Pozitif Ve Negatif Yansımalar
Yazılarımı bekleyen siz değerli okurlarımdan bir özür ve helallik isteme olarak yazımın girişinde bir açıklama yapma zorunluluğunu hissediyorum.
**
Konya’mız, Türkiye’miz hatta tüm dünya için Ekolojik denge, enerji tasarrufu ve sağlıklı yaşam alanları oluşturabilme açısından çok önemli bir ürün üzerine yaptığımız yoğun çalışmalar, akabinde geçirdiğim covid19 rahatsızlığı nedeniyle bir süre yazamadım.
Dolayısıyla da sizlerden ayrı kalmak zorunda kaldım.
Ekonomimize ciddi manada katkısı olacağına inandığımız ve gelecek nesillerimize bırakabileceğimiz sürdürülebilir miraslardan biri olsun diye uğraş verdiğimiz bu buluş ürünümüzü İnşallah yakın bir zamanda herkes beğenerek kullanmak isteyecek.
*
Yaklaşık 12 gün süren tedavi ve İzolasyon sürecimde her zamankinden fazla düşünecek zamanım oldu. Aynı zamanda, aynı yerden, aynı yöne yaptığımız yolculuğu karmaşık duygular içinde düşündüm;
Bir yolculuğu arabanın lastiği patladı diye sonlandırmıyoruz.
Arabayı bir kenara bırakıp başka yönlere de gitmiyoruz.
Ya bir lastikçiye gidiyoruz, ya da elimizden geliyorsa stepneyi takıp yolumuza devam ediyoruz. Basit bir bakış açısıyla sıradan yolculuklarımız için bile hal böyle iken, yanlışlarımız ve hatalarımız var diye nasıl oluyor da asıl olan Allah’a(C.C.) kulluğumuz ve ahiret yolculuğumuzu görmezden gelebiliyoruz?
**
Yazılan çizilenleri okuyor, görüyoruz.
Bozulan toplum ahlakı, şiddet vs. vs.
Herkes duyar kasıyor da acaba hangimiz ne kadar dönüp kendine bir bakıyor?
Ana haber bülteninde olayları aktaran spiker dokunsan ağlayacak gibi anlatıyor haberi.
Haberlerin ardından başlayan dizide bakıyorsun kan gövdeyi götürüyor.
Kadınlara biçilen rolleri, temsilde hata olmasın neredeyse şeytana teklif etsen o bile kabul etmeyecek!
Hangi duyarlılığımızla bilmem kaçıncı sezonunu sürdürebiliyor bu diziler ya da programlar?
**
Kimi kandırıyoruz ki?
Göz göre göre bu durum ne kadar devam edecek?
Kimin kulu olduğumuzu biliyoruz bilmesine de, şu veya bu bahaneyle kimlere ya da nelere kulluk ettiğimiz nerede, nasıl bilinecek?
Dünya hayatına, ziynetlerine ve süslerine kendimizi nasıl kaptırdıysak, derin ve tatlı uykusundan uyanmak istemeyen çocuklara benziyoruz.
Güzel gelen uykumuzdan uyanmak, sıcak yatağımızdan çıkmak istemiyoruz.
Kendimize gelmek, gerçeğimize uyanıp, birbirimizi uyandırmak yerine, birbirimizin pışpışları ninnileriyle birbirimizi uyutuyoruz.
**
Hangimiz olsa herhangi bir yolda bir arabanın patlak lastikle gittiğini ya da kapısının tam kapanmamış olarak yoluna devam ettiğini görsek başlarına bir şey gelmesin diye içindekilere haber vermeye, uyarmaya çalışırız.
Olsun ben patlak lastikle, açık kapıyla yoluma giderim diyen de olmaz herhalde.
İnsanların oluşturduğu sistemler, düzenler ve yollar dünyadan ahirete yapılan yolculukta patlak lastiklerle, kapanmamış kapılarla vs.vs. gidilmesine çanak tutuyor olabilir.
Birileri de Allah’tan korkmuyor, kuldan da utanmıyor, haramı helali umursamıyor yoluna bakıyor olabilir.
**
Peki, Allah’a(C.C.) kul, Peygamberine Muhammet Mustafa (S.A.V.) ümmet olduğunu dillendiren biz Müslümanlar, hangi mantıkla Allah’ın(C.C.) emirlerini ve yasaklarını umursamaz olabiliyoruz?
Bu yolculukların felakete doğru gittiğini bile bile hangi düşüncelerle gözlerimizi kapayıp vurdumduymaz kalabiliyoruz?
Hz. İbrahim’in(A.S.) atıldığı ateşi bahçeye dönüştüren, Ashabı Uhdud hendeklerdeki ateşlere, kaynayan yağ kazanlarına atılırken kundaktaki bebeği konuşturup annesinin yüreğine cesaret veren Allah(C.C.)ile, hadiseyi seyreden insanları lanetleyen aynı Allah(C.C.) değil mi?
Takdir, Hikmet ve Hükmün tecellisini, İzlediğimiz film ve dizilerin senaryoları gibi mi algılıyoruz?
**
Hz. Yunus’un(A.S.) kavminin imanını bildiren, Rasülullah(S.A.V.) efendimizin ashabından Razı oldum diyen Allah’ı(C.C.) sevdik de, Hz. Lut(A.S.) ve nice Peygamberlerin(A.S.)kavimlerini helak eden, nedenleri ve süreçleriyle ibret alalım diye bizi ikaz eden Allah’ı(C.C.) sorgular mı olduk?
**
Kardeşlerim hala nefes alabiliyorken, kendimize gelelim.
Yaratılış nedenimize sırtımızı dönmeyelim de gerçeklerimizi görelim. Bizler Allah’ın(C.C.) kullarıyız diyorsak, Alemleri ve bu alemler içinde bizleri yaratan her şeyin halikı ve maliki olan Rabbimize kulluğumuzu bilelim.
Vesselam.