Serbest Kalan Komiserin Eşi: Haklının Yanında Zerre Olmayı Tercih Ederiz

Serbest Kalan Komiserin Eşi: Haklının Yanında Zerre Olmayı Tercih Ederiz

Terör ve yolsuzluğu soruşturan polislere yönelik ikinci operasyonda gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan komiser Akif Yılmaztürk, avukatları ile birlikte açıklama yaptı. Yılmaztürk, "Kimse bizi sindiremeyecek. Yılmayacağız. Herkesin...

Terör ve yolsuzluğu soruşturan polislere yönelik ikinci operasyonda gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan komiser Akif Yılmaztürk, avukatları ile birlikte açıklama yaptı. Yılmaztürk, "Kimse bizi sindiremeyecek. Yılmayacağız. Herkesin gönlü rahat olsun. Bütün gerçekler er yada geç ortaya çıkar." diye konuştu. Eşi Şeyda Yılmaztürk ise "Biz haksız karşısında zirve olmaktansa hakikaten haklının yanında zerre olmayı tercih edenlerdeniz." ifadesini kullandı.

AVUKAT ÇALIŞIR: TUTUKLANMAYI GEREKTİREN BİR SUÇLAMA YAPILMADI

Sulh Ceza Hakimliği tarafından kararın açıklanmasının ardından serbest bırakılan bazı polisler ile avukatları, adliye önünde birlikte basın açıklaması yaptı. Gözaltındaki polislerin avukatlarından Bilal Çalışır, ikinci operasyon kapsamında 32 kişinin gözaltına alındığını ve 8 kişinin tutuklandığını söyledi. Dün tutuklanan 4 kişinin 'Özel hayatın gizliliği' ve 'Özel evrakta sahtecilik' suçlamasıyla tutuklandığını hatırlatan avukat Çalışır, "Israrla bu kişilerin hiçbir şekilde hiçbir evrakta imzalarının olmadığı, kendilerine bir evrak gösterilmediği, bunun bir tutuklama sebebi yapılamayacağına dair itirazlarımızı gündeme getirdik. Bugün yapılan sorguda da bu evrakta sahtecilik isnadından vazgeçilerek sadece 'Özel hayatın gizliliğinin ihlali'nden dolayı 4 kişinin tutuklanmasına karar verildi." dedi. Bu suçun alt sınırının 6 ay, üst sınırının da 2 yıl olduğunu belirten avukat Çalışır, yasada 2 yılın altında ceza öngeren suçlamalarla ilgili olarak kesinlikle tutuklama yapılamayacağını söyledi.

İKİNCİ KAÇ İSMAİL VAKASINDAKİ KİŞİNİN TESPİTİNİ İSTEDİLER

Avukat Çalışır, savcının odasında avukatlar tarafından görülen, şüpheli polisleri illegal olarak sorgulayan ve kamuoyuna ikinci 'Kaç İsmail vakası' olarak yansıyan konuyla ilgili olarak güvenlik kamera kayıtlarından bu kişinin kim olduğunun tespit edilmesi amacıyla dilekçe verdiklerini söyledi. Avukat Çalışır, bu kişinin kimliğinin tespit edilmesinin ardından hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

İkinci operasyon kapsamında gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan Akif Yılmaztürk de kucağında minik kızı Azra ile basın mensuplarının karşısına çıktı. Yılmaztürk, "İstihbarat Şube müdürlüğünde görev yapmaktaydım. Bana isnat edilen tüm suçlamaları reddettim ve bu suçlamalarla ilgili bana hiç bir somut delil gösterilemedi. Tamamen zorlama delillerle gözaltına alındık ve bunlarla ilgili sorguya girdik. Yapılan tüm işlemler hukuksuzdur. Hesap veremeyeceğimiz hiç bir şey yok. Çalıştığımız dönem içindeki heşey hukuka uygun kimseyi mahcup edecek hiç birşey yapmadık. Burada bize destek veren arkadaşları üzecek, hayal kırıklığına uğratacak hiç birşeye imza atmadık. Biz belki bugün serbest kaldık ama geride bıraktığımız arkadaşlar var. Bugün o arkadaşlar değil hukuk tutuklanmıştır. Burda bize isnat edebilecekleri bir suç varsa buda devletimize, vatanımıza, milletimize hizmet etmektir. Biz vatan uğruna başımızı vermek için hazırız. Bundan kimsenin tereddütü olmasın. Bu tip hareketlerle kimse bizi sindiremeyecek. Yılmayacağız. Herkesin gönlü rahat olsun. Bütün gerçekler er yada geç ortaya çıkar." diye konuştu.

'POLİS EŞİ ÖĞRETMEN ŞEYDA: HAKLININ YANINDA ZERRE OLMAYI TERCİH EDENLERDENİZ'

Akif Yılmaztürk'ün öğretmen olan eşi Şeyda Yılmaz Türk de eşinin İstihbaratta çalıştığı dönemlerde eve gece yarılarında geldiğini bazen de hiç gelmediğini söyledi. Yılmaztürk, "Ben bu duruma bir kere de olsa suratımı asmadım. Sadece devletine hizmet et. Ben gerisini hiç önemli değil. Biz böyle yetiştirildik. Böyle büyüdük biz. Şuna inanıyoruz ki buradaki arkadaşlarımızın hepsi bura inanıyor. Biz haksız karşısında zirve olmaktansa hakikaten haklının yanında zerre olmayı tercih edenlerdeniz." şeklinde konuştu.

GÖREVİ DİNLEME YAPMAK, SUÇU DİNLEMİŞ OLMAK

Polislerin avukatlarından Ahmet Arslan, "Müvekkilim, istihbaratçı. Kendisine soruyorlar, 'Vazifen nedir?', istihbaratçı. 'Görevin?', suçu önleyici dinleme yapmak. 'Suçun ne?' dinlemiş olmak. Bir insanın görevi, suçu haline gelmişse bir ülkede artık o ülkenin hukukunun geldiği noktayı siz düşünüverin." dedi. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.