Kardeşlerin Konyaspor  aşkı

Kardeşlerin Konyaspor aşkı

Onlar yeşil beyaz renklere gönül vermiş iki kardeş.

Onlar yeşil beyaz renklere gönül vermiş iki kardeş. Aslen Karslı olsalar da gönüllerinde Mevlana Diyarı Konya, akıllarında formasını terletmeyi bekledikleri Torku Konyaspor A takımı olan geleceğin yıldızları Zekeriya Çakırca ve Şükrü Çakırca…

Torku Konyaspor A2 takımının kaptanı Zekeriya Çakırca ve kardeşi Şükrü Çakırca ile birlikteyiz. Yeşil beyazlı ekibin geleceği olan iki genç oyuncu ile aynı takımda mücadele eden iki kardeş olmanın nasıl bir duygu olduğunu konuştuk bu hafta.
“O KAPIYI BABAM AÇTI”
İlk sözü Çakırca’ların büyüğüne veriyoruz. Zekeriya futbola babasının isteği üzerine başladığını söylüyor; “Babam futbola ezelden beri meraklıydı. Her zaman arkadaşlarıyla falan halı sahalarda futbol oynardı. Benimde futbolcu olmamı istedi. Sonrasında 2004 yılında
Konyaspor’a başladım. Aslında mahalle aralarında zaten oynuyorduk. İstekliydim de futbol oynamaya. Babam bir kapı açtı bizde o kapıdan girdik. 2 yıl içinde de profesyonel oldum. İlk sol açık oynuyordum, sonrasında sol bek ve son olarak da Yakup hocamızın zamanından bu yana stoperim.” Kısa bir süre içerisinde aldığı mesafenin kendisini çok mutlu ettiğini belirten Zekeriya, “Bu gün A2 takım kaptanıyım bu ciddi bir sorumluluk. Hedeflerim var bu kulüpte. Bir gün A takımın formasını giymek istiyorum ve bunun çabası içerisindeyim.”
“ABİMİ TAKİP EDİYORUM”
Şükrü Çakırca ise abisi ardından futbola başladığını söylüyor. Kendisi için abisinin bir yol gösterici olduğunun da altını çizerek başlıyor konuşmasına, “Abim ile birlikte babam benimde başlamamı istemişti. Öyle de oldu. Hocalarımız gelebileceğimi söylediğinde sevinmiştim. Abimin izinden de yola devam ediyorum.” Şükrü’de abisi gibi bir hayli pozisyon değiştirmiş geride kalan futbol hayatında, “Ön libero olarak başladım aslında ben. Sonrasında sağ bek oynamaya başladım. Solda adam eksik olunca sol bek oynamaya başladım. U-14, U-15, U16, U-17 takımlarında sol bek oynadım. Solda görev yapabilecek arkadaşlarımıza katılması ile birlikte yeniden asli görev yerime döndüm. 3 senedir de sağ bek oynamaya devam ediyorum”
“KAPTAN NE DERSE O OLUR”
Kaptan Zeki ile konuşmamıza devam ederken, kardeşi ile aynı takımda olmanın nasıl bir duygu olduğunu soruyoruz. Anne ve babasını kasteden Zeki, “Onlar için gurur verici” diyor. Kardeşi ile oynamanın ise zaman zaman sıkıntı yaratsa da güzelliklerinden bahsediyoruz, “Elbette ki çok güzel bir duygu. Ama sorumluluklarımı da unutmadan bu dengeyi koruyarak kardeşimle aynı takımda oynamanın gururunu yaşıyorum.” Şükrü giriyor burada lafa, “Takımda küçük olduğumuz için malzemeleri biz taşırız. Ben malzeme almış olsam bile sahada bir şey kalmışsa ilk fırçayı ben yiyorum, kardeş olduğum için…” diyor gülerek. “Peki  buna rağmen memnun musun abinle oynamaktan?” sorusuna ise bir hayli politik bir cevap geliyor Şükrü’den, “Kaptan ne derse o olur. Öyle malzeme taşımak falan benim için sıkıntı değil.” Zekeriya ise bu cevabın ardından bir itirafta bulunuyor, “Herkese sırayla yaptırıyorum bunu ama Şükrü’ye sıra her seferinde bir hayli erken geliyor”
“TAKIMIN KÜÇÜĞÜ MALZEMEYİ TAŞIR”
Şükrü’ye abisi kaptan olan bir oyuncuya diğer takım arkadaşlarının yaklaşımını soruyorum, takımdaki arkadaşlığın bu gibi şeyleri sorun etmediğini belirtiyor. Ama arkadaşlarının kulağını çınlatmadan da edemiyor, “ Malzeme taşınırken falan bir şey almadığımı görsünler hemen takılmalar başlıyor elbette. ‘Bizim abimiz kaptan değil, elbette sen taşımayacaksın malzemeyi’ diyorlar. Ya da ne bileyim otobüste oturduğum koltuk bile espri konusu oluyor” diyor. Kaptan Zeki ise futbolun yazılı olmayan bir kuralından bahsediyor, “Bizde Şükrüler gibi takımın küçükleri olduk. Kural küçüğün malzemeyi taşıyacağını söylüyor. Kardeşim bile olsa bu kural değişmez.”
“SADECE BENİ KORUMUYOR”
Peki ya takım içinde yaşanan ikili diyaloglarda durum ne oluyor? “Abi olmanın verdiği koruyuculuk dürtüsünü dizginleyebiliyor musun?” diye soruyorum Zekeriya’ya “Kaptansın ve bu tür durumlarda müdahale etmen gerekli zaten. Ancak terazinin kefelerini iyi ayarlamaya çalışıyorum. Şükrü zaten haklı olsa da kendinden büyüğüne karşı susar bunu biliyorum” Şükrü’yse abisini savunmaya geçiyor hemen, “Abim sadece bana da değil. Takımdaki U-19’dan gelen oyunculara karşı bu kadar korumacı. Kimsenin küçük olduğu için hakkının yenmesini istemez. Bu adaleti de sağlar takımda.”
“BABAM İÇİN CİDDİ BİR GURUR”
Saha dışından saha içinde abi kardeş olmanın getirdikleri ile sohbetimizi iyiden iyiye koyulaştırıyoruz. Şükrü abisi ile U-19 takımında da beraber oynadıklarını belirterek, “Abim ile sahada olmak ayrıca bir güven veriyor. Babam içinse ciddi bir gurur. Ailenin yanı sıra takım arkadaşlarımız, hocalarımız ve arkadaşlarımızın bile abi kardeşin sahada birlikte olmasından mutlu olmaları bana gurur veriyor açıkçası. Ve korumacı oluyor tartışmasız abim sahada, genele de rakiple diyaloglarımda hemen gelip uzaklaştırır beni oradan. Tecrübesizliğim nedeniyle hata yapmamı engelleyemeye çalışır” diyor. Zeki ise, “Ben sol stoperim, Şükrü sağ bek… Aramızda bir arkadaşımız daha var. Ama mümkün olduğunca destek olmaya çalışıyorum. Defans olarak zaten sürekli konuşuyoruz. Açıklarımızı kapatmak için biz ve diğer 2 arkadaşımızda kim olursa olsun birbirini destekliyor.” diyor.  “Aynı tarafta nasıl olurdu acaba?” diye sormadan edemiyorum, Şükrü bunun çok daha güven verici olacağını belirtiyor hemen. Zeki ise gülümsüyor ve “Bek ve stoper iyi anlaşmalı. Aynı takımda olmanın yanı sıra kardeşimle yan yana olmamız sanırım daha iyi anlaşmamızı sağlardı. Gerçekten güzel olurdu” şeklinde cevaplıyor sorumu.

