"Seni unutmayacağız Bosna"

"Seni unutmayacağız Bosna"

Merhaba Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rasim Atalay'ın Bosna Hersek izlenimleri..

RASİM ATALAY

Osmanlı'nın emanetçileri Boşnak halkı bu emaneti ve tarihi mirası en iyi şekilde korumaya çalışıyor. Yaşanan acılar sürekli hatırda tutulmaya çalışılıyor. Kurşunların delik deşik ettiği duvarlar tamir edilmiyor. Mostar'da yazılı olan (don't forget) Asla unutma! yazısı da gerekli mesajı veriyor

Meram Belediyesi'nin düzenlediği açılış programlarına katılmak üzere gittiğimiz Bosna Hersek'te 2 gündüz ve 1 gecemiz geçti. Düzenlenen etkinliklere, gezi ve inceleme programlarına katıldık. İlk gün sabahın erken saatlerinde başlayan Bosna Hersek turumuzun sonuna gelmiştik. İkindi namazlarını Koski Mehmet Paşa Camii'nde kıldıktan sonra Mostar Köprüsü'nde akşamı ettik.

ECDAD YADİGARI MOSTAR BİZİ SELAMLIYOR

Yağmur da tamamen durmuştu. Artık Mostar Köprüsü'ne gidebilirdik. Aklımızda Osmanlı köyü olan Boçitely olsa da Mostar'ı görmenin heyecanı vardı içimizde. Yaklaşık bir saat süren yolculuğun ardından nihayet Mostar'a ulaştık ve Mostar Köprüsü bütün ihtişamı ile bizi karşıladı.

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ

Mostar Köprüsü'nü seyredebileceğiniz en güzel yerlerden biri, Koski Mehmet Paşa Camii. Cami, Osmanlı Vezir-i Azamlarından Sokullu Mehmet Paşa'nın Ruznamecisi ve timar defterdarlarından Koski Mehmet Paşa tarafından 1618 tarihinde yaptırılmış. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı ve Tokyo Camii Vakfı işbirliğiyle caminin 1992-1994 savaşında yıkılan minaresi yeniden yaptırılmış, caminin içi ve dışı tamamen restore edilmiş. Cami, ibadete 31 Ağustos 2001 tarihinde açılmış. İkindi namazları da burada eda ettikten sonra Mostar Köprüsü'nün muhteşem görünümü altında bir Mostar turu yaptık. Mostardaki tarihi çarşı da Başçarşı'yı aratmayıyor diyebiliriz. Mostar'da akşamı ettik. Etraf gazeteci dolu. Diğerlerinden farklı şeyler yapma, farklı fotoğraflar çekme dürtüsü bastı bir anda. Mostar'ı en güzel nereden fotoğraflayacağımı düşünürken, TRT Konya temsilcisi arkadaşım Ramazan ile birlikte cami görevlilerinden izin alarak caminin minaresine çıktık. Soluk soluğa caminin minaresinin tepesine çıktık. Mostarı görebileceğimiz en güzel yerdeydik. Fotoğraf çekmeye doyamıyor insan. Yaklaşık yarım saat minareden inmedik. Hem fotoğraf çekiyor, hem de etrafı seyrediyordum. Görevli artık inmemiz gerektiğini söyleyince şöyle son bir defa daha baktım Mostar'a ve aşağıya indik.

KÖPRÜ, GERDANLIK OLARAK ANILIYOR

Mostar Köprüsü'ne bir de yakından bakalım, üzerinden bir geçelim derken rehberimiz Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Psikoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Mehmet Yasir Cebeci, köprünün özelliklerini anlattı bize. Köprü, Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar Hayrettin tarafından 1566 yılında yapılmış. Köprünün yerden yüksekliği 25 metre, uzunluğu 30 metre ve 4 metre de genişliği varmış. Köprü, dünyanın tek kemerli köprüler listesinde ilk 3'ün içerisinde yer alıyormuş. Köprü, aynı zamanda bu mimari özellikleri dışında en önemli özelliklerinden bir tanesi şehrin doğu ile batısını bağlıyor olması. Şehrin doğusunda Boşnaklar, batısında Hırvatlar yaşıyor. Kültürlerarası iletişim burada başlıyor. Aynı zamanında bu köprü bir gerdanlık olarak anılıyor Türk edebiyatında.

