Kütüphane Haftası Çeşitli Etkinliklerle Kutlanıyor

Kütüphane Haftası Çeşitli Etkinliklerle Kutlanıyor

Dicle Üniversitesi’nce, Kütüphane Haftası etkinlikleri çerçevesinde program düzenlendi.Kokteyl ile başlayan programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sabri Eyigün, Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dekanı Prof....

Dicle Üniversitesi’nce, Kütüphane Haftası etkinlikleri çerçevesinde program düzenlendi.

Kokteyl ile başlayan programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sabri Eyigün, Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Yücel, Kütüphane ve Dökümantasyon Daire Başkanı Ersen Murat Ateşal, öğretim elemanları ve çok sayıda öğrenci katıldı. Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Eyigün, Peygambere gelen ilk vahyin “oku” emri ile başladığını anımsatarak, bunun yaşamı anlamanın, okuma ve kitap ile olacağının en güzel işareti olduğunu söyledi. Eyigün, doğduğu andan itibaren birçok eğitim süreci geçiren insan için okumanın, en kolay ve en etkili öğrenme yolu olduğunu dile getirerek, çocuklukta kitap okuma alışkanlığını elde etmemenin sosyo-kültürel ve ekonomik nedenleri olduğuna belirtti.

“KİTAPLAR BELİRLİ BİR KESİME AİT BİR OLGUYDU”

Kitap ve öğreticinin yokluğu nedeniyle “kitapların” uzun süre sadece belirli bir kesime ait bir olgu olarak görüldüğüne dikkat çeken Eyigün, çok sonraları İstanbul’daki kıraathanelerde bu alışkanlığın kazandırılmaya çalışılsa bile mümkün olmadığını, çünkü toplu yerlerde bulunup da sohbet etmeden oturmanın doğu kültürlerine ters bir olgu olduğunu ifade etti. Konuyu sosyolojik yönüyle değerlendiren Eyigün, “Tam da yalnızlaşmaya, bireyselleşmeye başladık, kitaba ulaşma ve kitabı alma kolay oldu derken, bu kez de önümüze televizyonlar, internetler, akıllı telefonlar engel olarak çıktı. Okumanın yerini onlar aldı. Yalnızlığımızı onlar gidermeye başladı” dedi.

Her şehrin bir ruhu, her ruhun da bir dokusu ve bu dokunun dokumuş olduğu mekanlar olduğunu kaydeden Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Öğretim Elemanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Uğurlu Arslan ise, “Dört ayaklı minare sadece bir minare değil, Keçi burcu sadece bir kale değil, Taşa yontulan sanat, yüzyıllar boyunca yaşamış milletlerin derin hafızalarıdır. Bu sebeple bu şaheserlere cansız bir madde karşısında duran bir mühendis gibi değil bir kalp adamı olarak yaklaşmak gerektiği kanaatindeyim” diye konuştu.

Herkesin ruhunda yankılanan bir Diyarbekir olduğunun altını çizen Arslan, Diyarbekir’in sanatsal yönünden söz ederek, ardından bu şehrin yetiştirmiş olduğu şairlerden örnekler verdi.

Konuşmaların ardından kütüphaneden en çok yararlanan kullanıcılara ödülleri verildi. Üç gün sürecek olan Programlar dizisinin ilk günü, merkez kütüphanesi fuaye alanında düzenlenen sergi ile sona erdi.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.