Yolda 1. değil, 37. sıradayız!
KONYA’YI NASIL TEĞET GEÇTİNİZ?
“Ulaştırma Bakanı Yıldırım’a ‘Konya, hem Türkiye’nin ortasında, hem yüzölçümü olarak en büyük ilimiz. Yapılacak 12 otoyol yatırımında Konya’yı teğet geçmek için özel bir çalışma mı yaptınız, bunu nasıl yapabildiniz?’ diye sordum.”
SİVİL ÇÖZÜM’E DESTEK
“Askeri havaalanının Karapınar’a taşınması ve mevcudun sivilleştirilmesi, sivil havaalanı ihtiyacı için pratik çözümdür. Bu konuda yine Ulaştırma Bakanı’nın fikrini mutlaka değiştirmemiz gerekiyor. Ulaştırma Bakanımız Konya’nın önemini kavrayamadı.”
KONYA İÇİN BİRLİK OLALIM
“AKP Konya vekilleri yaptıkları toplantılara devam ediyorlar mı halen bilmiyorum ama daha önce bununla ilgili, ‘bizi de çağırın, Konya’ya yapılacak bir projede belki fikri katkımız olur’ demiştim. Böyle bir fotoğraf vermek ilimize güç katar.”
‘Duble’de ilk değil, 37’nciyiz
MHP Konya Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Mustafa Kalaycı: Konya en fazla bölünmüş yola sahip il değil, aksine bölünmüş yolun toplam karayoluna uzunluğuna bakıldığında, iller arasında 37. sırada yer alıyor
Muhalefetin
farklı sesi…
22 Temmuz seçimlerinde MHP’den Konya Milletvekili seçilen Mustafa Kalaycı, Meclis’te örneklerini sıkça gördüğümüz kavgaların, hamasete dayalı kısır çekişmelerin içerisine girmeden millete yararlı olabilecek bir şekilde politika üretmeyi başarabilen bir milletvekili… Meclis’te geride kalan 2,5 yılında tartışılan uygulamaların karşısına çıktığı gibi, Konya’nın sorunlarının da takipçisi olmayı başardı Mustafa Kalaycı. Somut verilere dayalı siyasetin önemli bir rengi olmayı başarabilen Mustafa Kalaycı ile Konya yatırımları üzerine konuştuk. (Ç.O)
MUSTAFA KALAYCI KİMDİR?
Mustafa Kalaycı, 7 Ağustos 1960’da Konya Üçpınar’da doğdu. Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü’nü bitirdi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nda Denetçi ve Başdenetçi olarak çalıştı. TÜBİTAK İbra Kurulu Üyeliği yaptı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Danışmanı ve Başbakan Başmüşaviri oldu. Başbakanlık Tanıtma Fonu Kurulu Üyeliği görevini yürüttü. 22 Temmuz 2007’de yapılan seçimlerde MHP’den Konya milletvekili seçildi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi olan Mustafa Kalaycı, evli ve 2 çocuk babası.
* Konya’nın kamu yatırımlarından aldığı payı yakından izlediğinizi biliyoruz. 15 Ocak’ta ilan edilen 2010 yatırım programını ve Konya yatırımlarına yansımalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Hızlı Tren Projesi’ne 470 milyon TL gibi oldukça önemli miktarda ödenek ayrıldığını, ancak bölünmüş yol yatırımına yeterli ödeneğin tahsis edilmediğini görüyoruz. Bu bağlamda Konya’nın aldığı pay yeterli mi? Mevcut yatırım ihtiyaçları karşılandı mı?
