Oğul Erbakan'dan çarpıcı açıklamalar

Oğul Erbakan'dan çarpıcı açıklamalar

28 Şubat döneminde başbakanlık koltuğunda oturan Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan AKŞAM'a konuştu.

Akşam Gazetesine konuşan Fatih Erbakan;  "Türkiye'nin 30 senesine mal oldu. Soruşturmayı 'hırsızı yakalayıp hırsızın çaldıklarını geri almamak gibi' değerlendirdik" dedi.

Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'dan önemli açıklamalar... Saadet Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Erbakan, 28 Şubat'tan Numan Kurtulmuş'a, Saadet'te lider sorunu olup olmadığından, trilyonluk borçları nasıl ödeyeceğine kadar AKŞAM'ın sorularını yanıtladı...

30 YILLIK KAYIP

- 28 ŞUBAT soruşturmasını, 'hırsızı yakalayıp hırsızın çaldıklarını geri alamamak gibi' değerlendirdik. Çünkü orada asıl önemli olan, hırsızı yakalayıp hapse atmaktan ziyade, hırsızın çaldığı altınları paraları geri almak. Dış güçlerin planladıkları hedefe ulaşıldı. Yapmak istedikleri tahribatlar yapılarak Türkiye'nin belki 30 senesine mal olacak adım atıldı. Bundan 15 yıl sonra bunu yapan, buna alet olan insanları alıp hapse koyuyorsunuz ama 30 seneyi geriye getirebilmeniz mümkün değil. Asıl çözülmesi gereken sorun bu kayıp yılların geri kazanılması. Kayıp diyoruz çünkü 28 Şubat süreci, 54. Hükümet'i düşürdü. Bu hükümet, devlet bütçesine 6 ayda 35 milyar dolar ilave kaynak buldu. 5 sene iktidarda kalsa Türkiye'nin hiçbir iç ve dış borcu kalmayacaktı. İhtiyaç sahibi ülkelere yardım edecek konuma gelecekti. D-8 projesi gerçekleştirilmiş, Dünya İslam Birliği de kurulacaktı. Bu birlik kurulmuş olsaydı Afganistan, Irak, Suriye'de katliamlar yaşanmayacaktı. Bu kayıplar yaşandı. Bunun arkasından 3-5 kişiyi gözaltına almanız, sorgulamanız, hapse atmanız büyük kayıpları maalesef geri getirmiyor.

SONUCU CAYDIRICI OLACAKTIR

- 28 ŞUBAT soruşturması bundan sonra böyle yollara tevessül etmeye kalkacak insanlara caydırıcı olması açısından tabii bir gelişme.  Hiçbir şey yapılmamasından iyidir. Çünkü, 28 Şubat, 12 Eylül, 1960 darbesini planlayan dış mihraklar bundan sonra da Türkiye'de mutlaka birçok plan yapacaklar. Bu planlarında, çok sayıda etkili insanı kullanmak isteyecekler. Bundan sonra insanların böyle kendisini kullandırmaması açısından inşallah caydırıcı etkisi olur.

- BUGÜN son derece sıkı bir yönetim anlayışı ve tarzı var... Millete, vatana, devlete ihanetin önlenmesi için yapıldığı müddetçe sıkı tutulması, ciddi olunması güzel bir şey. Ama bunun kapsamının aşırı şekilde genişletilmesi, pek çok insana hak etmediği bazı muamelelerin reva görülmesi de uygun bir şey değil. Bir insan ne kadar karşıt görüşte de olsa, onun daha suçu ortaya konmadan, neyle suçlandığı belli olmadan yıllarca cezaevinde, gözaltında tutulması bizim inancımıza, anlayışımıza ters bir tutum. Çünkü o insan ne kadar sizin görünüşünüze karşıt da olsa, bir insan ateist de olsa ona haksızlık yapamaz, zulmedemezsiniz. Bu gibi sıkıntıların ortadan kalkmasını isteriz.

