Yazamadıklarını çizen adam

Programa Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğretim üyesi Yard. Doç. Dr.Hilmi Uçan ve Selçuk Üniversitesi Öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Fatih Özkafa konuşmacı olarak katıldı. Hasan Aycın’ın çizgilerinin sunumu eşliğinde yapılan konuşmada ilk olarak söz alan Hilmi Uçan, anlam ve anlambilim üzerinde bir genel değerlendirme yaptı. Düşünmenin düşmekten geldiğini ifade ederek düşünmenin doğasında yoğunlaşmayı gerektirdiğini söyledi. Temel olarak düşünmenin haberlerle beslenmeyen bir zihni gerektirdiğini ifade eden Uça,n günümüzde ise insanın haberkolik olduğunu ifade etti. İnsanın gördüğü ile düşündüğünü ifade eden Uçan güzel görenin güzel düşüneceğini ifade etti. Sözün susturulduğu zamanlarda sanatın konuştuğunu söyleyen Uçan sanatın zaman zaman da sanatçının iç dünyasını bize yansıttığını belirtti. Aycın’ın kendi durduğu yerden bize bir projeksiyon sunduğunu Resimde betimlemenin çizgide ise düşünmenin ağırlıklı olduğunu ifade etti. Sanatçının formu bozarak düşünmeye tetiklediğini söyledi. Çizgi dışarıdaki olguları bozar ve düşündürür. Aycın’ın özgün, ayrı, mesaj iletme kaygısı olan bir çizerdir.

Hilmi Uçan’dan sonra söz alan Fatih Özkafa Hasan Aycın’ın “Yazamadıklarımı çizerek çizemediklerimi yazarak ifade ettim” sözünden alıntı ile başladı ve resmin ifadeye dönüşmesinin çok zor bir uğraş olduğunu söyledi. Aycın’ın Hikmet esaslı bir çizer olduğunu söyleyen Özkafa O’nun beslendiği kaynakların, İslam, vahiy, hadis, sünnet ve doğu hikmeti olduğunu söyledi. Aycın çizgisini anlamak için insanın temel bir altyapısı olması gerektiğini söyleyen Özkafa Hasan Aycın çizgisinden anlam çıkarmanın aynı zamanda onu okumak anlamına geldiğini söyledi. Aycın çizgilerinin hikmetle çizilmiş çizgiler olduğunu söyledi ve işin hakikatını değil suretini görenlere bir eleştiri getirdiğini söyledi. Çizgilerde mesajın çarpıcı insan çizimlerinin ise sade olduğu tespitini yaptı. Aycın çizgisinin “seçkinci bir çizgi” olduğunu söyleyen Özkafa bunu olumlu bir anlamda kullandığını söyledi. Bu seçkinciliği ise popülist olmamak, zalimin değil mazlumun yanında olmak, meşhurun değil unutulanın yanında olma tavrı olarak tanımladı. Gülmek isteyenin Hasan Aycın çizgisine bakmaması gerektiğinin altını çizen Özkafa onun çizgisinde hikmet ile kara mizahın iç içe girdiğini, sanatının asıl kaygısının mesaj vermek olduğunu, çizgilerinde de bunu ön plana çıkardığını, çizgilerinin genel karakterinin eğlendirici değil düşündürücü niteliği olduğunu altını çizdi. Aycın’ın sanat eğitimi almamasına rağmen kendisini yetiştiren, oldukça zeki, otodidakt bir sanatçı olduğunu söyleyen Özkafa çizgilerinde işçilik ile titizliği bütün eserlerinde bıkmadan kullanarak çizgi sanatına saygınlık kazandıran bir sanatçı olduğunu söyledi.