Tek isteği özürlü arabasının olması

Tek isteği özürlü arabasının olması

Rahim kanseri olan 56 yaşındaki Fatma Esen’in tek istediği bir özürlü arabasına sahip olabilmek.

Geçimini yardımlarla sağlayan Esen’in en büyük mutluluğu ise oğlu Yaşar Ali.
Yeni Selçuklu Mahallesi Balıkesir Sokak’ta oturan Fatma Esen’in tek isteği bir özürlü arabasına sahip olabilmek. Rahim kanseri olan 56 yaşındaki Fatma Esen, iki elini düzgün kullanamaması ve kilosu nedeniyle yere oturamıyor. Sandalye üzerinde oturarak hayatını devam ettiren Esen’in en büyük destekçisi ise 10 yaşındaki oğlu Yaşar Ali. Annesinin yanından hiç ayrılmayan ve kendisinin de kalbi delik olan Yaşar Ali, küçük yaşında elinden geldiğince annesine yardımcı olmaya çalışıyor. Günlük ev işlerinden annesine yardım eden, başörtüsünü bağlayan Ali, kalbi delik olduğu için 3 aydır okuduğu Ahmet Perihan İlköğretim Okulu’ndaki sınıfına gidemiyor. Küçük Ali’nin en büyük mutluluğu ise annesi. Annesini çok sevdiğini belirten Ali, “İnsanlardan tek istediğim anneme özürlü arabası alınmasıdır. Annem arabası olmadığı için sokağa çıkamıyor. Onun için anneme yardım edilmesini istiyorum” dedi.
Hiçbir gelirinin olmadığını ifade eden anne Fatma Esen, hayırseverlerin yardımıyla geçimini sağladığını söyledi. 280 TL olan ev kirasını bile vermekte zorluk çektiğini aktaran Esen, “Hiçbir iş yapacak durumum yok. Yardımlarla geçiniyorum. Geçtiğimiz ay 50 TL’lik elektrik borcumu hayırseverleri yardımıyla ödedim. Rahim kanseriyim. Tedavi görüp iyi beslenmem gerekirken imkânsızlıklar nedeniyle çocuğuma bile bakamıyorum. Çocuğumun kalbi delik. Okulda sürekli bayıldığı için okula 3 aydır gidemiyor. Onun için hayırseverlerden tek istediğim bir özürlü arabası. Arabam olursa hiç değilse dışarıdaki işlerimi kendim görebilirim” dedi. Esen, ellerini kullanamadığı ve ayakta durmakta zorlandığı için 3 haftadır banyo dahi yapamadığını dile getirdi. Kendisi hakkında mahallede sürekli olarak zengin diye dedikodu yapıldığını ifade eden Esen, fakat bu söylenenlerin yalan olduğunu gözyaşlarıyla anlatıyor. Esen, “Zengin olsam niye daha iyi bir evde otur muyum? Niye çocuğumu tedavi ettir miyim? Niye kendime bir özürlü arabası al mıyım? Yeşil kartım bile yok. İnsanlar hakkımda niye böyle şeyler söylüyorlar anlamıyorum. Hayata şuanda küsmüş durumdayım. Fakat beni hayata bağlayan tek etken oğlumdur. Ben ölürsem ona ne olacak diye çok korkuyorum. Şuanda bütün işlerimi sağ olsun o görüyor. Başörtümü bağlayamıyorum o bağlıyor. Yeri geliyor yemeğimi yediriyor” diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.