“Müreffeh bir Türkiye’yi inşa etmekte kararlıyız”

“Müreffeh bir Türkiye’yi inşa etmekte kararlıyız”

Karamollaoğlu, “Vatandaşlarımızın hayat standartlarının yüksek olduğu, yarınlarından endişe duymadığı, Geleceğe umutla baktığı ve huzurun hakim olduğu Müreffeh bir Türkiye"yi inşa etmekte kararlıyız” dedi

Saadet Partisi, 8. Olağan Büyük Kongresi Ankara HBVÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. “Milletin İktidarında Saadet Var” sloganıyla heyecan ve coşku içerisinde gerçekleştirilen Saadet Partisi’nin 8. Olağan Büyük Kongresine yoğun katılım oldu. 8. Olağan Büyük Kongresi’ne siyasi partilerden de katılım oldu. AK Parti, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Büyük Birlik Partisi (BBP), DEVA Partisi, İYİ Yeniden Refah Partisi, Gelecek Partisi, Zafer Partisi, Memleket Partisi, Demokrat Partisi ve HÜDAPAR gibi partilerden de katılım gerçekleşti. Kongrede konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Hareketimizin Kurucusu Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı saygıyla, rahmetle ve şükranla yâd ediyorum. Her biri takatinin sonuna kadar mücadele etmenin timsali oldular. Her biri azmin, mücadelenin ve ahde vefanın destanlaşmış birer örnekleri oldular. Öncülerimizden olan ve bugün burada bulanan kıymetli büyüklerimiz Recai Kutan ve Yasin Hatipoğlu beyleri ve Lütfi Doğan Hocamızı da candan selamlıyor, hürmetlerimi arz ediyorum. Yarım asrı aşkın bir süredir birlikte bu davaya omuz verdik, Birlikte cezaevinde yattık ve birlikte ülkemizi karış karış gezerek derdimizi ve davamızı anlattık; Allah sizlerden razı olsun. Muhterem kardeşlerim, Türkiye'nin 81 ilinden bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarımız; Bugün tarihi bir günde ve tarihi bir dönemde kongremizi icra ediyoruz.  Dün Cumhuriyetimizin kuruluşunun yıl dönümüydü. Aziz vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramını tebrik ediyor, daha nice yüz yıllar diliyorum. Bu kongremiz de yeni bir başlangıcın ilk günü olarak tarihe geçecektir inşallah. Bugün, bir kez daha "Yaşanabilir bir Türkiye", "Yeniden büyük Türkiye", "Yeni bir Dünya" ve "Yeni bir Yüzyıl" için besmelemizi çekiyor, kollarımızı sıvıyor ve yola koyuluyoruz" dedi.

img-20221030-wa0029.jpg

2022 TÜRKİYE’NİN TOMOGRAFİSİ ORTADA

“Tedavi edilecek hastanın tomogrofisini ve MR'ını çekmek doğru tedavinin ilk adımıdır. Şimdi sizlerle 20 yılın sonunda, gelinen bu noktada 2022 Türkiye'sinin tomografisini bir görelim” diyen Karamollaoğlu, “Şöyle bir özetleyelim istiyorum. Bakalım, ne durumdayız? Bakalım, kurulan cümlelerin toz pembeliği ile, gerçek hayatın üzerine çöken kara bulutların arasındaki renk farkına, devasa ton farkına bir göz atalım istiyorum. Muhterem kardeşlerim; Biliyorum insanımızın önceliği ekonomi, çünkü kanayan derin bir yara. Ancak bilinmelidir ki; diğer her şey sonuç, adaletsizlik ve hukuksuzluk sebeptir! Devlet yönetiminde ve kamusal hayatta gömleğin ilk düğmesi adalettir, hukuktur! Bizler bugün, gömleğin o ilk düğmesinin yanlış iliklenmesinin, hatta son yıllarda koparılıp bir kenara atılmasının sonuçlarını yaşıyoruz. Bir ülke düşünün; milyonlarca vatandaşı terör şüphelisi ilan edilsin, yüz binlercesi hakkında işlem yapılsın, on binlercesi de tutuklansın. Bir ülke düşünün, koca koca adalet sarayları inşa edilsin; fakat aynı zamanda onlarca yeni cezaevi açılsın. İnsanlar konuşmaktan, tweet atmaktan korkar hale gelmiş; Yasaklarla mücadele edeceğini söyleyenler ise, yasakçı zihniyetin bizzat baş aktörü olmuş!”

