İki Ana Bir Oğulu Dua Ve Ağıtlarla Son Yolculuğuna Uğurladı

İki Ana Bir Oğulu Dua Ve Ağıtlarla Son Yolculuğuna Uğurladı

Karaman’ın Ermenek ilçesinde 28 Ekim'de meydana gelen maden kazasında yer altında mahsur kalan ve önceki gece yer altından çıkarılan İsa Gözbaşı (23) ve Kerim Haznedar (30) Aşağı Çağlar köyünde kılınan cenaze namazının ardından...

Karaman’ın Ermenek ilçesinde 28 Ekim'de meydana gelen maden kazasında yer altında mahsur kalan ve önceki gece yer altından çıkarılan İsa Gözbaşı (23) ve Kerim Haznedar (30) Aşağı Çağlar köyünde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.

Ermenek’in Pamuklu köyü yakınlarında Cennet Kömür İşletmeleri’nin taşeronu Hasşekerler Kömür İşletmeleri’nde 28 Ekim’de meydana gelen faciada 18 işçi yer altında mahsur kalmıştı. Arama- kurtarma çalışmalarının 10. günü gecesinde yeraltında iki işçinin cansız bedenine ulaşıldı. Cenazeler yer altından çıkarıldıktan sonra alınan DNA örnekleri, ailelerden alınan DNA örnekleriyle Ankara’da eşleştirildi.

DNA eşleştirmesinin ardından yeraltından çıkarılan cenazelerin İsa Gözbaşı (23) ve Kerim Haznedar’a (30) ait olduğu anlaşıldı.

İki işçinin kimlik tespitlerinin ardından bugün öğle namazına mütaakip Aşağıçağlar Köyü’nde cenaze namazları kılındı. İki işçinin cenaze namazları köy mezarlığında birlikte kılındı.

İSA GÖZBAŞI’NIN İKİ ANNESİ DE AĞITLARLA ÇOCUKLARNI UĞURLADI

Bugün toprağa verilen işçilerden 23 yaşındaki İsa Gözbaşı’nın öz annesi Hatice Tuncer, oğlu İsa’yı üç yaşındayken çocuğu olmayan abisine evlatlık verdiği öğrenildi. Cenazeye öz anne Hatice, öz baba Hasan Hüseyin Tuncer ile ve evlatlık verilen baba Ali Gözbaşı ile evlatlık alan anne Nazmiye Gözbaşı'da katıldı. Cenazede fenalık geçiren anneleri, yakınları sakinleştirmekte güçlük çekti.

‘HORTUMU KAZAN ANNE’ OLARAK TANINDI

Nazmiye Gözbaşı, ‘Hortumun altını kazan anne’ fotoğrafıyla adeta Ermenek’teki acının sembolü oldu. Nazmiye Hanım, evlatlık oğlunu suyun altından kurtarmak için bir nebze de olsa yardım etmek için tırnaklarıyla toprağı kazarken görüntülenmişti. Gözbaşı, maden ocağında günlerce oğlu ve diğer işçilerin kurtulması için dualar etmişti. İsa Gözbaşı’nın evlatlık annesi ve aynı zamanda halası olan Nazmiye Gözbaşı, maden ocağında arama- kurtarma çalışmalarında su tahliyesi yapan hortumun altını kazarak Türkiye’yi göz yaşlarına boğmuştu. Evlatlık anne o an hissettiklerini şu sözlerle anlatmıştı: Maden ocağından su boşaltan boruyu biraz yüksekte görünce bir kazıkla borunun altındaki toprağı aldım. ‘Acaba bir damla daha çok su çeker mi’ diye hortumun altını ellerimle kazdım. Bir dilim ekmek için çocuğumu bu hallere kattılar. Müfettiş geleceği zaman madendekilerin haberi olurmuş, kötü yerleri kapatıp sadece iyi yerleri gösterirlermiş. O zavallılar da bir şikayet edecek yer bilmezlerdi. İşten çıkarıverirler diye de korkarlardı. Bizim çocuk da oranın acemisiydi, tam tabanda kürek kazmayla uğraşırdı. İşten geldiğinde ağzından – burnundan kurum çıkardı. Yazık değil mi bir lokma ekmeğini dışarıda yeselerdi. O su öğle yemeği patlamış, yemeğini dışarda yese kurtulacaklardı. Bu insanların karınca kadar değeri yokmuş. Oğlumun ve tüm madencilerin ağ kurtulmasından başka hiç bir şey istemem.”

‘HALASININ BOYNU BÜKÜK KALMASIN DİYE EVLATLIK VERDİM’

İki kız iki erkek 4 çocuğu olduğunu anlatan Tuncer ise cenazedeki feryatlarıyla yürekleri dağladı. Öz anne Tuncer kurtarma çalışmaları sürerken söylediği şu sözlerle tanınmıştı: “İsa benim 3. çocuğumdu. Halasının boynu bükük kalmasın diye evlatlık verdim. Görümcem hem amcamın kızı olur, hem halamın gelini olur, biz iç içeydik. Ben İsa'yı evlatlık verdim ama hiç beni ve babasını ihmal etmezdi. Yanımıza gelir giderdi. Melek gibiydi, hiçbir kötü davranışı olmazdı. Hep derdim ki ‘Hayırlı bir evlat olsun da halasına baksın, halasının boynu bükük kalmasın’ derdim. Çok iyiydi. Ah kuzum benim dört dörtlük bir evlattı. Oğlum yandı tutuştu, sulara gömüldü. Artık eridim, tükendim, içerilerim yanıyor. Salıverseler de ben de şu dağlara çıksam da gitsem oğlumun yanına. Allah'ım beni de alsın oğlumun yanına. ”

‘BAKANIM OĞLUMUN HESABINI SEN Mİ SORACAKSIN BEN Mİ SORAYIM’

Bugün toprağa verilen işçilerden Kerim Haznedar’ın babası Şükrü Haznedar’ın yer altında hala çıkarılamayan Ali isminde bir oğlu daha bulunuyor. Baba Haznedar, cenazeye katılan Bakan Taner Yıldız ve Bakan Lütfi Elvan’a sarılarak oğlunun ölümüne neden olanlardan hesap sorulmasını istedi. Acılı baba Haznedar bakanlara sarılarak şu sözleri sarf etti: “Sayın bakan bey bunu yapanların cezası verilecek mi, verilmeyecek mi? Yoksa siz mi vereceksiniz, yoksa biz mi vereceğiz bakanım, bana cevap verin. Bunlar meydanlarda sallana sallana gezinip biz burada ağlayıp. Sayın bakan bey bunların cezası verilecek mi, verilmeyecek mi? Onların cezasını vermezseniz, benim veririm. Benim yuvam yıkıldı, ben de onların yuvasını yıkarım. 12- 13 gün olmuş ben daha hiç sesimi çıkarmadım.”

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.