Sandıkta kısır ikilem

Sandıkta kısır ikilem

Mısır, referandumun ikinci aşamasına yine yeni anayasayı reddedenler ve destekleyenlerin gerçekleştirdiği gösterilerin gölgesinde girdi.

Mısır, referandumun ikinci aşamasına yine yeni anayasayı reddedenler ve destekleyenlerin gerçekleştirdiği gösterilerin gölgesinde girdi. Referandumda resmi olmayan sonuçlara göre yüzde 70 "Evet" çıktı. Mısır'da iki aşamalı olarak yapılan anayasa referandumuna katılımsa bir hayli düşük. İlk turda referanduma katılım yüzde 32 olurken,  ikinci turda da katılım yüzde 30 civarında oldu. Ama sonuç ne olursa olsun bu referandum sürecinin Mısır siyasi hayatında silinmez izler bıraktığı kesin.

Birincisi; referandum süreci Mübarek’in devrildiği 25 Ocakta gerçekleşen devrimden sonra yeni bir saflaşmayı ortaya çıkardı. Bundan dolayı, Mısır’da Al Ahram gazetesinin haftalık yayınlanan dergisi referandum öncesi sayısını “bölünmek için oy kullanmak” başlığıyla yayınladı. Bir tarafta ülkenin siyasi geleceğinin milyonların dolduğu Tahrir tarafından belirleneceğini fark ettikten sonra sürece katılan Müslüman Kardeşler ve Selefiler varken, diğer tarafta ise Ulusal Kurtuluş Cephesinde birleşen güçler var. Bu güçlerde öne çıkan dört isim; 30 yıldır Mısır’ın dışında bulunan Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Eski Başkanı Muhammed Baredey, Arap Birliği Eski Genel Sekreteri Amr Musa, Savunma Eski Bakanı Ahmet Şefik ve Nasırcı Lider Hamdin Sabbahi.

İkincisi; şimdilik öne çıkan bu muhalif isim ve partilerin son derece dağınık  ve son ana kadar boykot ile hayır arasında gidip gelmesi. Amr Musa ve Baradey gibi uluslararası emperyalizmle sıkı ilişkili olan şahsiyetler ya da eski düzenin temsilcisi olan Ahmet Şefik, halkın ekmek, özgürlük ve Filistin davası konusunda taleplerini gerçekleştirebilecek bir program ve siyasi örgütlenmeye sahip değil.

Üçüncüsü; referandumunun ilk aşamasının en belirgin sonucu, 25 Ocak devriminden sonra yapılan dört ulusal oylamaya göre en düşük katılımın olmasıydı. Referandumunun ilk turuna katılım yüzde 30’lar civarında gerçekleşti. Referandumu boykot edenler, içinde irili ufaklı grupları barındırsa da her iki kutupta da yer almayan ve sandığa gitmeyerek “sen beni ve taleplerimi yok sayarsan, referandumuna katılmayarak tavır alırım” diyerek son iki yılın verdiği siyasi tecrübe ve öngörüyle sandıklara gitmeyen Mısır’ın en büyük kitlesidir. Aslında Mısır devriminin ilerlemesi tam da bu kitlenin siyasi olarak örgütlenebilmesine ve Mısır’ın siyasi yaşamına ağırlığını koymasına bağlıdır. Çizmeye çalıştığımız bu tablo, siyasetini sokakta yapan Mısırlıların bundan sonra taleplerinin takipçisi olacaklarını ve hükümetlerin rahat olmayacağını gösteriyor. Mısır halklarının  taleplerinin gerçekleşmesi ve bulanıklığın ortadan kalkması için üçüncü bir cephe gerekmektedir. Ama bunun gerçekleşmesi ve safların yeniden şekillenmesi elbette zaman alacaktır.


HALK SANDIĞA GİTMEYEREK İKİ KAMPI DA REDDETTİ

Dina SAMAK
Ahram Online


Mısır Anayasa referandumu oylamasının birinci aşaması bitti. Ancak, Mısırlılar ne için oy kullandılar ve istediklerini elde edebilecekler mi? Um Raşa, İslami kurallara göre giyinen yüzü peçeli, üç çocuk annesi bir aşçı. Suez’e yakın bir köyde yaşıyor. 2011 yılına kadarki her seçimde, Müslüman Kardeşler’e ve Selefilere oy vermiş çünkü “onlar dindar insanlar, Allah’tan korkar ve ona itaat ederler; yoksullar için iyidirler” diyormuş.

