İşsizler ordusu büyüyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), 2019’un ilk çeyreğinde kapanan küçük işletme ve kooperatiflere ilişkin verileri açıkladı. Açıklanan verilere göre bir önceki yıla göre kapanan kooperatif sayısı yüzde 10,42, kapanan küçük işletme sayısı ise yüzde 27,46 oranında arttı. Öte yandan TÜİK tarafından paylaşılan verilere göre Türkiye’de 2019’un Ocak ayında işsiz sayısı 4 milyon 668 bin kişiye ulaştı. İşsizlik oranları ve kapanan işletme sayıları ekonomideki tehlike çanlarının çalınmasına sebep oldu. Ekonomistler, Türkiye ekonomisindeki kötü gidişatı ve işsizlik oranlarını gazetemize değerlendirdi. 

Konuyla ilgili konuşan ekonomi uzmanı Şevket Tezel, “İktidar sorunlarla yüzleşmek yerine kim olduğu belli olmayan kesimleri suçlayarak topu adeta taca attı ve atmaya devam ediyor” derken; ekonomist İbrahim Kahveci ise, “Vatandaş işsizse ve piyasada iş yoksa dolar 1 lira olsa ne olur, 10 lira olsa ne olur. İşsizliğin artması ekonomideki büyük sorunların göstergesi” diye konuştu.

“HERHANGİ BİR İYİLEŞME OLMADI”

Ekonomist İbrahim Kahveci, ekonominin son durumunu değerlendirerek, “Ekonomi iyiye mi gidiyor, kötüye mi gidiyor? Bunu İŞKUR verilerinde görebiliriz. İŞKUR verilerine göre her ay kayıtlı işsiz sayısı artıyor. Eğer bir ülkedeki ekonomik durumu değerlendiriyorsak, o ülkedeki işsizlik oranlarına bakmamız gerek. Çünkü istihdam oranları ekonominin en önemli göstergesidir. Enflasyon, kur hareketleri, cari işlemler vs. hepsi istihdamı tamamlamak için vardır. Vatandaş işsizse ve piyasada iş yoksa dolar 1 lira olsa ne olur, 10 lira olsa ne olur. Ülkemizde işsizlik oranları giderek artıyor. Bu da ekonomide büyük sorunların olduğunu gösterir” ifadelerini kullandı.

TÜİK tarafından paylaşılan işsizlik rakamlarına işaret eden İbrahim Kahveci, “2018 Aralık verilerine göre işsiz sayısı 4 milyon 302 bin. Bu yılın Mart ayında işsiz sayısı 4 milyon 348 bine yükseldi. Bir önceki aya göre Mart ayında işsiz sayısı 95 bin kişi daha yükseldi. Geçen yılın işsizlik oranlarıyla bu yılki işsizlik oranları arasında karşılaştırma yapıldığında arada büyük bir fark görülüyor. İşsiz sayısı 2007-2008 krizindeki duruma gelmek üzere. Bu işsizlik oranları bize daha büyük ekonomik sıkıntıların olduğunu gösteriyor. Mevcut verilere bakıldığında işsizlik halen artıyor, sanayi halen düşüşte, tüketimde ciddi düşüş var. Yani ekonomide ne iktisadi ne de siyasi herhangi bir iyileşme olmadı” şeklinde konuştu.

“BORÇ PARAYLA YALANCI BALAYI YAŞADIK”

Ekonomi uzmanı Şevket Tezel ise, “Dış güçlerden aldığımız borçları imalat sanayiinde değerlendirmeyip, sırf inşaata dayalı büyüme modelinin küresel ekonomide daralan likiditeden dolayı çöküntüye uğraması ekonomimizi vurdu. Borç parayla adeta yalancı bir balayı yaşadığımız dönemde küçük imalatçının ucuz döviz nedeniyle Çin başta olmak üzere yabancı imalatçıya ezdirilmesi sonucu üretimimiz azaldı. Şimdi de yükselen kur nedeniyle adeta üretimimiz kayaya çarptı, kredisini döndüremeyen işletmelerin batması sonucunu doğuruyor” diye konuştu. Şevket Tezel, “Yükselen kur ve iç-dış pazardan kaynaklı olarak küçülen istihdamı teşvikle ayakta tutmaya çalışmak, makyajdan öte bir anlam taşımadı. Nihayet makyaj düşüyor ve konkordatolar, iflaslar birbirini izledi. Şimdi de işsizlik 5 milyona yaklaştı. Buna karşı İşsizlik Fonu’ndan geçici iş alanları oluşturmak perdelemeden öteye gitmiyor. İşsizlik Fonu da bu anlamda çarçur edilmiş oluyor. Bu durumu İŞKUR ve TÜİK verilerinde de görüyoruz. Hükümetin uygulamaları ‘orta direk’ dediğimiz kesimi vurdu. Geçtiğimiz 17 yılda zengin daha zengin oldu, altta yardımlarla yaşayan kesimin sayısı arttı. İktidar sorunlarla yüzleşmek yerine kim olduğu belli olmayan kesimleri suçlayarak topu adeta taca attı ve atmaya devam ediyor” dedi.