‘Konya’nın tercihi demokrasidir’
Yayınlanma:
Çok partili hayata geçildiği 1950li yıllarda CHPnin getirdiği sosyo-kültürel baskılarının yoğun olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Ömer Akdağ, baskılar sonucu Konya halkının demokrasi için ölürüz diyerek DPye oy verdiğini söyledi
“KONYA DEMOKRASİNİN YANINDA OLDU”
2011 genel seçimlerine 5–6 aylık bir zaman kalırken Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ömer Akdağ ile 1946 yılında ve sonrasındaki ilk çok partili hayatta Konya’nın durumunu konuştuk. ‘Konya’da Çok Partili Dönem Genel Seçimleri’ni inceleyen Ömer Akdağ, Konya’nın her zaman demokrasinin yanında olduğunu ve bundan taviz vermediğini belirtti.
“BASKILAR DEMOKRASİDEN DÖNDÜRMEDİ”
“Demokrat Parti (DP)’nin seçim programı yok. Fakat manevi alanda baskılar halkı DP’ye itmiştir” diyen Akdağ, Celal Bayar’ın Konya’ya gelişinde Konya halkının ‘demokrasi için gerekirse ölürüz’ dediğini aktardı. CHP’nin vali ve kaymakamları kullanarak halka baskı yaptığını anlatan Akdağ, tüm bunlara rağmen Konya’nın demokrasi heyecanıyla DP’yi koltuğa oturttuğunu dile getirdi.
2011 genel seçimlerine 5–6 aylık bir zaman kalırken Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ömer Akdağ ile 1946 yılında ve sonrasındaki ilk çok partili hayatta Konya’nın durumunu konuştuk. ‘Konya’da Çok Partili Dönem Genel Seçimleri’ni inceleyen Ömer Akdağ, Konya’nın her zaman demokrasinin yanında olduğunu ve bundan taviz vermediğini belirtti.
“BASKILAR DEMOKRASİDEN DÖNDÜRMEDİ”
“Demokrat Parti (DP)’nin seçim programı yok. Fakat manevi alanda baskılar halkı DP’ye itmiştir” diyen Akdağ, Celal Bayar’ın Konya’ya gelişinde Konya halkının ‘demokrasi için gerekirse ölürüz’ dediğini aktardı. CHP’nin vali ve kaymakamları kullanarak halka baskı yaptığını anlatan Akdağ, tüm bunlara rağmen Konya’nın demokrasi heyecanıyla DP’yi koltuğa oturttuğunu dile getirdi.
Konya Türk siyasi tarihi açısından devamlı olarak önemli bir il olmuştur. Çok partili hayata geçilmesiyle birlikte Konya’nın önemi daha da artmış, siyasi partiler Konya’da başarı sağlamak için yoğun çalışmalar yapmıştır. 2011 genel seçimlerine 5–6 ay kalmasına rağmen şimdiden siyasi parti liderleri ve yöneticileri Konya’yı ziyaret etmeye başladı. Bu durum Konya’nın önemini bir kez daha ortaya koyarken Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ömer Akdağ ile 1946 yılında ve sonrasındaki ilk çok partili hayatta Konya’nın durumunu konuştuk. Doçentlik çalışmasında ‘Konya’da Çok Partili Dönem Genel Seçimleri’ni inceleyen Yrd. Doç. Dr. Ömer Akdağ, Konya’nın her zaman demokrasinin yanında olduğunu belirtti. 1946 ve 1950 yıllarında CHP’nin tek parti baskısından bıkan Konya’nın sosyo-kültürel açıdan rahatlamak için Demokrat Parti (DP)’yi tercih ettiğini ifade eden Akdağ, Konya halkının demokrasi heyecanıyla birlikte DP’yi koltuğa oturttuğunu söyledi. Fakat CHP’nin vali ve kaymakamlar aracılığı ile DP kurucularına Ilgın’da, Kadınhanı’nda, Bozkır’da, Konya merkezde baskı yapıldığını da aktaran Akdağ, fakat tüm baskılara rağmen halkın yoğun beklentisi karşısında parti teşkilatların kurulduğunu belirtti. Akdağ, o yıllarda Konya gazetelerin DP ve CHP yanlısı olarak ikiye ayrıldığını anlattı.
