Önceliğimiz Konya olacak
Yayınlanma:
Konyanın sorunlarını çözmek için yola çıktıklarını belirten KTO-Karatay Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, bölgenin sorunlarına sırtını dönen bir üniversitenin kendisine de faydasının olmayacağını söyledi
Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu kimdir?1965 yılında Konya İli Hüyük İlçesi’nde doğdu. İlk ve orta eğitimini Konya’da, lisans eğitimini 1987 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, lisans stajını Almanya Justus Von Liebig Üniversitesi’nde tamamladı. 1989 yılında Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde Araştırma Görvelisi olarak görvee başladı. Yüksek lisans çalışmasını 1991 yılında SÜ Fen Bilimleri Enstitüsü’nde, Doktora çalışmasını 1992–1997 yılları arasında İngiltere, Nottingham Üniversitesi ‘Plant Genetic Manipulation’ Grubunda genetik mühendisliği alanında tamamladı. 2000 yılında doçent oldu. 2006 yılında SÜ Ziraat Fakültesi’ne profesör olarak atandı. İtalya, İngiltere, İspanya, Fransa, Slovenya ve İsviçre’de alanıyla ilgili çeşitli kurslara katıldı Birçok bilimsel AB programına katıldı. Selçuk Üniversitesi’nin Avrupa Üniversiteler Birliği üyesi olması için hazırlanan öz değerlendirme raporuna katkı yaptı. 2006–2010 yılları arası Konya İl Genel Meclisi ve Özel İdaresi danışmanlığını yaptı. KOP bölge çalışma grubu koordinatörlüğünü yürütüyor. Aralık 2009′dan itibaren Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Kurucu Rektörlüğüne atanan Babaoğlu, halen bu görevi yürütmektedir. Babaoğlu, evli ve 4 çocuk babası olup, iyi derecede İngilizce, temel seviyede Almanca bilmektedir.
Konya geçmişten itibaren birçok açıdan önemli bir merkez olmuştur. Bu önemli niteliklerinden birisi kuşkusuz eğitim alınadır. Selçuklu ve Osmanlılar döneminde çok sayıda medreseye ve sahipliği yapan Konya, Cumhuriyetle birlikte 1975 yılında kurulan Selçuk Üniversitesi’yle bu misyonunu dveam ettirmeye çalıştı. Fakat aradan yıllar geçtikçe Konya’yla birlikte büyüyen Selçuk Üniversitesi kabuğuna sığmamaya başladı. Bu durum yeni üniversitelerin kurulmasını sağladı. Bu üniversitelerinin ilkini ise bu yıl eğitim ve öğretime başlayan KTO-Karatay Üniversitesi oluşturdu. Bu kapsamda KTO-Karatay Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu ile Karatay üniversitesini ve Konya’nın eğitim açısından önemini konuştuk. 6 lisans programı olmak üzere 3 fakülte ve 300 öğrenciyle bu yıl eğitim ve öğretime başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, fakülteleri açarken misyon üniversitesi olmaya dikkat ettiklerini bu nedenle sanayi ve ticaret kesimlerinin sorunların çözmeye yönelik yapılan bir üniversite olduklarını söyledi. Uygulamalı eğitim almadan mezun olan bir öğrencinin pratik hayatta çok başarılı olamayacağına inandıklarını anlatan Rektör Babaoğlu, üniversite-sanayi işbirliğinin en etkin modellerinden birini uygulayacaklarını bildirdi. Rektör Babaoğlu, yeni üniversitelerle birlikte Konya’nın dünyaya daha hızlı bir şekilde açılacağını da anlatarak, Hızla büyüyen Selçuk Üniversitesi’nin de mutlaka bölüneceğini söyledi.
“Karatay Üniversitesi bölgenin sorunlarını sorun edinmiş ona göre hareket eden, araştırma yapan ve öğrenci yetiştiren bir üniversite olacaktır”
* Sayın Hocam Konya’nın ilk açılan özel üniversitesi olan KTO-Karatay Üniversitesi’ne Kurucu Rektör olarak atandınız? Rektör adaylığını teklifini nasıl karşıladınız?
– Hiç düşünmeden kabul ettik çünkü biz bir akademisyeniz, bir öğretim üyesiyiz, bu bölgeye hizmet vermek isteyen, vermek için mücadele eden insanlarız. İşimiz de eğitim olduğu için bu görevi seve seve kabul ettik. Bu görevi bize tevdi edenlere teşekkür ediyoruz. Temelimiz hizmet odaklı bir çalışmadır. Daha öncede 5 yıl süreyle İl Özel İdare’ye danışmanlık yaptım. Daha çok kırsal kesimin gelir seviyelerini arttırıcı çalışmalar yaptık. Çünkü üretim olmayan bir yerde asla ve asla gelişme olamaz. Üretime inanan bir insan olduğumuz için insanlar üretmeli ve ürettiğini de diğer insanlar kullanabilmeli, faydalanabilmeli, ticari bir araca da dönüşebilmelidir. Son 2,5 yıl KOP bölgesinde bir eylem planı hazırlama ve bu bölgenin alt yapısının geliştirilmesiyle ilgili proje hazırlamakla geçti. Karaman, Aksaray ve Niğde de dahil olmak üzere bu KOP bölgesinde tarımla ilgili kesimleri de bir araya getirerek eylem planı çıkardık. Bundan sonra da Karatay Üniversitesi’nin en iyi noktaya gelmesi için çalışacağız.