Yapılan suçlama uygun görülemez

- İLKER Başbuğ'a böyle yapılan suçlamanın uygun görülmesi mümkün değil. Vicdanen biz de böyle bir şey olacağını düşünmüyoruz. Genelkurmay Başkanlığı seviyesine gelmiş bir insan mutlaka vatanını milletini seviyordur. Hele hele bu suçlamada yapıldığı gibi bir takım yollara kesinlikle tevessül edeceğini düşünmüyoruz. İnşallah en kısa zamanda adalet yerini bulur diye temenni ediyoruz.

Sürüden ayrılanı kurt kaptı

- NUMAN Bey'in AK Parti'ye geçmesiyle rahmetlik babamın o meşhur sözü doğru çıktı... 'Sürüden ayrılanı kurt kapar' diyordu. Bazı kimseler o zaman çok anlam veremedi. Ama gerçekten de öyle oldu. Önce 'Ben sürüden ayrılırım ama aynı yolu izlerim' iddiasıyla yola çıkanlar, maalesef bambaşka bir yola saptılar. Tabii onların kendi tercihleri. Biz yine inşalah sonuna kadar Milli Görüş yolunda devam edeceğiz. Bu bizim beklediğimiz bir şeydi.

Paşa arayıp başsağlığı diledi

- BABAM vefat ettiğinde Kenan Evren Paşa aradı. Sağolsun başsağlığı diledi. Kendisi rahatsız olduğu için cenazeye iştirak edemediğini söyledi. O da 12 Eylül'ün mimarı... Babam da, Milli Görüşçüler de, o dönemde cezalar çekip, sıkıntılara maruz kaldı. Bu da tabii her şeye rağmen bir insanlık göstergesi. Bunu yapması güzel bir şey. 28 Şubat'ta aktif rol oynayanların pek çokları da TV'de, basında gördük ki, 'Biz yanlış yapmışız. Meğerse Erbakan Hoca vatansevermiş, çok büyük hata etmişiz, pişman olduk' dediler. Bu hem bize hem kamuoyuna bir özür mahiyetinde ve durumun deklare edilmesi demektir.

Kimsenin asılmasına onay verecek biri değil

- BABAMIN 'Deniz Gezmiş'in idamını onayladığı, Gezmiş'in doğum gününde öldü' iddiaları kesinlikle yanlış bir bilgi. Babamın Deniz Gezmiş idamını onaylaması gibi bir durum söz konusu olmaz, hiç öyle şey de bilmiyorum. 28 Şubatçılarla ilgili de biliyorsunuz, 'Onların eğitilmesi lazım, cezalandırılmasını istemeyiz' demiştir. Hiç kimsenin asılmasına kesinlikle onay verecek insan değil.

Kırmızı çizgilere dikkat!

- BİZ Türkiye'nin bu baş ağrıtıcı olan terör sorununu çözülmesi için atılacak her adıma destek veririz. Müzakereyle sonuç alınacaksa buna da destek oluruz. Fakat alınacak sonuç için verilecek ödünler çok önemli. Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü, binlerce insanın ölümüne neden olan, çocuk hatta bebeklerin öldürülmesine emir vermiş bir insanın affedilmesi, salıverilmesi gibi bazı kırmızı çizgiler çiğnenmediği müddetçe sonuç almaya yönelik adımlar atılabilir. Yani manevi maddi kalkınma hamleleri yapılmadan bu sorunun üretilmeye çalışacak çözümler bize göre palyatiftir.

Erbakan modeliyle başarılı oldular

- BAŞBAKAN Erdoğan, karizmatik ve insanların kalbine duygularına hitap eden bir insan. Ayrıca gençliğinden beri Erbakan Hoca'nın yanında yetiştiği için RP gençlik kolları başkanlığından Beyoğlu teşkilatından itibaren uzun seneler teşkilatın içinde teşkilatçılığı bilen, öğrenen bir insan olarak yetişmiş, siyasi geçmişi ve altyapısı da kuvvetli. Şu anda halen Erbakan Hoca'nın teşkilatlanma modelini  AK Parti iyi uyguladığı için de başarılı oluyorlar. Bu sebeple Erbakan Hoca gibi büyük bir cevherden mahrum olsaydı, bu kadar başarılı olamayabilirdi.

