Milli Şair yaşamıyla anıldı
İstiklal Marşı’nı yazıp millete armağan eden, milli mücadele yıllarının heyecan uyandıran hatibi Mehmet Akif Ersoy vefatını 74. yılında anıldı.
İstiklal Marşı yazarı, Milli Şair Mehmet Akif Ersoy doğumunun 137. vefatının 74. yılında İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonu’nda düzenlenen programla anıldı. Konferansa konuşmacı olarak katılan Konya Eski Milli Eğitim Müdürü ve Eski Milli Eğitim Bakanlığı Başmüşaviri Mustafa Kemal Yılmaz, Mehmet Akif Ersoy’un hayatını ve eserlerini anlattı. Mustafa Kemal Yılmaz, “Allah’tan başka hamisi olmayan insanlar nadirdir. Yükselmeye, övülmeye, anılmaya, örnek alınmaya değer olanlar da onlardır. İşte bu insanlardan biri de Mehmet Akif’tir” dedi. Konferansın açılış konuşmasını yapan Gazeteci-Yazar İhsan Kayseri ise Mehmet Akif Ersoy’un, çok önemli bir dönemde Türk milletine çok değerli hizmetler verdiğini, eserler kazandırdığını ve İstiklal Marşı’nı bu millete armağan ettiğini anımsatarak “Bize düşen, Akif gibi yüce insanların eskimeyen mesajlarını iyi anlamak ve iyi anlatmaktır” diye konuştu.
‘İSLAM VE KUR’AN YOLUNDAN AYRILMADAN YAŞADI’
Eğitimci Mustafa Kemal Yılmaz konuşmasına, “Doğumunun 137. ölümünün 74. yılında Akif’i anmanın şerefini yaşıyoruz, onurunu duyuyoruz. Ruhu şad olsun” cümleleriyle başladı. Akif’in 63 yıl 7 gün yaşadığını kaydeden Yılmaz, “İslam yolundan, Kur’an yolundan ayrılmadan yaşadı. Güç ve kudreti bir başına elinde tutanlara da doğru yolu göstererek yaşadı, Allah’ın rahmetine kavuştu. Mehmet Akif’i Mehmet Akif yapan onun ahlakıdır. Onun eseri olan Safahat’ta toplum derdi, onunla dertlenme, çare, milletin hayatı, sanatı ve kendisi var. Vatan şiirlerinde top yekun milletin karakteri var. Akif, temeli Tanzimat öncesine giden, ancak daha kapsamlı bir proje olarak Tanzimat ile başlayan modernleşme girişimlerinin genel atmosferi içinde doğmuştur” ifadelerini kullandı. Akif’in Mısır, Arabistan, Lübnan ve Almanya seyahatlerinin bulduğunu da ifade eden Yılmaz, “Akif’in, bu seyahatlerin ilham ve intibalarıyla yazılmış eserleri gerçekleri yansıtıyor. O diyor ya; Allah’tan başka hamisi bulunmayan, yalnız kendi emeğine, kendi gücüne, kendi seciyesine güvenen insanlar nadirdir, yükselmeye, övülmeye, dinlenmeye, ders alınmaya, ve nihayet güçlü, kudretli, olmaya layık olanlar bunlardır, diye. İşte bunlardan biri de Mehmet Akif Ersoy’dur. Bugün bile dertlerimize, problemlerimize yol gösteren Safahat’ın yazarı, o güçlü kitabın, büyük imanın, korkusuz yüreğin, Allah yolcusudur o” dedi.
