Her şey Konya için
Yayınlanma:
Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Genel Başkanı ve Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Baykan bugünlere nasıl geldiğini anlattı.
TSYD Konya Şubesinin yayımladığı dergiye konuşan Baykan, geldiği noktaya gökten zembille inmediğinin altını çizerek, Konyalı hemşehrilerinin bu anlamda çok büyük desteğini aldığını söyledi.
Evet, onun yaşamında yapamam diye bir şey yok.. O, tutarlı ve cesur yürekli bir Konyalı.. Spor yöneticiliğine, Taşkentspor’da başladı.. Amatör Küme lig tertip komitesi üyeliği ve Konya Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu yönetim kurulu üyeliğiyle devam etti. Aynı Kurulun Genel Başkanlığına seçildi ve uzun yıllar Konya futboluna hizmet etti. Spor yöneticiliği yaşamındaki kariyerini Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliği ve Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Genel Başkanlığına taşıdıO, iş yaşamında aktif, iyi bir baba, sivil toplumda son derece sorumlu, Konya’yı sadece sporda değil, birçok alanda temsil eden ve daha bir sürü buradan sayamadığımız özelliklere sahip olan bir adam… Onun yaşamında “ben yapamam” yok…
Evet, TASKK yönetimi, sadece doğru bir ismi seçmedi, bu doğru ismin sporcu olması, sporun tabanından gelmesi de, onun işaret edilmesinde önemli bir pay sahibi oldu… Başka bir deyişle, onun sporcu kimliği isminin de bir adım önüne geçti… İnsanlara verdiği güvenle farkını ortaya koydu… Gönlümüz olabileceğinin en iyisi olmasından, çabasının, cesaretinin bütün zorlukların üstesinden gelebilmesinden ve gerçekten o koltukta hakkını vererek oturabilmesinden yana…
Mehmet Baykan, hangi işi yaparsa yapsın, ne kadar meşgul olursa olsun, spora hizmet etmenin sorumluluğunu bir kenara koyamayacak yapıda… Ve daha da önemlisi, anlaşılamayan, tarif edilemeyen, tanımlanamayan bir güç, güven ve enerji, ona daha çok çalışma ve üretme keyfi veriyor…
Yürekli… Kararlı… Bilgili ve tutarlı…
Ve o bir Konyalı…
Var mı şu anda bu şehirde daha cesur yürekli biri, bildiğiniz?
Yok…
O zaman, Mehmet Baykan gibi değerlere sahip çıkılması gerekmekte… Siyasette sırtı yerden kalkmayan bu şehrin en azından sporda yüzü gülsün…
Çünkü, bu şehir iyi şeylere layık…
Çünkü, bu şehirde yaşayanlar da iyilere layık…
Bu şehirde yaşayan insanların doğup büyüdükleri yerle ilgili sorumlulukları ya da aidiyetlikleri vardır… Bu “sorumluluk” ve “aidiyet”lik de bir elin parmakları kadar az olan değerlere sahip çıkmakla değer kazanır.
Spor yöneticiliğine nasıl başladınız?
Yıl 1988 ülke genelinde yeni ilçeler oluşturulması gündemde ve benim memleketim, ilçem Taşkent kasaba iken ilçe yapıldı. İlçe yöneticilerimizin bir hareket sağlama adına bir spor kulübü kuruluşuyla ilgili çalışmaları sonuç verdi ve Taşkentspor kulübünde yönetici olarak spor yöneticiliğim başlamış oldu. O dönemde çok güzel yönetim kurulu oluşmuştu.Kulüp Başkanımız Şefik Dikici’nin ve sonrasında Başkanımız Ziya Nurullahoğlu’nun bize çok büyük katkıları oldu. Yine yöneticilik anlamında yöneticiliğimizin ilk yılında futbolun Konya’da spor yöneticiliği adına üst yöneticilik olan futbol tertip komitelerine aday oldum. Bu anlamda Konya futbolunun marka isimlerinden camiayı çok iyi bilen halen Taşkentspor başkanı olan Hüseyin Öner ağabeyimin çok büyük destek ve katkısı oldu. İlk yıl tertip komitesine üye olamadım.Yani seçimi kazanamadık. Bizim seçimle gelinen görev süreçlerinde ilklerde hep kayıp yaşamamız söz konusudur. Yani çift dikişlerle hedeflere yürüme noktasında bir gelişimiz oldu. Ertesi yıl futbol tertip komitesi seçimlerinde başarı sağladık. Rahmetli Metin Can Onat’ın futbol il temsilciliğinde, tertip komitesinde çalışmaya başladık. Böylece 22 yıllık yolculuk başlamış oldu.
Bulunduğunuz yere gelmeniz mutlaka kolay olmamıştır?