- 15 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayınlanan yatırım programında baktığımız ilk projeler; Konyamız’ın yıllardır beklediği hızlı tren ve KOP projelerine tahsis edilen ödeneklerdi. İl bazında toplam rakamı bazı ortak ödenekler ve çevre illerle ilgili tasniflerin yapılmasından sonra belirlenebilir, şu aşamada bilemiyoruz. Ama şunu söyleyebiliriz; yüklü bir kaynak konulmuş. Hızlı Tren Projesi için 468 milyon 962 bin TL, yani yuvarlak rakamla 470 milyon TL ödenek koyulmuş. Hızlı Tren ile ilgili olarak, Sayın Başbakanın ve hükümet yetkililerinin bu sene ekim ayında deneme seferlerine başlanacağı yönünde ifadeleri var. ‘Hızlı Tren’ diyoruz ama yatırımı yavaş geldi, yıllardır gecikti. Önce 2008 denildi, sonra 2009 denildi ama inşallah bu yıl ekim ayında bu yatırım bitmiş olur. Bu yatırım programında alt yapı ve üst yapının tamamlanması için gerekli ödenek konulmuş. Ama gerekli olan 6 adet tren seti ile ilgili 200-250 milyon TL ihtiyaca karşılık sadece 1 TL ödenek konulmuş. İnşallah buna da yıl içerisinde YPK kararıyla bir kaynak aktarımı olur. Aksi halde mevcut yatırım programında görünür haliyle, her ne kadar yüksek rakam tahsis edilmiş olsa da, bu sene Hızlı Tren Projesi’nin gerçekleşemeyeceği endişesi ortaya çıkıyor. Bizlerin de temennisi ve çabaları da bu tren setleri için gerekli ödeneğin mutlaka bir özelleştirme gelirinden ya da malum İşsizlik Sigortası Fonu’ndan tahsis edilip bitirilmesidir.
Diğer yatırımlara bakarsak; Bağbaşı Barajı ve Mavi Tünel için yatırım programında yaklaşık 56 milyon TL ödenek var. Bu yatırımın da bu sene tamamlanması söz konusu değil. Bunun dışında diğer yatırımlara baktığımız zaman tahsis edilen ödeneklerin oldukça yetersiz kaldığını görüyoruz. Afyon Akşehir, Akşehir Konya, Konya Ereğli yollarına genelde bir milyon TL ödenek konulmuş. Çok sayıda trafik kazasının yaşandığı Konya-Aksaray yoluna da 76 milyon TL proje bedeline karşılık, 2 milyon TL kaynak verilmiş. Bu yol için 2009 sonuna kadar harcanan 26 milyon TL. Yani, kabaca 50 milyon TL açık görünüyor. Elbette İl Özel İdaremizin yaptığı kısımlar da var, onlar burada görünmüyor. Neresinden bakarsanız bakın çok önemli bir kaynak yolların bitmesi için gerekiyor. Ki yatırım programında bölünmüş yolların bitiş yılı 2013 olarak görünüyor. Gönül ister ki, yol yatırımları bir an önce tamamlansın. Yıllardır biliyorsunuz gündeme getirildi. Hatta eleştirilere karşılık; ‘Konya en çok bölünmüş yol yapım çalışması yapılan il’ iddiasında bulundu. Ancak daha önce de gündeme getirdiğimiz gibi, Konya’da toplam karayolunun ne kadarı bölünmüş yol haline getirilmiş diye baktığımız zaman, iller arasında yapılan kısmı itibariyle 37. sırada olduğumuz ortaya çıkıyor. Toplam karayoluna 100 dersek, bunun bölünmüş yol haline getirilen kısmı itibariyle 37. sırada yer alıyoruz. ‘En uzun yol Konya’da yapıldı’ denilmesinin gerekçesi, Sayın Bakan Binali Yıldırım’ın soru önergemize verdiği cevapta ortaya çıktı.
‘KONYA’YI TEĞET GEÇMEYİ NASIL BAŞARDINIZ?’ DİYE SORDUM
* Yollarla ilgili önemli bir ihmal daha var biliyorsunuz. Cumhuriyetin 100. yılı için yapılacak oto yollarda Konya hiç yok. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Değerli Bakanımız Binali Yıldırım Bey’e Komisyon toplantısında (Plan ve Bütçe Komisyonu) ‘Konya, hem Türkiye’nin ortasında, hem yüzölçümü olarak en büyük ilimiz. Yapılacak 12 otoyol yatırımında Konya’yı teğet geçmek için özel bir çalışma mı yaptınız, bunu nasıl yapabildiniz?’ diye sordum. 2023 yılına kadar Ulaştırma Bakanlığı’nın Ulaştırma Şurasında düşündüğü projelerde Konya’nın yer almaması bir Konyalı olarak beni çok üzdü. Sadece otoyolda değil bölünmüş yolda da aynı durum var. Kuzey-güney yönünde 20 bin kilometre bölünmüş yol yapılması, Türkiye’ye dikey geçişlerin gerçekleştirilmesi düşünülüyor. Ama bakıyorum bunun içinde Konya yok. Bu bizim fazladan istediğimiz bir şey değil. Objektif baktığımız zaman; olması gereken bu projelere Konya’nın da dahil edilmesidir. Konya-Antalya, bölünmüş yolları hızla yapılmalıdır. 2023 hedefinde olmaması gerçekten çok acı. Bunlar tabi yatırım programı değil, bir fikir düzeyinde çalışma. Tüm Konya milletvekilleri olarak bu durumu değiştirerek, yatırım programında mutlaka bu yolların alınmasını sağlamamız gerektiğini düşünüyorum.
