Kalkınma üniversitelerle olur

Kalkınma üniversitelerle olur
Bir ülkenin ve şehrin kalkınmasında üniversitelerin çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Remzi Çetin, üniversitenin sanayi ve diğer kuruluşlarla işbirliği yaparak Ar-Ge çalışmalarıyla kalkınmayı sağ

SÖZ REKTÖR
ADAYLARINDA - 8
Mustafa AKÇA
[email protected]

Kalkınma üniversitelerle olur

Bir ülkenin ve şehrin kalkınmasında üniversitelerin çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Remzi Çetin, üniversitenin sanayi ve diğer kuruluşlarla işbirliği yaparak Ar-Ge çalışmalarıyla kalkınmayı sağlayacağını belirtti

SUNUŞ...
Yakın çevresindeki öğretim üyeleriyle yaptıkları istişare toplantısında arkadaşlarının kendisinin rektör adayı olmasını istekleri üzerine rektör adayı olduğunu belirten SÜ Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Metalurji ve Malzeme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Remzi Çetin, "Ben 20. 21. ve 22. dönemde yaklaşık 15 yıl milletvekili görevi yürüttüm. Milletvekilliğimde çok önemli komisyonlarda bulundum. Milletvekilliğimde üniversitemize yaptığım hizmetlerden sonra yakın çevremdeki arkadaşlarım rektör olmamı istedi. Üniversitemizin arzu edilen noktaya gelmesi için bilgi birikimim ve tecrübem nedeniyle adayım. Üniversitemizin iyi noktada olduğunu söyleyemeyiz. Öncelikle üniversitemizin ve şehrimizin kalkınması için şehir ile üniversitemizin bütünselleştirilmesi gerekiyor. Bu birliktelik ülkemize, şehrimize ve üniversitemize çok şey kazandıracaktır" diyor...

PROF. DR. REMZİ ÇETİN KİMDİR?
1952 yılında Konya'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Konya'da tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Metalurji Mühendisliği Bölümünü bitirip 1977 yılında Metalurji Mühendisi olan Prof. Dr. Remzi Çetin, yüksek lisans eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi'nde tamamladı. 1980 yılında Selçuk Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi'nde asistan olarak çalışmaya başlayan Prof. Dr. Çetin, 1985 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi'nde doktora ve yine aynı yıl yardımcı doçentlik unvanını, 1987 yılında doçent ve 1994 yılında ise profesör oldu. 15 yıl SÜ Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Çetin, 1995 yılından 2007 yılan kadar 20. 21. ve 22. dönemlerde milletvekili olarak parlamentoda görev yaptı. 2007 yılından itibaren SÜ Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölüm Başkanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Remzi Çetin, evli ve 3 çocuk babasıdır.

* Rektörlüğe adaylık süreciniz nasıl şekillendi, rektör adayı olmaya neden karar verdiniz?
- Selçuk Üniversitesi bu yılın Kasım ayı içinde rektörlük seçimine gidecek. Prof. Dr. Süleyman Okudan 23 Aralık'ta görevi devrediyor. Bir grup arkadaşlarımızla oturup bir istişare düzenleyerek üniversitemiz hakkında değerlendirmelerde bulunduk. Adaylığımda aslında bazı durumlar benim dışımda şekillendi. Herkesin bildiği gibi ben 20. 21. ve 22. dönemlerde milletvekilliği yaptım. Halkla çok iç içeyim. Sokakta halkın büyük çoğunlu beni tanır. Benim bu azımsanmayacak siyasi hayatım ve milletvekilliklerimden önce 20 yıla yakın Makine Mühendisliği Bölüm Başkanlığı görevinde de bulundum. 