img-20221030-wa0023.jpg

MÜHENDİSLERİMİZİN TEZGAHTARLIK YAPIYOR

Adalet düğmesi yanlış iliklenince ekonomide ve diğer her alan duvara toslamamak mümkün değildir. Adalet açığını kapatmadan; cari açığı, bütçe açığını ve dış ticaret açığını kapatmak mümkün olmaz! Hukuksuzluğun norm haline geldiği bir ülkede, gelir dağılımındaki adetsizliği gidermek mümkün mü? İşte; 2022 Türkiyesi'nde; Milyonlarca işsizimiz var! Bakmayın siz kürsüde atılan nutuklara; milyarlarca liramız her yıl faiz lobilerine oluk oluk aktarılıyor! Milyonlarca asgari ücretlimiz açlık sınırının altında ve geri kalan milyonlarca çalışanımız da ancak yoksulluk sınırının altında bir ücrete mahkum edilmiş! Emeklilerimizin durumu ise hepsinden vahim. Devlet borçlu, millet borçlu. Kamu borçlu, özel sektör borçlu. Yanlış yatırımlarla var olan paralarımız, kaynaklarımız da betona gömüldü, geleceğimiz dahi ipotek altına alındı. En bereketli topraklara sahip bir ülkede işte tarımı böyle bitirdiler. Eğitim denilince akıllarına bina geliyor, sağlık denilince de akıllarına yine bina geliyor. Yatırım denilince akıllarına sadece ama sadece beton ve asfalt geliyor. Eğitimde niceliği, niteliğe tercih ettiler. Diplomalı işsizler kervanına her yıl yüz binlerce yeni gencimiz katılıyor. Dahası, ne eğitimde ne de istihdamda olan karamsar ve umutsuz on binlerce ev gencimiz var. Mühendislerimiz motokuryelik, ataması yapılmayan öğretmenlerimiz süpermarketlerde kasiyerlik, İBF mezunu milyonlar ise AVM'lerde tezgahtarlık yapıyor. Sağlıkta en iyi yetişmiş insanlarımızı bu ülkeye küstürdüler. Düşünün siz; en iyi eğitimi alan en nitelikli insanlarımız, yoksulluk sınırında bir ücrete mahkum ve ağır çalışma koşullarında çalışmaya icbar ediliyor. Sonra da; "giderseniz gidin" deniliyor! Böyle bir iklimde akademisyen kalır mı, doktorlar durur mu Allah aşkına?”

img-20221030-wa0011.jpg

İSLAM DÜNYASI SAHİPSİZ VE DARMADAĞIN

Konuşmasında hükümet dış politikasını da eleştiren çeken Karamollaoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Büyük Ortadoğu Projesi adım adım uygulanıyor. Yani Büyük İsrail Projesi sinsi bir şekilde yürütülüyor. Birileri ise "normalleşmek" için sıraya girmiş. İslam dünyası sahipsiz, coğrafyamız darmadağın. Yeryüzü üzerinde kan ve gözyaşı oluk oluk akıyor, akıtılıyor. ABD ile Rusya, NATO ile Şangay arasında adeta pinpon topuna dönen bir dış politika anlayışıyla hareket ediliyor. Boyla, posla, sembolik fotoğraflar ve kürsülerden atılan süslü nutuklarla içeride bir algı oluşturuluyor. Ama dışarda durum tam tersi. Irak'ta katledilen milyonlarca Müslümanın sorumlusu kim? Afganistan, Yemen, Keşmir, Filistin, Suriye, Doğu Türkistan'daki Uygur Türkleri; 20 yıl önce ne durumdaydı, şimdi ne durumdalar? Coğrafyamızda sınırlar fiilen değişmiş, kendi sınırlarımız adeta kevgire dönmüş. Milyonlarca mülteci oradan oraya savruluyor. Ayrıca Adalar ve Kıbrıs tam bir çıkmazda! Bugün başka meselelerde "diplomasi kahramanı" ilan edilenler ise; 20 yıldır tüm bu olup bitenleri ya seyretmiş ya da figüran olarak rol almış!”