Hizmet anlamında yürürken, koşarken farkına varamıyorsanız, kendinizle ilgili muhasebe yaptığınız zaman, vicdan muhasebesi yaptığımız zaman ne zorluklarla ne mücadelelerle bir noktaya geldiğinizi görüyorsunuz. Kulüp yöneticisi ve futbol tertip komitesi üyesi olarak yola çıktığımız süreçte geriye dönüp baktığımızda bugünkü bulunduğumuz noktayı hayal etmemiz mümkün değildi. Zaten mutlak bir hayalin peşinde, yahut mutlak bir hedefin peşinde yola çıkan insanların çokta başarılı olduğunu zannetmiyorum. Ama benim düşüncem hakkını vere vere hizmet edelim sonucunda mutlaka bir yerlere gelinir oldu.Bir kural var, hizmet aşkı ile devam edeceksiniz, hizmet ediyor olacaksınız, iyi şeyler düşüneceksiniz ve iyi sonuçlar umut edeceksiniz, dolayısıyla sizi de iyilikler bulacak. Bu anlamda zorluklar yaşasak da mücadele versek de, gerek içinde bulunduğumuz kitlelerin verdiği destek, gerekse çevremizdeki insanların, dostlarımızın,bize inanan, bizimle birlikte mücadele eden, bizim de de inandığınız insanların desteği önemli. Doğru işler yaptığınız zaman aldığınız dualar da önemli. Elbette dua alacağım diye iş yapmazsınız, ama iyi şeyler yaptığınız zaman insanların faydasına, hani vardır ya ‘insanların en hayırlısı insana hizmet edendir’ mantalitesi, insanların iyiliğine, toplumun iyiliğine, ülkenin iyiliğine hizmetler yaptığınız zaman aldığınız dualar yaşadığınız zorlukların aşılmasında sıkıntıların avantaja dönüşmesi noktasında sizin için en büyük pozitif enerjidir. Biraz öncede söyledim, o günlerden bugünleri hayal etmek çok mümkün değildi. Bir gün TASKK Genel Başkanı olacağımızı hayal etmemiz mümkün değildi. Futbol yöneticiliği yapan her insanın hayalinde TFF yönetim kurulu üyeliği dile getiremediği temennidir. Yahut spor yöneticiliği yapan herkesin kafasında spor bakanlığı yapacağı, ama dile getiremediği bir hedefi vardır. Ama ülkede siyasi sürece baktığınız zaman görev yapan bakan sayılıdır. Bu işler nasip meselesidir. Kentimize dönersek, hedeflerinden kılpayı dönen insanlar olmuştur. Ülkenin geneline bakarsak hedeflerini yakalayamayan insanlar olmuştur.Sizin hayal etmeniz değil, sizin alnınıza yazılmış olması önemli, sizin sebebini işleminiz önemli. Şöyle bir mantalitemiz var; bir şeyi fazla istemeyeceksiniz, bir konuda fazla inat etmeyeceksiniz,fazla murat etmeyeceksiniz, murat ettiğiniz şeyler için de fazla niyaz etmeyeceksiniz. Hayırlısını isteyeceksiniz. Bunlara ‘Mehmet Baykan çok bilgiç konuşuyor’ diyenler çıkabilir, ama yaşadığımız deneyimleri paylaşma adına görevimizi yerine getirmezsek, görüntü ile etrafımızı aldatmak gibi bir yanlışa bulaşmış oluruz. Bu inat,murat,niyaz üçgeninde çok dikkatli olmamız gerekir
Futbol İl Temsilciliği, ASKF, TFF derken TASKK Genel Başkanlığı da uğraşınızın bir parçası oldu.
Tertip Komitesi üyeliği 1993 yılında, ilk özerkleşme döneminde futbol il temsilciliğine talip olarak seçim kaybetmemiz arkasından 1994 yılında rahmetli Genel Başkanım Faik Özköksal’ın davetiyle Konya ASKF Genel başkan yardımcısı olarak göreve başladım. 1995 yılında tek aday olarak futbol il temsilciğine aday oldum ve kazandım. Faik Özköksal’ın vefatı 1998 yılında ASKF Genel Başkanı olarak seçilmemiz, 1996’dan 2004’e kadar TFF Amatör İşler Kurulu Üyesi olmamız, 2000 yılında başlayan Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonundaki görevimiz ve Genel Başkan yardımcılığımız ve 2004 yılında Levent Bıçakçı başkanlığında TFF yönetim kurulu üyeliği süreci başladı. 2006’da seçim kaybettik. 2008’de rahmetli Hasan Doğan’ın Levent Bıçakçı yönetiminden kendi başkanlığındaki yönetime aldığı 4 kişiden biri olmanın onurunu yaşadık ve 26 aralık 2009 yılında da TASKK Genel Başkanlığı görevine gelmiş olduk. Bu süreçte 2004 Levent Bıçakçı yönetimine girişimiz, TASKK Genel başkanı oluşumuz, itiraf etmeliyim ki, benim yaşadığım sürprizler oldu. Çünkü biz 2004 yılı Temmuz 22’sinde Ankara’ya Orhan Saka’yı TFFdeki görevine devam etmek için ikna toplantısına gittik. 24 Temmuz akşamı 25 Temmuz sabahı Konya TFF yönetim kurulu üyesi olarak döndük. Gidişimiz ve dönüşümüz. Tabi bu arada Konyaspor yönetim kurulunda görev almamız, 2002 şampiyonluğu sırasında önemli bir süreç bizim için ve yöneticilik adına. Onu da unutmadan söyleyeyim. Yine TASKK Genel başkanlığı görevine gelişimiz, hiç hesapta olmayan Orhan Saka’nın istifa etmesi sonucu bir hafta da gelişen hadise. Bu iki konu yöneticilik anlamında benim adıma büyük sürprizler oldu. O konuyla ilgili beklentimiz ve hazırlığımız olmadan, ama geldiğimiz noktada hani tecrübe kazanma adına adım adım siz istemeseniz de bir yerlere doğru gidersiniz ya, biz bu bunu yaşadık süreç içinde. TASKK yönetiminin içinde en az 10 tane insan başkanlık görevini yapabilirdi, ama bizi uygun gördüler. Kentimiz adına bu önemli görevi de üstlenmiş olduk.
