Kanola Bitkisi
Son yıllarda ülke tarımında isminden fazlaca bahsedilen Kanola bitkisini genel hatları ile özelliklerini, tarımını köşemize taşıyarak , okurlarımıza sunuyorum
Kanola, kolza bitkisinden geliştirilen ve şifalı özellik gösteren yağa verilen isimdi. Daha sonra, kolza bitkisinin istenmeyen özelliklerini ıslah edilmesi ile, yeni bir bitki elde edildi.Buna da, o yağa istinaden kanola adı verildi.
Yazlık ve kışlık dönemde ve kısa sürede yetişebilmesi, diğer yağlara göre daha fazla ürün ve yağ sağlaması önemli bir bitki olduğunun göstermektedir.
Dolayısıyla kanola yağı, kolzadan değil, kanola bitkisinin kendisinden elde edilen yağdır. Bu bitkiden elde edilen yağ da, oleik asit, linoleik asit ve Omega-3 yağ asidi içermesi ve doymuş yağ oranının yalnızca %7 civarında olması (bu oran zeytinyağında %15, ayçiçeği yağındaysa %12) nedeniyle, sağlık için de yararlı kabul edilmektedir.
Kanola, kuvvetli, çok dallanmış kazık kök sistemine sahip bir bitkidir. Toprakta 100 cm civarında derine inebilir. Sapı serttir, dayanıklı, dik ve dallıdır. Kışlık ve yazlık olmak çeşitleri vardır. %38-50 yağ ve %16-24 protein içerir. % 45-50 oranındaki erüsik asit içeriğinin, ıslah çalışmaları ile % 0 düzeyine düşürülmesi sonucu, bitkisel yağ ihtiyacı için yeniden üretime alınmasını sağlamıştır. İklim bakımından seçici olmadığından ziraatı bütün dünyada ve ülkemizde yaygın hale gelmiştir.
Kanola bitkisinin yetiştirildiği toprağın özelliklerine bağlı olarak, bazı bölgelerde elde edilen yağların, insan vücuduna zarar verebilecek bazı toksik maddeleri içerebileceği şeklinde uyarı yayınları da vardır.
Kullanım Alanları:
Dünya kanola üretiminin önemli bir kısmı insan beslenmesinde kullanılmaktadır. Kanola tohumlarından yağ çıkarıldıktan sonra geriye kalan küspesinde % 38-40 oranında protein bulunduğundan soya küspesi ile karıştırılıp hayvan yemi olarak kullanılabilmektedir.
Kanola, arıları cezbeden sarı çiçeklere bol miktarda sahip olduğundan arıcılar içinde değerli bir bitkidir. Çiçek döneminde bal arıları bir hektar kanoladan 15 günde 100 kg bal ve yaklaşık 1 kg bal mumu yapabilir.
Kanola tohumlarından soğuk presleme ile elde edilen ham yağ metanol ile katalizör eşliğinde normal basınç ve ısıda estere dönüştürülür. 1 kg tohumdan 450 gr yağ çıkmaktadır ve metanol ile reaksiyondan sonra 450 gr biyodizel yakıt elde edilebilmektedir. Bunun yanında kolza olarak isimlendirdiğimiz erusik asit oranı yüksek olan çeşitlerden elde edilen yağlar da sanayide, elektrik trafolarında, bioyakıt (biodizel) olarak Fransa ve Almanya gibi Avrupa ülkelerinde kullanılmaktadır.
Üretim
Kanola, bitkisel yağ kaynağı olarak yağlı tohumlu bitkiler olan ayçiçeği, soya, pamuk ve yer fıstığı arasında üretim açısından üçüncü sırayı almaktadır. Dünya'da yıllık kanola üretimi 2003 yılı verilerine göre 36 milyon ton civarındadır. Ülkemize Balkanlar'dan gelen göçmenler ile kolza adı ile 1960 yıllarında getirilmiş ve Trakya'da ekim alanı bulmuştur.
1999–2003 yılları arasında ülkemizde kanola ekimi yok denecek kadar az düzeydedir.. Sonraki yıllarda yağında doymamış yağ asitlerinden olan erusik asitin yüksek oranda bulunması nedeniyle ekim yasağı getirilmiştir. Bunu takip eden yıllarda birçok ıslah çalışmaları sonucunda elde edilen kanola tohumunun ekimi yapılmış ve çok iyi sonuçlar alınmıştır.
Kuraklık, hastalık ve zararlılar dışında özellikle taban fiyat politikaları, ekonomik teşvik, güvence, depolama, ekim alanlarının kontrolsüz genişletilmesi, kalitesiz tohumluk kullanımı, tarımsal mekanizasyondaki eksiklikler vb nedenlerden dolayı kanola ‘nın ekim alanlarında bugüne kadar büyük bir artış sağlanamamıştır. Ayrıca ülkemizde kanola ihracatı da bulunmamaktadır.
Bugün ülkemizde tahıl üretimi yapılan her yerde kanolanın yetiştirilebileceği göz önüne alınarak ve GAP bölgesinde sulamaya açılan tarım alanları da dikkate alındığında yağ açığımızı kapatmada önemli alternatif bir yağ bitkisi olduğu ortadadır. Çünkü yağı da son derece kaliteli ve oleik asit oranı en yüksek bir yağdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.