3 ismin Abdülhamid düşmanlığı
11 Mart Çarşamba günkü yazımızda yakın tarihimizde 3 ismin Sultan 2. Abdülhamid’le olan soğuk ilişkilerine dair bir tek cümle sarfetmiştik. Bazı okuyucularımızdan işin iç yüzünü merak eden sorular geldi. Kısaca açıklayalım:
İşin iç yüzü oldukça ağır. Biz, bile bile girmek istemedik ama madem talep var, ağır ve acı da olsa bazı şeyleri bilmek lazım:
Madde 1-Mehmed Akif, Elmalılı Hamdi Efendi ve Bediüzzaman Said Nursi’nin Sultan 2.Abdülhamid’le yıldızları barışmamıştır.
Madde 2-Akif, Safahat’ta yer alan şiirlerinde Abdülhamid için çok ağır ifadeler kullanmıştır. Bunları ben naklederken bile tuhaf oluyorum ama “Baykuş, korkak, mel’un, zalim hatta kızıl kafir!!!” gibi ifadeler, Akif tarafından “maalesef” Sultan Abdülhamid kasdedilerek sarfedilen kelimelerden “bazıları”dır.
Madde 3-Elmalılı Hamdi Yazır, Abdülhamid Han’ın hal’ edilme (tahttan indirilme) fetvasının müsveddesini kaleme almıştır. Adı geçen fetvada “İmamü’l-Müslimin Zeyd…” diye başlayan cümlelerde “Zeyd” kelimesiyle Abdülhamid Han kasdedilerek kendisi nifak, israf, haksız ölüm-sürgün ve hapis, şer’i kitapları tahrif… gibi sözde suçlarla itham edilmiştir.
Halbuki gizlenen gerçek sebeb; halifenin İslam Birliği, Filistin’den Yahudilere toprak vermeme politikası ve bunun intikamının alınmasıdır.
Sonuçta bir Müslüman müfessirin kaleminden çıkan fetvayı da Müslümanların sultanı ve halifesine 240 mebus ve 36 ayan’dan oluşan Meclis adına Ermeni Aram Efendi ve Yahudi Emanuel Karasu gibi isimler tebliğ ederek sultan tahttan indirilmiştir!
Madde 4-Bediüzzaman Said Nursi, Doğu’da kurmak istediği Medresetü’z-Zehra için gerekli yardım ve desteği göremediği için ve kendi itirafiyle biraz da İttihatçıların dolduruşuna gelerek Abdülhamid’e muhalefet yapmıştır.
(Bu iddianın tam aksine Bediüzzaman’ın Abdülhamid’e “veli” gözüyle baktığı da anlatılır. “Eski Said-Yeni Said” şeklinde hayatının iki farklı döneminde iki farklı kanaat beslediği de söylenir.)
Madde 5- Adı geçen 3 isim de Abdülhamid tahttan inip işin başına İttihatçılar çöreklenince ve Osmanlı’nın acı sonunu görünce dün muhalefet ettikleri Abdülhamid’i mumla arar hale gelmişler ve her üçü de yaptıkları işlere, söyledikleri sözlere pişman olmuşlardır.
Madde 6- Mehmed Akif Safahat’ın son şiirlerinde “Nasıl da kendini bilemedik, tuhaf iş” diye hayıflanmış ve ömrünün sonlarında yakın çevresine “Bir gün hatıralarımı yazmaya fırsat bulursam Sultan Abdülhamid’den itizar (özür) ve itiraflarım olacaktır” demiştir.
Madde 7-Elmalı’lı Hamdi Yazır Abdülhamid’in hal’ fetvasını kaleme aldığı için yıllar sonra “Hayatımda bundan daha ağır bir vicdan azabı çekmedim, başıma ne geldiyse bunun manevi sillesidir. Gençlik saikasıyla bir iştir işledik, Allah beni affetsin” demiştir.
Ayrıca çevresinden bazı kişilerin “Tahttan indirilmezse sultanı öldürecekler” şeklinde bir propagandanın da tesiri altında, “Öldürüleceğine sultanlığı bıraksın daha iyi” diyerek kendince “ehven-i şer” olarak böyle bir fetva yazma işine teşebbüs ettiği söyleniyor.
Madde 8- Bediüzzaman da Abdülhamid’in vefatından sonra halifenin hayattaki torunlarından Nemika Sultan’a gitmiş ve “Varisi sıfatıyla sizden helallik istiyorum, onun adına hakkınızı helal edin” demiş, 3 sefer “Helal olsun” cevabını alınca rahatlamıştır.
Madde 9-Biz; hiçbir evraka abdestsiz imza atmayan, uyguladığı siyaseti ile darb-ı mesel haline gelmiş Abdülhamid Hanı “Cennetmekan” diye rahmetle yad ederiz. Sağlığında ona karşı çıkıp vefatından sonra hata yaptıklarını itiraf eden 3 ismi de yine rahmetle anarız. Hepsinin hayırlı hizmetleri yanında hatalı söz ve fiilleri varsa Allah affetsin diye dua ederiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.