"Üretime yönelik yatırımlar artmalı"

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu TV 5 ve Kanal 42 ortak yayınında gazetecilerin sorularını cevapladı. Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanlığına da seçilen Temel Karamollaoğlu, Kanal42 Genel Müdürü Esat Ergener, Milli Gazete Yazarı Muhammed Vefa ve Merhaba Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İbrahim Büyükeken'in sorularını cevapladı.

OĞUZHAN ASILTÜRK İYİ BİR MÜZAKERECİYDİ

Oğuzhan Asiltürk ile ilgili de konuşan Temel Karamollaoğlu, "Kendisiyle en son 1 ay önce kadar, telefonda görüştüm. Biraz rahatsız olduğunu söylemişti. Daha sonra bir araya gelip konuşalım demiştim. Oğuzhan beyin rahatsızlığı artmıştı. Ankara'ya geldikten sonra sürekli hastanede tutuluyordu. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Çok kararlı bir tavrı vardı. Erbakan hocamızla birlikte uzun yıllar siyaset yaptı. Koalisyon görüşmelerini sürekli Oğuzhan bey yapıyordu. Karşı tarafta da görüşmeleri Deniz Baykal yapıyordu. 1974 koalisyonu kurulmasında büyük katkıları olmuştu. İyi bir müzakareciydi. O koalisyon çok başarılıydı. Destansı bir hükümetti. İmam-Hatip okulları açıldı, ağır sanayi hamlesi yapıldı. Kıbrıs Barış Harekatı bu dönemde yapıldı. Oğuzhan bey ile 0 aylık bir hapis arkadaşlığımız oldu. Tahir Büyükkörükçü hoca da o zaman bizimle beraberdi. Erbakan hocamız, ben, Oğuzhan bey ve Tahir hoca ile birlikte hapishane hayatımız oldu. Oğuzhan bey hapishanede de önemli fonksiyonları oldu. Tahir hocamız bize mesnevi dersleri vardı. Onun da bir numaralı talebesi Yasin Hatipoğlu idi. Yasin bey o dönemde çok önemli ezberler yapardı. Oğuzhan bey de herkese günlük hangi ibadetleri yapmak gerekiyor. Bu konuda dersler verirdi. Hapishanede manevi havanın yüksek tutulması konusunda çok önemli hizmetleri oldu. Ayrıca merhum ile hısımlığımız da vardı" dedi.

İTTİFAKLA YİK BAŞKANLIĞI GÖREVİNE GETİRİLDİM

Yüksek İstiraşe Kurulu (YİK) başkanlığına seçilen Karamollaoğlu, konu hakkında şunları söyledi: "Recai Kutan başkanlığında bir araya geldik. Arkadaşlar beni başkanlık için önerdi. İttifakla beni başkan seçtiler. Benim böyle bir talebim olmamıştı. İttifakla böyle bir karar verilince 'ben böyle bir görev istemiyorum' hakkım da ortadan kalkmış oldu. Cenab-ı Allah yardımcım olsun. Mesuliyetli bir görevi üstlendim. YİK Başkanlığı mesuliyetli bir görev. İnşallah arkadaşlarımız da bu konuda çalışmalarda bize hep destek olurlar, hem de Cenab-ı Allah önümüzü açar ve gücümüzün yetmediği konularda yardım eder. Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığı daha geniş mesuliyetli bir görev. Omuzumuzdaki görev sorumluluğu arttı."

İTTİFAKLARI GÖRÜŞMEK İÇİN DAHA ERKEN

Saadet Partisi'nin ittifak çalışmaları hakkında sorulan soruya da cevap veren Karamollaoğlu, "Daha önce de söyledim. Seçim sat-ı mailine girilmeden ittifakları görüşmek erken. Bütün siyasi partilere görüşüyoruz. Kimseyle husumetin olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Rakibiz ama düşman değiliz. Önemli olan sorunlara nasıl yaklaştığımızdır. İttifak koalisyon değildir. Koalisyonlarda ülkeyi yönetenler mesuliyeti paylaşır. Başkanlık sisteminde böyle bir şey yok. Biz güçlendirmiş parlamenter sisteme ya da denetlenebilir başkanlık sistemine geçilmesine sıcak bakıyoruz. Parlamenter sisteme geçilmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz. Barajın olmasına da taraftar değiliz" şeklinde konuştu.