Ancak, Um Raşa ve kendisi gibi ailelerin geçimini sağlayan Mısırlı kadınların yüzde 40’ı yoksulluk sınırının altında bir yaşam sürdürmekte. Onların yaşamında devrimden bu yana herhangi bir iyileşme olmadı. Um Raşa 22 Aralıktaki anayasa oylamasında kime oy vereceğini bilmediğini söylüyor. Ancak, Müslüman Kardeşler için oy kullanmayacak çünkü; “onlar yoksulların zararına fiyatları yükseltecekler” diyor.

Um Raşa “Müslüman kardeşler, dul ya da boşanmış olmadan bana mali destek yapmayacak. Oysa ben ne dulum ne de boşandım. Ben kıt kanaat geçinebilen yoksul bir kadınım” diye ekliyor. Sözlerini “Diğer adamlar (Ulusal Kurtuluş Cephesinin liderleri) faturalarımı ödememde bana nasıl yardımcı olacaklarını söylemediler. Ne söylediklerini ve Mursi ayrıldığında nasıl yöneteceklerini anlamıyorum. Sanırım sadece birbirleriyle kavga edecekler” diyerek bitiriyor. Madi eski pazarında, 50’li yaşlarda, Sohaglı bir meyve satıcısı olan Adel Hamid, referandumun ilk ya da ikinci aşamasının hangisinde oy kullanması gerektiğini bile bilmiyor. Olanları ise şöyle yorumluyor; “Bu olanlar bizim için değil. Ben sadece iyi şeyler olsun istiyorum ama olanlardan hiçbir umudum yok.” Sohag’da geçen Cumartesi günü oylama yapıldı. Bu nedenle Um Raşa gibi Adel Hamid’nin sesi de referandumu etkilemedi.

Genç kızını her hafta diyalize götürmek zorunda olan Adel Hamid, “Müslüman Kardeşler’e oy versek, onlar fiyatları yükseltecekler, muhalefet ise protestolara devam ediyor. Muhalefete oy verirsek taleplerimizi sağlayabilecek kurumlara yani hükümete sahip olana kadar beklememizi söylemeye devam edecekler. Sağlık sigortam yok ve ben bütün günümü, yaşamak için yeterli para kazanmak ve kızımın tedavi masraflarını devletin karşılaması için bana yardımcı olabilecek insanlar bulmaya çalışmakla harcıyorum” dedi. Referandum şu soruya yanıt veremiyor: Yaşamınızı, kimin iyileştireceğine inanıyorsunuz? Bir yanda Müslüman Kardeşler, diğer yanda “devrimin taleplerinin yerine getirilmesi” için çağrı yapan muhalefet. Nihayetinde, halk, oy kullanmamayı seçerek Mısır seçkinlerinin her iki kampını da reddetmiş oldu.


HALK MÜSLÜMAN KARDEŞLER'E DEDİ Kİ...

Mustafa NACCAR
Al Yavm


Geçmiş aylar boyunca hâkim partinin takipçileri en yüksek seviye ulaştı. Seçkin konuşmacıları için halkın desteğinin büyüklüğü övünme kaynağı oldu. Muhalefetin zayıflığı ve onun uydu bir muhalefet olduğu suçlamaları klimalı salonlarda yapıldı.

Mısırlılar kararlı bir şekilde kendilerini şişirenlere dediler ki; hacmini bil, kendine bak, hemen yayılma. Gerçek; hayallerinden farklı. Mısırlıların yarısı, Müslüman Kardeşler’e açık bir mesaj verdi; biz sizi istemiyoruz. Oylama sadece arızalı anayasa için değildi. Elde edilen geçici çoğunluk yakın bir gelecekte tekrar edilemez.

Birinci aşamanın neticesinde; oy kullanma hakkı olan her 100 Mısırlının; 69’u referanduma katılmadı, 18’i anayasayı onayladı. 13’ü reddetti. İdari engellerden dolayı binlerce kişinin oy kullanmasının engellenmesine rağmen, bazı illerde örgütlemede ve sonuçların uygunluğunun tespitinde kaos yaşanmasına rağmen Mısırlıların iradesine saygı duyacağız.