Geldiğiniz noktada Konya’nın desteğini aldınız mı?
Konya’nın bize çok büyük desteği oldu. Biz Konya’nın, bu kentin ürünüyüz. Konya olmazsa Konya’da Taşkentspor adı altında bir spor kulübü kurulup biz orada görev yapmasak, Konya futbol il temsilcisi olmasak, ASKF başkanı olmasak, spor yöneticisi, genel başkanlıklar yönetim kurulu üyelikleri sıfatları taşıyan Mehmet Baykan olur muydu? Tabi kentimizde klasik terimler var, Konya’da ‘yükselenin ayağından çekilir’ diye. Yok efendim siz işinizi iyi yapın, siz birlikte çalıştığınız kitlelerin emeğinin karşılığını verin, hizmet olarak, hakkını verin yürüyün gidin. Konya’da yöneticilik anlamında mücadele zor. Kent olarak gerek sosyal, gerekse toplumsal anlamında özelliklerimizden kaynaklanan sebepler bu noktada zorluklar çıkartabiliyor. Ama siz bu kentte her hangi bir alanda ticaret, spor, siyaset yöneticiliğine niyetlenmişseniz bir takım koşturmalar içindeyseniz bu kentin gerçeklerini bileceksiniz, şikayetçi olmayacaksınız, ona göre hareket edeceksiniz, ona göre yürüyeceksiniz. Bu anlamda bize ve bizim gayretimize hizmetimize inanan dostlarımızın çok büyük desteğini gördük. Valilerimizin, Belediye Başkanlarımızın, siyasetçilerimizin gerçekten desteğini çok gördük. ASKF başkanı olduktan sonra yerel yönetimlerden çok büyük destek aldık. Biz yönlendirici olduk, verenle alan arasında köprü olmaya çalıştık, bu katkılar olmasaydı, bu destekler olmasaydı bizim Konya’da yaptığımız çalışmaların Konya’da spor yöneticiliği adına ortaya koyduğumuz yukarıya doğru devam eden sürecin olması mümkün müydü? Seçimlere giriyorsunuz seçimlerde sizin karşısında kaybedenler olabilir.Ya da oluyor birileri kırılıyor ne bileyim talebini yerine getirmediğiniz insanlar kırılabiliyor. Ama bize köstek oldular diyebileceğim anlamda ciddi manada bir sıkıntı yaşamadık. Bu anlamda tekrar ediyorum biz Konya’nın ürünüyüz ve hep destek gördük. Ufak tefek kırgınlıklar olmuşsa da sürecin gereğidir. Dikensiz gül bahçesinde değiliz.
Konya ve Türk sporuna, özellikle de Konya sporuna ne gibi hizmetleriniz oldu?
Bakın biz Konya’da üst düzey spor yöneticisi olarak görev almaya başladığımızda;
mesela futbol il temsilcisi olduğumuzda şampiyon takımlara kupa verilmek gibi bir adet yoktu. Şampiyon oluyorsunuz ama kupa kaldıramıyorsunuz. Ne bileyim amatör kulüplerin yerel yönetimlerden malzeme desteği alması gibi bir adet yoktu. Bunun üstüne otobüs, kumanya desteği verdik. Yani bunlar hizmet anlamında belki küçük, ama alt alta koyduğunuz zaman büyük gelişmelerdir. Konya ASKF, Türkiye’de ASKF’lerin sadece futbolla anılır olmasından çıkıp sporun her branşı ile anılıyor olmasına da yol açmıştır. Nitekim bu anlamda hem Tekvando hem İzcilik federasyonlarında görevlerde bulundum. Şimdi son 3 ödül törenimize spor bakanları geldi. Üst düzeyde katılımsız program geçmedi. Futbol dışı branşlar da hatırlanır anılır oldu. Konya’da sporla ilgilenen herkes biliyor bunları.
Spor yöneticiliği size ne getirdi sizden ne götürdü?
Spor yöneticiliği bize çok şey getirdi. Spor yöneticiliği zaten sosyalleşme adına çok geniş kitleler, her görüşten her kademeden insanlarla muhatap olma tanışıp kaynaşma adına çok önemli. Bizim de bu sürece kişisel özelliklerimiz vesilesiyle sağladığımız katkılar bize çok şey kazandırdı. Bugün Türkiye’nin dört bir tarafında çalacak bir kapımız, içecek bir çayımız varsa bu spor yöneticiliği sayesinde oldu. Dostluklarımız geniş kitlelere ulaştı. Bu kurduğumuz dostluklarla çok şükür ki, kendi adıma bu süreçte gönüllü hizmet ettim. Bizim hizmetimiz hep gönüllü oldu. Bizim bu işlerden maddi bir gelirimiz falan olmadı. Şükrediyoruz. Hizmeti gönüllü yaptık. Gönülsüz tarlaya atılan tohumlar tarla farelerine yem olur. Bizim hizmetimiz hep gönüllü oldu. Bu alanda da gerek ailemizin gerek birlikte ticaret yaptığımız dostlarımızın verdiği destek bize yetti. Tabiri caizse namerde muhtaç olmadan yaşantımızı devam ettirecek kadar da kendi özel işlerimiz vasıtasıyla bir gelire sahip olduk. Bizden spor yöneticiliğinin ne götürdüğü anlamında çok nankörlük yapmak istemem ama özel yaşantımız kalmadı dersek yeridir. Ailemden, çocuklarımdan, eşimden, işimden helallik istemek durumundayım. Gerçekten özel yaşantım yok. Bu süreç özel yaşantımızda zaman zaman sıkıntılara yol açıyor ama fedakarlıklarla bu sıkıntıları da aşıyoruz. Ama ne getirdi ne götürdü dediğimiz zaman inanın getirdikleri çok çok fazla, bize kazandırdıkları da çok çok fazla. İyi ki spor yöneticisi olmuşum. Spor yöneticiliği sayesinde çok geniş kitlelerle toplumun değişik katmanları ile entegre olduk. At gözüyle bakmadık etrafa. Getirdiklerinin yanında götürdüklerinin lafı bile olmaz.
Spor yöneticiliğinde hedefinize ulaştınız mı, yeni hedefleriniz var mı?
Elbette kafanızın bir köşesinde hedefler olacaktır.Ama şunu olalım, buraya gelelim diyerek yöneticilik yapmadım yapmıyorum da. İhlasla hizmet etme adına olmayan şeyleri yapma, ortaya yenilikler çıkarma adına, fayda sağlama adına yola çıktık gidiyoruz, alnımıza ne yazılmışsa, kaderimizde ne varsa o. Tabi çok kaderci bir anlayış içinde değilim. Çalışmazsanız oturduğunuz yerden bir şey kazanamazsınız. Gayret etme, çalışma adına ortaya koyacağınız çaba karşılığını bulur. Bulmak durumundadır. Bir hedef koyma adına siyasi anlamda da hareketlenmelerimiz oldu. Bu kent bize bu imkanı da verdi, ama her seferinde senin işin spor dedi. Bu mesajları da almak durumundayız. Bu anlamda önümüzde bir hedef koyduk dememiz doğru olmaz, biz çalışmaya devam edeceğiz. Hayatın ne getireceği konusunda bildiğimiz bir şey yok. Ama gayretle çalışacağız. Biz sebebini işleyeceğiz sonucu Allah verecek.
ASKF’de göreve başladığınız 1994 yılından bugüne neler değişti? Ne gibi yeniliklere imza atıldı?
Çok şey değişti. En azından tribün altlarından 5 yıldızlı otellere geçiş yaptık. Şu anda TÜFAD’ın çalışma binası olarak kullanılan mekan ASKF’nin yeriydi. Tek odalı bir yerdi. Bugünkü ortama bakın. Bu çalıştığımız ortam Konya’da ASKF’nin Konyaspor altyapısıyla birlikte kullandığı bu bina Türkiye’de bulunan 5 binadan birisidir. Böyle bir binaya ilk kavuşan da Konya ASKF’dir. Tabi kulüplerin hakem sıkıntısı yaşadığı zaman uğradıkları yer olmaktan çıktı.Çok iyi hatırlıyorum 1998’de devraldığımız ASKF o günün parasıyla 29 milyon lira borçluydu. Nereden nereye geldik. Konya ASKF, geçtiğimiz yıllarda 400-500 milyara yaklaşan bütçeleri gördü. Hiç adı okunmazken 5 yıldızlı otellerde genel kurul yapıldı. Ödül törenleri, Akşehir-Konya koşusu. Türkiye Cumhuriyet’ine damgasını vuran olayların yaşatılmaya çalışıldığı bayrak koşusunu gerçekleştirdik. Bizim için son derece önemli bir aktiviteydi. Konya’dan spor tarihini ortaya çıkartan resim sergileri açtık. Sadece amatör futbol müsabakalarını oynatmadı ASKF. Bu şehrin kültürüne ve eğitimine hizmet etti, okullara zaman zaman spor malzemesi desteği verdi. Beden öğretmenlerini siz bizim ailemizdensiniz, sizin ASKF gibi kurumunuz var deme noktasında cesaretlendirdi. Bir çok ilde ASKF, İl Müdürleri ile sıkıntı yaşarken, Konya’da 1998’den bu yana efsane Müdür Necati Yeğenoğlu, daha sonra görev yapan Fazlı Bayram Hadi ve şimdi Muhuttin Yıldız ile el ele kol kola bu şehre hizmet ettik, ediyoruz. Biz onları aile reisi belledik. Tabi bütün bu süreç içerisinde TASKK Genel Başkanı sıfatıyla tüm ASKF’lerin başkanı olmakta Konya ASKF’nin 1994’den 2010’a hangi noktaya geldiğini bir cümleyle anlatan en büyük özettir.
Konyaspor sizin için ne anlam ifade ediyor?
TFF yönetim kurulu üyeliği görevim, Konyaspor’un lig serüveni ile alakalı çok şeyler söylemeye müsait değil.26 Aralık 2009’da TASKK Genel Başkanı seçilmemden sonra hafta sonlarım genelde Konya dışında geçtiği için Konyaspor maçlarına da pek gidemiyorum. Konyaspor’un geçen yılki küme düşüşü bir sürecin sonucu ve sürecin yaşanmasıydı. Genel bir değerlendirme yaparsam Anadolu takımlarının süper ligde 5 yıldan fazla kalabildiğini görebilmek imkanı pek yoktur. Adana, Diyarbakır, Erzurum ,Samsun,Malatya ve İzmir. Kayserispor’u hatırlayın. Erciyes ile adeta isim takası yapıp ligde kaldı. Bursaspor gibi önemli bir takım bile küme düştü, sonra çıktı. Gençlerbirliği gibi Gaziantep gibi Ankaragücü gibi örnekler yönetimsel anlamda daha sağlam temellere oturdukları için kalıcı olmuşlardır. Ama bunun dışında hep iniş çıkış yaşamış Anadolu takımları. Çünkü Anadolu’da bu ürün çok kıymetli, bu ürünün kıymetini zamanla bilemez hale geliyor kentler. Süper ligdeki takımın yöneticiliğini gönüllü bırakan bile bazen işlerin iyi gitmesinden mutlu olmuyor gibi geliyor bana. O süreç yaşandı o sürecin yaşanmaması adına ne gerekiyorsa yapılsa da o süreç yaşandı. Bu yıl play-off maçları neticesinde Konyaspor’un süper lige yükseleceğine inanıyorum. Bunu yönetim kurulundan önemli sayıda ismin istifa ettiği zaman da söyledim. Konyaspor’un lige yükselme süreci artık ilk 6’tan olabilir diye düşüncemi ifade etmiştim. Bunların sizlerde şahidisiniz, çünkü bir takım travmalar insanları nasıl etkilerse sportif anlamda da etkileri mutlaka olur ve yaşanır. Tabi bu yapı içerisinde başarı sağlama adına çeşitli yol kazalarının olabilmesi muhtemeldir. Çeşitli sıkıntıların yaşanması muhtemeldir. Önemli olan bunların çok hızlı atlatılıp, çok hızlı hareket ederek,kabiliyetli kriz yönetimleriyle atlatılabilmesidir. Ama TFF yönetim kurulu üyesi olarak Mehmet Baykan’ın bu kentte sadece TFF yönetim kurulu üyesi olarak değerlendirilmesini doğrusu sizlerin takdirine bırakıyorum. Spora her alanda hizmet eden TASKK Genel Başkanı olarak sadece futbola değil, her alanda hizmet üretmeye çalışan birisi olarak bizim spor adamı kimliğimizin iyi okunması gerekliliğini ifade etmek istiyorum. Bu sezon çok kaliteli maçların oynanmadığını, çetin mücadelelerin yaşanmadığını şans faktörünün biraz önemli olduğunu, ama yöneticilik anlamında da daha az hata yapan kulüplerin başarılı olduğunu, olabildiğini görmekte çok zor bir konu değil.
