'Yargıya Olan Güven Endeksi Birçok Kurumun Gerisine Düştü'

'Yargıya Olan Güven Endeksi Birçok Kurumun Gerisine Düştü'

Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçil, yargıya olan güven endeksinin birçok kurumun gerisine düştüğünü söyledi. Yargıya olan güvenin tartışılır hale gelmesinin bir ülke için en büyük kayıp olduğunu belirten Akçil, “Malumlarınız...

Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçil, yargıya olan güven endeksinin birçok kurumun gerisine düştüğünü söyledi. Yargıya olan güvenin tartışılır hale gelmesinin bir ülke için en büyük kayıp olduğunu belirten Akçil, “Malumlarınız yargıya olan güven endeksi birçok kurumun gerisine düşmüştür. Kurum ve kişilerin yanlış ve hatalı eylem ve işlemlerini yargı düzeltir. Yargının hatalı kararlarını kim düzeltecektir. Yargıdan kastettiğim sadece ilk derece mahkemeleri değildir. Yüksek mahkemelerde bu kapsamdadır. Dolayısıyla yargıya olan güvenin tartışılır hale gelmesi bir ülke için en büyük kayıptır.” dedi.

Türkiye Adalet Akademisi tarafından düzenlenen “Terörle Mücadele Kanunu” konulu eğitim semineri Diyarbakır'da başladı. Sur ilçesindeki Green Park Otel’de düzenlenen programın açılışı konuşmasını Danıştay Üyesi Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçil yaptı. Eğitimdeki temel ilkelerinin özgürlükçü demokrasi, insan haklarına sadakat, hakim bağımsızlığı ve tarafsızlığına riayet, mesleki kimlik ve mesleki etik kurallarının benimsenmesi ve mesleki bilginin zenginleştirilmesi ve olgunlaştırılması olduğunu kaydetti.

'Terörle Mücadele Kanunu' konulu program hakkında bilgi veren Akçil, bu kapsamda ülkenin ve bölgenin kanayan yarası olan terörün sonlandırılması için devletin ve milletin yıllardır özverili bir mücadele yürüttüğünü söyledi. Akçil, “Son yıllarda çözüm süreci ile birlikte bu sorunun bitirilmesi noktasında önemli bir mesafe alınmıştır. Konuya hukuki boyuttan bakıldığında ise; zamanın ve toplumun ihtiyaçlarına göre, temel hak ve hürriyetlerinin yasal manada sınırlandırılması daraltılmak suretiyle, yasa koyucu mevzuatta değişiklikler yapmış ve ihtiyaca göre de bu değişiklikleri yapmaya devam edecektir. Seminerimiz ile Terörle Mücadele Kanununda düzenlenen suçlar, bu suçların soruşturulması ve kovuşturulması usulü ile karşılaşılan problemlerin çözümü amaçlanmıştır.” diye konuştu.

“YARGIYA OLAN GÜVENİN TARTIŞILIR HALE GELMESİ BİR ÜLKE İÇİN EN BÜYÜK KAYIPTIR“

Yargı teşkilatının çok tartışmalı, gergin, kamuoyunu da oldukça fazla meşgul eden belki üzerinde bilimsel çalışma yapılmasını gerektirecek nitelikte bir seçim süreci geçirdiğini anlatan Akçil, “Bu seçim sisteminin Türk yargısı için faydalı olup olmadığı, bundan sonra ki dönemlerde devam ettirilip ettirilmeyeceği belki kamuoyu ve yasa koyucu tarafından değerlendirilecektir. Ancak seçim süreci bitti ve yeni HSYK üyeleri göreve başladı. Artık bundan sonra tüm yargı teşkilatı bütün enerjisiyle biriken işlere kendini vermeli, adil, hızlı ve etkin bir yargılama yürütmelidir. Kamuoyunun ve özellikle de basının gündeminden uzaklaşmalıdır. Bunu sağlayacak olan ise öncelikle hakim ve savcı olarak bizleriz.” ifadelerini kullandı.

'YARGININ HATALI KARARLARINI KİM DÜZELTECEK'

Yargıya olan güven endeksinin birçok kurumun gerisine düştüğün altını çizen Akçil sözlerine şöyle devam etti: “Kurum ve kişilerin yanlış ve hatalı eylem ve işlemlerini yargı düzeltir. Yargının hatalı kararlarını kim düzeltecektir. Yargıdan kastettiğim sadece ilk derece mahkemeleri değildir. Yüksek mahkemelerde bu kapsamdadır. Dolayısıyla yargıya olan güvenin tartışılır hale gelmesi bir ülke için en büyük kayıptır. Bu güveni en üst seviyelere taşımak için öncelikle bizler çok çalışması gerekmektedir. Tabi ki çok çalışmayla birlikte toplumda sevilen ve sayılan kişiler de olmalıyız. Toplumla aramıza ördüğümüz duvarları yıkmalıyız. Yargının soğuk yüzünü sevimli hale nasıl getiririz bunu düşünmemiz lazımdır. Mecelle'de hakimlerin vasıfları sayılmıştır. Bunlar; hâkim (hikmet sahibi), fehim (zeki), müstakim (doğruluktan şaşmayan), emin (kendisine güvenilen), mekin (vakarlı), metin (sağlam) niteliklerine sahip olmalıdır. Hakimin vasıflarının düzenlendiği madde metnine bakıldığında bir hakim ve savcının, hukuki bilgisinin yanı sıra ahlaki özelliklerinin de ön plana çıkartıldığı anlaşılmaktadır. Hakim tabi ki hukuki anlamda donanımlı olmalıdır. Ama bunun yanında hakim güzel ahlaklı da olmalıdır.”

“ADALETLİ BİR HÂKİM ZAYIFIN HAKKINI ALMAK İÇİN GÜÇLÜ OLMALIDIR”

Hâkimlerin sosyal hayata katılması, içinde yaşadığı çevrenin düşünce önderleriyle fikirlerini paylaşması ilkeler ve kanunlar çerçevesinde sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına katkıda bulunması gerektiğini anlatan Akçil, “Artık adliyeden lojmana, lojmandan lokale giden, dış ortamlarla bağlarını kesen kişilerden ziyade, toplumun güncel ihtiyaçlarını takip eden, çok okuyan, çevresine selam veren, insanları sabırla dinleyen kişiler olmalıyız. Karşılaştığımız her olayda empati yapabilmeliyiz. Sayılan bu özelliklerin dışında hakim yargılama yaparken ve hüküm kurarken hem bedeni hem de fikri açıdan oldukça sıhhatli ve bu işe hazır olmalıdır. Düşüncesindeki bütün ön yargılardan, aidiyetten ve öfkeden sıyrılmalıdır. İbn-i Haldun’un söylediği gibi adaletli bir hakim zayıfın hakkını almak için güçlü olmalıdır ve meşru olmayan hiçbir engel tanımamalıdır. Hakim cesur olmalıdır ve fikri ile zihni tamamen hür olarak işini yapmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz ise yeni düzenlemeyle çevre il ve ilçelere gönderilerin soruşturma dosyalarıyla ilgili bir eğitim ihtiyacının ortaya çıktığını dile getirdi. Solmaz, toplantının Diyarbakır’da yapılmasından dolayı akademiye teşekkür etti.

Programa Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Necdet Güngör’ün yanı sıra çok sayıda hâkim ve savcı katıldı. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.