Bu hafta siyaset yazmayacağım.

Sürekli gündeme getirdiğim ve getirmeye de devam edeceğim bir kaç konuyu siz değerli okuyucularıma aktaracağım.

Vallahi yazık, yine “El insaf” diyorum.

Bu kadar yüksek ev kirası olmaz!

**

Konya’da en düşük ev kirası, 800 lira. Aidatı? Hiç sormayın.

Aidat demişken geçen gün bir apartman yöneticisi ile yaptığımız kısa konuşmamı sizlere de aktarmak istiyorum. Konu konuyu açtı. Yönetici, “Apartmanımızda her daireden alınan aidatın bedeli 30 TL. Gel gör ki, onu bile toplayamıyorum” dedi.

İşte acı ve gerçek olan budur.

Uçarı kaçarı yok!

**

DOĞAL GAZ FATURASI ORTALAMA 360-400 TL!

Ne yaparsın... Doğal gaz faturaları da kabarık.

Havalar tam soğumadı. Birkaç yıl önceki Konya kışı, kendini henüz göstermedi.

Vatandaşa gelen fatura tutarı, şuan ortalama 360-400 lira.

Kışı iliklerimize kadar tam anlamı ile hissetsek demek ki fatura 500 lirayı aşar.

**

VATANDAŞ DAĞITIM BEDELİNE DAHA FAZLA PARA ÖDÜYOR!

Elektrik... Kullanım miktarı az, dağıtım bedeli fazla. Vatandaşın canını çok sıkıyor.

60 lira civarında elektrik tüketen bir kullanıcıya, 90 lira fatura geliyor.

Ki, 90 TL elektrik faturasının geldiği ev de kalmadı.

Genellikle 120-200 lira arasında elektrik faturası geliyor vatandaşa.

Yüzde 10 indirim falan hikaye.

Yüzde 30-40 zam yapılsın, yüzde 10 indirim gelsin. Çare, dağıtım bedeline neşteri vurabilmek.

**

YÜZDE 10 İNDİRİM VATANDAŞIN YÜKÜNÜ AZALTTI!

Su... Metreküp fiyatına bindirildikçe bindirildi. Bu da gizliden gizliye yapıldı.

Sonra enflasyon ile mücadele kapsamında “yüzde 10 indirim yapıyoruz” denildi.

Son 2-3 yılda suya yüzde 40’tan fazla zam yapıldı.

Yüzde 10 indirim can suyu oldu!

Takdir sizin.

**

Mutfak masraflarını hiç söylemiyorum. Marketlere göre pazarlar önceden daha ucuz olurdu.

Pazarlarda da fiyatlar şimdi cep yakıyor.

Ekonomik sıkıntıdan dolayı işten çıkarma haberlerini üzülerek alıyoruz.

Mağduriyetler ve işsizlik artıyor.

Hangi birini anlatayım.

Vatandaşın imkânı olsa, firmalar gibi o da konkordato ilan edecek.

Ekonomik mağduriyet arttı.

Belediyelere, kaymakamlıklara, sivil toplum kuruluşlarına artık şimdi daha çok sorumluluk düşüyor.

Bakalım onlar kendilerine düşen bu görevi ne kadar sırtlayabilecek.

Yorum sizin...