- BİZİM AK Parti'ye katılacağımız söylentilerine karşı, asıl doğru olan yol burası. Her zaman ifade ettiğimiz gibi Erbakan Hoca'nın söyledikleri haktır. Bin sene önce de bin sene sonra da değişmez, doğruluğunu, değerini kaybetmez. İnsanlar, 'Numan Bey'le çalışırken, o da sizin gibi aynı şeyleri söylüyordu. Bu sözlerinizi ondan da duyduk. Sonra ne oldu. Sizden de öyle bir sürpriz görmeleyim' dediler. İnsanlar, kendinden o kadar emin konuşan insanların sonradan U dönüşleri yaptıklarına şahit oldular ki, bizle ilgili de böyle bir endişe duymakta haklılar. Biz de 'Bizim durumumuz farklı. Biz Erbakan Hoca'nın evladıyız. Böyle bir konuda tutarsızlık, bir U dönüşü görmezsiniz. Merak etmeyin' dedik.

7 milyon TL borç var
- BORÇ devam ediyor.... Kamuoyunda, torba yasadan yararlanarak borçların silindiği şekilde yanlış bir algılama oldu. O yasalarda maalesef naylon fatura düzenleyenlere bile af geldi fakat Erbakan Hoca'ya böyle bir af gelmedi. Borç faziyle 14 katına çıkmış ve 14 milyon liraya ulaşmış. Yarısı ödendi, yarısı duruyor. Kalan 7 milyonluk kısmı taksitler halinde ödeyeceğiz. Kolay bir borç değil. Tabii bu borç Erbakan Hoca'nın şahsi borcu da değil. O dönemki şartlardan dolayı açılmış bir dava ve haksız bir dava. Erbakan'ın şahsı olduğu için resmi sorumlu olan, onun miraşçıları. Dolayısıyla biz sorumluyuz. Tabii manevi anlamda bütün teşkilatımızın partimizin bir borcu. Milli Görüş lideri olduğu için Erbakan Hoca'ya 28 Şubat'ta cezalandırılması sonucu yapılmış bir olay. Allah büyüktür diyoruz. İnşallah Allah yardım eder ve öderiz.

Bu davada hiçbir görevden kaçmayız
- MUSTAFA (Kamalak) Bey kıymetli bir insan. Düzgün, temiz bir yaşantısı olan iyi biri. Zaman içinde de kendisini geliştirdi. Genel Başkan olduğu günden bugüne kadar biz de takip ediyoruz. Ama tabii siyasi bir aktör olmak, halka mal olmuş bir insan olmak kolay değil. Biz bu davada bu hareketin içinde hiçbir görevden kaçamayız. Eğer bir yerde bize ihtiyaç varsa, 'hayır bu bayrağı taşımak zordur, ağırdır, fedakârlık gerektirir' deme lüksümüz yok. Türkiye'de de gençlik akımı olduğu için Milli Görüş hareketi olarak gençlere fırsat vermemiz lazım. Onların enerjisinden faydalanmamız lazım.

- BABAM ölünce sorumluluklarımız arttı. Tabii rahmetlik babamın çok geniş bir çevresi vardı. Samimi yakın çalışma arkadaşları, dostları vardı. Ahmet Tekdal, Recai Kutan, Fehim Adak, Yasin Hatipoğlu gibi onlar sağolsunlar bizi yalnız bırakmamaya gayret gösteriyorlar. Herhangi bir önemli konu olduğunda, ciddi bir karar alınacağı zaman onların bilgisinden istifa edip, onlara danışıyoruz. Onlarla da bir parça babamızın yokluğunu gidermeye çalışıyoruz.

AKŞAM

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.