* Konya milletvekilleri yeterince etkin değil mi ki, otoyollarda ve bazı yatırımlarda değindiğiniz gibi bir sonuç ortaya çıkabiliyor?
- Benim milletvekili arkadaşlarımızın hepsi ile diyalogum iyi. Onları kötülemek adına söylemiyorum ama alınan sonuç da ortada. Konya milletvekillerinin yeterince etkin olamadığının göstergesidir bu sonuç. Sadece ‘Hızlı Tren’i ve Mavi Tünel’i yapıyoruz’ söylemi yeterli değil. 7-8 senenin sonucu bu. Elbette bunlar güzel hizmetler, bitirilemese de belirli bir mesafe kat edildi. Ama Konyamız hak ettiğini almak istiyor. Bir otoyol, bölünmüş yol, hava alanı meseleleri halen çözülemedi.
ULAŞTIRMA BAKANI KONYA’NIN ÖNEMİNİ KAVRAYAMADI
* Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, birkaç açıklamasında Konya’da sivil havaalanına ihtiyaç olmadığını söyledi. Gerçekten de ihtiyaç yok mu?
- Soru önergemize böyle bir cevap vermişti. Şu an benim Konyalı sanayicim fason imalat yapıyor, İzmirlinin, İstanbullunun verdiği ürünleri üretiyor. Hâlbuki bizim uluslararası sivil bir havaalanımız olsa, ben inanıyorum ki daha düşük maliyette rekabet şansı yüksek üretim yapabileceğini, ihracatı doğrudan gerçekleştirebileceğini ve kendi ürünlerini pazarlayabileceğini düşünüyorum. Benim kendi hesaplarıma göre sivil havaalanının getirilmesi Konya’da sanayi için rekabet açısından yüzde 10 avantaj sağlayacak. Ama maalesef, ‘ihtiyaç yok’ diyebildi. Sivil havaalanı konusunda şanssızlığımız Binali Bey’den kaynaklanıyor gibi geliyor bana. Biliyorsunuz Meclis’te KOP’la ilgili yaptığım konuşmada da bana verdiği cevapta, ‘Kahramanmaraş’taki Göksu Irmağı’nı Konya’ya akıtacağız’ demişti. Ben de, ‘Hanya’yı da Konya’yı da biliyorsunuz’ demiştim. Ulaştırma Bakanımız Konya’nın önemini kavrayamadı.
*Sivil havaalanı ihtiyacının karşılanmasına yönelik aslında somut bir alternatif var. Mevcut askeri havaalanının Karapınar’a taşınması ve havaalanının sivilleştirilmesi konusu bazı milletvekillerimizin gündeminde. Bu mümkün mü?
- Bu, soruna pratik bir çözümdür. Bu konuda yine Sayın Ulaştırma Bakanı’nın fikrini mutlaka değiştirmemiz gerekiyor. Yine lojistik köyü ve ihracatçılarımız için Mersin’e demiryolu hattının uzanması gibi yeni projelere ihtiyacımız var. Mevcut projeleri bir an önce bitirmeli ve yeni projeler üretmeliyiz.
TÜNEL SONRASI RİSKLER VE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
* Mavi Tünel sonrasına ilişkin önemli bir hazırlık yok. Bu konuda eksiklik yok mu?