* Kurucu Rektör olarak atanmanızın üzerinden 1 yıl geçti. Bu süre zarfından üniversitede ne gibi çalışmalar yaptınız?
– KTO-Karatay Üniversitesi’nde yaklaşık bir yılım doldu. Bu bir yıllık süre içerisinde üniversitenin akademik olarak yapılandırılmasıyla ilgili gayretler gösteriyoruz. Konya Ticaret Odası (KTO) 1882 yılında kurulan şehrin en eski ikinci odası. Çok önemli faaliyetlere imza atmış bir oda. İlk olarak uluslar arası fuar merkezini Konya’ya kazandırdı. Bu fuar merkezi sadece Türkiye’ye değil dünyaya açılan kapımız konumunda. Bir diğeri de Karatay Üniversitesi’dir. Karatay ismi Karatay Medresesinden gelmektedir. 1251 yılında Selçuklular döneminde kurulmuş bir üniversitedir. Karatay Medresesi’nin vakıf senedini inceledik. Senette Konya’da nerelerin bu medrese için vakfedildiği yazılıdır. Bu vakfın gelirlerinin ne şekilde harcanacağı, hepsi ayrıntılarıyla verilmiş durumda. Bu bilgileri bize akademik danışmanlarımızdan Prof. Dr. Mikail Bayram temin ediyor. İlginç olan bir durum var. Vakfiyenin tarihi 25 Cemaziyel 651 yılı. Ama medresenin açılışı ise hicri 672 yılı. Yaklaşık 20 yıllık bir dönem sonunda medrese açılmış. Biz de 7 Ocak’ta üniversitemizin açılışını yapacağız. Bu kapsamda Selçuklu’nun en önemli yüksek öğretim kurumlarından biri olan Karatay Medresesiyle bütünleşmek için üniversitenin de kuruluş tarihini1251 olarak alıyoruz. Bu konuyla ilgili görüşlerimizi yaptık. Genel olarak kabul görmüş durumda. Açılış sonrası ilk dersin Dışişleri Bakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu tarafından verilmesidir. Bunu kendilerinden talep ettik, 7 Ocak tarihinde programları dolu olduğu için daha sonraki bir tarihte kendisi Karatay Medresemizde canlı yayınla açılış dersini verecektir, biz buna yeniden açılış dersi de diyoruz. 7 Ocak’ta TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin tarafından üniversitemiz açılacaktır.
“BİZ BİR MİSYON ÜNİVERSİTESİYİZ, HEDEFİMİZ ÖNCE KONYA’YA HİZMET”
* Hocam şuanda hizmette olan fakültelerde öncelikli olarak neyi hedef seçtiniz?
– Şuanda 6 lisans programı olmak üzere 3 fakülte ve 300 öğrenciyle bu yıl eğitim ve öğretime başladık. Bu fakülteleri açarken hep şuna dikkat ettik, biz bir misyon üniversitesiyiz. Öncelikle sanayi ve ticaret kesimlerinin sorunların çözmeye yönelik yapılan bir üniversitedir. Bu çerçevede bölümlerimizi, programlarımızı hazırlıyoruz. Hukuk alanı çok önemli bir alandır. Türkiye’nin de iyi hukukçulara ihtiyaç duyduğu bir alan. Bu kapsamda hukuk fakültemizi açtık. Bu bölgenin mühendislik hizmetlerine ihtiyacı olduğunun binciyle Mühendislik Fakültesini açtık. Bilgisayar, Elektrik, Elektronik ve Mekatronik olarak 3 bölüm hizmet veriyor. Bölümlere bu yıl öğrenci aldık. Bir bölge sanayisiyle üretir ama üretimin yönlendirilmesi için işletme bölümünü açtık. Üretilen ürünlerin pazarlanması ve satılması konusuna destek için Uluslararası Ticaret Bölümünü açtık. Öğrencilerimiz çok nezih bir ortamda eğitim görmekteler, her öğrencimizin kendine ait bir dolabı var. Her öğrenciye bir adet dizüstü bilgisayar verdik.
* Bölümlerin tamamında İngilizce eğitim veriliyor mu? Yaksa sade hazırlık sınıflarında mı İngilizce veriliyor?
– Bazı bölümlerde hazırlık sınıfları var. Mühendislik Fakültesi tümüyle İngilizce, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bölümlerinin İngilizce hazırlık sınıfları var. Hukuk Fakültesi’ni tamamen Türkçe eğitim verecek şekilde yapılandırdık. Hedefimiz hazırlık sınıf olanlarda İngilizceyi pratik konuşur şekilde öğretebilmek. Hukuk’ta ayrıca her dönem 6 saat İngilizce dersi vereceğiz. Çünkü Türkiye’nin yabancı dil bilen avukatlara ihtiyacı var. Yabancı dil bilmeyen bir öğrencinin hayatta zorlandığını müşahide etmiş durumdayız.
* Karatay Üniversitesi olarak uygulamalı eğitime büyük önem veriyorsunuz? Uygulamalı eğitime önem vermenizin sebebi nedir?