Kalan illerdeki oylama gerçek ve objektif bir sonuç çıkması için hala bir fırsat. Nihai sonuç “evet” olsa bile, Mısırlıların yarısı bu anayasayı reddetmektedir. Bu da onu meşru yollardan değiştirilecek geçici bir anayasa yapar. Halkının yarısının anayasayı reddettiği saygın bir devlet yoktur. Bu durum bölünmeyi artırmaktadır.

Müslüman Kardeşler sahneyi büyüklenmeden okumalı ve tahlil etmelidir. Sonuç kendisi bakımından başarısız gözükmektedir. Eğer bu derslerden faydalanmazlarsa, siyasi olarak geri dönüşsüz intihar yoluna girmiş olurlar.


İKİNCİ AYAKLANMA

Muhammed FADIL
Gulf News


Son haftalardaki çatışmalar Mısırlılara; Müslüman Kardeşler iktidarında önümüzdeki günlerde ne olacağının net bir resmini sundu. 26 Kasımda Kahire’de, Tahrir Meydanı’nın kalbinde birçok göstericiye, “Neden, Müslüman Kardeşleri sandıkta devirmek için bir sonraki seçimleri beklemiyorsunuz?” diye sordum. Hepsi şunu söyledi: “Bu halk hiçbir zaman sandıkta alaşağı etmeyecek.”

O günden bu yana Mısır’ın yeni yöneticileri Mısırlılara, 79 yıl önce sandık yoluyla Nazizmin yükselişi kabuslarını dünyanın geri kalanına hatırlatmak için yeterince kanlı bir şov gerçekleştirdi. Sokaklarda karşıt göstericiler arasında kanlı çatışmalar, ifade özgürlüğüne şiddetli düşmanlık ve sonuç: Şimdiye kadar 11 ölümle sonuçlanan sivil çatışmalar.

Mısır’da yeni anayasa konusunda savaş ortaya çıktı; çünkü Mısırlılar Hüsnü Mübarek diktatörlüğünü devirdiler. Ancak ne yazık ki devrim, Mübarek dönemi diktatörlüğünün din ikizleri tarafından sandıkta çalındı. Mısırlılar geçen yıl cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tatsız bir değiş tokuşla karşı karşıya kalmışlardı; Mübarek döneminin devamı mı? Yoksa Müslüman Kardeşler’in üstünlüğü mü? Mısırlılar değişim isteyen tarihi blok arasında bile bölündüler. Bu bloktaki yaşlı nesil Ahmet Şefik için oy kullandı. Geçler ise Muhammed Mursi’ye oy verdi. Ve şimdi yeni anayasa taslağı ile Mısırlılar için uyarı çanları çalıyor.
Üstelik cumhurbaşkanına yargı üzerindeki kontrolü de dâhil olmak üzere geniş yetkiler veren 29. Madde, baştan diktatörlük korkusunu körüklemektedir. Yeni anayasa, eğitim ve sağlıkta devlet desteğini çekiyor. İşçiler için tüm diğer sosyal kazanımları ortadan kaldırıyor. Yoksulluk oranı oldukça yüksek. Devlet tarafından uzun zamandır sosyal adalet yönünde bir tutum benimseyen Mısır gibi bir ülkede bu adımlar, sadece bir isyan için ek nedenler sunmaktadır. Özelleştirme? Belki bu, yoksul Mısırlıları bekleyen yeni bir sosyal mühendisliği tanımlamak için yumuşak bir terimdir.


REFERANDUMA DAİR GAZETE BAŞLIKLARI...

* Bu Müslüman Kardeşlerin ‘Muhteşem
Düşüşüdür’
Esad Abu Halil - Al Akhbar

* İkinci Mısır Devrimi
Al Akhbar

* Mısır Referandumu Evet Tokadını Attı
Al Şark Al Awsat

* Mısır'ın Bütününde Yangın.
Mısır Al Yavm

* Mısırlıların Yüzde 43'ü Niçin Şeriatı Reddetti
Mısır Al Yavm

* ‘Maharetli’ Kardeşler ve Sınav Anayasası
Al Kuds Al Arabi

* Mısır'ın Mesajı; Meşruiyet ve Sorumluluk
Al Ahram

* Ne zamana kadar ‘evetin’ faturasını ödeyeceğiz
Diya Rişvan - Mısır Al Yavm

evrensel.net

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.