“DP’nin seçim programı yok. Fakat manevi alanda baskılar halkı DP’ye itiyor. Celal Bayar’ın Konya’ya gelişinde Konya halkı, ‘demokrasi için gerekirse ölürüz’ diyor.”
* Ömer Hocam, çok partili hayattın geçildiği dönemi Konya bağlamından ele alırsak Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve kültürel durumu nasıldı?
– Sosyo-ekonomik durum tek parti yönetiminin bıraktığı şekilde. Özellikle Türkiye birçok konuda geri bırakılmıştır. Yollar konusunda Ankara-Konya arasında doğru dürüst yol yok. Şose dediğimiz çamurlu yollar. Stabilize yollar var. Sosyo-kültürel durumu sosyo-ekonomik durumundan biraz daha geride. Halk kendini manevi olarak rahat hissetmiyordu. Halkın en büyük beklentisi dinini istediği şekilde yaşamaktı. Ayrıca devlet adamları ve politikacılar, elbisesi yamalı diye şehir merkezine sokulmayan köylünün ayağına gitmemiştir. Bu durum da halkı rahatsız etmektedir. 1950’li yıllarda Türkiye ve Konya açısından oldukça uygun bir görüntü yoktur.
* CHP, tek parti iktidarı boyunca Türkiye’yi geliştirmeye yönelik hiçbir şey yapmadı mı? Ne oldu da bir anda DP kurulup iktidara geldi?
– CHP mutlaka bir şeyler yapamaya çalıştı. Hiçbir şey yapmadığını söylemek mümkün değil. Fakat özellikle sosyo-kültürel açıdan bir takım tahribatlar yaptı. DP’nin iktidara gelmesi bu partinin çok programlı olmasından değildir. Sadece ortam hazırdır. Millet çekip DP’yi koltuğa oturtmuştur. Celal Bayar Konya’ya konuşma yapmak için geliyor vatandaşlar kilometre önceden karşılıyorlar ve ‘demokrasi için gerekirse ölürüz’ diyorlar. Celal Bayar’ın bir programı filan yok. Sadece sosyo-kültürel açıdan ortam müsaittir. 1946 seçimlerinde Konya’daki konuşmalarında CHP, DP’yi programı olmamakla eleştiriyor. DP ise sürekli demokratikleşmeden bahsediyor. Ama bu nasıl yapılacak bununla ilgili net bir bilgi yok.
* İlk kurulduğu yıllarda CHP, DP’yi destekliyordu fakat sonradan baskı altına almaya çalıştı. Bu baskılar Konya’da da yaşandı mı?
– CHP, DP’yi kurulurken destekliyordu. O yıllarda CHP’nin düşüncesi DP kurulmalı fakat iktidar hedefi olmayan bir DP kurulmalı idi. Zamanın meşhur gazetecilerinden Hüseyin Cahit Yalçın da, yazılarında devamlı olarak bunu dile getirmiştir. CHP’yi destekleyen diğer gazetelerde aynı şekildedir. DP’nin birkaç şehirde sınırlı kalması isteniyor. Böyle bir beklenti vardı ama öyle olmadı. Çünkü dini anlamda özellikle ezanın Türkçe okunması konusunda başka noktalarda ciddi şekilde ihmaller söz konusuydu. Halkın bu ihmaller yüzünden gittikçe DP’ye destek vermesi CHP’yi rahatsız etti. DP kurucularına karşı baskılar arttırılmaya başlandı. Ilgın’da, Kadınhanı’nda, Bozkır’da, Konya merkezde DP kurucuları takibe alındı. Kaymakamlar ve valiler bu kişileri çağırıp tehdit etmiştir. Fakat halkın beklentisi DP’yi söyletmiştir. DP hiçbir şey söylemeseydi yine kazanırdı. Vatandaş CHP’den bıkmış. Devletin yetkili kişileri önünde oylama yapılıyor, vatandaş oyunu açıkça atıyor, sayım ise kapalı kapılar ardında yapılıyor. Seçmenin kullandığı oy pusuluları imha ediliyor. DP’ye 16 milletvekili vereceğiz gerisi CHP’nindir deniyor.
