Padişahlık döneminde doğdu halen hayatta…

Bir asrı geçen yaşantısında birçok darbe ve ihtilal gördüğünü söyleyen Büyükselçuk, “1937 yılında 3 ay Atatürk orman çiftliğinde çalıştım. Hayatımın en güzel 3 ayı idi. Çiftlikte Marmara Denizi’nin şekline benzeyen bir göl vardı. Gölün üzerinde de bir köşk vardı. Mustafa Kemal Paşa buraya bir gün gelmezse ertesi gün mutlaka dinlenmek için gelirdi. Konuşmadan uzun uzun etrafı izler. Kahvesini içerdi. Ona hizmet etmek benim için büyük bir gururdu. Bir gün Atatürk yine çiftliğe gelmişti. O sırada ben köşkü eksik var mı diye kontrol ediyordum. Paşanın yaveri geldi hadi çabuk ol çekil oradan diye seslendi. Başımı çevirdiğimde Mustafa Kemal karşımdaydı. Göz göze geldik. O masmavi gözleri gözlerimdeydi. Hoş geldiniz Paşam dedim. Kalbim yerinde fırlayacak gibi oldu. Paşaya ilk kez bu kadar yakındım. Tebessüm etti. Köşke oturdu. Üç ayım paşanın yanında ona hizmetle geçti. Bu benim için büyük bir gururdu” şeklinde konuştu.

Konya’ da kendisine ait evde sakin bir hayat sürdürdüğünü de ifade eden Büyükselçuk, “Ben 2. Abdulhamid döneminde dünya ya gelmişim. Sultan Mehmet Reşat ve Sultan Vahdettin dönemlerini de yaşadım. Tüm bunlara rağmen bana unutamadığın sayısız güzellikler var. Hayatı boyunca darbelere, ihtilallere, idam edilen Başbakanlara şahitlik etmiş olmam beni her zaman üzmüştür. Bir insan düşünün ki ülkesinde yaşanan tüm sıkıntılı günlere şahitlik etmiş. Bunun gurur verici bir tarafı olamaz. Benim için yaşanmış acı dolu yıllardı” dedi.

Eşini 23 sene önce kaybeden Mustafa Büyükselçuk’un şuan hayatta olan ve yaşları 70 ila 75 olan iki kızı var. Eşini kaybettikten sonra tek başına yaşayan Büyükselçuk kendi adına bir de sağlık ocağı yaptırmış. Halen dinç ve sağlıklı olan asırlık Çınar, her işini kendisinin yaptığını gücünün yettiği ölçüde de kimseye yük olmayacağını sözlerine ekledi.

 

ALİ SAİT ÖGE