donatılmışlardı.
Buradan açıkça ilan ediyorum ki bir müddet sonra İstanbul’umuz da İtalya da ki Vatikan devletine benzer “Ortodoks Fener Rum Devletinin” kurulacağı günler yakındır.
Bir başka yabancı kanun “5553 sayılı resmi gazete de ilan edilen “Tohumculuk Kanunu”dur.
Milli tohum üretimini yasaklayan, üreten çiftçilerimizi büyük para cezalarına çarptıran bu kanunla “tescilli tohum” kullanma zorunluluğu getirilmektedir. Bu tohumlar tamamen İsrail tohumlarıdır. Genetikleri oynanmış GDO’lu tohumlardır ve kısır tohumlardır. Bu tohumlarla kendi tohumlarını üretmek mümkün olmadığı, tohumda bizi İsrail’e bağımlı kılması bir tarafa bu tohumla yetişmiş sebzeleri, hububatı ve bakliyatı tüketen toplumların kendilerinin de zamanla kısırlaşacağı gerçeği henüz bilinmemektedir.
Ve işte şimdi de yukarıda anlatmaya çalıştığım “Yeni Türk Ticaret kanunu…”
Ne oluyoruz? Ne oluyorsunuz beyler? Bu ve benzeri icraatlarınızın vebalinin sizleri bir gün yakacağından korkmuyor musunuz?
Bu yazımda okuyucularıma bir müjde(!) vermek istiyorum. Evet, bir müjde… Yakında bizi cendereye sokacak, ülkemizi kaosa götürecek yeni bir kanun daha geliyor. 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan kanun güya ticari hayatımızı tanzim etme iddiası ile çıkartılmıştır.
Efendim AB (Avrupa Birliği) ülkelerinde varda onun için bu yasa çıkartılıyor diyenlere, böyle bir kanunun AB’de olmadığını baştan haber vermek istiyorum.
Türk Ticaret mevzuatına yeni ve fakat çok ağır bir şekil vereceğini tahmin ettiğimiz bu kanun yürürlükte durduğu sürece hükmünü icra edecektir. Bu kanunun yürürlükten kaldırılması ancak bir başka kanunla mümkün olabilecektir ama onun için de TBMM’de milletinin taleplerine dönük çalışan ve kanun çıkarabilecek güce sahip olan bir partinin bulunması gerekecektir.
Bu kanunu hazırlayanlar, Bakanlar kurulundan geçirerek “Kanun tasarısı” haline getirenler, TBMM’de kabul edenler acaba ülkenin gerçeklerini bilmiyorlar mı? Bu kanunun ticari hayatımızı nasıl etkileyeceğini bilmiyorlar mı?
Açıkça söylenmesi gerekirse bu kanun ülkemizde yüz binlerce sayısı bulunan şirketleşmiş KOBİ’lerin hayatına son verecek, onların doğurduğu milli değere katkılarını ortadan kaldıracak, istihdam katkılarını sıfırlandırarak ülkemizde işsizliğin bir anda bomba gibi artmasını sağlayacaktır.
Yeni Türk Ticaret kanunu, baştan beri karışık mevzuatı düzeltme ve basite indirgeme iddiasında ki bu hükümetin bir çelişkisini daha ortaya koyacaktır.
Bu kanuna göre resmi ticari defter sayısı yediye çıkartılmaktadır. Pay defteri, karar defteri ve evrak kayıt defteri gibi defterler de resmi defterler sınıfına alınmaktadır. Bu kanun yürürlüğe girince bütün faturalar, irsaliyeler ve diğer kullanılan defterlerin yeniden basılması ve kullanılması gerekecektir.
Bununla da kalınmamakta bu defterin her birine biri açılış diğeri kapanış tasdiki adıyla her yıl iki tasdik zorunluluğu getirilmektedir.
Şu anda her yılbaşında iki defteri tasdik ettiriyoruz. Bunlar için ödenen noter tasdiki parası ödeme zorluğu yaşayan KOBİ şirketlerinde, onlara ağır gelmektedir. Bu defter sayısı yediye çıktığı ve bunların yılda iki sefer tasdik ettirilmesi zorunluluğu geldiği zaman bir düşünün ödenecek noter ücretini büyüklüğünü. KOBİ şirketlerinin bu parayı ödemekte nasıl zorlandığını biliyorlar mı?
TİCARİ HAYATTAN ÇEKİLECEKLER
Yeni kanun kusurlu ve hatalı davranışları hep kasıtlı davranışlar olarak nitelemekte, bu şekilde davrananları 300 adli para cezası ve onun karşılığı hapis cezalarına çarptırmaktadır.
Adli para cezalarının alt ve üst limitleri günlük 20 TL ile 100 TL arasındadır.
Hesap edilecek olursa binlerce liralık cezalar, bazen ayrı ayrı ve bazen de ikisi birden uygulanacaktır.
1500 maddeden ibaret olan kanunda daha neler var neler?
Böyle büyük cezaların altından kalkamayan KOBİ şirketleri iflas etmekle karşı karşıya kalacak, iflasın ötesinde hapis cezası ile cezalandırılacağından işler sahipsiz kalacak, üretim duracak, işçiler işsiz kalacak ve işletme dağılacaktır.
Bu ise KOBİ şirketlerinin ticari hayattan çekilmesi demektir.
BU KANUNLARI KİMLER HAZIRLIYOR
Ülkesini seven, insanını seven, milletini seven insanların kesinlikle yapamayacakları kanunlar ardı arkası kesilmeden gündeme gelmektedirler.
Vakıflar kanunu değişikliği ile “Azınlık vakıflarına büyük yetki ve imkânlar verilmiş” onların mülk edinme, mülkü vakıf adına kaydettirebilme, vakfın yurt dışına üye olabilme ve yurt dışından üye alabilme, yurt dışına para gönderebilme ve yurt dışından para alabilme yetkileri ile donatılmışlardı.
Buradan açıkça ilan ediyorum ki bir müddet sonra İstanbul’umuz da İtalya da ki Vatikan devletine benzer “Ortodoks Fener Rum Devletinin” kurulacağı günler yakındır.
Bir başka yabancı kanun “5553 sayılı resmi gazete de ilan edilen “Tohumculuk Kanunu”dur.
Milli tohum üretimini yasaklayan, üreten çiftçilerimizi büyük para cezalarına çarptıran bu kanunla “tescilli tohum” kullanma zorunluluğu getirilmektedir. Bu tohumlar tamamen İsrail tohumlarıdır. Genetikleri oynanmış GDO’lu tohumlardır ve kısır tohumlardır. Bu tohumlarla kendi tohumlarını üretmek mümkün olmadığı, tohumda bizi İsrail’e bağımlı kılması bir tarafa bu tohumla yetişmiş sebzeleri, hububatı ve bakliyatı tüketen toplumların kendilerinin de zamanla kısırlaşacağı gerçeği henüz bilinmemektedir.
Ve işte şimdi de yukarıda anlatmaya çalıştığım “Yeni Türk Ticaret kanunu…”
Ne oluyoruz? Ne oluyorsunuz beyler? Bu ve benzeri icraatlarınızın vebalinin sizleri bir gün yakacağından korkmuyor musunuz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.