Onun gibisi gelmedi - ropörtaj

Onun gibisi gelmedi - ropörtaj

Konya’nın yetiştirdiği önemli oyunculardan birisi… Hem insan olarak hem de futbolcu olarak gönüllere taht kurdu. Salih Eken şimdi Konyaspor altyapısında kendisi gibi iyi futbolcular yetiştirme çabasında

Salih Eken, mütevazi, çalışkan, kendini futbola adamış bir isim.. Konuşmak yerine daha çok iş yapan, bir teknik adam.. Salih Eken ile futbolla tanıştığı yıllardan başlayarak, faal futbol yaşamını noktaladığı 2000 yılına ve teknik adam olarak görev yaptığı son 10 yılı konuştuk.. İyi futbolcuydu, antrenör olarak da en iyisine yapmak için çalışıyor. Salih’in gözü, zirvede.. Ona göre, bu takım neden Konyaspor olmasın..

Ankara 1965 yılı doğumlu.. Karma Ortaokulunu bitirdi ve eğitimine çeşitli nedenlerle devam edemedi... Halen Konyaspor alt yapı takımlarında teknik sorumlu olarak görev yapan Salih Eken, evli ve 3 çocuk babası.. Eken’in iki erkek ve bir kızı var.. Salih Eken, 26 yıl futbol oynadı ve 10 yıldır da teknik adam olarak çalışıyor.


Futbola ne zaman, nerede başladın?
1974 yılında Konya futbol okulunda başladım.. Antrenörümüz, o dönemde alt yapıya çok önem veren Hatay Sarkanak’tı.. Daha sonra Naci Reklibay futbol yaşamını bitirip jübilesini yaparak futbol okulunun başına geçti.
1976-77 sezonunda Konya İdmanyurdu yıldız takımına geçtim.. İdmanyurdu’nda 1981 yılına kadar genç takımda futbol yaşamımı sürdürdüm.. İdmanyurdu ile Konyaspor’un birleşmesinin ardından yeşil-beyazlı Konyaspor genç takımında devam ettim. Konyaspor A takımına 1983-84 sezonunda yükseldim. Bir yıl sonrada Seydişehir Etibank Alüminyumspor’a transfer olarak profesyonel oldum.. Aynı yıl 3. ligde Arif Çetinkaya yönetiminde şampiyon olarak 2. lige çıktık. Sezon sonunda Konyaspor’a geri döndüm.. Futbol yaşamımı 1992 sezonu sonuna kadar Konyaspor’da devam ettirdim. Bu dönemde çok önemli bir şampiyonluk sevinci daha yaşadım.
1992-93 sezonunda Kayserispor’a transfer oldum.. 1997 sezonunun devre arasında Çorumspor’a kiralık olarak gittim. 1998 yılı sezon başında Akrasay Bugsaşspor’a transfer oldum. 3 aylık dönemden sonra ara transferde Konya Endüstrispor’a geldim ve o sezon 3. ligde  şampiyonluk yaşayarak 2. lige yükseldik. Sezon sonunda Kırşehir Petlasspor’a geçtim ve 2000 sezonunda futbolu Kırşehir’de bıraktım..

3 kez şampiyonluk sevinci yaşadın. Duygularını alabilir miyiz?

FUTBOL yaşamım boyunca  üç kez şampiyonluk sevinci yaşadım. İlk kez, Seydişehir Etibank Alüminyumspor’da 1985-86 sezonunda şampiyon olduk. İkinci şampiyonluk sevincini ise Özkan Sümer ile 1987-88 döneminde 2. ligde şampiyon olarak 1. lige çıktığımız yıl Konyaspor’da yaşadım.. Son şampiyonluk sevinci yaşadığım takım, 1998 sezonunda Konya Endüstrispor oldu.. Her üç şampiyonluk benim için unutulmaz bir’er anı olarak içimde yaşıyor... Herkesin bu tün sevinçleri yaşamasını gönülden isterim..

Futbol yaşamında hiç ödül aldın mı?

26 yıllık futbol yaşamımda iki kez yılın futbolcusu ödülü aldım.. Konyaspor’dan, Kayserispor’a transfer olduktan sonra başarılı bir dönem geçirdim.. 1994’de yılın futbolcusu seçildim. Aynı yıl Samet Aybaba da yılın teknik adamı seçilmişti. Ödülümüzü, o dönem Kayseri Valisi olan Muammer Güler’den almıştık.. 2000 yılında ise Kırşehirspor’da oynadığım dönemde yılın futbolcusu seçilerek ikinci kez ödül alma şansını yaşadım..