img-20221030-wa0022.jpg

EHLİYET VE LİYAKAT RAFA KALDIRILDI

Konuşmasında israf, yolsuzluk ve rüşvet gibi konulara da dikkat çeken Karamollaoğlu, şunları söyledi: “Ehliyet ve liyakat rafa kaldırılmış. "Hırsızsa benim hırsızım, çalıyor ama çalışıyor" cümleleri kurulur hale gelmiş. Ve sözde alimler, sözde aydınlar da buna cevaz verir hale gelmiş! Bütün bunlar ne zaman olmuş? Sözde İslamcı 20 yıllık bir iktidar döneminde! Şimdi kalkmış bir de referandumdan, aileden,  kazanımlardan bahsediyorlar! Evlilik yaşı otuzu aşmış, gençler mali imkansızlık nedeniyle evlenemiyor. Yine en başta maddi problemler nedeniyle boşanma oranları da her geçen gün artıyor. Her gün bir başka kadın cinayeti işleniyor. Şiddet, cinayet ve intiharlar almış başını gitmiş, ne konuşuyorsunuz siz ya!  Temel hak ve özgürlükler, ne zamandan beridir ve hangi mantıkla referandum konusu yapılıyor? Milli ve manevi değerlerimizi nasıl bu kadar hoyratça siyasete malzeme yapabiliyorsunuz? Aileyi darmadağın eden sizler, hangi yüzle aile mefhumunu ağzınıza alabiliyorsunuz? Kazanımlardan bahseden sizler, bunlar üzerinden insanımıza gözdağı veren sizler; Neleri kaybettirdiniz bu ülkeye ve bu millete, önce onların hesabını bir verin! Toplumu kutuplaştırarak, muhalefeti de mayınlarını kendinizin döşediği mayınlı arazilerde siyaset yapmaya zorlayarak ayakta kalmaya çalışıyorsunuz. Ama bilin ki; o dönem kapandı artık! Necip Fazıl'dan bir şiir okuyup, Nazım Hikmet'ten bir alıntı yaparak, "Halay da bizim horon da bizim.." diyerek süslü cümleler kurup; Sonra da toplumu kamplara ayırma dönemi bitti! Yeni dönem; herkesin özgürce şiir yazabildiği bir dönem olacak! Yeni dönem; halayın ve horonun sadece muktedirlerin türküsüne eşlik etmek zorunda olmadığı bir dönem olacak..Yeni dönem; kazanımlar üzerinden korkutarak siyaset yapılan değil, İstiklal Mücadelemizden bugüne tüm kazanımlarımızı her bir vatandaşımız için daha da ileriye taşıyacağımız bir dönem olacak.”

img-20221030-wa0024.jpg

RAHATA VE KONFORA DEĞİL ÇİLEYE TALİP OLDUK!

Milli Görüş harekatın her zaman bir anahtar vazifesi gördüğünü dile getiren Karamollaoğlu, “Siyasi tarihimiz boyunca ne zaman Türkiye bir kapının ardına sıkıştırılsa, o kapıyı açan anahtar hep biz olduk. Ne zaman Türkiye, bir darboğaza girse; bizler devreye girerek buna bir son verdik. 1974'te, 75'te, 77'de, 91'de, 96-97'de, Ve yarım asırı geride bırakan siyasi tarihimiz  boyunca; Biz, en doğru koalisyonları ve en faydalı seçim işbirliklerini yaptık. Elimize geçen en ufak bir imkanı bile milletimizin hayrına olacak işlerle taçlandırdık. "Maddi ve Manevi Kalkınmamız adına çok önemli hizmetlere imza attık. Önce ahlak ve maneviyatın, yerli ve milli bir duruşun, üreten bir ekonomi"nin, şahsiyetli bir dış politika"nın, tam bağımsız Türkiye"nin öncüsü ve sancaktarı biz olduk. Tarihin ve milletimizin omuzlarımıza yüklediği sorumluluklardan asla kaçınmadık. "Ne derler acaba?" diye hiç çekinmedik. Ve evet onu dediler, şunu dediler. Fakat biz kararlı bir şekilde her daim yolumuza devam ettik. Çünkü bizler kolay olanın cazibesine hiçbir zaman kapılmadık. Rahata ve konfora değil, çileye talip olduk” dedi.