–Uygulamalı eğitime çok büyük önem vereceğiz. Üniversite sanayi işbirliğine çok büyük önem veren bir üniversiteyiz. Öğrencilerimiz özellikle 3. ve 4. sınıftan itibaren yoğun bir şekilde uygulamalı eğitime geçecekler. Bu uygulamalı eğitim sadece üniversite içinde değil, Konya’nın sanayisinde, ticaret kesiminde, kamu kurumlarında, adalet sarayı da dahil olmak üzere uygulamalı eğitim alacaklar. Çünkü biz uygulamalı eğitim almadan mezun olan bir öğrencinin pratik hayatta çok başarılı olamayacağına inanıyoruz. Konya ilindeki tüm işletmeler bizim laboratuarımızdır. Üniversite-Sanayi işbirliğinin en etkin modellerinden birini uygulayacağız. Hukuk Fakültesi içinde bir adet duruşma salonumuz var. Hukuk Fakültesi olarak adalet sarayına en yakın üniversitelerden bir tanesiyiz. Böylece öğrencilerimiz adliyede uygulamalı eğitimi yerinde görecek. KTO-Karatay Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (KARSEM)’i açtık. Faaliyetlere başladı. Şuanda 3. dönem ihracat elemanı yetiştirme sertifika programı uyguluyoruz. Hazırlık aşamasında olan iş güvenliği uzmanı sertifika programı var. Karatay Üniversitesi bölgenin sorunlarını sorun edinmiş ona göre kendini yapılandırmış ona göre hareket eden, araştırma yapan, ona göre öğrenci yetiştiren bir üniversite olacaktır. Çünkü biz bir üniversitenin öncelikle bulunduğu ile ve bölgesine hizmet etmesinden taraftarız. Sonra Türkiye ve dünyaya hizmet etsin. Ama bölgesinin sorunlarını çözmeye yönelik yapılanmayan bölgenin sorunlarına sırtını dönen bir üniversite hiçbir şey yapmaz. Böyle bir üniversitenin kendisine de hayrı yoktur.
“KONYA GEÇMİŞİNDE OLDUĞU GİBİ EĞİTİM MERKEZİ OLUYOR”
* Yeni açılan ve açılacak olan üniversiteleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
– KTO Başkanımız Sayın Hüseyin Üzülmez hep şunu dile getirmiştir. Konya Üniversiteler şehri oluyor diye. Bizim sloganımızda oradan çıkarak üniversiteler şehri. İlk Selçuk Üniversitesi varken, daha sonra Karatay Üniversitesi, Mevlana Üniversitesi ve Konya Üniversitesi kuruldu. Şuanda 4 tane üniversitemiz var. Yakında yolda kurulacak birkaç tane üniversitemiz daha var. Konya Şeker’in üniversite kurma çalışmaları devam ediyor. Önümüzdeki yıl Selçuk Üniversitesi’nin bölünmesi gündemde. Yeni bir üniversite oradan çıkacak. Bazı özel eğitim kurumlarımızın üniversite planları var. Dolayısıyla Konya’da birkaç yıl içerisinde üniversite sayısı 7’ye, 8’e çıkabilecektir. Bu üniversitelerinde kurulmasıyla Konya önemli bir eğitim ili haline getirecektir.
* Üniversite olarak sağlık alanında yatırımlarınız ne olacak. Tıp Fakültesi ya da Diş Hekimliği Fakültesi açmayı düşünüyor musunuz?
– Konya bölge sağlık merkezi olma yoluna gidiyor. Yeni yapılan birçok hastane, iki tane Tıp Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi var. Bizim de bir Diş Hekimliği Fakültesi gündemimizde. Konya eğitim, sanayi, tarım, sağlık ve turizm olmak üzere 5 ayaklı çok zinde dinamik bir ildir. Fakat Konya’nın çeşitli sorunları var. Tarım kesiminin kuraklık kaynaklı ve alt yapının iyileştirilmesiyle ilgili sorunları var. Sanayi kesimiyle ilgili teknik bilgi, beceri, nitelikli eleman bakımından sorunları var. Yine üretilen ürünlerin dış pazarlara açılması bakımından sorunları var. Dar kapalı havzada kısmi kısılmış kapatılmış gibi bir konumumuz var. Bu havzanın bir hava koridoruna ihtiyacı var. Sivil havaalanı konusu artık çözülmelidir. Hava alanı kargo taşımacılığına da uygun hale getirilmeli. Bu noktada bir lojistik merkez kurulmalıdır. Hızlı tren bölgeyi Ankara’nın bir mahallesi konumuna getirebilecek. Ankara’da bir mahalleden diğerine bu kadar hızlı gidilemez. Bu noktada neden bakanlıklarımızın bazıları Konya’da olmasın. Mevcut demir yolları da limanlara uzatılmalıdır. Hava koridoru demek istediğim bu. Duble yollarımız tamamlanmak üzere. Dolayısıyla bu şekilde açılan bir Konya çok büyük bir gelişme gösterecektir.
* Yeni bölüm ve programlar açmayı düşünüyor musunuz? Varsa hangi bölümleri açmayı düşünüyorsunuz?