Teknik adamlığa ne zaman, nerede başladın?

Futbolu bıraktığım 2000 yılı sonunda teknik adamlığa soyundum.. İlk görevimi Kırşehirspor’da yaptım..Bir yıl sonra Konya Mobellaspor’a geldim.. İki ay sonra kulüp kapanınca devre arasında 3. ligde yer alan Yozgat Belediyespor’a geçtim.. Sezon sonunda yine 3. ligde mücadele eden Konya Gençlerbirliği’nde göreve başladım.. 3 aylık çalışmanın ardından ayrıldım. 2002-2003 sezonunda Kırşehirspor’a genel menacer oldum. Orada bir yıl çalıştıktan sonra Ankaraspor’a alt yapı idari koordinatör olarak gittim. Bir yıllık görevin ardından Konya’ya döndüm ve 1 yıllık alt yapı koordinatörlüğünden sonra 3 yıldır da Konyaspor alt yapısında teknik sorumlu olarak çalışıyorum..

En başarılı olduğun dönemi söyler misin?

Teknik adamlık döneminde en iyi başarımı Yozgatspor’da yaşadım diyebilirim.. Devre arasında göreve başladığım zaman, Yozgatspor sondan 2. sırada yer alıyordu ve tüm spor kamuoyu Yozgatspor’a düştü gözüyle bakıyordu.. Ancak, iyi bir uyum içerisinde ekip çalışması yaparak Yozgatspor’u 3. ligde bıraktık. En değerli başarılarım ise, Ankaraspor ve Konyaspor alt yapılarında çalışarak genç futbolcuları A takımlara kazandırmak oldu.. Bundan duyduğum hazı, mutluğu tarif edemem..

Yetiştirdiğin gençlerden Milli takıma gidenler oldu mu?

Elbette ki oldu.. Ankaraspor’da  yetişen ve Ankaragücü’ne giden Ediz, yine Ankaraspor’da yetişen ve halen Fenerbahçe formasını giyen Özer Hurmacı, Bugsaş’ta Emrah ve Güney. Konyaspor’da, Ömer Zengin döneminde başlayan ve benimle birlikte 4 yıldır çalışarak çıkış yapan  Ali Dere, Muhammet Yürükuslu, Niyazi Nayernazlı, Abdülkerim ve Ali Kireş şu anda gözde oyuncular.. Bunlarla gurur duyuyorum. Bu oyunculardan Ali Dere, Fenerbahçeli Özer, Ankaragücülü Ediz Milli oldu.. Daha küçük gruplarda, Konyaspor’da Emre Akdağ Milli takıma yükseldi.. Muhammet Yürükuslu ise Milli takım kampına katıldı. Ancak, oynama şansını bulamadı.  

Yetiştirici olarak seni en çok ne sevindirir

Biz teknik adamlar olarak, sporculara emek verip onları daha iyi yerlere, üst takımlara gönderdiğimiz zaman büyük mutluluk duyarız.. Ben bunu yaşayan teknik adamlardan biriyim.. Ama tabi ki görevim bitmedi.. alt yapıdaki görevim devam ediyor. Yeni sezonda da ekip olarak Konyaspor’a hizmet edeceğiz.. Bundan sonrada Konyaspor ve Türk futboluna genç yetenekleri kazandırmaya devam edeceğim.. Çünkü, şu anda, Konyaspor alt yapısında, küçük yaş gruplarında çok yetenekli çocuklar var.. Konyaspor’un geleceği emin ellerde diyebiliriz..

Teknik adamların başlıca sıkıntıları nedir?

En önemli sıkıntımız: tesis yetersizliği.. Bu Türk futbolunun sıkıntısı.. Bir çok takımın değil alt yapısı, A takımının çalışacağı tesisi bile yok.  Özellikle kış döneminde bu sıkıntıyı çok yaşıyoruz. Kendi tesisimiz olsa çok daha rahat çalışma ortamı bulabiliriz. Alt yapının gelişmesi, yeni yetenekli futbolcuların yetişmesi tesisleşmeye bağlı.. Futbolcularımıza özel çalışma olanağı sağlayamıyoruz.. Bu sıkıntıların aşılması Konyaspor’un önünü daha da açacaktır.. Bu elbette ki yeni değil.. Geçmişten gelen bir sorun.. Her gelen hoca aynı sorunlardan yakınmıştır..