‘ZAMANINDA ANLAŞILMAMIŞ AMA BUGÜN KALPLERİN SULTANI’
“Zamanında tam anlaşılamayan Akif, bugün kalplerin sultanıdır” diyen Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Akif bizi bu dünyada iken büyük mahkemenin huzura yükselten mürşididir. Büyük kurtarıcımızdır. Hattaboğlu Ömer’in 20. yüzyıldaki yaşayan mürididir. Onun gibi haşin mizaçlı, sert yürüyüşlü, zulme tahammülsüzdür. Riya karşısında şiddet taşıran bir iman ve isyan heykelidir. Devirlere, zaruretlere,cemiyetlere göre değişmemiş, muhitine uymamış, muhitini kendisine uydurmak için çalışmıştır. Cemiyeti sürükleme gayreti içinde olmuştur. Akif’in sanatı, üslubu insanın, cemaatin sefaletine bir protesto çığlığıdır. O, önceki benzerleri gibi sonsuzluğun yolcusudur. Vakit buldukça Safahat’ın tamamını okuyup üzerinde düşünelim, tefekkür edelim.”
‘İSLAM VE KUR’AN YOLUNDAN AYRILMADAN YAŞADI’
Eğitimci Mustafa Kemal Yılmaz konuşmasına, “Doğumunun 137. ölümünün 74. yılında Akif’i anmanın şerefini yaşıyoruz, onurunu duyuyoruz. Ruhu şad olsun” cümleleriyle başladı. Akif’in 63 yıl 7 gün yaşadığını kaydeden Yılmaz, “İslam yolundan, Kur’an yolundan ayrılmadan yaşadı. Güç ve kudreti bir başına elinde tutanlara da doğru yolu göstererek yaşadı, Allah’ın rahmetine kavuştu. Mehmet Akif’i Mehmet Akif yapan onun ahlakıdır. Onun eseri olan Safahat’ta toplum derdi, onunla dertlenme, çare, milletin hayatı, sanatı ve kendisi var. Vatan şiirlerinde top yekun milletin karakteri var. Akif, temeli Tanzimat öncesine giden, ancak daha kapsamlı bir proje olarak Tanzimat ile başlayan modernleşme girişimlerinin genel atmosferi içinde doğmuştur” ifadelerini kullandı. Akif’in Mısır, Arabistan, Lübnan ve Almanya seyahatlerinin bulduğunu da ifade eden Yılmaz, “Akif’in, bu seyahatlerin ilham ve intibalarıyla yazılmış eserleri gerçekleri yansıtıyor. O diyor ya; Allah’tan başka hamisi bulunmayan, yalnız kendi emeğine, kendi gücüne, kendi seciyesine güvenen insanlar nadirdir, yükselmeye, övülmeye, dinlenmeye, ders alınmaya, ve nihayet güçlü, kudretli, olmaya layık olanlar bunlardır, diye. İşte bunlardan biri de Mehmet Akif Ersoy’dur. Bugün bile dertlerimize, problemlerimize yol gösteren Safahat’ın yazarı, o güçlü kitabın, büyük imanın, korkusuz yüreğin, Allah yolcusudur o” dedi.
‘ZAMANINDA ANLAŞILMAMIŞ AMA BUGÜN KALPLERİN SULTANI’
“Zamanında tam anlaşılamayan Akif, bugün kalplerin sultanıdır” diyen Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Akif bizi bu dünyada iken büyük mahkemenin huzura yükselten mürşididir. Büyük kurtarıcımızdır. Hattaboğlu Ömer’in 20. yüzyıldaki yaşayan mürididir. Onun gibi haşin mizaçlı, sert yürüyüşlü, zulme tahammülsüzdür. Riya karşısında şiddet taşıran bir iman ve isyan heykelidir. Devirlere, zaruretlere,cemiyetlere göre değişmemiş, muhitine uymamış, muhitini kendisine uydurmak için çalışmıştır. Cemiyeti sürükleme gayreti içinde olmuştur. Akif’in sanatı, üslubu insanın, cemaatin sefaletine bir protesto çığlığıdır. O, önceki benzerleri gibi sonsuzluğun yolcusudur. Vakit buldukça Safahat’ın tamamını okuyup üzerinde düşünelim, tefekkür edelim.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.