2014’ün İlk Yarısında; Büyüme İvmesi Ve Bireysel Kredi Artışı Yavaşladı

Türkiye ekonomisinde 2014 yılının ilk yarısında; büyüme ivmesi yavaşladı, enflasyon öngörülenden yüksek düzeyde seyretti. Para ve bankacılık önlemleri bankaların davranışını kısa sürede etkilerken, bireysel kredi artışı yavaşladı, KOBİ’lere açılan krediler ise artmaya devam etti.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin, Point Otel’de düzenlediği basın toplantısında Türkiye bankacılık sektörünün 2014 ilk yarı performansını açıkladı. Öncelikli olarak küresel ekonomi hakkında bilgi veren Keskin, büyümenin yavaş da olsa sürdüğünü söyledi. Toparlanmanın dünya genelinde aynı ölçüde olmadığını dile getiren Keskin, "Bazı bölgeler, özellikle Amerika Birleşik Devletleri iyi, kısa sürede bir toparlanma var. Ama bizim asıl ticaret ortağımız olan AB’de toparlanma hala beklenenden yavaş." diye konuştu. Küresel anlamda bir toparlanmadan bahsetmek için erken olduğunu vurgulayan Keskin, konuşmasına şöyle devam etti:

"Amerika'da beklenenden daha iyi bir toparlanma olunca, faiz artırımıyla ilgili beklentiler de öne çekilmeye başlandı. Dolayısıyla rezerv para niteliğindeki Amerikan Doları’nın faizlerinin yükselmesi dünya ekonomisi beklentilerini önemli ölçüde etkiliyor. Bizi yine yakından ilgilendiren bir gelişme, jeopolitik anlamda bölgemizde yaşanan gelişmeler. Bu durum, bölgesel ekonomik ilişkileri olumsuz yönden etkiliyor. Türkiye ekonomisi ile ilgili belli başlı gözlemlerimiz; Türkiye 2014 yılı içinde iç içe geçmiş 2 seçim atmosferi yaşadı. Buna rağmen ekonomi normal seyrinde devam etti. Büyüme öngörü doğrultusunda devam ediyor ama küresel anlamdaki belirsizlikler dolayısıyla şu anda aşağı yönde bir baskı var. Yine beklentimiz 4’e yakın bir büyüme olacağı şeklinde. Bu büyümeyi aşağı çekecek temel 2 faktör var. Bunlardan biri AB ekonomisindeki büyümenin beklenenden yavaş olması, diğeri de bölgedeki gelişmeler dolayısıyla ikili ticaretimizi etkileyen olumsuzluklar."

Bankacılık sektörüne değinen TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin, zorunlu karşılıkların yüksek kalmaya devam ettiğini söyledi. Söz konusu durumun bankacılık sektörüne ciddi bir risk oluşturduğuna dikkat çeken Keskin, "Son 5 yılda bankacılık sektörüne zorunlu karşılıklardan gelen yükün maliyeti 20 milyar TL’nin üzerinde. Bu da neredeyse sektörün bir yıllık net karına eşit." dedi.

Öte yandan ikinci yarıdaki beklentiler ise, şöyle sıralandı:

"Büyümenin program hedefleri civarında sürmesi bekleniyor. Kredilerin yapısı büyümeye çok hassas. Bankaların kredi verme gücü yüksek. Dış kaynak maliyetinde eğilim yukarı yönlü. Aktarma maliyetinin düşmesi için kamu yüklerinin de düşürülmesi gerekiyor. Kamusal yükler nedeniyle yüksek olan aracılık maliyetinde yapılacak iyileştirme kredi kullanan girişimcileri daha rekabetçi mal ve hizmet üretir konuma getirecek. Dış alemde rekabete ve enflasyonun düşürülmesine olumlu katkıda bulunulacak. Bankaların kamusal vergi yükü karlarının yüzde 50’sine yakın olacak. Aktif büyüme yüzde 15-20, kredi büyümesi yüzde 18-22, sermaye yeterliliği 15,5-16,5, kar yüzde 5, öz kaynak karlılığı yüzde 10,5-11,5 seviyelerinde olacak."

Toplantının ardından TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin ve TBB Genel Müdürü Hüseyin Aydın, basın mensuplarının soruları cevapladı. Bank Asya'nın Ziraat Bankası'na satış girişimlerine ilişkin soru üzerine TBB Genel Müdürü Hüseyin Aydın, konu hakkında açıklama yapmayacağını ve TBB’nin bu işin tarafı olmadığını aktardı.

Program, soruların cevaplanmasının ardından sona erdi.

CİHAN