* Bu baskılar altında DP Konya İl Başkanlığı nasıl kuruluyor? İlk çok partili seçim olan 1946 seçimleri basıklar altında nasıl geçiyor?
– Halk DP’yi istediği için partiyi kuracak olan kişiler baskılara rağmen partiyi kuruyor ve faaliyetlere başlıyor. Fakat gazeteler tarafından tehdit içerikli yazılar da yayınlanmıştır. CHP yanlısı yazarlar tarafından “Konya tekrar Serbest Cumhuriyet Fırkası’na karşı göstermiş olduğu eğilimi hüsnü kabulü tekrar gösterirse bu Konya için iyi olmaz” deniliyor. DP’li kalemler ise “Konya Serbest Cumhuriyet Fırkası’na elbette ki hüsnü teveccüh gösterecektir. Çünkü Konya’nın kanında ülkeyi kucaklayan bir anlayış vardır. Demokrasi anlayışı vardır” şeklinde yazılar yazmıştır. 1946 yılındaki seçimde CHP kazandı ama 1946’nın dışındaki çok partili hayattaki bütün seçimlerde DP kazanmıştır. 1946 seçimini sopalı seçime benzetirler. Çünkü baskı vardır, objektiflik yoktur. DP mitingler yaptı sonuçları protesto etti. Ara seçimlere DP katılmadı. DP’nin teşvikiyle Konya’da mitingler yapıldı.
* O yıllarda seçim mitingleri Konya’da nasıl geçiyordu? Mitinglerde konuşmaların ana konusunu ne oluşturuyordu?
– Mitinglerde CHP, ‘ülkeyi biz kurtardık, biz kalkındırdık’ söylemlerine daha çok yer verirken DP, demokrasi üzerinde durmayı tercih etmiştir. Behçet Kemal Çağlar’ın konuşmasında, ‘Yaşasın İnönü, Varolsun İnönü, Yaşasın CHP, Partimizden Ayrılmayız, İnönü’nün Etrafındayız, CHP’ye Bağlıyız’ gibi sloganlar dikkat çekicidir. Behçet Kemal Çağlar, devamlı olarak CHP ülkeyi kuran, kurtaran partidir, Kefenlik bez bulamazdık, şimdi milletçe giyinmeye başladık. İlaçlık şeker yoktu şimdi komşu memleketlere şeker satmayı düşünmüyor muyuz? Aç Avrupa’ya buğday satmıyor muyuz? Söylemlerine yer vermiştir. Hep bunu propaganda etmiştir. DP’li Refik Koraltan tarafından 3 Temmuz 1946 yılında Hükümet alanında yapılan ve bine yakın kişinin katıldığı mitingde ise imar ve inşaat konusunda eksiklikler olduğunu söyler. Ama altını dolduracağı bir plan yoktur. Demiryolu ulaşımında bir şeyler yapacaklarını, hidroelektrik santralleri konusunda çalışmaların yapılacağını aktarmıştır. Vergiler konusunda vaatler veriyor. DP’de şiirli propaganda da yapılmıştır. ‘Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu, ben hileden hoşlanmam, doğru kullan oyunu.’ ‘Üflerim ben neyimi, seçeceğim beyimi, uzaklaş biraz muhtar, atacağım oyumu.’ Burada hem Mevlana’ya atıfta bulunuyor hem de uzaklaş biraz muhtar derken seçimlerdeki baskıyı göstermektedir. Bir diğer şiir ise ‘21 Temmuz Pazar, seçmen reyini yazar, dikkatli olun partili var ki azar’ şeklindedir.
* Seçimlerin yapıldığı yıllarda Konya’da gazetelerin durum neydi? Konya gazeteleri DP’ye destek veriyor muydu?
