Manisa Ve İzmir'de 'Acele Kamulaştırma' Kararına Tepkiler Devam Ediyor

Bakanlar Kurulu’nun, Manisa ve İzmir'de yapılacak olan santraller için "acele kamulaştırma" kararı almasına tepkiler devam ediyor. Manisa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Demran, "Bugün bu toprakları korumayıp kirletilmesine dolaylı olarak da olsa neden olanlar ve buna seyirci kalanlar, bunun vebalini mahşere kadar boyunlarında taşıyacaklardır." dedi.

Demran, Manisa ve İzmir'de yapılacak santraller için Bakanlar Kurulu tarafından acele kamulaştırma kararı alınmasına tepki gösterdi. Kararı doğru bulmadığını dile getiren Demran, yapılan düzenlemelerin Türkiye’de adım adım tarım arazilerinin yok olmasına ve verimli arazilerin kaybolmasına yol açacağını söyledi. Jeotermal kaynaklar ve madenlerin, Türkiye'nin yer altı zenginlikleri olduğunu belirten Demran, "Bu zenginliklerden yararlanmak, halkımızın ve devletimizin en doğal hakkıdır. Çıkarılan Madencilik ve Enerji yasaları, bu kaynakların sonuna kadar kullanılmasına olanak sağlamaktadır. Yer altı zenginliklerinin kullanılması, hiç kimsenin karşı çıkamayacağı bir olgudur ancak madenlerin ve jeotermal kuyuların açılması ve işletilmesi sırasında ortaya çıkacak kirlilik ve ekolojik dengeye olan etki gözardı edilmemelidir, çünkü olası olumsuzluklar sadece eylemin bulunduğu alanı değil, kilometrelerce alanı etkileyebilmektedir." dedi.

Bu konuda endişeli olduklarını dile getiren Demran, "Nikel madenlerinin işletilmesi sırasında kullanılan sülfirik asidin, kullanıldığı alanı ve buharlaşmayla asit yağmurları olarak kilometrekarelerce alanı etkileme riski vardır. Toprağın ayrıştırılmasıyla açığa çıkan onlarca çeşit ağır metalin, su kaynaklarına ve toprağa bulaşma riski yüksektir. Jeotermal kuyuların açılması ve işletilmesi sırasında Manisa'nın Alaşehir ilçesi Alkan köyü örneğinde de olduğu gibi kontrol edilemeyen patlamaların ve sonrasında yüzeye sürekli bor ve ağır metal içeriği yüksek suyun yayılma riski vardır. Enerji amaçlı işletim sırasında yüzeye çıkarılan suyun geri reenjekte edilememesi ya da yüzeye yakın, 200-300 metre pompalanması halinde toprağın kirletilmesi ve yer altı sularına bulaşması kaçınılmazdır. Kuyulardan açığa çıkan buharın, ortam nemini arttırarak bölgedeki tüm tarımsal üretimi hastalıkların ve zararlıların artması, kalitenin bozulması yönünden etkilemesi beklenen sonuçtur. Aydın Buharkent örneği, bu konuda önümüzdeki en ciddi gerçektir. Buradaki zeytin ve incir bahçelerinin nasıl etkilendiği gözardı edilmemelidir. MTA jeotermal haritasına baktığımızda, Manisa ve Batı Anadolu'nun tarımsal açıdan verimli topraklarının sıcak su açısından en zengin bölgelerde yer aldığı görülmektedir." şeklinde konuştu.

Manisa’nın iklim özelliklerinin, topraklarında 12 ay bitki üretimi yapılmasına olanak sağladığını aktaran Demran, "İlimizde üretilen ürünler ülkemizin ve dünyanın dört bir tarafına pazarlanmakta, insanların tüketimine sunulmaktadır. Ürünlerdeki tarım ilaçları ve ağır metallerin kalıntısı, günümüzde önemi her geçen gün artan olgulardır. Enerji üretimi için alternatif bölgeler, güneş enerjisi gibi alternatif yöntemler bulunabilir ancak insan beslenmesinde gıdadan ve temiz sudan başka alternatifler geliştirilmediği sürece tarım alanları ve özellikle ülkemiz için Manisa, önemini her zaman koruyacaktır. Bugün bu toprakları korumayıp kirletilmesine dolaylı olarak da olsa neden olanlar ve buna seyirci kalanlar, bunun vebalini mahşere kadar boyunlarında taşıyacaklardır. Siyasi iktidarı ve yetkilileri, gelecek nesillerimize karşı sorumlu davranmaya, halkımızı da geleceğine karşı duyarlı olmaya davet ediyoruz." diye konuştu. CİHAN