Pazarcı değil, ekonomi uzmanı

Pazarcı değil, ekonomi uzmanı

10 yıldır pazarlarda seyyar satıcılık yapan Adnan Dadak, ekonomi hakkında yaptığı açıklama ile herkesi şaşırtırken önerileri ile de ekonomi uzmanlarına taş çıkarttı

EKONOMİ UZMANLARINA TAŞ ÇIKARTTI
Salı günleri Muhacir Pazarı içerisinde kurulan ve ağırlıklı olarak giyim eşyalarının satıldığı pazar renkli görüntülere de sahne oluyor. Ucuz olmasının yanı sıra yüzlerce çeşit giysi çeşidi ve züccaciye malzemeleri ile Konya halkının uğrak yeri olan pazarda ne ararsan var. Uzun yıllar pazarda tezgah açan esnaflar, Salı pazarının halkın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak kapasitede olduğunu ifade ederken,  mağazalara oranla hem daha ucuz hem daha çok çeşit ürün olmasına rağmen satışların o kadar hareketli olmadığını söyledi. Salı pazarında tezgah açan esnaflar kendi sorunlarının yanı sıra ülke sorunları hakkında görüşlerini bildirirken yaptıkları açıklamalar ile ekonomi uzmanlarına taş çıkarttı.
LÜKS TUZAĞININ KANCASINA TAKILDIK
Yaklaşık 10 yıldır pazarlarda tezgah açan Adnan Dadak, piyasada yaşanan sıkıntılar ve nedenleri konusunda önemli mesajlar verdi. Dadak, ülkede yaşanan ekonomik krizin tek nedeninin Türk halkının, ‘Lüks tuzağı’na düşürülmesi olduğunu söyledi. Dadak, “Bugün insanlarımızın esiri olduğu lüks tutkunluğu yüzünden bir adım ileriye gidemiyoruz. Küçüğünden büyüğüne kadar herkes lüks tuzağı denilen kancanın pençesinden kurtulamadı. Gelişmek ve ekonomik yönden iyileşmek istiyorsak ilk önce bu tuzaktan halkımızı kurtarmamız lazım. Lükse ve özentiye harcanan paralar ile sözde Avrupai ürünlere aktarılan kaynaklar ile ülkemiz kendisini rahatça idare edebilir” dedi.
İNSAN GÜCÜNÜN ÖNEMİNİ BİLMELİYİZ
Pazarlarda hareketliliğin olmaması, küçük ölçekli esnafın ayakta kalmakta zorlanması durumunun uzun yıllardan beri devam ettiğini söyleyen Dadak ülkede büyük oranda krizin ve işsizliğin birkaç yıl öncesine değil çok uzun yıllar öncesine dayandığını da dile getirdi. Dadak, “1960’lı yıllarda savaştan çıkan Almanya özellikle Türkiye’den aldığı insan gücünü kullanarak kendisini kurtardı. Biz ne yaptık? Ülkemizde mevcut olan insan gücünü kullanmak yerine insanlarımızı işsiz bıraktık. Ülkenin ekonomik yönden kurtarılması için gerekli olan tek ihtiyacımız insan gücünün yerinde kullanılması gerekir. Bunun için ne yapılabilir? Ben bir pazarcı esnafı olarak şunu önermek istiyorum, ekonomide, üretimde dışa bağımlılığımızı sona erdirmemiz lazım. İhracat merkezli sanayilerin güçlendirilmesi, sanayiye gidemeyecek olan insan gücünü kullanmak için sanayi merkezli mahalle atölyelerinin kurulması, mahalledeki atölyelere gidemeyecek olan ev hanımları için mahalle merkezli ev atölyeleri hayata geçirilmeli. Sanayilerde, mahallelerde, evlerde, küçük atölyelerde herkes kendince bir üretim yaparsa o zaman Çin bizim içimize giremez” diye konuştu.
EKONOMİ BİRİLERİNİN PARASI DEĞİL
Adak konuşmasının sonunda ekonomistlere taş çıkartacak tespitlerde bulunarak, “Ekonomi 80 milyon nüfusu olan bir ülkede bir elin parmaklarını geçmeyen kişilerin kasasında olan para ile ölçülmez. Ekonomi o ülkenin halkının da içinde yer aldığı bir ağaca benzer. Ağaç ise kökünden beslenir. Bunun aksine ağacı kökünden değil de en üst dalından beslemeye çalışırsanız o ağaçtan meyve alamazsınız. Yani siz ilk önce ülkenin tabanını teşkil eden yani ağacın kökünü oluşturan insan gücünü kalkındırmazsanız ekonomiyi kurtarma gibi bir şansınız olamaz. Bunun için tabanın içinde bulunduğu durum ne ise o ülkenin gerçek ekonomisi de odur” diyerek, ekonomi konusunda edindiği bilgileri aktardı.
ALİ SAİT ÖGE

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.