– Konya’da gazeteleri DP, CHP kadar kullanamıyordu bu nedenle daha çok broşürlerle sesini duyurmaya çalışıyordu. 1946 yılında Konya’da DP’yi destekleyen gazete yoktur. Ekokon, Babalık, Selçuk gibi gazeteler CHP’yi desteklemiştir. 1950 seçimlerinden sonra ise Meram, Yeni Konya gibi gazeteler DP’yi destekleyeme başladı. 1946’da hükümetin gazeteleri kapatma yetkisini mahkemelere devretmesiyle gazeteler 46 seçiminden sonra biraz daha siyasi yönlerini belli etmeye başladı. CHP’nin artık yüzünün eskidiği yeni bir siyaset oluşturulması gerektiği noktasında yazılar yazılmaya başlanmıştır. Bu nedenle CHP bu sefer gazetelere baskı yapmaya başlamıştır. Babalık matbaasında DP’yi destekleyen bir gazete yeni kuruluyor. Tam hatırlamıyorum ama Akyokuş gazetesi olması lazım. Kendi tesisini kuruncaya kadar Babalık tesisinde basılması noktasında gazeteyle anlaşmış. Ticari bir ilişki olduğu için Babalık gazetesi de kabul etmiş. Vali Babalık gazetesinin sahiplerine baskı yapıyor. Bu bir ticari ilişkidir, ticari ilişkide bunu yapmak durumundayız. Valinin bu tavrını ret ediyor. Sonuçta vali bütün ilanları kesiyor. Gazetenin hayat damarı da reklâmdır.
* Dönemin Konya basını çok partili hayatı nasıl karşılıyordu?
– Çok partili dönemin ilk seçimi olması itibariyle 1946 seçiminde Konya’da bazı tartışmalar yaşanmıştır. Bu tartışmalardan birisi çok partili döneme geçişle ilgilidir. Basında çok partili döneme geçilmesini isteyenler olduğu gibi istemeyenler ve az isteyenler bulunmaktadır. Konya basınında başka konularda da tartışmalar olmuştur. Çok partili sisteme geçilmesinin gecikmesi ve bunun sebepleri, ülkenin çok partiye ihtiyacının olup olmadığı, partilerin dinî konularla ilgili politikaları, laiklik, devletçilik, propaganda ve ekonomi konularında çeşitli görüşler tartışılmıştır. Babalık gazetesi, ülkenin menfaati açısından yeni kurulan partilere ihtiyaç duyulduğunu savunmakla birlikte onları dinî konularda “uyarma” ihtiyacını da hissetmiştir.
* DP’ye milletvekili olmak isteyen adaylar üzerinde bir baskı var mıdır? Milletvekilleri ise genellikle hangi mesleklerden seçilmiştir.
– Milletvekili adaylarını üzerinde açıkça bir baskı söz konu değil. İsteyen aday olabilmiştir. O yıllarda nispi çoğunluk esas alındığı için 1946 seçimlerinde Konya’daki milletvekillerinin tamamını CHP almıştır. Seçmen sayısı 286 bin 513, oylarını kullananların sayısı 218 bin 754’tür. Katılım yüzde 76’dır. Sonuçlara göre CHP’nin merkezden daha az, taşradan daha çok oy aldığı görülmektedir. Karapınar ve Akşehirli seçmenler tamamen CHP’ye oy vermişlerdir. 1950’den sonra da tamamen DP almıştır. 1950 seçimlerinde CHP Konya’dan yüzde 50’ye yakın oy almıştır. Fakat DP biraz yüksek oy aldığı için bütün milletvekilliklerini almıştır. DP milletvekilleri içinde Konya’dan hukukçu ağırlık daha çok. Burada DP demokrasiye, adalete ve hukukun üstünlüğüne ne kadar önem verdiğini göstermek istemiştir. CHP milletvekilleri asker ve bürokrat ağırlıklı, ama DP’de hukukçu daha çok. DP’nin halk tarafından seçilmesinde bunun etkisi olmuş olabilir.
* DP’nin 1950’deki Milletvekili listesi kimlerden oluşuyordu? Bu isimler tartışmalara neden olmuş mudur?
– 1950 seçimlerinde DP Konya Milletvekilleri Fahri Ağaoğlu, Himmet Ölçmen, Ziya Barlas, Muammer Obuz, Remzi Brand, Kemal Ataman, Tarık Kozbek, Ali Rıza Ercan, Ömer Rıza Doğrul, Sıtkı Burçak, Rifat Alabay, Abdi Çilingir, Hidayet Aydıner, Murat Ali Ülgen, Saffet Gürol’dur. CHP’nin milletvekili adayları ise Tevfik Fikret Sılay, Dr. Sadi Irmak, Muhsin Adil Binal, Sedat Çumralı, Hulki Karagülle, Dr. Aziz Perkün, Av. Emin Bilge, Ali Fuat Belgin, Prof. Nuri Karahüyüklü, Hikmet Turat, Rasim Erel, Ali Rıza Türel, Av. Vehbi Bilgin, Galip Gültekin, Dr. Mehmet Oğuz Sönmez, Sait Süslü, Şükrü Afacan’dır. Bu isimler ise iki parti arasında tartışmaya neden olmuştur. CHP Yanlısı Konya basını DP adaylarını Konyalı olmamakla, Konya’nın sorunlarını bilmemekle itham etmiştir. Aynı şekilde DP’yi destekleyen basında CHP adaylarını Konya’ya gelmeyen bürokratlar olarak eleştirmiştir.
* Hocam vakit ayırıp bizimle Türk siyasi tarihinin önemli bir dönemeci olan çok paritili hayata girişte Konya’yla ilgili araştırmalarınızı paylaştığınız için teşekkür ederim. Son olarak neler söylemek istersiniz?
– Asıl ben Merhaba Gazetesi’ne söyleşi için teşekkür ediyorum. Konya devamlı olarak demokrasiye inanmış ve adaleti savunmuş bir ildir. Türk siyasî hayatında Konya’nın ayrı bir yeri olmuştur. Konyalıların İstiklal Savaşında ortaya koyduğu fedakârlıklar, yürüttüğü mücadeleler ve hareketin önderlerine vermiş olduğu destekler, Milli Mücadelenin kazanılmasında çok önemli rol oynamıştır. Konya halkı DP örneğinde olduğu gibi kendi menfaatlerini en iyi temsil edecek kişileri seçerek parlamentoya göndermeye azami gayret göstermiştir.
HASAN AYHAN
**
“DP’nin seçim programı yok. Fakat manevi alanda baskılar halkı DP’ye itiyor. Celal Bayar’ın Konya’ya gelişinde Konya halkı, ‘demokrasi için gerekirse ölürüz’ diyor.”
* Ömer Hocam, çok partili hayattın geçildiği dönemi Konya bağlamından ele alırsak Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve kültürel durumu nasıldı?
– Sosyo-ekonomik durum tek parti yönetiminin bıraktığı şekilde. Özellikle Türkiye birçok konuda geri bırakılmıştır. Yollar konusunda Ankara-Konya arasında doğru dürüst yol yok. Şose dediğimiz çamurlu yollar. Stabilize yollar var. Sosyo-kültürel durumu sosyo-ekonomik durumundan biraz daha geride. Halk kendini manevi olarak rahat hissetmiyordu. Halkın en büyük beklentisi dinini istediği şekilde yaşamaktı. Ayrıca devlet adamları ve politikacılar, elbisesi yamalı diye şehir merkezine sokulmayan köylünün ayağına gitmemiştir. Bu durum da halkı rahatsız etmektedir. 1950’li yıllarda Türkiye ve Konya açısından oldukça uygun bir görüntü yoktur.
* CHP, tek parti iktidarı boyunca Türkiye’yi geliştirmeye yönelik hiçbir şey yapmadı mı? Ne oldu da bir anda DP kurulup iktidara geldi?
– CHP mutlaka bir şeyler yapamaya çalıştı. Hiçbir şey yapmadığını söylemek mümkün değil. Fakat özellikle sosyo-kültürel açıdan bir takım tahribatlar yaptı. DP’nin iktidara gelmesi bu partinin çok programlı olmasından değildir. Sadece ortam hazırdır. Millet çekip DP’yi koltuğa oturtmuştur. Celal Bayar Konya’ya konuşma yapmak için geliyor vatandaşlar kilometre önceden karşılıyorlar ve ‘demokrasi için gerekirse ölürüz’ diyorlar. Celal Bayar’ın bir programı filan yok. Sadece sosyo-kültürel açıdan ortam müsaittir. 1946 seçimlerinde Konya’daki konuşmalarında CHP, DP’yi programı olmamakla eleştiriyor. DP ise sürekli demokratikleşmeden bahsediyor. Ama bu nasıl yapılacak bununla ilgili net bir bilgi yok.
* İlk kurulduğu yıllarda CHP, DP’yi destekliyordu fakat sonradan baskı altına almaya çalıştı. Bu baskılar Konya’da da yaşandı mı?
