Çocukların isteklerine mutlaka sınır koyun!

Çocukların isteklerine  mutlaka sınır koyun!
Psikolog Mukadder Uz, “Çocuğun her isteğine yetişmeye çalışmak aileyi maddi ve manevi olarak zor durumda bırakabiliyor. Her istediği gerçekleşen çocuk mutlu çocuk demek değildir. Sınırları olmayan çocuk özgür çocuk demek değildir” dedi

ÇOCUKLARIN İSTEKLERİNİN SINIRI OLMALI

Yakamoz Psiko Yaşam Merkezi uzmanlarından Psikolog Mukadder Uz, ile çocukların eğitimi önemli bilgiler verdi. Psikolog Mukadder Uz, çocukların isteklerinin sınırsız olabileceğini ve bu yüzden onların her isteğinin yerine getirilmemesi gerektiğini söyledi. “Çocuğun her isteğine yetişmeye çalışmak aileyi maddi ve manevi olarak zor durumda bırakabiliyor” diyen Uz, “Her istediği gerçekleşen çocuk mutlu çocuk demek değildir. Sınırları olmayan çocuk özgür çocuk demek değildir” ifadelerini kullandı.

mukadder-uz.jpg(Mukadder Uz)

**Mukadder Hanım, günümüz çocuklarında en sık görülen sorun sizce nedir?

-Ben ailelerle yaptığım görüşmelerimde şu cümleyi çok sık duymaya başladım “İstediği her şeyi yapıyoruz ama ufak bir isteğini geri çevirdiğimizde hemen ağlamaya başlıyor ve biz istediği şeyi yapana kadar asla susmuyor”.

**Bu tek başına bir sorun mu oluşturuyor?

Hayır tek başına bir sorun değil ama bazı komplike sorunların habercisi. Çocuğun hem sınır tanımadığını hem de hırçınlık ve saldırganlık gibi davranış problemlerine yatkınlık kazanmaya başladığını söyleyebiliriz.

anaokulu-egitimi-cocuga-hangi-yetkinlikleri-kazandirir-1538760592.jpg

AİLELER ZOR DURUMDA KALABİLİYOR

**Bu durum aile için nasıl bir dezavantaj oluşturuyor?

-Öncelikle çocuğun her isteğine yetişmeye çalışmak aileyi maddi ve manevi olarak zor durumda bırakabiliyor. Ayrıca yerine getirilemeyen istekler sonucunda aile kendisini yetersiz hissetmeye başlayabiliyor. Marketlerde, alışveriş merkezlerinde veya restoranlarda yere yatmış ağlayan ve hiçbir şekilde sakinleşmeyen çocuklarıyla başa çıkmak da cabası. Ayrıca çocuklarıyla iletişimlerinde sıkıntı yaşamaya başlıyorlar. Hele sabırsız davranan aileler, çocuklarına olumsuz, eleştirel, suçlayıcı cümleler kullanmaya başlıyorlar. Veya olayı yönetemedikleri, sabırsız hareket ettiklerinde fiziksel şiddete müracaat edebiliyorlar.

**Bu dezavantajlara rağmen aileler aynı davranışlara devam ediyor mu?

-Şaşırtıcı şekilde evet. Çünkü aslında ailenin başlangıçta da çocuğa asla “HAYIR” demek istememesinin bazı nedenleri var. Kendi çocukluklarında yaşadıkları imkansızlıkları telafi etmeye çalışmak, çevrelerindeki diğer ebeveynler ile çocukları üzerinden bir yarışa girmek, artık hem baba hem de annelerin çalışma hayatına yoğunlaşması nedeniyle çocuklarına yeteri ilgiyi gösteremediklerini düşünmeleri ve bunun sonucu olarak da maddi olanaklar ile çocuklarını mutlu etmeye çalışmak. Bu döngüye girmiş olan ebeveynler son raddeye gelene kadar durumun önemini fark edemeyebiliyorlar veya önemsemiyorlar. Bu sebeple biz çocukların anne babayı yönettiği aile yapıları görmeye başlıyoruz. Aile piramitlerinde çocuklar artık en üst sıralarda yerlerini alıyorlar.

ÇOCUKLAR SOYUTLANMA YOLUNA GİDEBİLİR

**Bu aile yapısını toplum açısından nasıl değerlendirirsiniz?

-Çocuk öncelikli aile yapılarını toplumda hemen fark edebiliriz. Karar mercii çocuktur. Çocuğun istediği aktivite yapılır, çocuğun istediği kişilerle görüşülür, çocuğun istediği saatte eve dönülür gibi. Birçok planlamanın kendi isteğine göre yapılmasına alışkın olan çocuk toplumda da kendi isteklerini ön plana çıkarmaktan çekinmez. Ancak toplum tarafından göz ardı edilen bazı istekler çocuk üzerinde yakıcı bir etki yaratır. Bu durumla başa çıkmaya çalışan çocuk kendini değersiz hissedebilir, saldırganlık gösterebilir, kendini toplumdan soyutlama yoluna gidebilir veya kendi isteklerini topluma göre düzenlemeyi öğrenebilir. Bu süreçte biz, özellikle okula başlama dönemlerinde, sınıf kurallarına uyum sağlamakta, arkadaş edinmekte, grup oyunları oynamakta güçlük çeken çocukları görmekteyiz. Aynı zamanda toplu taşımada istediği koltuğa oturmak için ağlayan, restoranda ortalıkta koşturup garsonlara ve müşterilere rahatsızlık veren, alışveriş merkezlerinde yere uzanmış avazı çıktığı kadar bağıran, çocuk parklarında sadece kendisi varmış gibi davranan çocuklara rastlamaktayız. Bu davranışların tümünü düşündüğümüz zaman çocuğun öncelikli olduğu aile yapısının artık toplum içerisinde daha çok dikkat çektiğini ve toplum düzenini bozmasıyla rahatsızlık vermeye başladığını söyleyebiliriz.

ÇOCUKLARI SINIRLARI ERKEN ÖĞRETİLMELİ

**Mukadder Hanım, son sorum da şunu sormak istiyorum. Çocuğu ön planda tutan aileler için bir öneriniz var mı?

-Her istediği gerçekleşen çocuk mutlu çocuk demek değildir. Sınırları olmayan çocuk özgür çocuk demek değildir. Çocuklara hem aile içindeki hem toplumdaki sınırların erken dönemde öğretilmeye başlanması ve ihtiyaçlarının hepsini karşılamakla birlikte isteklerinin makul düzeyde karşılanması ile daha sağlıklı çocuklar yetiştirilebilir. Ayrıca aileler bazen çocuklarının istek ve ihtiyaçlarını ön planda tutmaya çalışırken kendilerini unutabiliyorlar. Ama çocukların sağlıklı bir anne babaya daha çok ihtiyaçları vardır. Sağlıklı bir ebeveyn olabilmek için kişilerin kendi istek ve ihtiyaçlarını ile birlikte eşini ihmal etmemesi son derece önemlidir.

Kaynak:İbrahim Büyükeken

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum