Kudüs ümmetin davası

Kudüs ümmetin davası

Kudüs Bilinci Derneği Dış İlişkiler Komisyon Başkanı Merve Çınar, "Mescid-i Aksa ve Kudüs, Kur'an'da mübarek yer olarak adlandırılıyor. Kudüs sadece bizim değil tüm İslam ümmetinin ortak davasıdır" dedi

Selçuk Üniversitesi'nde öğrenciler, kurdukları Sosyal Farkındalık Topluluğu'yla üniversite gençliğinde Kudüs'e dair bilinç oluşturmak için bir konferan düzenledi. Selçuk Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde yapılan konferansa, Kudüs Bilinci Derneği Dış İlişkiler Komisyon Başkanı Merve Çınar, Sosyal Farkındalık Topluluğu üyeleri ve  çok sayıda öğrenci katıldı. Konferans hakkında bilgi veren  Sosyal Farkındalık Topluluğu Başkanı  Melike Şenel, amaçlarının  üniversite gençliğinde Kudüs'e dair bilinç oluşturmak ve ortadoğu coğrafyasına sessiz kalmayan gayri hukuki işlemlerin farkında olan  bireyler olarak toplumda yer edinmelerini sağlamak olduğunu belirtti.

KUDÜS'TE ÇÖLLER BİLE BEREKETLİDİR

Programda konuşan  Kudüs Bilinci Derneği Dış İlişkiler Komisyon Başkanı Merve Çınar, çok defa Kudüs'e gittiğini ve sahanın problemlerine şahit oluğunu söyledi. Kudüs üzerine 'Burada Kalacağız' adında bir belgesel filminin koordinatörlünü yaptığını belirten Çınar, çekilen filmi programa katılan öğrencilere izletti. Çınar, Mescid-i Aksa'nın dini açıdan önemine değinerek "Bizi ciddi olarak bağlayan bir yerdir. Mescid-i Aksa, dolayısıyla Kudüs, Kur'an'da mübarek yer olarak adlandırılıyor. Biz Kudüs'ü konuşurken, 'Bereketli topraklar' diye ifade ederiz. Öyle bereketli topraklardır ki bizim bulunduğumuz Anadolu'ya kadar bereketi dalga dalga devam etmektedir. Kudüs'ün etrafındaki çöl araziler bile diğer çöller gibi değildir. Ekilebilir, biçilebilir yerlerdir" dedi.

KUDÜS'TE OSMANLI ESERLERİ DİMDİK AYAKTA

Kudüs'ün tarihi açıdan önemine de değinin Çınar, şunları söyledi: "İlahi İrade bize bir mesaj vermek için belki de, Kudüs'teki Osmanlı eserlerini hala dimdik ayakta tutuyor. Yüzyıldır işgal altında olmasına rağmen daha hala dimdik duran eserlerimiz var, Osmalı Arması bile duruyor. Osmanlı armasına yakından baktığımızda, Osmanlı armasını görür iken uzaktan baktığımızda İsrail bayrağını görüyoruz. Uzaktan akanlar sanıyor ki; o tarihi meken İsrail'e ait, yakınına geldiklerinde anlıyorlar ki o mekan ona ait değil Osmanlıya ait. Acaba hiç bakmayanlar ne anlayacaklar? Unutmayınız ki gitmediğiniz yer sizin değildir. Bizler yıllarca Mescid-i Aksa'ya ve Kudüs'e, 'Orada bir köy var uzakta o köy bizim köyümüzdür. Gitmesekte görmesekte. O mescid bizim mescidimizdir.' demek istedik ama İsrail dedi ki: 'Gitmediğiniz, görmediğiniz yer sizin değildir. Gitmediğiniz, ziyaret etmediğiniz, sabahları namaz kılmadığınız mescid sizin mescidiniz değildir.' bu sözlere karşı oası bizim olmalıdır. Biz oraya Süleyman Tapınağı yapacağız, orayı kendi mekanımız haline getireceğiz." 

KUDÜS SADECE BİZİMDİR DEMEYİZ

Osmanlı'nın Kudüs'te bıraktığı eserlerin önemine de değinen Çınar, "Biz Müslümünlar olarak şunu söyleriz; 'Kudüs üç din için de kutsal topraklardır.' deriz. Asla 'Orası bizimdir, sadece bizim için mukaddestir' demeyiz. Orası üç din için de mübarektir. Mesele yönetimsel olarak adaletli bakışın elinden ayrıldığı andan itibaren, orası sizin olmaktan çıkıyor. Oraya gidenler 'Kanuni Sultan Süleyman'ın Mimir Sinan'a düzelttirmiş olduğu surları görürler. Surlardan yehre giriş kapısına 'İbrahim Habibulluh' yazdırmıştır. Bunun nedeni de, üç dinin üçünün de Hz. İbrahim'i Peygamber olarak kabul etmesidir. Bu şekilde ecdadımız o kuşatıcılık içerisinde oraya o yazıyı yazdırıyor ki, üç din de o sahiplenmeyi hissetsinler. Yani hala bizim adaletimizin, kuşutıcılığımızın kavga değil barışı istediğimizin alameti kapı gibi hala oralarda durmaktadır."

MESCİD-İ AKSA BENİM DÜŞYERİMDEYDİ

Mescid-i Aksa'nın düşlerimde olduğunu fakat gittikten sonra onun gerçek maneviyatını anladığını ifade eden Çınar, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Siz de lütfen düşlerinizde görmeyin, gidin gerçekten görün. Yaşantımız var iken görebilecek imkan var iken neden dünya gözüyle değil de düşlerinizde görüyorsunuz? Mescid-i Aksa'ya gidelim ve gerçekten gözlerimizle görelim. Kudüs'le olan bir başka bağımız ise insani bağımızdır, nerede zulüm varsa hiçsir zaman insani duyarlılığı kaybetmemiş olan, o zulmün olduğu yerden uzak durmaz. Bilakis iridesini koyar ve o zulmün bitmesi için elinden geleni yapar.  İster Yahudi, ister Hristiyan, isterse Ateist kim olursa olsun, insani duyarlılığı olan asla o zulme maruz kalana yardım etmekten çekinmez, elinden geleni yapar."

ALİ İBİLEME

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.