– CHP, DP’yi kurulurken destekliyordu. O yıllarda CHP’nin düşüncesi DP kurulmalı fakat iktidar hedefi olmayan bir DP kurulmalı idi. Zamanın meşhur gazetecilerinden Hüseyin Cahit Yalçın da, yazılarında devamlı olarak bunu dile getirmiştir. CHP’yi destekleyen diğer gazetelerde aynı şekildedir. DP’nin birkaç şehirde sınırlı kalması isteniyor. Böyle bir beklenti vardı ama öyle olmadı. Çünkü dini anlamda özellikle ezanın Türkçe okunması konusunda başka noktalarda ciddi şekilde ihmaller söz konusuydu. Halkın bu ihmaller yüzünden gittikçe DP’ye destek vermesi CHP’yi rahatsız etti. DP kurucularına karşı baskılar arttırılmaya başlandı. Ilgın’da, Kadınhanı’nda, Bozkır’da, Konya merkezde DP kurucuları takibe alındı. Kaymakamlar ve valiler bu kişileri çağırıp tehdit etmiştir. Fakat halkın beklentisi DP’yi söyletmiştir. DP hiçbir şey söylemeseydi yine kazanırdı. Vatandaş CHP’den bıkmış. Devletin yetkili kişileri önünde oylama yapılıyor, vatandaş oyunu açıkça atıyor, sayım ise kapalı kapılar ardında yapılıyor. Seçmenin kullandığı oy pusuluları imha ediliyor. DP’ye 16 milletvekili vereceğiz gerisi CHP’nindir deniyor.
* Bu baskılar altında DP Konya İl Başkanlığı nasıl kuruluyor? İlk çok partili seçim olan 1946 seçimleri basıklar altında nasıl geçiyor?
– Halk DP’yi istediği için partiyi kuracak olan kişiler baskılara rağmen partiyi kuruyor ve faaliyetlere başlıyor. Fakat gazeteler tarafından tehdit içerikli yazılar da yayınlanmıştır. CHP yanlısı yazarlar tarafından “Konya tekrar Serbest Cumhuriyet Fırkası’na karşı göstermiş olduğu eğilimi hüsnü kabulü tekrar gösterirse bu Konya için iyi olmaz” deniliyor. DP’li kalemler ise “Konya Serbest Cumhuriyet Fırkası’na elbette ki hüsnü teveccüh gösterecektir. Çünkü Konya’nın kanında ülkeyi kucaklayan bir anlayış vardır. Demokrasi anlayışı vardır” şeklinde yazılar yazmıştır. 1946 yılındaki seçimde CHP kazandı ama 1946’nın dışındaki çok partili hayattaki bütün seçimlerde DP kazanmıştır. 1946 seçimini sopalı seçime benzetirler. Çünkü baskı vardır, objektiflik yoktur. DP mitingler yaptı sonuçları protesto etti. Ara seçimlere DP katılmadı. DP’nin teşvikiyle Konya’da mitingler yapıldı.
* O yıllarda seçim mitingleri Konya’da nasıl geçiyordu? Mitinglerde konuşmaların ana konusunu ne oluşturuyordu?
– Mitinglerde CHP, ‘ülkeyi biz kurtardık, biz kalkındırdık’ söylemlerine daha çok yer verirken DP, demokrasi üzerinde durmayı tercih etmiştir. Behçet Kemal Çağlar’ın konuşmasında, ‘Yaşasın İnönü, Varolsun İnönü, Yaşasın CHP, Partimizden Ayrılmayız, İnönü’nün Etrafındayız, CHP’ye Bağlıyız’ gibi sloganlar dikkat çekicidir. Behçet Kemal Çağlar, devamlı olarak CHP ülkeyi kuran, kurtaran partidir, Kefenlik bez bulamazdık, şimdi milletçe giyinmeye başladık. İlaçlık şeker yoktu şimdi komşu memleketlere şeker satmayı düşünmüyor muyuz? Aç Avrupa’ya buğday satmıyor muyuz? Söylemlerine yer vermiştir. Hep bunu propaganda etmiştir. DP’li Refik Koraltan tarafından 3 Temmuz 1946 yılında Hükümet alanında yapılan ve bine yakın kişinin katıldığı mitingde ise imar ve inşaat konusunda eksiklikler olduğunu söyler. Ama altını dolduracağı bir plan yoktur. Demiryolu ulaşımında bir şeyler yapacaklarını, hidroelektrik santralleri konusunda çalışmaların yapılacağını aktarmıştır. Vergiler konusunda vaatler veriyor. DP’de şiirli propaganda da yapılmıştır. ‘Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu, ben hileden hoşlanmam, doğru kullan oyunu.’ ‘Üflerim ben neyimi, seçeceğim beyimi, uzaklaş biraz muhtar, atacağım oyumu.’ Burada hem Mevlana’ya atıfta bulunuyor hem de uzaklaş biraz muhtar derken seçimlerdeki baskıyı göstermektedir. Bir diğer şiir ise ‘21 Temmuz Pazar, seçmen reyini yazar, dikkatli olun partili var ki azar’ şeklindedir.
