Neden kooperatifleşemiyoruz
Kooperatif, halk dilinde imece usulü denilen topluca yardımlaşmanın resmi olarak belli kural kanun ve düzene göre yapılma işlemine verilen addır.
Kooperatifler,insanların karşılamasında veya pazarlamasında güçlük çektiği,ihtiyaçlarını gidermek veya mevcut üretmiş olduğu malları satabilmek için güçlerini birleştirdiği mükemmel bir dayanışma aracıdır. Üreticilerin, aracıyı ortadan çıkararak ürünlerini daha iyi koşullarda pazarlamak için kurduğu ortaklık
Kısaca amaç ve gaye,yardım ve dayanışma içerisinde güçlükleri zorlukları başarmadır,Kar amacı olmayan bir kuruluşdur.
Kooperatifçiliğin tarihçesine baktığımızda 1844 lü yıllarda ingilterede başladığı,fransa ve almanyada devam ettiği görülmektedir
Aslında kooperatifçiliğin asıl menşei adı kooperatif olmasa bile sistem ve ilkeler bakımından içeriği aynı olan Osmanlı-Türk toplumunda bulunan ahilik sistemi,gerek ihtiva gerekse dayanışma bakımında kooperatifçiliğe büyük ışık tutmuştur.
Avrupa'da modern kooperatifçiliğin kurucusu bilinen İngiliz Michael Sandown, 19'uncu yüzyılın başında Kayseri, Sivas, Niğde, Nevşehir ve Kırşehir'de incelemeler yapıp esnaf dayanışma teşkilatı “Ahilik”ten etkilendiği ve Gidip ülkesine kooperatif kurduğu bilinmektedir(1828-1831 tarihleri arasında bu bilgiler İngiltere de yayımlanmıştır.Yazarı john b HIGGINS) Bu bakımdan kooperatifçiliğin ana yurdu Anadoludur.
Ülkemizde ise Osmanlı İmparatorluğu'nun Birleşik Krallık ile İstanbul'un Baltalimanı semtinde, 16 Ağustos 1838 tarihinde imzaladığı ticaret antlaşması ile Ahilik kültürü bitti. İlk tarım kredi kooperatifi sayılan “Memleket Sandıkları”( Mithat Paşa, Tuna valiliği sırasında ülke için çok önemli bir teşebbüste bulunmuş ve tarımla uğraşanlara az faizle kredi vermek amacı ile bir örgüt kurmuştur. 1863 yılında Pirot kasabasında ilk kooperatifçilik denemesine başlamış ve tarımsal kredi veren sandıklar faaliyete geçmiştir.Bu sandıklar, ilk milli banka temelini oluşturmalarının yanı sıra tarım kredisi ile uğraşmaları bakımından da önem taşımaktadırlar. ) kurulmuştu
Memleket sandıkları çalışma şekli imece usulünden esinlenmiş ve çalışma şekli şu şekilde idi.Devlete ait boş arazilerin imece usulü ile ekilip hasadı yapıldıktan sonra,hasat nakte çevrilerek kişilerin kredi ihtiyacı faizsiz olarak giderilmiştir.
Günümüzde ise kooperatiflerin büyük bir çoğunluğu gerçek işlevini yürütememektedir.Kooperatifler bir arpalık olarak görülmekte olup,karşılıklı güven tesisi olmadığı için sadece tabeladan ibaret olduğu karşımıza çıkmaktadır.Burada vurgulamaya çalıştığım yukarıda tarihçesine baktığımızda ahilik kültürünün kaldırılması,yok olması, bu tür olumsuzlukların yaşanmasına en büyük sebeplerden biridir.
Ülkemizde kooperatifleşme mutlak surette olumsuzluklar bertaraf edilerek sağlanması gerekmektedir. Son 10 yıla baktığımızda gerçekten tarım ve hayvancılığa büyük destekler verildi,ama tarım adına problemler ne yazık ki yerinde saymaktadır.Tarımsal problemler bir türlü çözülemediği görülmektedir.Küçük işletmeler üretim girdilerini temin edememekte,ürünlerini pazarlayamama sıkıntısı içerisinde olması,ayrıca üretmiş olduğu ürünler kooperatifleşme olmadığından dolayı,aracılara kaptırması ,tarladaki fiyatla marketteki fiyat uçurumu görülmektedir ki bu tür sorunları geçmişte köşemize taşımıştık.
Milli tarım projesinin gerçekleşebilmesi için kooperatifleşmenin desteklenmesi gerekmektedir.tarımsal kalkınmanın sağlanması girdilerin daha ucuza temin edilmesi için mutlak surette kooperatifleşme teşvik edilmeli,arpalık olarak görülmemeli,ve üreticilerin güven tesisini sağlayarak daha ileri tarımı taşıması mümkün olacaktır
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.