85 MİLYONUN KAZANACAĞI BİR DÖNEM BAŞLATIYORUZ

“Bu masada; sadece 6 genel başkan yok! 85 milyon insanımız hep birlikte bu masada oturmaktadır” diye konuşan Karamollaoğlu, şunları kaydetti: “Asgari ücretlilerimiz, çiftçimiz, esnafımız, memurlarımız, işçiler, emeklilerimiz, açlık ve yoksulluk sınırının altında bir yaşama mahkum edilen milyonlarca insanımızla birlikte oturduk biz bu masaya. Bu masa, kaybedilecek seçimin ardından yaşanacak bir 5 yılın daha ülkemize ve insanımıza neye mâl olacağını gayet iyi bilenlerin kurduğu bir masadır. Birileri; algı fabrikalarında sürekli olarak yeni "düşmanlar, hainler, teröristler" icat edip, toplumu birbirine kırdırmak istiyor! Ancak kaybeden hep Türkiye oluyor, kazananlar ise daima bir avuç zadegân! Bilinsin ki, bu devir kapanmıştır artık! 85 milyonun kazanacağı bir dönemi başlatıyoruz. Ve Allah'ın izniyle bu masa; Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanını belirleyecek, parlamento aritmetiğinde de çoğunluğu elde ederek, ülkemizin problemlerine hızlı ve kalıcı çözümler üretecektir. Biz, bu sürecin öncü ve güçlü aktörlerinden birisi olan Saadet Partisi olarak, yine tarihi bir sorumluluk üstlendik.  Artık gerçek bir tedavinin, ehil kişiler tarafından uygulanma zamanı gelmiştir. Tedavinin olmazsa olmazı; önce adalet, her daim adalet ve herkese adalettir. Adaletin teminatı ise "Önce Ahlak ve Maneviyat"tır. Biz, hukuku üstün kılacak, adil bir yönetimi tesis edeceğiz. Devleti kutsayan değil, devleti ayakta tutan adeleti kutsal kabul eden bir anlayışı hakim kılacağız. Ekonomide ise ilk işimiz; israf, yolsuzluk ve rüşvet düzenine son vermek olacak! Hani "kaynağınız nedir" diye soruyorlar ya; işte kaynak. Hem de milyarlarca lira! Ülkemizde ve yeryüzünde her birimize yetecek imkan ve kaynaklar var. Ancak bunları paylaşmak istemeyen ulusal ve uluslararası birtakım kişiler ve çevreler de var. Ama öyle yağma yok! Biz önce Milli Gelirimizi üretimle artıracak, sonra da bütün vatandaşlarımıza adil bir şekilde paylaştıracağız. Gökdelenlerinin 40. katında oturup, faizden gelen paralarını istifleyenler paylaşmak istemiyor olabilir. Yüz binlerin hakkını kendilerine teslim edeceğiz! Torpille, kıyak atamalarla 3-4 yerden yüksek maaş alanlar bu imkanlardan vazgeçmek istemiyor olabilirler. Üniversite mezunu olup, mülakatlarda hakkı yendiği için sabahın altısından gecenin geç saatlerine kadar süpermarketlerde, AVM'lerde tezgahtarlık ve kasiyerlik yapan gençlerimizin hakkını kendilerine teslim edeceğiz. Algıyla üzerimize gelmeye çalışsalar da doğruyu söylemekten ve doğru olanı yapmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. İşte bir kez daha söylüyorum: İsrafın ve yolsuzluğun kökünü kazıyacağız! Betona ve tüketime dayalı yanlış yatırım anlayışına son vereceğiz! Üretim ve istihdam odaklı yatırımlar, ülkemiz genelinde yaygın bir şekilde devreye alınacak.”