Unutamadığınız olaylar var mı?

26 yıllık futbol ve 10 yıllık teknik adamlık dönemimde elbette ki çok olaylar yaşadık. Kimileriyle sevindik, kimileriyle üzüldük. Üzüldüğüm olayların başında da uzun yıllar birlikte oynadığımız Sedat Balkanlı’nın vefatı yer alıyor.. Unutamadığım, sevindirici olayların başında ise, Konyaspor’un 2. ligde şampiyon olduğu 1987-88 sezonunda Muğlaspor’u 1-0 yendiğimiz maçta attığım gol geliyor... O gol bize 1. ligin kapısını açtı.. Futbolcu olarak en rahat dönemimi Kayserispor’da yaşadım.. Konyaspor’a verdiğim emeğin yarısını bile vermediğim halde daha çok değer gördüm, sevildim.. Teknik adam olarak ise, Yozgat Belediyespor’un ligde kalmasını hiç unutamam. O mutluluk benim önümü açtı diyebilirim..
Unutamadığım bir diğer olayda: Konyaspor’da oynadığımız bir dönemde, kamp için İskenderun’a gitmiştik.. Teknik menacerimiz Haldun Üstel ve kaleci Süleyman ile taksiyle antrenman sahasını görmek için yola çıktık. Bir süre sonra kaleci Süleyman, şoföre Arapça bir şeyler söyledi.. Aradan bir kaç dakika geçtikten sonra kaleci Süleyman şoföre eliyle dokunarak “dayı sen Arapça bilmiyon mu?. Ben ne söyledim” dedi.. Şoförün yanıtı ilginçti, “ben Arapça biliyorum da senin ne dediğini anlayamadım..” 

Türk futbolunun sorunları neler?

Öncelikli problem tesisleşme.. En büyük sorun bu.. Çoğu kulübün çalışma yapabileceği sahası yok.. Bilinçli eğitimci sıkıntısı ikinci sırada gelir.. Alt yapıda çalışan teknik adamların hem okullu, hem de alaylı, yani futbolun içerisinden gelmiş olması daha iyi olur.. Futbolun içerisinden gelmek alt yapıdan futbolcu yetişmesine daha çok katkı sağlar.. A takım hocası ile alt yapı hocaları koordine içerisinde çalışmalıdır.. Konyaspor olarak bunu son dönemde çözdüğümüze inanıyorum.. Teknik direktör Ziya Doğan’ın bize bakış açısı çok iyi… Aramızda çok iyi bir diyalog var.. Çok maçlarımızı izleyerek futbolcularımızı motive ediyor ve bizim oyuncularımızı A takıma alarak antrenmanlara çıkartıyor.. Ziya hocanın alt yapıya verdiği değer, Uğur Yanıkdemir ve Ali Dere’yi oynatmasıyla ortaya çıkmıştır.. Aslında, Türkiye ile Avrupa’daki alt yapı sistemleri arasında büyük farklar var.. Örneğin Avrupa da alt yapı takımlarının hocaları uzun süre görevde kaldığı için verim daha yüksek oluyor..

Teknik adam olarak bundan sonraki hedefin nedir?

Teknik sorumlu olarak, öncelikle A kursuna katılmak istiyorum. Ardından da daha üst sevideki profesyonel takımlarda teknik adam olarak görev yapmak istiyorum. Alt yapılarda kendimi ispat ettiğime inanıyorum.. bundan sonra, tam donanımlı ve hazır hale geldiğimde profesyonel takımlarda çalışmayı düşünüyorum.: Bunda da elbette ki Konyaspor ilk sırada yer alıyor.. Konyaspor’da çalışmak tabi ki her teknik adamın rüyalarını süsler.. Doğru işi ne zaman görür, ben profesyonel olarak görev yapabilirim dediğim zaman alt yapıyı bırakacağım. 

Genç teknik adamların tavsiyelerin var mı?

Genç antrenörler bu işi yapacaklarsa, önce görevlerini çok sevmeleri lazım.. Araştırma yap-malılar.. Günümüz futbolu bunu gerektiriyor.. Olanaklar çok daha iyi..Çok araştırsınlar, çok çalışsınlar.. Çağdaş futbol artık hata götürmüyor. Genç teknik adamlar, Dünya futbolunu çok iyi izlesinler, yeniliklere açık olsunlar.. Bir birlerini kıskanmasınlar, kırmasınlar, aksine yardımcı olsunlar. En iyileri kendilerine örnek alsınlar. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.