- Sonuçta bu da bir eksiklik. Hatta benim şöyle de bir endişem var. Bağbaşı’ndaki araziden geçerken bile suyun tarlaları basabileceği, bunların istenilen amaca ulaşmada sıkıntıya yol açabileceğini düşünüyorum. KOP, Mavi Tünel’den ibaret değil, bununla ilgili hidroelektrik santralinden Hotamış’a dek sulama kanallarının yapılması projesi gibi pek çok proje var. Bunların da bir an önce tamamlanması gerekiyor. Her şeyden önce GAP Eylem Planı gibi KOP Eylem Planının da hızla hayata geçirilmesi gerekiyor. Biliyorsunuz DPT bölgesel gelişme planlarını takip ediyor. KOP diye bir planın olmadığı da burada ortaya çıktı. Şu anda DPT bu konuda bir çalışma yapıyor. Bütçe görüşmelerinde DPT’den sorumlu Sayın Bakanımız Cevdet Bey’e bir Konyalı olarak, her şeyin takvimleştirilmiş bir şekilde o bölgenin kalkınmasına yönelik olarak planlanması girişimi için teşekkür ettim. Çünkü şu an geri dediğimiz birçok ilden daha geri olan Hadim, Taşkent, Bozkır, Yalıhüyük yerleşim birimlerimiz var. Bütün bu projedeki barajlar, santraller ve benzerinin tamamını bitirdiğimizde 3-4 yıl içerisinde sarfedilen kaynağın hızla geri dönüşü sağlanacak. Bu anlamda ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayacak bu eylem planlamanın sağlanması gerekiyor. Biz DPT’nin sitesinde yer alan planın daha ötesini istiyoruz, eylem planını ve gerekli tahsisatların hızla yapılmasını bekliyoruz.
*Yatırımlarla ilgili konuda daha söylemek istediğiniz var mı?
- KOP, hızlı tren ve yollara yönelik yatırımların dışında, yeni bir gelişme olarak Bozkır-Avşar Barajları ile Hotamış Depolaması için 25 milyon TL ödenek konmuş. Mavi Tünel Hidroelektrik Santrali için 11 milyon TL konmuş. Beyşehir Damlapınar’da yeni bir yatırım yapılıyor, bunun için de 5 milyon TL ödenek konmuş.
* Hem sizin, hem de bizim gündemimize zaman zaman gelen Beyhekim Sağlık Kampüsü’ndeki son dönemde güzel gelişmeler yaşanıyor. Sağlık yatırımlarında durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Sağlık alanında güzel gelişmeler oldu. Onkoloji Hastanesi bitiyor. Bu konuda çalışma yaparken ilk kaynağım Merhaba Gazetesi oldu. Neticede bunu gündeme taşımakla işin hızlanmasına katkı sağladığımızı düşünüyorum. Zaten amacımız Konyamızdaki yatırımların, yapılan çalışmaların ihmal edilmeden, gerekli kaynaklar tahsis edilerek hızla tamamlamasıdır. Bölgesel çalışmalar söz konusu olduğunda siyaset ikinci plandadır.
* İktidar milletvekilleri zaman zaman diyor ki; ‘eski projeler belli bir noktaya geldi, yeni projeler üretmeliyiz.’Ancak bu söylenirken üretilen yeni projelerde de bir gelişme göremiyoruz. Örneğin dış çevre yolu projesine ile ilgili bir ilerleme kaydedilmedi. Ne diyorsunuz?
- Yeni projelerle ilgili Sanayi Odamız, Ticaret Odamız, MÜSİAD ve benzeri kurumların gündeme getirdiği ve benim de mutlaka yapılmasının gerektiğini düşündüğüm projeler var. Ama bir yandan bunların programa alınması konusunda gayret etmemiz gerekirken, mevcut projelerin de hızla bitmesini sağlamamız gerekir. Beyhekim Devlet Hastanesi ile ilgili 22 Temmuz seçimleri öncesinde sanki bitmiş gibi gösterilerek bir aldatmacının yaşandığını hepimiz biliyoruz. Hastane daha yeni yeni o zamanlarda söylenen konuma geldi. Konya’yı yakından ilgilendiren Teşvik Sistemi’nde işveren sigortası primi boyutuyla 3 yıllık uzatmaya gidildi. Bu, Konya’da yatırımların önünü kesen ve cezalandıran bir uygulamaydı. Konya milletvekilleri bilmiyorum, bunu Sayın Başbakan’a, Sayın Maliye Bakanı’na anlatılamadı mı? Ki Maliye Bakanı da ‘uzatmayacağız’ diyordu ama galiba diğer 9 il daha baskın çıktı! Konya milletvekilleri olarak herhalde ilgilileri yeterince ikna edemedik. Büyük yatırımlar konusunda biraz önce ifade ettiğim konularla bağlantılı olarak, Konya Ovası’na taşınacak olan suyun yeterli gelmeyeceği şeklinde de söylentilerin olduğunu hatırlatmak isterim.