Vefa size neyi hatırlatıyor
Öncelikle şunun altını çizmek isterim. Özellikle şehrimize ve şehrimizde yaşayan insanlarımıza, dostlarımıza asla vefasızlık yapmadık, yapamayız da. Çünkü, biz bugünlere onların sevgisi, desteği ile geldik.İnsanları sevenler olduğu gibi sevmeyenler de olacak. Bundan tabi bir şey olamaz. Ama, bel altı vurmaya çalışanlar olmadı mı? Mutlaka oldu. Bundan sonra da olacaktır. Bir kere şunu ifade etmek isterim ki, bizim ismimizi bir takım tartışmaların içine çekmeye çalışmak TMOK Fair Play Şeref diploması sahibi biri olarak bizim alet olmayacağımız bir oyundur. Bir takım sıkıntıların faturalarını bizim üstümüzden kapatmaya çalışmak yine rahmetli Hasan Doğan’ın Türkiye’nin dahası Dünya’nın takdirini kazanmış bir ismin başkan vekilliği yaptığı Levent Bıçakçı yönetiminden sonra kendi başkanı olduğu yönetime taşıdığı 4 isimden birisi olmak, vefa adına bizim bu kentin bu Konya’nın bir ürünü, bir evladı olduğumuz, şehrimizin sağduyu sahibi aklıselim insanlarının tartıştırmayacağı bir isim olduğumuz gerçeğini de hiçbir şekilde kapatamaz. Hangi organizasyonların geçmişte yapılmaya çalışıldığını ve hangi noktalardan dönüldüğünü de çok iyi biliyorum. Özellikle acı soğan kuru yavan bir şeyler paylaştığımız dost bellediğimiz insanlara vefayı hatırlatmak istiyorum. Bu şehirde mücadelenin bazı alanlarda sert olabildiğini, sıkıntı yaratabildiğini söyledim. Ama bize katkısı olan bizim de hasbel kader acizane katkımız olmuş dostlarımızdan vefa beklemenin hakkımız olduğunu bir kez daha söylemek isterim. Bu noktalara zor mu geldiniz diye sorarsanız. Geldiğimiz noktada yaşadığımız zorlukları bizi destekleyen, bizi seven, bizimle birlikte koşan dostlarımızın gayretleri ve destekleri ile aştık. Birlikte yürüdüğümüz arkadaşlarımız var. Birlikte birşeyleri paylaştığımız,kendimizi emanet ettiğimiz,başarıları ve başarısızlıkları birlikte paylaştığımız birçok dostumuz var. Bakın yöneticilik anlamında hayat felsefesi yaptığımız en önemli konulardan bir tanesi de başarıyı da paylaşmak başarısızlığı da paylaşmaktır. Başarı zor ulaşılacak bir şeydir de, başarısızlık da insanlar zaman zaman kendilerine ortaklar ararlar. Eğer siz başarıyı da paylaşmasını bilmişseniz merak etmeyin başarısızlıkta sizin yanınızda olan sizin sıkıntınızı üzüntünüzü, geldiğiniz noktayı paylaşan insanları bir dakikada yanınızda bulursunuz, ama karşılığını vermek zorundasınız. Bunun hesabını iyi yapmak zorundasınız.
Evet, TASKK yönetimi, sadece doğru bir ismi seçmedi, bu doğru ismin sporcu olması, sporun tabanından gelmesi de, onun işaret edilmesinde önemli bir pay sahibi oldu… Başka bir deyişle, onun sporcu kimliği isminin de bir adım önüne geçti… İnsanlara verdiği güvenle farkını ortaya koydu… Gönlümüz olabileceğinin en iyisi olmasından, çabasının, cesaretinin bütün zorlukların üstesinden gelebilmesinden ve gerçekten o koltukta hakkını vererek oturabilmesinden yana…
Mehmet Baykan, hangi işi yaparsa yapsın, ne kadar meşgul olursa olsun, spora hizmet etmenin sorumluluğunu bir kenara koyamayacak yapıda… Ve daha da önemlisi, anlaşılamayan, tarif edilemeyen, tanımlanamayan bir güç, güven ve enerji, ona daha çok çalışma ve üretme keyfi veriyor…
Yürekli… Kararlı… Bilgili ve tutarlı…
Ve o bir Konyalı…
Var mı şu anda bu şehirde daha cesur yürekli biri, bildiğiniz?
Yok…
O zaman, Mehmet Baykan gibi değerlere sahip çıkılması gerekmekte… Siyasette sırtı yerden kalkmayan bu şehrin en azından sporda yüzü gülsün…
Çünkü, bu şehir iyi şeylere layık…
Çünkü, bu şehirde yaşayanlar da iyilere layık…
Bu şehirde yaşayan insanların doğup büyüdükleri yerle ilgili sorumlulukları ya da aidiyetlikleri vardır… Bu “sorumluluk” ve “aidiyet”lik de bir elin parmakları kadar az olan değerlere sahip çıkmakla değer kazanır.
Spor yöneticiliğine nasıl başladınız?
Yıl 1988 ülke genelinde yeni ilçeler oluşturulması gündemde ve benim memleketim, ilçem Taşkent kasaba iken ilçe yapıldı. İlçe yöneticilerimizin bir hareket sağlama adına bir spor kulübü kuruluşuyla ilgili çalışmaları sonuç verdi ve Taşkentspor kulübünde yönetici olarak spor yöneticiliğim başlamış oldu. O dönemde çok güzel yönetim kurulu oluşmuştu.Kulüp Başkanımız Şefik Dikici’nin ve sonrasında Başkanımız Ziya Nurullahoğlu’nun bize çok büyük katkıları oldu. Yine yöneticilik anlamında yöneticiliğimizin ilk yılında futbolun Konya’da spor yöneticiliği adına üst yöneticilik olan futbol tertip komitelerine aday oldum. Bu anlamda Konya futbolunun marka isimlerinden camiayı çok iyi bilen halen Taşkentspor başkanı olan Hüseyin Öner ağabeyimin çok büyük destek ve katkısı oldu. İlk yıl tertip komitesine üye olamadım.Yani seçimi kazanamadık. Bizim seçimle gelinen görev süreçlerinde ilklerde hep kayıp yaşamamız söz konusudur. Yani çift dikişlerle hedeflere yürüme noktasında bir gelişimiz oldu. Ertesi yıl futbol tertip komitesi seçimlerinde başarı sağladık. Rahmetli Metin Can Onat’ın futbol il temsilciliğinde, tertip komitesinde çalışmaya başladık. Böylece 22 yıllık yolculuk başlamış oldu.