Böylesi değerli bir köprü 1992 yılında Bosna Hersek'te çıkan savaşta Hırvatlar tarafından Hun tepesinden sabah saatlerinde bir atış yapılarak kısmen yıkılmış. İşin ilginç yanı, o dönemde Sırplarla Boşnaklar arasında bir mücadele varken, Hırvatlar, Boşnakların yanında yer alıyor gibi görünmelerine rağmen Boşnakları arkalarından vurmuş. Bir değeri, bir simgeyi yıkmalarının sebebi ise bazılarının çıkarları doğrultusunda Boşnak ve Hırvat halklarının İslam üst başlığı altında biraraya gelmelerini engellemek, iki taraftaki kültürel etkileşimi tamamen bitirmekmiş.

Sonrasında 2004 yılında TİKA tarafından kültürel mirasa tekrar kazandırılıyor. Neretva Nehri'nin içerisinden eski köprünün malzemeleri tekrar çıkarılıyor. Ama bir kısmı onarılamıyor ve müze şeklinde sergileniyor. Bunun üzerine aynı taştan bulma çalışmaları başlıyor. Uzun süredir çalışmayan Bosna Hersek'teki taş fabrikalarında bu taşlardan yapılıyor. Ama onun öncesinde tek kemerli bir köprü olduğu için tutturması da çok zor. Köprünün nehrin üzerine yansıması bir hilal şeklinde oluşuyor. Bu şekil için önce bir deneme yapılıyor. Tutturduktan sonra bu köprü tekrar kurulmuş oluyor. Bu köprüyü yeniden yapanlar ise tamamen Türk mimarlar ve Türk çalışanlarmış. Köprü şimdi UNESCO tarafından korunuyor. İnşallah bir daha böyle yıkımlar yaşanmaz.

İLGİNÇ BİR GELENEKLERİ VAR

Mostar Köprüsü'nde çekim yapmaya doyamıyoruz. Köprüyü her açıdan, tüm yönleriyle fotoğraflayıp uzun uzun incelemeye devam ediyoruz. Aslında Mostar Köprüsü'nde farklı bir gelenek de yaşatılıyormuş. Genç bir delikanlı, bir kıza sevdalandı da onunla evlenmek istediyse köprüden Neretva Nehri'ne atlayarak evlililğe hazır olduğunu göstermeye çalışıyormuş. 25 metre yükseklikten Neretva Nehri'ne atlamak da her yiğidin harcı değildir. Şimdilerde bu işi ticarete dökenler de olmuş. 25 avroyu verdiğiniz zaman birini çok rahat Mostar Köprüsü'nden Neretva Nehri'ne atabiliyorsunuz. Grubumuzdaki arkadaşlardan birisi 10 avro ve 40 TL verdi ama genci bir türlü atlamaya ikna edemedi. Sonra grup arasında para toplandı ve 25 avro tamamlandı. Neretva'ya atlayacak olan genç önce kendisini buzlu suyla şokladı. Sonra köprünün korkuluklarına çıktı ve kendisini Neretva'nın serin sularına bıraktı. Ne garip insanlar var, para için bu tehlike göze alınır mı?

DON'T FORGET (ASLA UNUTMA)

Mostar'da, Mostar Köprüsü yakınında dikkatimizi çeken bir diğer nokta da bir duvara yazılmış olan 'Don't Forget' yazısı. Yani 'asla unutma...' 1993 yılında yaşananları, o çileyi, kanlı savaşı, Müslüman Boşnak halkının yaşadıklarını hem kendi halkına hem de tüm insanlığa unutturmamak için verdiği evrensel bir mesajmış bu.

Zaten Bosna Hersek'in neresine giderseniz gidin, savaşın izleri halen duruyor. Yani sokaklarda yürüdükçe savaşı ve orada yaşananları sanki an be an siz de yaşıyorsunuz. Binaların hemen hemen hepsi delik deşik. Kurşun izleriyle dolu... 1993'te başlayan savaşın tam ortasında kalan Boşnak halkı bu kurşunların da hedefinde kalmış. Tabi ümmet bilinci, İslam kardeşliği duygusu bu zulme asla göz yumamazdı. İslam coğrafyası, Müslüman Boşnak halkını bu zulümden kurtarmak için seferber olmuş. 1993-1995 yılları arasında Türkiye başta olmak üzere birçok İslam ülkesi Bosna Hersek'in bu zulümden kurtulması için maddi ve manevi desteklerde bulunmuş. O dönemde yaşananları hatırtayanlar anlatıyor. Türkiye'de ve Konya'da da yardım kampanyaları başlatılmış. Bir kutu kibritin Bosna Hersek'e yardım amacıyla bugünün değeriyle 20-30 bin TL'ye satıldığı söyleniyor.