1995'te üniversiteden ayrıldım 15 yıla yakın parlamentoda görev yaptıktan sonra üniversiteye geri döndüm. Üniversiteye dönünce Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü açılmış ama öğrenci alınmamış, çünkü sahiplenen kimse olmadı. Bu göreve gelerek buraya sahiplendim ve öğrencilerimiz 3. sınıfa geldi. Üniversiteye gelerek akademisyenlik hayatıma devam ettim. Dönmemde birçok insan da mutlu oldu. Arkadaşlarla istişaremizde benim rektör adayı olmamı istedi. Arkadaşlar benim milletvekilliği dönemimde üniversitemize yaptığım hizmetleri bildikleri için ve idari tecrübemden dolayı benden böyle bir karar almamı istedi. Ben de bu birikimimi ve tecrübemi üniversitemize rektör olarak da hizmet vermek için aday oldum. Benim siyasi hayatım esnasında iki ana dış görevlerde bulundum. Birincisi Avrupa Birliği'ne girme aşamasında en etkili kurum Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu'nda 8 yıl üye olarak çalıştım. Bu çalışmalarım esnasında Avrupa'da Norveç, Finlandiya ve Portekiz hariç tüm ülkelerde çeşitli toplantılar yaptık. Bu toplantılar çok ciddi bir tecrübe sağlıyor. Bu ülkelerde üniversite çalışmalarını gördük. Üniversite ve şehir çalışmalarına şahit olduk. İkincisi Dünya Parlamentolar Arası Birlik örgütünde çalışmalarım oldu. 144 ülke bu örgüte üye. Ben de Türkiye'nin başkanlığını yaptım. Görevim 5 yıl sürdü. Bu görevimde de her yıl bir kıtada toplantı yaptık. Bu komisyon Birleşmiş Milletlerin alt komisyonu gibi. BM gidecek olan konular burada tartışılıyor. Sonra konu BM'ye götürülür. Çok önemli bir teşkilat. Bu da benim dünya ahvalini tanımada ciddi bir birikim. Bu toplantılarda bir üniversitenin nasıl olması gerektiğini çok iyi gördük. Bu tecrübelerim nedeniyle üniversitemizin daha iyi noktalara gelmesi için rektör adayıyım.
'MİLLETVEKİLLERİNİN BİR KISMI ÜNİVERSİTEYE HİZMET YAPIYOR'
* Milletvekilliğiniz döneminde Selçuk Üniversitesi'ne ne tür hizmetlerde bulundunuz?
- Öncelikle üniversitemizde son dönemde yaşanan olaylar Konyalı olarak hepimizi üzdü. Benim milletvekilliği dönemimde rektörümüz benden çok talepte bulundu. Akademisyen bir milletvekili olmam hasebiyle. Biz de Konya milletvekili olarak üniversitemizin eksiklerini gidermek için çalıştık. Üniversitemizin Ankara ayağı gibi çalıştım. Milletvekilliği zamanımda 2006 yılında Maliye Bakanlığı'nda sadece üniversitemiz için bir toplantı ayarladık. Toplantıyı yapmamızın sebebi üniversitemizin acil kadro ihtiyacı bulunuyordu. Ayarladığımız toplantı sonrası üniversitemiz için bin 500 öğretim üyesi kadrosu aldık. Bu üniversitemiz için muazzam derece önemli bir durum. Yine üniversitemizle ilgili tıp fakültelerimizin ciddi bir cihaz eksikliği vardı. Üniversitemizde ikinci bir tıp fakültesi açılacaktı. Bu cihazlar 40 milyon TL civarında bir para ile Japonya'dan ithal edildi. Ancak bu cihazlar Gümrük Kanunu'ndaki bir maddeye takıldı. Bu cihazların ülkemize gelmesi için bu kanunda değiştirilmesi gerekiyordu. Biz de milletvekili olarak bunun sağlanması için çalıştık ve üniversitemize bu cihazların gelmesi sağlandı. Bunun dışında birçok hizmetim oldu. Benim üniversitemize yaptığı bu çalışmalar öğretim üyeleri tarafından takdir edildi.  Tabi bu hizmetleri yapmak benim görevimdir. Ama birçok milletvekili gelip geçiyor ama üniversitemiz için yaptıkları hizmetler çok değil. Ayrıca benim az önce söylediğim gibi halkla iç içe de olmam. Sanayicilerin beni yakından tanıması önemli. Niye önemli üniversitelerde yapılacak olan çalışmalarda halkın, sanayicinin yardımcı olması gerekir beklenir. Benim insanlarla ve sanayici işadamlarıyla yakın olmam üniversitemize bir kazanç sağlayacağı arkadaşlarım tarafından söyledi.
 'ÜNİVERSİTE İLE SANAYİ İŞBİRLİĞİ KALKINMA İÇİN ŞART'
* Selçuk Üniversitesi ile diğer üniversiteleri karşılaştırdığınızda, üniversite nasıl bir konuma sahip?
