Tanrıkulu: Bazı okullardan istismar ihbarları alıyoruz

Türkiye, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin'in acımasızca cinayete kurban edilmesi, Tekirdağ'da 2 yaşındaki Sıla bebeğin ise üvey babası tarafından istismar ve şiddete uğraması olaylarıyla çalkalanıyor. Bu son iki hadise, çocukların yeterince güvende olmadığı gerçeğini gün yüzüne çıkardı. Savunmasız çocukların istismara ve şiddete maruz kalması ülkeyi ayağa kaldırdı. Anne ve babalar çocuklarını okula, dışarıda oynamaya gönderirken diken üstünde oluyor. Toplumsal ahlak anlayışının bozulmasıyla birlikte sokaklar daha da güvensiz hale geldi.

SOSYAL MEDYA YETKİLİLERİ HAREKETE GEÇİRİYOR!

Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Konya İl Temsilcisi Avukat Ruhsar Tanrıkulu, çocuk istismarı ve çocuğa şiddet konusunda Merhaba Gazetesi'ne özel açıklamalarda bulundu. Tanrıkulu, Türkiye'de çocuğa istismar ve şiddet olaylarının hep var olduğunu, son 5-6 yılda ise bu tasvip edilmeyen olayların artışa geçtiğine dikkat çekti. Sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte istismar ve şiddetin daha çok duyulur hale geldiğine vurgu yapan Av. Ruhsar Tanrıkulu, “Narin olayını sosyal medyaya taşımamış olsaydık, yıllar önce ölen ablasının ölüm sebebi de tartışılmamış olacaktı. Sosyal medya sayesinde bu olaylara yönelik farkındalık arttı. Bir duyarlılık var ve sosyal medya yetkilileri harekete geçiren bir kurum oldu” şeklinde konuştu.

OKULLARDAN DA İSTİSMAR İHBARLARI ALIYORUZ!

Türkiye'deki çocukların yeterince güvende olmadığının altını çizen UCİM Konya İl Temsilcisi Av. Ruhsar Tanrıkulu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizim çocukluk dönemlerimizde güvensizlik yoktu. Sokaklarda oynayan, akşam eve gelen çocuklardık. Bugün anneler çocuklarını okula, site içinde arkadaşlarıyla oynamaya gönderirken bile endişe içinde. Kimsenin akrabalarına, yakınlarına, komşularına güveni kalmadı. Bir yönüyle de güvenilmemesi iyi. Çünkü istismar ve şiddet olaylarının daha çok yakın çevreden kaynaklandığına şahit oluyoruz. Zarar genelde en yakından geliyor. Babadan, amcadan, ağabeyden, kuzenden geliyor. Ebeveynler çocuğunu 24 saat dakika dakika koruma altına alamaz. Çocuk okula gidiyor kendinden büyük sınıftakilerle sohbet ediyor. Sürekli bir iletişim halindeler. Sadece yakın çevreden değil, okullardan da istismar ihbarları alıyoruz. Okul yönetimlerinin de bu konuda çok dikkatli olması gerekiyor. Bu sadece anne, baba ve çocukların vereceği bir mücadele değil. İstismar ve şiddet olaylarına karşı topyekün mücadele halinde olmalıyız.”

BU İŞİN KIZI VEYA ERKEĞİ YOK! HEPSİ RİSK ALTINDA

UCİM olarak ailelere ve çocuklara eğitimciler aracılığıyla eğitim verdiklerini dile getiren Tanrıkulu, “Okullarda çocuklara mahremiyet eğitimi veriyoruz. Bu eğitimler, anlayacakları dilden oluyor. İstismara uğrayan çocuklara hukuki ve psikolojik destek veriyoruz” diye konuştu. Konya'da ofislerinin Meram'da ve kapılarının ise herkese açık olduğunu söyleyen UCİM Konya İl Temsilcisi Av. Ruhsar Tanrıkulu, ayrıca şunları kaydetti: “İnsanların ahlaki yapılarında çok büyük değişiklikler oldu. Erkekler, kadınlar ve çocuklar üzerinden güç gösterişine girişti. Sapkınlık arttı. Toplumun aile yapısı değişti. İnsanlar garip bir şekilde heyecan aramaya başladı. Türk Ceza Kanununda (TCK) istismara ilişkin düzenleme yapılması gerekiyor. İstismar suçunun ağır yaptırıcı yönünün olması lazım. Özel bir düzenlemeyle cezaların artırılmasını talep ediyoruz. İstismarcılar hiçbir şekilde aftan, ceza indirimlerinden yararlanmamalı. Cezalar caydırıcı olursa istismar olaylarının bir nebze de olsa azalacağını düşünüyorum. Kanuni düzenleme yapılması şart.” Konyalıların bu konularda yeterince duyarlı olmadığını da ifade eden Av. Ruhsar Tanrıkulu, “Çocuklarımıza sahip çıkalım” çağrısında bulundu. Kız çocuklarının erkeklere göre biraz daha fazla risk altında olduğuna değinen Tanrıkulu, “Toplumda kız çocuklarına bakış açısı biraz daha farklı. Bu işin kız veya erkek çocuğu yok. Çocuklarımızın hepsi risk altında” diyerek, konuşmasını noktaladı.