Bulunduğunuz yere gelmeniz mutlaka kolay olmamıştır?
Hizmet anlamında yürürken, koşarken farkına varamıyorsanız, kendinizle ilgili muhasebe yaptığınız zaman, vicdan muhasebesi yaptığımız zaman ne zorluklarla ne mücadelelerle bir noktaya geldiğinizi görüyorsunuz. Kulüp yöneticisi ve futbol tertip komitesi üyesi olarak yola çıktığımız süreçte geriye dönüp baktığımızda bugünkü bulunduğumuz noktayı hayal etmemiz mümkün değildi. Zaten mutlak bir hayalin peşinde, yahut mutlak bir hedefin peşinde yola çıkan insanların çokta başarılı olduğunu zannetmiyorum. Ama benim düşüncem hakkını vere vere hizmet edelim sonucunda mutlaka bir yerlere gelinir oldu.Bir kural var, hizmet aşkı ile devam edeceksiniz, hizmet ediyor olacaksınız, iyi şeyler düşüneceksiniz ve iyi sonuçlar umut edeceksiniz, dolayısıyla sizi de iyilikler bulacak. Bu anlamda zorluklar yaşasak da mücadele versek de, gerek içinde bulunduğumuz kitlelerin verdiği destek, gerekse çevremizdeki insanların, dostlarımızın,bize inanan, bizimle birlikte mücadele eden, bizim de de inandığınız insanların desteği önemli. Doğru işler yaptığınız zaman aldığınız dualar da önemli. Elbette dua alacağım diye iş yapmazsınız, ama iyi şeyler yaptığınız zaman insanların faydasına, hani vardır ya ‘insanların en hayırlısı insana hizmet edendir’ mantalitesi, insanların iyiliğine, toplumun iyiliğine, ülkenin iyiliğine hizmetler yaptığınız zaman aldığınız dualar yaşadığınız zorlukların aşılmasında sıkıntıların avantaja dönüşmesi noktasında sizin için en büyük pozitif enerjidir. Biraz öncede söyledim, o günlerden bugünleri hayal etmek çok mümkün değildi. Bir gün TASKK Genel Başkanı olacağımızı hayal etmemiz mümkün değildi. Futbol yöneticiliği yapan her insanın hayalinde TFF yönetim kurulu üyeliği dile getiremediği temennidir. Yahut spor yöneticiliği yapan herkesin kafasında spor bakanlığı yapacağı, ama dile getiremediği bir hedefi vardır. Ama ülkede siyasi sürece baktığınız zaman görev yapan bakan sayılıdır. Bu işler nasip meselesidir. Kentimize dönersek, hedeflerinden kılpayı dönen insanlar olmuştur. Ülkenin geneline bakarsak hedeflerini yakalayamayan insanlar olmuştur.Sizin hayal etmeniz değil, sizin alnınıza yazılmış olması önemli, sizin sebebini işleminiz önemli. Şöyle bir mantalitemiz var; bir şeyi fazla istemeyeceksiniz, bir konuda fazla inat etmeyeceksiniz,fazla murat etmeyeceksiniz, murat ettiğiniz şeyler için de fazla niyaz etmeyeceksiniz. Hayırlısını isteyeceksiniz. Bunlara ‘Mehmet Baykan çok bilgiç konuşuyor’ diyenler çıkabilir, ama yaşadığımız deneyimleri paylaşma adına görevimizi yerine getirmezsek, görüntü ile etrafımızı aldatmak gibi bir yanlışa bulaşmış oluruz. Bu inat,murat,niyaz üçgeninde çok dikkatli olmamız gerekir
Futbol İl Temsilciliği, ASKF, TFF derken TASKK Genel Başkanlığı da uğraşınızın bir parçası oldu.