- Ben bu üniversitemizle diğer üniversiteleri arasındaki kıyaslamayı en iyi yapacak olan insanlardan biriyim. Çünkü 70’e yakın ülkeyi gezmiş buralardaki üniversiteleri görmüş biriyim. Öncelikle, 90 bin öğrencisi ve bin 500'ü öğretim üyesinden oluşan toplam 5 bine yakın öğretim elemanı var. Üniversitemiz sayı bakımından Türkiye'nin en büyük üniversiteleri arasındayız. Şimdi üniversite dediğimiz zaman ülkelerin her kurumuna girmiş demektir. Bugün ülkeleri üniversiteler temsil ediyor. Eğer üniversiteniz, teknoloji üretmeyip, Ar-Ge çalışması yapmıyorsa, bilimsel çalışma yapmıyorsa kendisini duyuramaz ve ülkesini tanıtamaz. Mesela Amerika Birleşik Devletlerinde New York'un yakınlarında New Jersey Eyaleti var. Burada bir teknoloji enstitüsü var. Burada enstitüsü gezdik, çok sade bir 5, 6 binadan oluşuyor. Bu enstitünün Ar-Ge çalışmalarının yıllık geliri 250 milyon dolar. Bu çok büyük bir rakam. Enstitü sadece Ar-Ge'den bu parayı kazanıyor. Bu enstitü bu paranın yanında ülkesine yeni buluşlar yapıyor. Burada enstitünün kazandığı paranın yanında belki daha önemli ülkeye kazandırdığı teknolojidir. Bizim üniversitelerimizde ise daha düne kadar Ar-Ge çalışmaları birimleri dahi yoktu. Ar-Ge çalışmaları Ankara'ya hapsedilmişti. Tüm çalışmalar TÜBİTAK eliyle yürütülüyor ve biz üniversitelerimizden yararlanamıyorduk. Üniversiteler sadece öğrenci okutma yerleri değildir. Artık bunu anlamamız gerekiyor. Son 5, 10 yıldır bu Ar-Ge çalışmaları tüm üniversitelerimize yayıldı. Artık üniversitelerimizde bilimsel çalışmalar yapılıyor. Ama daha çok yol almamız gerekiyor. Selçuk Üniversitesi de bu alanda çok yol kat etmesi gerekiyor. Kesinlikle sanayi ve üniversitenin birlikte çalışması gerekiyor. Böyle bir durumda sanayicilerimizde çok mutlu olur. Bizim üniversitemizde bu yönde çalışma hiç yok dememiz yanlış olur. Ama çok geliştirilmesi gerekiyor. Üniversitemizin bu alanda eksiği var. Selçuk Üniversitesi bu alanda çok şanslı çünkü Konya sanayisi çok ileri durumda. Üniversite olarak konumumuz çok iyi değil. Selçuk Üniversitesi bir kamu alanıdır. Kimsenin babasının çiftliği değil. Bu nedenle herkes üstüne düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeli. Burada da kimsenin önü kesilmemelidir. Hak ve adalet eşliğinde üniversitemizin konumunu yükseltmeliyiz. Selçuk Üniversitesini dünyada saygın bir noktaya getirmeliyiz. Bunun sağlanması için neler gerekiyorsa yönetime gelen kişi bunu yapmalıdır.
* Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) çalışmalarında üniversite nasıl bir konuma sahip?