KRİZDEN KURTULMANIN TEK YOLU ÜRETİM

Ekonomik krizden çıkmanın en önemli yolunun üretim olduğunu dile getiren Karamollaoğlu, şunları söyledi: "Üretime yönelik yatırımlar yapılmalı. Ülkede israfın önüne geçilmeli. İsraf bu ülkenin ekonomisine büyük zarar veriyor. Kamudaki israf korkunç boyutta. 4-5 maaş alan bürokratlar var. Hatta 50 yerden huzur hakkı alan isimler var. Bunlar çok tehlikeli işler. İster ister işçi ister memur hayatını rahatça iade edebileceği maaşın altında maaş almamalı. Yoksulluk sınırı dediğimiz sınır devlete göre 9 bin TL. Sendikalara göre ise 12 bin civarında. Asgari ücret yoksulluk sınırına göre belirlenmeli. Bir hedef konmalı. Her sene maaşları yüzde 15 artırmak gerekiyor. Erbakan hoca 1996 yılında iktidara geldiğinde yüzde 130 zam verdi memurlara. Herkes rahatladı. Her babayiğit bunu yapamaz. Bunu bir bütün olarak ele alıyoruz. Pazar canlanırsa esnaf canlanır. Piyasa canlanır, istihdam artar ve böyle üretim artar ve işsizlik tarihe karışır. Bizim ekonomiye yaklaşım tarzımız çok farklı. Bunun gerçeklenebilir olduğuna gönülden inanıyoruz."

GENÇLERİMİZİ DAHA FAZLA DESTEKLEMELİYİZ

Türkiye'nin savunma sanayisinde dışa bağımlılıktan kurtulması için gençlere maddi ve manevi desteğin verilmesi gerektiğinin altını çizen Karamollaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye son yıllarda savunma sanayisinde önemli atılımlar sağladı. Özellikle insansız hava uçaklarıyla bu alanda önemli işler başardı. Fakat bu desteğin devam etmesi gerekiyor. Geçen hafta TEKNOFEST'i ziyaret ettiğim zaman Selçuk Bayraktar'ın yaptığı işleri yakından gördüm. Biz Selçuk Bayraktar gibi gençlerimize daha fazla destek vermeliyiz. Türkiye'nin Rusya ve ABD'ye olan bağımlılığının sona ermesi gerekiyor. Kendi hava savunma sistemimi üretmeliyiz. Ruslardan aldığımız S-400'ler önemli fakat kendi savunma sistemimi de kurmalıyız."

KÖYLER CAZİP HALE GETİRİLMELİ

Türkiye'nin tarım politikasını da gözden geçirmesi gerektiğini ifade eden Karamollaoğlu, "Türk tarımında tehlike çanları çalıyor. Köylerde çalışan gençlerin önemli bir kısmı Afganistanlı gençlerden oluşuyor. Tarıma ve üretime destek verilmeli. Özellikle bölgesel bazda üretime destek verilmeli. İhtiyaç kadar üretim yapılmalı. Köyleri daha yaşanabilir hala getirmeliyiz. Eğitim, sağlık, ulaşım hizmetleri mükemmel hale getirilmeli. Köylerde imar politikası uygulanmalı. Üretime destek verilerek, köylerdeki yaşam standartları yükseltilerek, hem kırsal kalkınma sağlanır hem de köyden şehre göçün önüne geçilir" ifadelerini kullandı.

İBRAHİM BÜYÜKEKEN