– Yeni programların açılmasıyla ilgili çalışmalarımızı yaptık. Bunları mütevelli heyetimize bir rapor halinde sunacağız. Özellikle Mühendislik Fakültemizde İnşaat Makine Mühendisliği’nin, Sağlık Bilimleri Meslek Yüksek Okulu’nun, Uygulamalı Bilimler Meslek Yüksek Okulu’nun açılması için ve sanayinin istediği ara eleman yetiştirme konusunda çeşitli bölüm önerilerini yaptık. Adalet Meslek Yüksek Okulu’nun da başvurusunu yaptık. Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler Enstitümüzün yönetmeliği yayınlandı, şubat döneminden sonra yüksek lisans ve doktora öğrencisi kabul etmeye başlıyoruz. YÖK, 30 yaş üzeri insanlara vakıf üniversitelerinde olmak kaydıyla sınavsız ikinci üniversite imkânı verecek. İstediği diğer bir alanda vakıf üniversitelerinde yeniden eğitim imkânı sunacağız. Vakıf üniversiteleri mevcut haliyle hem öğrenci kontenjanı bakımından hem yatırımlar bakımından yük olmadığı gibi devlete katı sağlıyor. Onun için biraz daha yapılması gereken destekler var.
* Üniversite bölgenizde öğrencilerinizin kalabileceği yurt ve ve sorununuz var mı?
– Yurt sorunumuz yok. Öğrencilerimiz Kredi Yurtlar Kurumunun yurtlarında kalabiliyor. Özel yurt bakımından da Konya gelişmiş durumda. Öğrencilerimizi yurtlara yönlendiriyoruz, dileyen öğrencilerimiz de ve tutuyor. Konya zaten bir öğrencinin yaşayabilmesi için en uygun şartlara sahip illerden bir tanesi. Hayat şartları, güvenlik, asayiş bakımından da çok iyi konumdayız. Bölgede üniversitenin kurulmasıyla emlak fiyatları da artmış durumda. Bu noktada yurt yapımıyla ilgili çeşitli taleplerin olduğunu biliyoruz. Fakat biz üniversite olarak doğrudan yurt işine girme yerine bunu özel sektör yapsın taraftarıyız.
“UYGULAMA HASTANESİNİN YAPIMI UZAYACAKSA TIP FAKÜLTESİ YAPMAYA HAZIRIZ”
* Üniversite olarak sağlık alanında yatırımlarınız ne olacak. Tıp Fakültesi ya da Diş Hekimliği Fakültesi açmayı düşünüyor musunuz?
– Konya bölge sağlık merkezi olma yoluna gidiyor. Yeni yapılan birçok hastane, iki tane Tıp Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi var. Bizim de bir Diş Hekimliği Fakültesi gündemimizde. Fakat üniversitemizin bulunduğu bölgeye Eğitim ve Araştırma Hastanesi yapılması kararlaştırıldı. Üniversitemizin kampüsünün yanındaki boş araziyi talep ettik. Buraya Tıp Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi yapalım düşüncesindeyiz. Fakat YPK’dan buranın uygulama hastanesi olması yönünde bir kara çıktı. Umarım bu karar uygulanır hayata geçer ve hastane yapılır. Ama bu 15–20 yıl gibi bir sürece yayılacaksa bu hakikaten bir israf söz konusu olacaktır. Bu şekilde yapılacaksa biz bu arsayı değerlendirmeye hazırız. Yapılacak Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi ve Eczacılık Fakültesiyle yine aynı hedefe ulaşılmış olunacaktır.
* Üniversitenize katılmak isteyen yeni akademisyenler var mı?
– Çok nitelikli talepler var. Talepleri bölüm ve programlar açtıkça uygun olan akademisyenleri istihdam etme yoluna gidiyoruz. Bölgenin yetiştirdiği ve çoğunluğu yurtdışında okuyan ve dönmeyen nitelikli araştırmacıları üniversiteye çekebilmeye çalışıyoruz. Buna tersine beyin göçü hareketi diyorlar. Birkaç tane arkadaşımızı bu şekilde bünyemize kazandırdık. Bu bakımdan kendi bölgesinin çocuğunu kendi bölgesinin üniversitesine istihdam eder hale geleceğiz.
* 1–2 yıl içinde yeni üniversiteler kuruldu. Bunun nedeni artık Selçuk Üniversitesi’nin kabuğuna sığmaması mı? Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Selçuk Üniversitesi Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden bir tanesi emeği geçenlere teşekkür etmek gerekiyor. 1970’li yıllardan bugüne gelene kadar. Konya zaten zamanında medreseler şehriymiş. Şimdi üniversiteler şehri oldu. Ayrıca bir tek üniversitenin kalması beklenemezdi. Toplumsal talep her şeyi zorlar ve kabuğunu da kırar. Yöneticiler de yeni üniversitelerin kurulması noktasında her türlü desteği veriyorlar kendilerine teşekkür ediyoruz. Selçuk üniversitesi yeni açılan üniversitelerin hamisi konumundadır. Ayrıca gerek yayıldığı alan ve gerekse öğrenci sayısı itibariyle Selçuk Üniversitesi mutlaka bölünecektir. Önemli olan rakamların yüksek olması değil kalitenin yüksek olmasıdır.
* Hocam önemli bir konu ise 35 yıldır Konya’ya hizmet eden Selçuk Üniversitesi bölgesinde bir Ankara, İstanbul gibi aydın takım oluşturamadı? Yeni açılan bu üniversitelerle bu sağlanabilecek mi?