- Üniversitemizin olanaklarına göre baktığımızda iyi durumda olduğumuzu söylersek yalan söylemiş olurduk. Mevcut mantalite içinde yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Üniversitenin BAP çalışmalarında daha iyi durumda olması için oturup ciddi şekilde toplantılar yaparak bu mevcut mantaliteyi düzeltmeliyiz. Burada en önemli kriter yaptığımız BAP çalışmaları toplumun ihtiyaçları doğrultusunda olmalıdır. Mesela üniversitemizle sanayicilerimiz oturup bir otak işbirliği yapmıyor. Aslında bunu yapacak yeterli düzeyde öğretim elemanımız da yok işin açıkçası. Bunu yapmak için yeni ve çok sayıda öğretim elemanı yetiştirmeliyiz. Üniversite BAP çalışmalarında üst seviyelere birlik ve planlı şekilde olacaktır. Üniversitemizde hocalarımız şahsi çalışmalarla bunu yapmaya çalışıyor. Örneğin yine Amerika'dan örnek vereceğim. Amerika'da Bilim Vakfı diye bir kurum var. Bu kurum ülkenin menfaatine yönelik bir planlama yapıyor. Şu alanda şu ileri derecede çalışma yapılmalı ve teknoloji üretilmeli şeklinde. Bu birim her alanda bir planlama yapıyor. Daha sonra bunu üniversiteler duyuruyor. Üniversiteler ise bu planlamaları, yapılması gelen durumları inceliyor. Daha sonra üniversiteler ben bunu yaparım diyerek çalışmaya başlıyor. Bunu bizim ülkemizde görmek mümkün değil. Amerika'da elektrik-elektronik üreticileri bir gün bakıyorlar ki. Bulundukları şehirdeki üniversite kendilerinin gerisinde kalmış. Adamlar bunu sorun olarak görüyor ve kendi aralarında bir bütçe oluşturarak üniversiteye gidiyorlar. Bakın bizim üretimimiz sizinkinden geri, siz üniversite olarak bizim çok önümüzde olarak yeni teknolojiler üretmelisiniz. Şu anki durum bizim açımızdan iyi olsa da bu gelecek adına bizim dezavantajımız olacaktır diye üniversitenin mevcut üretim teknolojisini yeniliyorlar. Adamlar üniversitenin ne yapması gerektiğini öğrenmişler. Bu durum bizim ülkemizde mevcut değil. Böyle olunca BAP çalışmaları hiç yok diyemeyiz olur ama sorun çözecek, ülkeyi, şehri kalkındıracak şekilde olması daha iyi olur.
'ÜNİVERSİTENİN YUKARIDAN AŞAĞIYA BİR RESTORASYONA İHTİYACI VAR'
* Selçuk Üniversitenin en büyük eksikliği ve öğretim üyelerinin yaşadığı en büyük sorun nedir?
- Öğretim üyesi birinci derece güven ve huzur istiyor. Çalışmasının engellenmesini istemiyor. Özlük haklarına dokunulmasını istemiyor. Akademisyen yönetimden sağlıklı bir çalışma ortamının oluşturulmasını istiyor. Ama üniversitemizde şimdi bana oy verdi vermedi durumu varmış. Bunu görüşmelerimizde duyuyoruz. Üniversitemizde öğretim üyesi arkadaşlarımız küstürülmüş. Öğretim üyesi arkadaşımızın hakkı yenmiş yardımcı doçentliğini bitirmesinden 8 yıl geçmesine rağmen görevi verilmemiş. Birisinin önü kesilmiş. Birine ders verilmemiş, kadroya verilmemiş. Ben rektörlüğümde bu durumu düzeltmek için deklare edeceğim ve kimin hakkı yenildiyse hakkını vermeye çalışacağız, budan sonrada böyle zulümlerin yaşanmaması için gerekli tedbirleri alacağım.
Öncelikle üniversitemizde yukarıdan aşağıya bir restorasyondan geçirilmesi gerekiyor. Bu restorasyonu yaparken bazı kriterleri göz önüne alacağız. Nedir bu kriterler, öncelikle dünya üniversiteleri hangi durumda bizim konumumuz ne, başarıyı yakala bilmemiz için hangi tedbirler almamız gerekiyor. Öğretim üyeleri arasındaki huzursuzlukları gidermeliyiz. Öğretim üyeleri arasındaki huzursuzluğun sebebi yönetimden kaynaklanıyor. Öğretim üyelerimizi başarı için teşvik edeceğiz. Yine öğretim üyesi ve elamanlarının maaşları çok yetersiz bana göre. Bu maaşlarla öğretim elemanlarının hepsinin kendisini işine adaması çok zor. Üniversitede Ar-Ge çalışmalarını hızlandıracağız. En önemli durumlardan biri de master tezlerinin ülkemizin sorunlarını çözecek şekilde yapılmasını sağlayacağız. Öğretim elemanı arkadaşlarımız en az 2 yıl üzerinde çalıştıkları tezlerini toplumun sorunlarını çözecek alanda olmalı. Hem bu durum öğretim üyesinin prestijini de artırmış olacaktır. Akademisyenler ülkenin kalkınmasını sağlayacak en önemli kişilerdir. Bu insanları hor görmemiz, önünü engellememiz yakışmaz. Rektörlük idari yerdir. Bana göre bir rektörün; temsil, idari ve planlama gücü yüksek olmalıdır. Rektör olan kişide bu saydığım kriterleri üniversitenin daha iyi olması içi kullanmalıdır. Üniversite içinde huzursuzluk oluşturmamalıdır. Rektör bu kriterleri uygularsa üniversite arzu edilen noktaya gelecektir.