img-20221030-wa0027.jpg

TÜRKİYE UYDU DEĞİL LİDER ÜLKE OLARAK KODLANDI

Türkiye, sadece Türkiye'den ibaret değildir. Türkiye, "uydu değil lider ülke" olmak için kodlanmış bir ülkedir. D-8 bu iradenin nişanesidir. İşte D-60 vizyonu bu anlayışla ortaya konulmuştur. Komşularımızla, tarihi-kültürel bağlarımız olan ülkeler ve bütün İslam ülkeleri ile iş birliğimizi her sahada genişleteceğiz. NATO, Avrupa Birliği, Rusya, Çin ve ABD ile ilişkilerimizi sağlıklı bir zemine oturtacağız. Bizler, ne zulmeder ne de zulme rıza gösteririz! Zira Saadet Partisi, "Adil bir Dünya"nın teminatıdır. Bizler, Ahlaki ve Manevi değerlerimizden ilham alarak, temel hak ve özgürlüklere her bir insanımızın sahip olduğu, Bu hakların güvence altına alındığı ve hiçbir pazarlığa konu yapılmayacağı; Yani "Özgürlüklerin Teminat Altına Alındığı bir Türkiye"yi inşa etmekte kararlıyız! Ekonomiden sanayiye, bilimden sanata, eğitimden kültüre, iç politikadan dış politikaya, Her alanda etken ve kendi ayakları üzerinde durabilen "Tam Bağımsız bir Türkiye'yi" inşa edeceğiz. Vatandaşlarımızın hayat standartlarının yüksek olduğu, Yarınlarından endişe duymadığı, Geleceğe umutla baktığı ve huzurun hakim olduğu "Müreffeh bir Türkiye"yi inşa etmekte kararlıyız! Evet kararlıyız! milletin iktidarında saadet olacak. Milletin iktidarında adalet olacak. Özgürlük olacak, huzur ve güven olacak. Muhterem Kardeşlerim; ancak "Milletin İktidarı"nda şunlar asla olmayacak: İsraf, yolsuzluk ve rüşvet olmayacak! Haksızlık, hukuksuzluk, baskı ve yasaklar olmayacak. İşsizlik, açlık ve yoksulluk olmayacak. 85 milyon insanımız, bu bereketli topraklar üzerinde "İnsanca bir Yaşam" sürecek. Her bir vatandaşımız huzur, güven, düzen ve kazanç bulacak. Dünden bugüne yaşanan tüm gelişmeler, hep Milli Görüş’ü, Saadet Partisi'ni haklı çıkarmıştır. Bu yüzden Milli Görüş politikalarına dönülmedikçe, ne ülkemizde ne de coğrafyamızda huzur ve refahın sağlanması mümkün değildir.  Vereceğimiz her bir oyla Türkiye’nin geleceğine karar vereceğiz. Kardeşlerim, işte bugün “Bismillah” diyerek, önümüzdeki seçimlerin startını veriyoruz.  Bu seçimde milletimizle el ele, yürek yüreğe verecek, Bu bozuk düzeni; bu rüşvetçi soygun düzenini değiştireceğiz!

SAADET PARTİSİ HER ZAMAN, HER SEÇİME HAZIRDIR!

Temel Karamollaoğlu, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “İşte bugünden itibaren bütün teşkilatlarımız, seçim çalışmaları için araziye inecek, sokak sokak il ve ilçelerimizi adımlayacaktır. Her zaman söylediğimiz gibi çalmadığımız kapı, tutmadığımız el, dokunmadığımız yürek kalmayacak. Karşımızda karanlık bir tablo var, evet. Fakat bu tabloyu değiştirecek kararlığımız var bizim. Umutsuzluğa kapılan milyonlarca insanımızın umudunu yeniden yeşertecek heyecanımız var! Çünkü insan insanının ümidi, Saadet Partisi de Türkiye'nin umududur. Sözlerimi merhum Liderimiz Necmettin Erbakan Hocamız'dan bir alıntı yaparak bitirmek istiyorum: “Ey yürekleri dağlar kadar büyük ve azimleri kayalar kadar sağlam Millî Görüşçüler, Saadet Partililer! Ne olursa olsun, gelecekten asla ümit kesilmeyecektir. Tarihe bakın, inancınıza sarılın. Zulüm ebedî olmaz. Kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır. Şimdi buyurun, sizleri yeryüzünün bütün mazlumları için ayağa kalkmaya davet ediyorum: Milletin ve tarihin huzurunda şimdi sizlere soruyorum: Hazır mısınız? Bizi biz yapan, ahlaki ve manevi değerlerimizi ihya etmeye hazır mısınız? Kötülüğü hüsrana uğratmaya hazır mısınız? Zulmü, adaletle bertaraf etmeye hazır mısınız? Umutsuzluğu, umutla yok etmeye hazır mısınız? Yandaşlığı, liyakat ile değiştirmeye hazır mısınız? Yeni bir geleceği inşa etmeye hazır mısınız? Milletin İktidarında, her toplum kesimine hizmet götürmeye hazır mısınız? Yani özetle, Barış ve kardeşlik yurdu bir Türkiye’yi inşa etmeye hazır mısınız? Bir kez daha görüldü ve anlaşıldı ki; Hazırsınız. Kararlı ve Hazırız... "Önce Ahlak ve Maneviyat" düsturuyla; "Yaşanabilir bir Türkiye", Yeniden büyük Türkiye", "Yeni ve Adil bir Dünya" için yapacağımız tüm çalışmalarımızı Cenâb- Allah bereketli kılsın. İnanıyoruz ki; "Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!"

SAİT ÇELİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.