* Seçimlerin yapıldığı yıllarda Konya’da gazetelerin durum neydi? Konya gazeteleri DP’ye destek veriyor muydu?
– Konya’da gazeteleri DP, CHP kadar kullanamıyordu bu nedenle daha çok broşürlerle sesini duyurmaya çalışıyordu. 1946 yılında Konya’da DP’yi destekleyen gazete yoktur. Ekokon, Babalık, Selçuk gibi gazeteler CHP’yi desteklemiştir. 1950 seçimlerinden sonra ise Meram, Yeni Konya gibi gazeteler DP’yi destekleyeme başladı. 1946’da hükümetin gazeteleri kapatma yetkisini mahkemelere devretmesiyle gazeteler 46 seçiminden sonra biraz daha siyasi yönlerini belli etmeye başladı. CHP’nin artık yüzünün eskidiği yeni bir siyaset oluşturulması gerektiği noktasında yazılar yazılmaya başlanmıştır. Bu nedenle CHP bu sefer gazetelere baskı yapmaya başlamıştır. Babalık matbaasında DP’yi destekleyen bir gazete yeni kuruluyor. Tam hatırlamıyorum ama Akyokuş gazetesi olması lazım. Kendi tesisini kuruncaya kadar Babalık tesisinde basılması noktasında gazeteyle anlaşmış. Ticari bir ilişki olduğu için Babalık gazetesi de kabul etmiş. Vali Babalık gazetesinin sahiplerine baskı yapıyor. Bu bir ticari ilişkidir, ticari ilişkide bunu yapmak durumundayız. Valinin bu tavrını ret ediyor. Sonuçta vali bütün ilanları kesiyor. Gazetenin hayat damarı da reklâmdır.
* Dönemin Konya basını çok partili hayatı nasıl karşılıyordu?
– Çok partili dönemin ilk seçimi olması itibariyle 1946 seçiminde Konya’da bazı tartışmalar yaşanmıştır. Bu tartışmalardan birisi çok partili döneme geçişle ilgilidir. Basında çok partili döneme geçilmesini isteyenler olduğu gibi istemeyenler ve az isteyenler bulunmaktadır. Konya basınında başka konularda da tartışmalar olmuştur. Çok partili sisteme geçilmesinin gecikmesi ve bunun sebepleri, ülkenin çok partiye ihtiyacının olup olmadığı, partilerin dinî konularla ilgili politikaları, laiklik, devletçilik, propaganda ve ekonomi konularında çeşitli görüşler tartışılmıştır. Babalık gazetesi, ülkenin menfaati açısından yeni kurulan partilere ihtiyaç duyulduğunu savunmakla birlikte onları dinî konularda “uyarma” ihtiyacını da hissetmiştir.
* DP’ye milletvekili olmak isteyen adaylar üzerinde bir baskı var mıdır? Milletvekilleri ise genellikle hangi mesleklerden seçilmiştir.
