Vicdanlar kör, ruhlar kayıp!
Suriye'deki acımasız savaş 5. yılını doldurdu. 5 yılda bir ülkenin geçmişine ait geleceğini ait ne varsa tarumar edildi. Suriye'de "filler tepişirken, çimenler ezildi." Tarih yok edildi. Camiler yıkıldı, mezarlık doldu, antik kentler yıkıldı, umutlar yok oldu. Yüzbinlerce insan hayatını kaybetti, ülkenin yarısı evini, barkını kaybetti...
**
2011 yılından bu yana Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin sayısı 4 milyonu geçti. Suriyeli göçmenler artık sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın da ortak sorunu oldu. Türkiye'ye teklif edilen "vizelerin kaldırılması" ve "3 milyar Avro" rüşveti ise dünyanın ne kadar merhametsiz hale geldiğinin en önemli kanıtı...
**
Aman Suriyeliler bize gelmesin de Türk vatandaşlarına vizeleri kaldıralım teklifi sadece bir "tuzak ve ahlaksız bir teklif"... 80 milyonluk ülkede 8 milyon insanın pasaportu var. Onların da büyük bir kısmı umre ve hac için alınmış pasaportlar. AB ülkelerinde serbest dolaşı meselesi ülkenin yüzde 10'unu bile ilgilendirmeyen bir mesele...
**
Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye vizeleri kaldırma sözüne çok güvenmemek lazım. Hatta hiç güvenmemek lazım. Sözde vizeler Haziran ayında kaldırılacak. Buna eminim hükümetimiz bile inanmamaktadır. Ben şahsen inanmıyorum ve güvenmiyorum. Türkiye'nin vizeden daha önemli meseleleri var....
**
Avrupa Birliği, Türkiye'ye 3 milyar Avro teklif etmek yerine savaşı durdurmak için çaba gösterseydi, bu kadar büyük dram yaşanmazdı. Akdeniz'in soğuk sularında bebekler, çocuklar, kadınlar ölmezdi. Milyonlarca insan evini barkını terkedip, başka ülkelerde bu sıkıntıları çekmezdi...
**
Burnumuzun dibinde yaşanan insanlık trajedisini maalesef; bizim insanımız da kanıksadı. İstisnalar hariç tabii ki. Suriye'de yaşananlar Batı insanın büyük bir kısmının zaten umrunda değil. Ama bizde de durum çok farklı değil. Suriyeliler ucuz iş gücü olarak görülüyor, olmadık hakaretlere maruz kalıyor...
**
Sahipsiz Suriyelilerin bir kısmı organ mafyasının hedefinde. Suriyeli kadınlar fuhuş çetelerin hedefinde. Suriyeli çocuklar ise savaşın en masum mağdurları. Çünkü onlar çocukluklarını yaşamadan büyüyorlar. Ailelerini geçindirmek için kavşaklarda su, mendil satıyorlar. Çocuklara dokunmayın, çocuklara kıymayın!!!
**
En kötüsü ise bu kadar kötülüğün arasında bir de merhametsiz, vicdansız insanların hışmına uğraması. Halbuki onların tek istediği şefkat ve merhamet. Önceki gün İzmir'de bir seyyar satıcının Suriyeli çocuğu havaya kaldırıp, hızla yere çarpmasını izledikçe yüreğim parçalandı. Biz bu insanlardan bu kadar mı nefret eder hale geldik? Biz böyle bir toplum değildik.. 3-4 yaşındaki bir çoçuğun günahı nedir, suçu nedir?
**
İzmir'de yaşanan bu kan donduran olay bu trajedinin sadece binde biri ve kameraya takılanı. Ya kameralara yansımayan görüntüler? Yaşananları tahmin etmek, hayal etmek bile zor. Film sahnelerinde, korku filmelerinde bile bu sahneler yaşanmıyor. Suriye'deki insanlık trajedisine tüm dünya kör ve sağır. Vicdanlar kuzey buz denizi gibi soğuk, vicdanlar körelmiş... İnsanlık vicdanı ölmüş, ruhlar kayıp ve hükümsüz!!
**
SPOTLİGHT VE AV PARTİSİ'Nİ İZLEYİN
-Genç gazeteci arkadaşlarıma bazı filmleri tavsiye etmek istiyorum. Bu yılın Oscar Ödülü almış Spotlight filmini mutlaka izleyin derim. Filmde araştırmacı gazeteciliğin nasıl yapıldığını göreceksiniz. Bazen bir haber için 9-10 ay boyunca istihbarat toplanıldığına şahit olacaksınız. Filmi izlerken gazetecilerin de duygularının olduğunu, gazetecilerin de ağlayabildiği ve haberler karşısında nasıl etkilendiğini anlama fırsatı bulacaksınız.
**
-Diğer film önerim ise Av Partisi. Bosna savaşında görev yapan iki gazeteci arkadaşın hikayesini anlatan bu filmde gazeteciliğin tecrübeyle öğrenildiğini göreceksiniz. Savaşların sadece o ülkede yaşayan insanların değil, savaş bölgelerinde görev yapan gazetecilerin hayatlarında da büyük yıkıma neden olduğuna şahit olacaksınız. Filmden şu sonucu çıkarabilirsiniz:"İyi bir gazeteci olmanın yolu araştırmacı bir ruha sahip olmaktan, cesur ve heyecanlı olmaktan geçiyor..."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.