– Bu ciddi bir konudur. Belki bir yüksek lisans ya da doktora tezi olarak ele alınabilecek bir konu. Eğer bulunduğunuz yerde bir tek üniversite iseniz, rekabet ortamından uzak oluyorsunuz. Rekabetin olmadığı yerde de açılma ve kalite biraz zor geliyor. Bir rehavet ortamı ortaya çıkıyor. Bundan sonra 5–6 üniversitenin olduğu bir ortamda ben en büyüyüm diye kalınamaz, kalınmamalıdır da. Bu noktada Selçuk Üniversitesi’nde son birkaç yıldır kalite geliştirme programları yapılmıştır. AB Üniversiteler Birliğine üye olunması ve dış değerlendirmeden geçilmesiyle kendini yenilemeye başladı. Artık Konya’nın da bir Ankara gibi bir İstanbul gibi sesini Türkiye’ye ve dünyaya duyurması gerekiyor.
Konya geçmişten itibaren birçok açıdan önemli bir merkez olmuştur. Bu önemli niteliklerinden birisi kuşkusuz eğitim alınadır. Selçuklu ve Osmanlılar döneminde çok sayıda medreseye ve sahipliği yapan Konya, Cumhuriyetle birlikte 1975 yılında kurulan Selçuk Üniversitesi’yle bu misyonunu dveam ettirmeye çalıştı. Fakat aradan yıllar geçtikçe Konya’yla birlikte büyüyen Selçuk Üniversitesi kabuğuna sığmamaya başladı. Bu durum yeni üniversitelerin kurulmasını sağladı. Bu üniversitelerinin ilkini ise bu yıl eğitim ve öğretime başlayan KTO-Karatay Üniversitesi oluşturdu. Bu kapsamda KTO-Karatay Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu ile Karatay üniversitesini ve Konya’nın eğitim açısından önemini konuştuk. 6 lisans programı olmak üzere 3 fakülte ve 300 öğrenciyle bu yıl eğitim ve öğretime başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, fakülteleri açarken misyon üniversitesi olmaya dikkat ettiklerini bu nedenle sanayi ve ticaret kesimlerinin sorunların çözmeye yönelik yapılan bir üniversite olduklarını söyledi. Uygulamalı eğitim almadan mezun olan bir öğrencinin pratik hayatta çok başarılı olamayacağına inandıklarını anlatan Rektör Babaoğlu, üniversite-sanayi işbirliğinin en etkin modellerinden birini uygulayacaklarını bildirdi. Rektör Babaoğlu, yeni üniversitelerle birlikte Konya’nın dünyaya daha hızlı bir şekilde açılacağını da anlatarak, Hızla büyüyen Selçuk Üniversitesi’nin de mutlaka bölüneceğini söyledi.
“Karatay Üniversitesi bölgenin sorunlarını sorun edinmiş ona göre hareket eden, araştırma yapan ve öğrenci yetiştiren bir üniversite olacaktır”
* Sayın Hocam Konya’nın ilk açılan özel üniversitesi olan KTO-Karatay Üniversitesi’ne Kurucu Rektör olarak atandınız? Rektör adaylığını teklifini nasıl karşıladınız?
– Hiç düşünmeden kabul ettik çünkü biz bir akademisyeniz, bir öğretim üyesiyiz, bu bölgeye hizmet vermek isteyen, vermek için mücadele eden insanlarız. İşimiz de eğitim olduğu için bu görevi seve seve kabul ettik. Bu görevi bize tevdi edenlere teşekkür ediyoruz. Temelimiz hizmet odaklı bir çalışmadır. Daha öncede 5 yıl süreyle İl Özel İdare’ye danışmanlık yaptım. Daha çok kırsal kesimin gelir seviyelerini arttırıcı çalışmalar yaptık. Çünkü üretim olmayan bir yerde asla ve asla gelişme olamaz. Üretime inanan bir insan olduğumuz için insanlar üretmeli ve ürettiğini de diğer insanlar kullanabilmeli, faydalanabilmeli, ticari bir araca da dönüşebilmelidir. Son 2,5 yıl KOP bölgesinde bir eylem planı hazırlama ve bu bölgenin alt yapısının geliştirilmesiyle ilgili proje hazırlamakla geçti. Karaman, Aksaray ve Niğde de dahil olmak üzere bu KOP bölgesinde tarımla ilgili kesimleri de bir araya getirerek eylem planı çıkardık. Bundan sonra da Karatay Üniversitesi’nin en iyi noktaya gelmesi için çalışacağız.
* Kurucu Rektör olarak atanmanızın üzerinden 1 yıl geçti. Bu süre zarfından üniversitede ne gibi çalışmalar yaptınız?