* Sulamada bir ileri aşama projesi de söz konusu olabilir. Fırat’ın Karasu kolunun Konya Havzası’na taşınması ve kuzeyinin sulanmasına yönelik bir proje hazırlanabileceği yönünde düşünce var…
- Kızılırmak’tan bile Konya’ya su getirilebileceği yönünde öneriler-söylentiler var. Yeni proje anlamında Konya’nın ihtiyacını giderecek olan çeşitli taslak çalışmalar söz konusu. Yeter ki bunlar programa konulabilsin….
MİLLETVEKİLLERİ TOPLANTILARINA KATKI SAĞLAYABİLİRİZ
* İktidar ve muhalefet milletvekillerimiz Konya meselelerinde yeterince bir araya gelebilecek duruşu sergileyebiliyor mu?
- AKP Konya vekilleri yaptıkları toplantılara devam ediyorlar mı halen bilmiyorum ama daha önce bununla ilgili, ‘bizi de çağırın, Konya’ya yapılacak bir projede belki fikri katkımız olur’ önerisinde bulunmuştum. Hatta, ‘belki ilgili bürokratlar, bakanlar, siyasiler anlamında bir güç oluştururuz’ demiştim. Bir tek Sayın Bakanımız Ahmet Davutoğlu göreve geldiğinde hepimizi davet etti. O da sadece bir tanışma toplantısı gibiydi. Hepimiz iştirak ettik. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Akyürek de gelmişti. Hakikaten güzel bir tablo oluşmuştu, Konya meselelerinde güçbirliği yapmalıyız. Neticede hepimizin memleketi Konya. Diğer kesimlere de böyle bir fotoğraf vermek inandırıcılık ve kararlılık boyutunda da ilimize güç katar.
TEK DUAM; ALLAH BİZİ
DOĞRULUKTAN AYIRMASIN
* 22 Temmuz 2007’de milletvekili olduğunuzdan bu yana aktif bir profil çizdiniz. Komisyon ve genel kurul çalışmalarınızla ilgili sayısal istatistikler ne durumda? Bugüne kadar yaptıklarınızı bize kısaca özetleyebilir misiniz?
- Dönem sonlarında sayısal istatistikleri Meclis çıkarıyor. Burada soru önergesi, kanun teklifi, kanunlarla ilgili mecliste yapılan konuşmalar, genel kurula verilen bilgiler önem arz ediyor. Bu anlamda ben biraz da kendimi avantajlıyım ve bundan da şikayet etmiyorum. Amaç, çıkacak kanunların, yapılacak düzenlemelerin ülkemiz ve Konyamız için en yararlı ve doğru bir şekilde hazırlanmasını sağlayabilmektir. Plan Bütçe Komisyonu’nda AKP’li vekil arkadaşlarımız da, ‘çok çalışarak geliyorsun’ şeklinde ifade ediyor. İnanın; bir çok kanunda hükümet kanadından talimatlı gelmediyse çeşitli maddeleri benim teklifimle iktidar vekilleri de destekleyerek değiştirebiliyoruz. Bu da hoş bir şey ve beni mutlu ediyor.
Ben şunu da yapıyorum; Konya’mızda, ‘Ben Mustafa Kalaycı’ya ulaştım, sorunumu aktardım, bana hangi partili olduğumu sordu’ diyen bir kişi bulamazsınız. Bir vatandaşımız bana kadar ulaştığına göre mutlaka önemli bir sorunu vardır. Kişisel bir sorunu, hastası olabilir, emekliye ayrılacaktır… Bana bu gibi talepler geldiğinde gücüm yettiğince sorunların çözümü noktasında çaba gösteriyorum. Bir sivil toplum kuruluşlarımızdan, odalarımızdan veya çeşitli şirketlerimizden yazılar gelebiliyor. Bakıyorum, hakikaten haklı iseler, gündeme taşıyorum. İstisnasız, görüş ayrılığı yapmaksızın haklılık payı varsa, ben de ikna olduysam hangi bakanlığımızla ilgili bir konuysa buradaki bürokrat arkadaşlarla temasa geçiyorum. Onlarla çözebiliyorsam çözüyorum, çözemiyorsam mevzuat değişikliği gerekliyse o anlamda da baskımı devam ettiriyorum. Örneğin özürlü aracıyla ilgili bir firmamıza bir haksızlık yapılmış, ithalatçıya daha fazla imkân sağlanmış. Maliyedeki bürokratlarla görüştüğümde, onların ifadesi, ‘Biz Konya’da ve Türkiye’de böyle bir üretim olduğunu bilmiyorduk’ dediler. Bunu düzeltmek için ilgili kanun maddesinin yasaya konulmasını sağladık. Hemşerilerimiz çok memnun oldu.