– Milletvekili adaylarını üzerinde açıkça bir baskı söz konu değil. İsteyen aday olabilmiştir. O yıllarda nispi çoğunluk esas alındığı için 1946 seçimlerinde Konya’daki milletvekillerinin tamamını CHP almıştır. Seçmen sayısı 286 bin 513, oylarını kullananların sayısı 218 bin 754’tür. Katılım yüzde 76’dır. Sonuçlara göre CHP’nin merkezden daha az, taşradan daha çok oy aldığı görülmektedir. Karapınar ve Akşehirli seçmenler tamamen CHP’ye oy vermişlerdir. 1950’den sonra da tamamen DP almıştır. 1950 seçimlerinde CHP Konya’dan yüzde 50’ye yakın oy almıştır. Fakat DP biraz yüksek oy aldığı için bütün milletvekilliklerini almıştır. DP milletvekilleri içinde Konya’dan hukukçu ağırlık daha çok. Burada DP demokrasiye, adalete ve hukukun üstünlüğüne ne kadar önem verdiğini göstermek istemiştir. CHP milletvekilleri asker ve bürokrat ağırlıklı, ama DP’de hukukçu daha çok. DP’nin halk tarafından seçilmesinde bunun etkisi olmuş olabilir.
* DP’nin 1950’deki Milletvekili listesi kimlerden oluşuyordu? Bu isimler tartışmalara neden olmuş mudur?
– 1950 seçimlerinde DP Konya Milletvekilleri Fahri Ağaoğlu, Himmet Ölçmen, Ziya Barlas, Muammer Obuz, Remzi Brand, Kemal Ataman, Tarık Kozbek, Ali Rıza Ercan, Ömer Rıza Doğrul, Sıtkı Burçak, Rifat Alabay, Abdi Çilingir, Hidayet Aydıner, Murat Ali Ülgen, Saffet Gürol’dur. CHP’nin milletvekili adayları ise Tevfik Fikret Sılay, Dr. Sadi Irmak, Muhsin Adil Binal, Sedat Çumralı, Hulki Karagülle, Dr. Aziz Perkün, Av. Emin Bilge, Ali Fuat Belgin, Prof. Nuri Karahüyüklü, Hikmet Turat, Rasim Erel, Ali Rıza Türel, Av. Vehbi Bilgin, Galip Gültekin, Dr. Mehmet Oğuz Sönmez, Sait Süslü, Şükrü Afacan’dır. Bu isimler ise iki parti arasında tartışmaya neden olmuştur. CHP Yanlısı Konya basını DP adaylarını Konyalı olmamakla, Konya’nın sorunlarını bilmemekle itham etmiştir. Aynı şekilde DP’yi destekleyen basında CHP adaylarını Konya’ya gelmeyen bürokratlar olarak eleştirmiştir.
* Hocam vakit ayırıp bizimle Türk siyasi tarihinin önemli bir dönemeci olan çok paritili hayata girişte Konya’yla ilgili araştırmalarınızı paylaştığınız için teşekkür ederim. Son olarak neler söylemek istersiniz?
– Asıl ben Merhaba Gazetesi’ne söyleşi için teşekkür ediyorum. Konya devamlı olarak demokrasiye inanmış ve adaleti savunmuş bir ildir. Türk siyasî hayatında Konya’nın ayrı bir yeri olmuştur. Konyalıların İstiklal Savaşında ortaya koyduğu fedakârlıklar, yürüttüğü mücadeleler ve hareketin önderlerine vermiş olduğu destekler, Milli Mücadelenin kazanılmasında çok önemli rol oynamıştır. Konya halkı DP örneğinde olduğu gibi kendi menfaatlerini en iyi temsil edecek kişileri seçerek parlamentoya göndermeye azami gayret göstermiştir.
HASAN AYHAN
**
Yrd. Doç. Dr. Ömer Akdağ kimdir?
1962 yılında Konya’nın Sarayönü İlçesi Çeşmelisebil Kasabası’nda doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Konya’da tamamladı. 1986 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nde lisansını, 1990 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme dalında yüksek lisansını tamamladı. 1997 yılında doktorasını bitirdi. 1999–2004 yılları arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. 2004 yılından itibaren de Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda öğretim üyeliğini devam ediyor.
1962 yılında Konya’nın Sarayönü İlçesi Çeşmelisebil Kasabası’nda doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Konya’da tamamladı. 1986 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nde lisansını, 1990 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme dalında yüksek lisansını tamamladı. 1997 yılında doktorasını bitirdi. 1999–2004 yılları arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. 2004 yılından itibaren de Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda öğretim üyeliğini devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.