– KTO-Karatay Üniversitesi’nde yaklaşık bir yılım doldu. Bu bir yıllık süre içerisinde üniversitenin akademik olarak yapılandırılmasıyla ilgili gayretler gösteriyoruz. Konya Ticaret Odası (KTO) 1882 yılında kurulan şehrin en eski ikinci odası. Çok önemli faaliyetlere imza atmış bir oda. İlk olarak uluslar arası fuar merkezini Konya’ya kazandırdı. Bu fuar merkezi sadece Türkiye’ye değil dünyaya açılan kapımız konumunda. Bir diğeri de Karatay Üniversitesi’dir. Karatay ismi Karatay Medresesinden gelmektedir. 1251 yılında Selçuklular döneminde kurulmuş bir üniversitedir. Karatay Medresesi’nin vakıf senedini inceledik. Senette Konya’da nerelerin bu medrese için vakfedildiği yazılıdır. Bu vakfın gelirlerinin ne şekilde harcanacağı, hepsi ayrıntılarıyla verilmiş durumda. Bu bilgileri bize akademik danışmanlarımızdan Prof. Dr. Mikail Bayram temin ediyor. İlginç olan bir durum var. Vakfiyenin tarihi 25 Cemaziyel 651 yılı. Ama medresenin açılışı ise hicri 672 yılı. Yaklaşık 20 yıllık bir dönem sonunda medrese açılmış. Biz de 7 Ocak’ta üniversitemizin açılışını yapacağız. Bu kapsamda Selçuklu’nun en önemli yüksek öğretim kurumlarından biri olan Karatay Medresesiyle bütünleşmek için üniversitenin de kuruluş tarihini1251 olarak alıyoruz. Bu konuyla ilgili görüşlerimizi yaptık. Genel olarak kabul görmüş durumda. Açılış sonrası ilk dersin Dışişleri Bakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu tarafından verilmesidir. Bunu kendilerinden talep ettik, 7 Ocak tarihinde programları dolu olduğu için daha sonraki bir tarihte kendisi Karatay Medresemizde canlı yayınla açılış dersini verecektir, biz buna yeniden açılış dersi de diyoruz. 7 Ocak’ta TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin tarafından üniversitemiz açılacaktır.
“BİZ BİR MİSYON ÜNİVERSİTESİYİZ, HEDEFİMİZ ÖNCE KONYA’YA HİZMET”
* Hocam şuanda hizmette olan fakültelerde öncelikli olarak neyi hedef seçtiniz?
– Şuanda 6 lisans programı olmak üzere 3 fakülte ve 300 öğrenciyle bu yıl eğitim ve öğretime başladık. Bu fakülteleri açarken hep şuna dikkat ettik, biz bir misyon üniversitesiyiz. Öncelikle sanayi ve ticaret kesimlerinin sorunların çözmeye yönelik yapılan bir üniversitedir. Bu çerçevede bölümlerimizi, programlarımızı hazırlıyoruz. Hukuk alanı çok önemli bir alandır. Türkiye’nin de iyi hukukçulara ihtiyaç duyduğu bir alan. Bu kapsamda hukuk fakültemizi açtık. Bu bölgenin mühendislik hizmetlerine ihtiyacı olduğunun binciyle Mühendislik Fakültesini açtık. Bilgisayar, Elektrik, Elektronik ve Mekatronik olarak 3 bölüm hizmet veriyor. Bölümlere bu yıl öğrenci aldık. Bir bölge sanayisiyle üretir ama üretimin yönlendirilmesi için işletme bölümünü açtık. Üretilen ürünlerin pazarlanması ve satılması konusuna destek için Uluslararası Ticaret Bölümünü açtık. Öğrencilerimiz çok nezih bir ortamda eğitim görmekteler, her öğrencimizin kendine ait bir dolabı var. Her öğrenciye bir adet dizüstü bilgisayar verdik.
* Bölümlerin tamamında İngilizce eğitim veriliyor mu? Yaksa sade hazırlık sınıflarında mı İngilizce veriliyor?
– Bazı bölümlerde hazırlık sınıfları var. Mühendislik Fakültesi tümüyle İngilizce, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bölümlerinin İngilizce hazırlık sınıfları var. Hukuk Fakültesi’ni tamamen Türkçe eğitim verecek şekilde yapılandırdık. Hedefimiz hazırlık sınıf olanlarda İngilizceyi pratik konuşur şekilde öğretebilmek. Hukuk’ta ayrıca her dönem 6 saat İngilizce dersi vereceğiz. Çünkü Türkiye’nin yabancı dil bilen avukatlara ihtiyacı var. Yabancı dil bilmeyen bir öğrencinin hayatta zorlandığını müşahide etmiş durumdayız.
* Karatay Üniversitesi olarak uygulamalı eğitime büyük önem veriyorsunuz? Uygulamalı eğitime önem vermenizin sebebi nedir?
–Uygulamalı eğitime çok büyük önem vereceğiz. Üniversite sanayi işbirliğine çok büyük önem veren bir üniversiteyiz. Öğrencilerimiz özellikle 3. ve 4. sınıftan itibaren yoğun bir şekilde uygulamalı eğitime geçecekler. Bu uygulamalı eğitim sadece üniversite içinde değil, Konya’nın sanayisinde, ticaret kesiminde, kamu kurumlarında, adalet sarayı da dahil olmak üzere uygulamalı eğitim alacaklar. Çünkü biz uygulamalı eğitim almadan mezun olan bir öğrencinin pratik hayatta çok başarılı olamayacağına inanıyoruz. Konya ilindeki tüm işletmeler bizim laboratuarımızdır. Üniversite-Sanayi işbirliğinin en etkin modellerinden birini uygulayacağız. Hukuk Fakültesi içinde bir adet duruşma salonumuz var. Hukuk Fakültesi olarak adalet sarayına en yakın üniversitelerden bir tanesiyiz. Böylece öğrencilerimiz adliyede uygulamalı eğitimi yerinde görecek. KTO-Karatay Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (KARSEM)’i açtık. Faaliyetlere başladı. Şuanda 3. dönem ihracat elemanı yetiştirme sertifika programı uyguluyoruz. Hazırlık aşamasında olan iş güvenliği uzmanı sertifika programı var. Karatay Üniversitesi bölgenin sorunlarını sorun edinmiş ona göre kendini yapılandırmış ona göre hareket eden, araştırma yapan, ona göre öğrenci yetiştiren bir üniversite olacaktır. Çünkü biz bir üniversitenin öncelikle bulunduğu ile ve bölgesine hizmet etmesinden taraftarız. Sonra Türkiye ve dünyaya hizmet etsin. Ama bölgesinin sorunlarını çözmeye yönelik yapılanmayan bölgenin sorunlarına sırtını dönen bir üniversite hiçbir şey yapmaz. Böyle bir üniversitenin kendisine de hayrı yoktur.