Bu arada hiç kimseye, ‘şu ihaleyi al, şu bilmem neyi takip et’ şeklinde teklifte dahi bulunma fırsatı vermiyorum. Bana bunu teklif dahi edemezler. Niyeti farklı olan kişiler kesinlikle benden yüz bulamazlar. Çünkü inancımızın gereğini yapmaya, yanlışlara düşmemeye, haram ile helali ayırmaya çalışıyorum. Zaten milletvekili olduğumda tek duam; ‘Cenabı Allah bizi yanlış yola saptırmasın’ şeklindeydi. Çalışmalarımızda ne kadar hayır dua alabiliyorsak o bizim için önemlidir.
* MEDAŞ’ın özelleştirilmesi, hepimizin olduğu gibi sizin de gündeminizdeydi. Edindiğiniz son bilgilerin ışığında bununla ilgili olarak neler söylemek istersiniz?
- MEDAŞ’ın özelleştirilmesinin iki boyutu var. Birincisi çiftçimizle ilgili, diğeri ise özelleştirme boyutu. Özelleştirme sonrası çiftçimiz aylık fatura ödemeyle karşı karşıya kaldı. Bir de eski borçları nedeniyle icra takibine alındı. Bunu ben soru önergesi ile gündeme taşıdım. Sayın Başbakan’a soruyu sordum. Yani çiftçinin aylık geliri yok ki, aylık olarak ödeme yapabilsin. Bununla ilgili Çumra Belediye Başkanımız Seydişehir, Yalıhüyük, Bozkır, Ereğli Sulama Birliği başkanları ile bir inisiyatif oluşturdular, girişimde bulunuyorlar. Bu konuda mesafe alınabilecek gibi görünüyor şu anda.
Olayın Cengiz Holding ile ilgili Eti Alüminyum ve Oymapınar boyutu da var. Hatırlanacağı gibi Oymapınar Barajı, Eti Alimünyum’un yanında 49 yıllığına Cengiz Holding’e verilmişti. O dönemde Özelleştirme İdaresi Başkanı, Oymapınar’ın tamamen Seydişehir Eti Alüminyum’un elektrik ihtiyacını karşılamak şartıyla verildiğini söylemişti. Ama sonrasında EPDK’nın kararlarına bakıldığı zaman dışarıya satılan elektrik oranının yüzde 20’den 50’ye çıkarıldığını, hatta yüzde 100’e çıkarılma girişiminde de bulunulduğunu gördüm. Bunu gündeme getirmek için hazırlık aşamasındayım. Siz bu şartta sattığınız halde bundan ne kadar elektrik aldınız, dışarıya ne kadar sattınız? Daha sonra EPDK kararı çıktı ve Eti Alüminyum dışına elektrik satış oranı 2010’da yüzde 20’ye geriledi.
Bizim burada muhatabımız Enerji Bakanlığı dolayısı ile AKP Hükümetidir. Biz özelleştirme karşıtı değiliz. Konyamıza, sanayimize yapılan yatırımların destekçisiyiz. Ancak insanlarımızın mağdur edilmesine ve devlet kaynaklarının peşkeş çekilmesine de göz yummayacağız.
* Değerlendirmeleriniz için teşekkür ediyoruz, ilave etmek istediğiniz bir şey var mı?
- Allah razı olsun; Merhaba Gazetesi’nin tarafsız bir şekilde çalışmalarımızı yansıttığını görüyorum. Merhaba Gazetemiz Konya’mızın önemli konularda yaşadığı sorunlara eğiliyor. Ben de bunlardan istifade ediyorum, bu anlamda yaptığı çalışmalardan ötürü teşekkür ediyorum.
n Cumartesi: Konya Vergi Dairesi’nin eski Başkanı, Türklerler Şirketler Grubu Koordinatörü Harun Kaynak
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.