“ONLARI LİGDE GÖRMEK UMUTLANDIRIYOR”

Önlerindeki örneklerin Çakırca kardeşlere bir umut olup olmadığını soruyorum sonrasında. Zekeriya “Elbette umut aşılıyor”  diyor ve devam ediyor, “Altyapıda birlikte olduğumuz ağabeylerimizin şimdi oralarda olması bizim için bir umut elbette ki. Biz neden orada olmayalım diyoruz. İnşallah da olacağız amacımız bu zaten. Bunun mücadelesi içerisindeyiz” Şükrü ise her şeyin nasip ve kısmet olduğundan bahsediyor, “Her zaman hazır olmak zorundayız. Bir gün elbette o şans bize de gelecek. Kaderimizde orada oynamak varsa, o şans geldiğinde iyi değerlendirmemiz lazım. İnşallah da öyle yapacağız.”

“LİGDE İKİ KARDEŞ GÜZEL OLUR”

İki kardeşin baş başa kaldıklarında A takımda yan yana oynadıklarının hayalini kurup kurmadıklarını soruyorum sonrasında, “­Evet, bunun hayalini kuruyoruz” cevabı geliyor her ikisinden de… Zekeriya devam ediyor, “Konyaspor tarihinde bildiğime göre böyle bir şey yok. Yunus Kireş ile Ali Kireş vardı. Ama Yunus Kireş’e nasip olmadı orası. İnşallah biz bir ilki başarmak isteriz.” Şükrü’de abisini onaylıyor, “Çok ta güzel olur orada abimle oynamak…”

 

RÖPORTAJ: NİHAT ERDOĞAN

FOTOĞRAF: ADEM DEMİREL/NİHAT ERDOĞAN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.