KARDEŞLİĞE YAPILACAK EN GÜZEL YATIRIM

Mostar Köprüsü'nde uzun uzun vakit geçirdikten sonra tekrar otobüslerimize bindik. Hadiczi'ye doğru yol almaya başladık. Kısa bir süre sonra Hadiczi'nin merkezine ulaştık. Rengarenk ışıklandırılmış bir parkın önünde durduk. Tabelada Meram yazısını görünce bize giderken hiç bahsedilmeyen yerin neresi olduğunu anladık. Meram Belediyesi Hadiczi'ye güzel bir park yapmış. Akşam ve yatsı namazlarını da parkın hemen yanında bulunan camide kıldıktan sonra Saraybosna'daki bir otele yerleştik. İyi yorulmuşuz, e biraz uykusuzluk da var. Yemeği yer yemez odalarımıza çekilip bir güzel dinlendik.

KARDEŞTEN KARDEŞE GÜZEL BİR ARMAĞAN

Artık Bosna Hersek'teki son günümüz... Sabah kahvaltısını yaptıktan sonra Meram Belediyesi'nin yaptığı sağlık merkezinin açılışını gerçekleştirmek üzere tekrar Hadiczi'ye geldik. Parkı bir de gündüz gözüyle gördük. Bosna Hersek halkı yapılan bu yatırımdan o kadar memnun kalmış ki sormayın. Hadiczi Belediye Başkanı Hamdo Eyuboviç duygularını anlatırken heyecandan tir tir titriyordu. Hadiczi halkının bu sağlık merkezine ihtiyaç duymaması temennileri ile sağlık merkezi açıldı.

MEHTER BOŞNAĞI AĞLATTI, BİZİM GÖĞSÜMÜZÜ KABARTTI

Bizimle birlikte Konya Büyükşehir Belediyesi'nin mehter takımı da gelmiş. O ana kadar ben de bilmiyordum mehterin aramızda olduğunu. Hemen yerleştiler ve başladılar marşlara... Ceddin deden neslin baban, fetih marşı derken Boşnaklar iki göz iki çeşme. Bizimse göğsümüz kabardı, duygulandık. Bu kadar sevildiğimizi bilmiyorduk açıkçası. Kısa gösterinin ardından yaklaşık 1 kilometre uzaklıkta olan Hadiczi Stadyumu'na doğru yol almaya başladık. Önde mehter takımı, arkada Boşnaklar ve biz. Sanki Bosna'yı yeniden fethediyoruz. Anlatılmaz yaşanır derler ya, aslında aynen o durumu yaşıyorduk. Alkış tutanlar, göz yaşları arasında izleyenler, tekbirler getirenler, çat pat Türkçeleri ile 'niye gelmediniz şimdiye kadar' diyenler, pencereden sarkanlar, şaşırıp kalanlar...

Nihayet ulaştık stadyuma. Burada da Mehter Takımı marşları ile stadyumu dolduran binlerce insanı coşturdu. Hücum marşını da söyledikten sonra mehter bir kenara çekildi. Protokolün yaptığı selamlama konuşmalarının ardından Bosna Hersek'li gençler de halk oyunları gösterisi yaparak kültürlerini tanıttı. Aslında bize çok benziyor, bizden birşeyler çalıp söylüyorlar. Bu nedenle pek yabancılık çekmedik.