“KONYA GEÇMİŞİNDE OLDUĞU GİBİ EĞİTİM MERKEZİ OLUYOR”
* Yeni açılan ve açılacak olan üniversiteleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
– KTO Başkanımız Sayın Hüseyin Üzülmez hep şunu dile getirmiştir. Konya Üniversiteler şehri oluyor diye. Bizim sloganımızda oradan çıkarak üniversiteler şehri. İlk Selçuk Üniversitesi varken, daha sonra Karatay Üniversitesi, Mevlana Üniversitesi ve Konya Üniversitesi kuruldu. Şuanda 4 tane üniversitemiz var. Yakında yolda kurulacak birkaç tane üniversitemiz daha var. Konya Şeker’in üniversite kurma çalışmaları devam ediyor. Önümüzdeki yıl Selçuk Üniversitesi’nin bölünmesi gündemde. Yeni bir üniversite oradan çıkacak. Bazı özel eğitim kurumlarımızın üniversite planları var. Dolayısıyla Konya’da birkaç yıl içerisinde üniversite sayısı 7’ye, 8’e çıkabilecektir. Bu üniversitelerinde kurulmasıyla Konya önemli bir eğitim ili haline getirecektir.
* Üniversite olarak sağlık alanında yatırımlarınız ne olacak. Tıp Fakültesi ya da Diş Hekimliği Fakültesi açmayı düşünüyor musunuz?
– Konya bölge sağlık merkezi olma yoluna gidiyor. Yeni yapılan birçok hastane, iki tane Tıp Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi var. Bizim de bir Diş Hekimliği Fakültesi gündemimizde. Konya eğitim, sanayi, tarım, sağlık ve turizm olmak üzere 5 ayaklı çok zinde dinamik bir ildir. Fakat Konya’nın çeşitli sorunları var. Tarım kesiminin kuraklık kaynaklı ve alt yapının iyileştirilmesiyle ilgili sorunları var. Sanayi kesimiyle ilgili teknik bilgi, beceri, nitelikli eleman bakımından sorunları var. Yine üretilen ürünlerin dış pazarlara açılması bakımından sorunları var. Dar kapalı havzada kısmi kısılmış kapatılmış gibi bir konumumuz var. Bu havzanın bir hava koridoruna ihtiyacı var. Sivil havaalanı konusu artık çözülmelidir. Hava alanı kargo taşımacılığına da uygun hale getirilmeli. Bu noktada bir lojistik merkez kurulmalıdır. Hızlı tren bölgeyi Ankara’nın bir mahallesi konumuna getirebilecek. Ankara’da bir mahalleden diğerine bu kadar hızlı gidilemez. Bu noktada neden bakanlıklarımızın bazıları Konya’da olmasın. Mevcut demir yolları da limanlara uzatılmalıdır. Hava koridoru demek istediğim bu. Duble yollarımız tamamlanmak üzere. Dolayısıyla bu şekilde açılan bir Konya çok büyük bir gelişme gösterecektir.
* Yeni bölüm ve programlar açmayı düşünüyor musunuz? Varsa hangi bölümleri açmayı düşünüyorsunuz?
– Yeni programların açılmasıyla ilgili çalışmalarımızı yaptık. Bunları mütevelli heyetimize bir rapor halinde sunacağız. Özellikle Mühendislik Fakültemizde İnşaat Makine Mühendisliği’nin, Sağlık Bilimleri Meslek Yüksek Okulu’nun, Uygulamalı Bilimler Meslek Yüksek Okulu’nun açılması için ve sanayinin istediği ara eleman yetiştirme konusunda çeşitli bölüm önerilerini yaptık. Adalet Meslek Yüksek Okulu’nun da başvurusunu yaptık. Fen Bilimleri ve Sosyal Bilimler Enstitümüzün yönetmeliği yayınlandı, şubat döneminden sonra yüksek lisans ve doktora öğrencisi kabul etmeye başlıyoruz. YÖK, 30 yaş üzeri insanlara vakıf üniversitelerinde olmak kaydıyla sınavsız ikinci üniversite imkânı verecek. İstediği diğer bir alanda vakıf üniversitelerinde yeniden eğitim imkânı sunacağız. Vakıf üniversiteleri mevcut haliyle hem öğrenci kontenjanı bakımından hem yatırımlar bakımından yük olmadığı gibi devlete katı sağlıyor. Onun için biraz daha yapılması gereken destekler var.