Ayrıca üniversite ile şehrimiz bütünleşemedi. Mesela Kayseri'de bir üniversite kuruluyor Kayserili hemen ortada toplanıyor. İnsanlar üniversitenin eksiklerini hemen gideriyor ve güzel, sorunsuz bir şekilde eğitime başlamasını sağlıyor. Bizim Mühendislik Fakültemiz skandal neredeyse bir üniversite kadar öğrencimiz ve öğretim elemanımız var ama biz bir blokta eğitim vermeye çalışıyoruz. Mesela bizim bölümümüzün 3 sınıfı var ama bize 2 sınıf veriliyor. Bu durumda olmayan saatlere ders koymak zorunda kalıyoruz. Böyle yoğun bir durumda öğretim elemanı da üniversiteye çok bir şey kazandıramaz, öğrencileri de çok iyi yönetemezsiniz. Üniversitemizi Prof. Dr. Süleyman Okudan beyden öncede bir tıpçı arkadaş yönetiyordu. Tıp fakülteleri dışında diğer fakültelerin bir çoğunda mekan sıkıntısı var. Yani üniversitemiz mekan sıkıntısı yaşıyor. Çok basit bir şey. Yani Mimarlık Mühendislik Fakültesi için iki blok yapılamaz mıydı?
8 bin öğrenci ve 200 öğretim elemanın bir blokta eğitim yapıyor olması kötü bir durum. Üniversitenin çok ciddi bir mekan sıkıntısı var. Öğretim elemanlarına bir oda verilmesi gerekiyor rahat çalışması için ama biz bir odaya iki hoca yerleştiriyoruz. Üniversitemizde yeni yapılaşmaya gidilmelidir. Bunu yaparken de Konyalı insanlarla birlikte hareket edilmelidir. Halk bu blokları çok kıs sürede tamamlayacaktır.
'ÖĞRETİM ÜYELERİ ARASINDAKİ HUZURSUZLUĞU ÇÖZÜME KAVUŞTURACAĞIM'
* Üniversiteye rektör seçilmeniz durumunda hayata geçirmeyi planladığınız projeleriniz neler?
- Öncelikle hak ve adalet çerçevesinde herkese hak ettiği verilecek. Üniversitemizde yaşanan sıkının yüzde 50'si bu durumun olmamasından kaynaklanıyor. Yukarıda belirttiğim sorunlar çözülerek Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vereceğim. Özellikle de sosyal konularda da bu çalışmalara ağırlık vereceğiz. Toplumun yaşadığı sorunlar burada çözüme kavuşturulacak. Üniversitemizin eğitim verdiği her alanda düzenlemeler yaparak arzu edilen noktaya gelmeye çalışacağım. Öğretim üyelerimizin oturdukları mekan sıkıntısını gidermek içi TOKİ ile daha önce yapılan bir proje hayata geçireceğim. Kadın öğretim üyelerimizin çocukları için bir kreş yapılmasını sağlayacağım. Yine öğretim üyeleri ve öğrencilerimiz için sportif alanları oluşturacağım. İnsanlar negatif enerjilerini buralarda atması sağlanmalıdır.
Ayrıca en önemli projelerimden biri de Eğitim Fakültemize bir miktar liseyi bağlamayı düşünüyorum. Çünkü öğretmenlerimizin daha kaliteli yetişmesi için 1. sınıftan sonra hemen staja başlamaları gerekiyor. Bir iki aylık stajlarla bir öğretmen yetiştiriyoruz. Öğretmenler çocuklarımızın yetişmesini  sağlıyor. Ayrıca üniversiteye gelmiş insanların en büyük sorunu ortaöğretim de almaları gereken eğitim alamamışlar. Lise üniversite işbirliğiyle daha kaliteli öğretmen adayı yetiştirebileceğiz.
Adam işbaşında belli olur. Ben bilgi, tecrübe birikime dayalı hizmet ve teknik bilimler, sağlık bilimler ve sosyal bilimlerde sözü edilen bir ihtisas üniversitesi için adayım.

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.