BAŞKAN İDMAN DAĞLARINDA GAZİ OLMUŞ

Savaşın en acı izlerinin yaşandığı yerlere ziyaretlerimiz devam ediyor. Sırada İdman Dağları var. Devasa ağaçların adeta yolu kapattığı ormanlık alanda İdman Dağları'na doğru ilerliyoruz. Yaklaşık 2 saat süren yolculuğumuzun ardından dağın zirvesinde bulunan bir otele ulaştık. Öğle yemeğini yedik ve hemen merakla etrafa bakınıyorduk. Bu otelde çay bile vardı. Çayı görünce nedendir bilinmez, çok sevindik. Hemen birer bardak çay alıp dışarı çıktık. Manzarayı fotoğraflıyorduk. Aslında İdman Dağları'nda da ciddi çarpışmalar olmuş. Hatta Hadzici Belediye Başkanı Hamdo Eyuboviç burada gazi olmuş. Ama şimdilerde savaştan pek eser kalmamış. Kayak merkezleri yapılmış buraya. Ve çok sayıda otel. Vaktimiz de az kaldı, akşam üstü havaalanına gidip Konya'ya dönmek üzere yola çıkacaktık. Lakin Bosna Hersek'e kadar gitmişken Bosna Hersek'in lideri Bilge Kral Aliya İzzet Begoviç'in mezarını ziyaret etmeden ve Başçarşı'da bir tur atmadan dönmek olmazdı.

BİR NESİL YOK EDİLMİŞ

Yerleşim yerinin bulunduğu her yerde büyük mezarlıklar var. Bu mezarlıklar bile savaşın ne kadar şiddetli geçtiğini anlatıyor aslında. Saraybosna'nın merkezine geldik ve bizim Fuar Kültürpark'ın girişinde bulunan Saraybosna Sebili'nin orijinalinin önünde durduk. Aliya İzzet Begoviç'in de mezarının bulunduğu büyük bir mezarlık var yakınlarda. Önce oraya gidip Rahmetli Aliya İzzet Begoviç'i mezarı başında ziyaret ettik. Dualar ettik. Allah rahmet eylesin...

Mezarlıkda dikkatimi çeken başka bir şey daha vardı. Mezar taşlarına bakıldığı zaman ölümlerin neredeyse tamamının 1993-1995 yılları arasında meydana geldiği anlaşılıyor. 20-25 yaşlarında, hayatlarının baharında şehit düşmüşler. Bu da bence savaşın ibretlik bir görüntüsü. Bir nesli yok etmişler.

BAŞÇARŞI'DA AKŞAM TURU

Bosna Hersek'in Başçarşısı'nı çok duymuştum. Görmek ilk defa nasip oldu. İnsan buraya girdiği zaman ortamın büyüsüne hemen kapılıyor. Tam bir Osmanlı ticaret merkezi. Küçük küçük dükkanlarda çoğunlukla hediyelik eşya satışı yapılıyor. İşletmecilerin çoğu kadın. Konya'da pek de alışık olmadığımız bir durumla karşılaştım. Başçarşı'nın girişinde Saraybosna Sebili'nin az ilerisinde bir erkek kuaförünün bayan işletmecisi bol köpüklü traş yapıyordu. Başçarşı'nın sokaklarında ilerlerken bir anda kendimi daha farklı bir ortamda buldum. Zamanında Başçarşı'nın bir bölümünü yakmışlar ve sonrasında da yeni tekniklerle imar etmişler. Ortamın büyüsü bir anda bozuluyor.

Artık dönüş vakti gelmişti. Otobüslerimize doğru ilerlerken ufak tefek hediyeler aldık Bosna hatırası diye. Saat de epey geç olmuş. Sarajevo Havaalanı'na doğru yol alırken kendi kendime 'keşke daha uzun süre kalabilseydik' dedim. Havaalanına vardığımızda uçağımız hazır, bizi bekliyordu. İşlemlerimizi hızlı bir şekilde yaptıktan uçağımıza yerleştik ve Konya'ya geri döndük.

Bosna Hersek'in kalbinin yarısının burada attığını, Türkiye'yi ve Türkleri ne kadar çok sevdiklerini görmüş ve yaşayarak öğrenmiş olduk. Bizim de kalbimiz ve gönlümüz sizinler kardeşler. Son olarak, bulduğum ilk fırsatta yeniden Bosna Hersek'teyim.
Meram Belediye Başkanı Serdar Kalaycı ve ekibini öncelikle Bosna Hersek'te yaptığı önemli yatırımlardan dolayı tebrik ediyor, bize göstermiş oldukları yakın ilgi ve Bosna'yı gezme fırsatından dolayı da ayrıca teşekkür ediyorum.

-BİTTİ-

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.