* Üniversite bölgenizde öğrencilerinizin kalabileceği yurt ve ve sorununuz var mı?
– Yurt sorunumuz yok. Öğrencilerimiz Kredi Yurtlar Kurumunun yurtlarında kalabiliyor. Özel yurt bakımından da Konya gelişmiş durumda. Öğrencilerimizi yurtlara yönlendiriyoruz, dileyen öğrencilerimiz de ve tutuyor. Konya zaten bir öğrencinin yaşayabilmesi için en uygun şartlara sahip illerden bir tanesi. Hayat şartları, güvenlik, asayiş bakımından da çok iyi konumdayız. Bölgede üniversitenin kurulmasıyla emlak fiyatları da artmış durumda. Bu noktada yurt yapımıyla ilgili çeşitli taleplerin olduğunu biliyoruz. Fakat biz üniversite olarak doğrudan yurt işine girme yerine bunu özel sektör yapsın taraftarıyız.
“UYGULAMA HASTANESİNİN YAPIMI UZAYACAKSA TIP FAKÜLTESİ YAPMAYA HAZIRIZ”
* Üniversite olarak sağlık alanında yatırımlarınız ne olacak. Tıp Fakültesi ya da Diş Hekimliği Fakültesi açmayı düşünüyor musunuz?
– Konya bölge sağlık merkezi olma yoluna gidiyor. Yeni yapılan birçok hastane, iki tane Tıp Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi var. Bizim de bir Diş Hekimliği Fakültesi gündemimizde. Fakat üniversitemizin bulunduğu bölgeye Eğitim ve Araştırma Hastanesi yapılması kararlaştırıldı. Üniversitemizin kampüsünün yanındaki boş araziyi talep ettik. Buraya Tıp Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi yapalım düşüncesindeyiz. Fakat YPK’dan buranın uygulama hastanesi olması yönünde bir kara çıktı. Umarım bu karar uygulanır hayata geçer ve hastane yapılır. Ama bu 15–20 yıl gibi bir sürece yayılacaksa bu hakikaten bir israf söz konusu olacaktır. Bu şekilde yapılacaksa biz bu arsayı değerlendirmeye hazırız. Yapılacak Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi ve Eczacılık Fakültesiyle yine aynı hedefe ulaşılmış olunacaktır.
* Üniversitenize katılmak isteyen yeni akademisyenler var mı?
– Çok nitelikli talepler var. Talepleri bölüm ve programlar açtıkça uygun olan akademisyenleri istihdam etme yoluna gidiyoruz. Bölgenin yetiştirdiği ve çoğunluğu yurtdışında okuyan ve dönmeyen nitelikli araştırmacıları üniversiteye çekebilmeye çalışıyoruz. Buna tersine beyin göçü hareketi diyorlar. Birkaç tane arkadaşımızı bu şekilde bünyemize kazandırdık. Bu bakımdan kendi bölgesinin çocuğunu kendi bölgesinin üniversitesine istihdam eder hale geleceğiz.
* 1–2 yıl içinde yeni üniversiteler kuruldu. Bunun nedeni artık Selçuk Üniversitesi’nin kabuğuna sığmaması mı? Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Selçuk Üniversitesi Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden bir tanesi emeği geçenlere teşekkür etmek gerekiyor. 1970’li yıllardan bugüne gelene kadar. Konya zaten zamanında medreseler şehriymiş. Şimdi üniversiteler şehri oldu. Ayrıca bir tek üniversitenin kalması beklenemezdi. Toplumsal talep her şeyi zorlar ve kabuğunu da kırar. Yöneticiler de yeni üniversitelerin kurulması noktasında her türlü desteği veriyorlar kendilerine teşekkür ediyoruz. Selçuk üniversitesi yeni açılan üniversitelerin hamisi konumundadır. Ayrıca gerek yayıldığı alan ve gerekse öğrenci sayısı itibariyle Selçuk Üniversitesi mutlaka bölünecektir. Önemli olan rakamların yüksek olması değil kalitenin yüksek olmasıdır.
* Hocam önemli bir konu ise 35 yıldır Konya’ya hizmet eden Selçuk Üniversitesi bölgesinde bir Ankara, İstanbul gibi aydın takım oluşturamadı? Yeni açılan bu üniversitelerle bu sağlanabilecek mi?
– Bu ciddi bir konudur. Belki bir yüksek lisans ya da doktora tezi olarak ele alınabilecek bir konu. Eğer bulunduğunuz yerde bir tek üniversite iseniz, rekabet ortamından uzak oluyorsunuz. Rekabetin olmadığı yerde de açılma ve kalite biraz zor geliyor. Bir rehavet ortamı ortaya çıkıyor. Bundan sonra 5–6 üniversitenin olduğu bir ortamda ben en büyüyüm diye kalınamaz, kalınmamalıdır da. Bu noktada Selçuk Üniversitesi’nde son birkaç yıldır kalite geliştirme programları yapılmıştır. AB Üniversiteler Birliğine üye olunması ve dış değerlendirmeden geçilmesiyle kendini yenilemeye başladı. Artık Konya’nın da bir Ankara gibi bir İstanbul gibi sesini Türkiye’ye ve dünyaya duyurması gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.