Tertip Komitesi üyeliği 1993 yılında, ilk özerkleşme döneminde futbol il temsilciliğine talip olarak seçim kaybetmemiz arkasından 1994 yılında rahmetli Genel Başkanım Faik Özköksal’ın davetiyle Konya ASKF Genel başkan yardımcısı olarak göreve başladım. 1995 yılında tek aday olarak futbol il temsilciğine aday oldum ve kazandım. Faik Özköksal’ın vefatı 1998 yılında ASKF Genel Başkanı olarak seçilmemiz, 1996’dan 2004’e kadar TFF Amatör İşler Kurulu Üyesi olmamız, 2000 yılında başlayan Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonundaki görevimiz ve Genel Başkan yardımcılığımız ve 2004 yılında Levent Bıçakçı başkanlığında TFF yönetim kurulu üyeliği süreci başladı. 2006’da seçim kaybettik. 2008’de rahmetli Hasan Doğan’ın Levent Bıçakçı yönetiminden kendi başkanlığındaki yönetime aldığı 4 kişiden biri olmanın onurunu yaşadık ve 26 aralık 2009 yılında da TASKK Genel Başkanlığı görevine gelmiş olduk. Bu süreçte 2004 Levent Bıçakçı yönetimine girişimiz, TASKK Genel başkanı oluşumuz, itiraf etmeliyim ki, benim yaşadığım sürprizler oldu. Çünkü biz 2004 yılı Temmuz 22’sinde Ankara’ya Orhan Saka’yı TFFdeki görevine devam etmek için ikna toplantısına gittik. 24 Temmuz akşamı 25 Temmuz sabahı Konya TFF yönetim kurulu üyesi olarak döndük. Gidişimiz ve dönüşümüz. Tabi bu arada Konyaspor yönetim kurulunda görev almamız, 2002 şampiyonluğu sırasında önemli bir süreç bizim için ve yöneticilik adına. Onu da unutmadan söyleyeyim. Yine TASKK Genel başkanlığı görevine gelişimiz, hiç hesapta olmayan Orhan Saka’nın istifa etmesi sonucu bir hafta da gelişen hadise. Bu iki konu yöneticilik anlamında benim adıma büyük sürprizler oldu. O konuyla ilgili beklentimiz ve hazırlığımız olmadan, ama geldiğimiz noktada hani tecrübe kazanma adına adım adım siz istemeseniz de bir yerlere doğru gidersiniz ya, biz bu bunu yaşadık süreç içinde. TASKK yönetiminin içinde en az 10 tane insan başkanlık görevini yapabilirdi, ama bizi uygun gördüler. Kentimiz adına bu önemli görevi de üstlenmiş olduk.
Geldiğiniz noktada Konya’nın desteğini aldınız mı?
Konya’nın bize çok büyük desteği oldu. Biz Konya’nın, bu kentin ürünüyüz. Konya olmazsa Konya’da Taşkentspor adı altında bir spor kulübü kurulup biz orada görev yapmasak, Konya futbol il temsilcisi olmasak, ASKF başkanı olmasak, spor yöneticisi, genel başkanlıklar yönetim kurulu üyelikleri sıfatları taşıyan Mehmet Baykan olur muydu? Tabi kentimizde klasik terimler var, Konya’da ‘yükselenin ayağından çekilir’ diye. Yok efendim siz işinizi iyi yapın, siz birlikte çalıştığınız kitlelerin emeğinin karşılığını verin, hizmet olarak, hakkını verin yürüyün gidin. Konya’da yöneticilik anlamında mücadele zor. Kent olarak gerek sosyal, gerekse toplumsal anlamında özelliklerimizden kaynaklanan sebepler bu noktada zorluklar çıkartabiliyor. Ama siz bu kentte her hangi bir alanda ticaret, spor, siyaset yöneticiliğine niyetlenmişseniz bir takım koşturmalar içindeyseniz bu kentin gerçeklerini bileceksiniz, şikayetçi olmayacaksınız, ona göre hareket edeceksiniz, ona göre yürüyeceksiniz. Bu anlamda bize ve bizim gayretimize hizmetimize inanan dostlarımızın çok büyük desteğini gördük. Valilerimizin, Belediye Başkanlarımızın, siyasetçilerimizin gerçekten desteğini çok gördük. ASKF başkanı olduktan sonra yerel yönetimlerden çok büyük destek aldık. Biz yönlendirici olduk, verenle alan arasında köprü olmaya çalıştık, bu katkılar olmasaydı, bu destekler olmasaydı bizim Konya’da yaptığımız çalışmaların Konya’da spor yöneticiliği adına ortaya koyduğumuz yukarıya doğru devam eden sürecin olması mümkün müydü? Seçimlere giriyorsunuz seçimlerde sizin karşısında kaybedenler olabilir.Ya da oluyor birileri kırılıyor ne bileyim talebini yerine getirmediğiniz insanlar kırılabiliyor. Ama bize köstek oldular diyebileceğim anlamda ciddi manada bir sıkıntı yaşamadık. Bu anlamda tekrar ediyorum biz Konya’nın ürünüyüz ve hep destek gördük. Ufak tefek kırgınlıklar olmuşsa da sürecin gereğidir. Dikensiz gül bahçesinde değiliz.
Konya ve Türk sporuna, özellikle de Konya sporuna ne gibi hizmetleriniz oldu?
Bakın biz Konya’da üst düzey spor yöneticisi olarak görev almaya başladığımızda;
mesela futbol il temsilcisi olduğumuzda şampiyon takımlara kupa verilmek gibi bir adet yoktu. Şampiyon oluyorsunuz ama kupa kaldıramıyorsunuz. Ne bileyim amatör kulüplerin yerel yönetimlerden malzeme desteği alması gibi bir adet yoktu. Bunun üstüne otobüs, kumanya desteği verdik. Yani bunlar hizmet anlamında belki küçük, ama alt alta koyduğunuz zaman büyük gelişmelerdir. Konya ASKF, Türkiye’de ASKF’lerin sadece futbolla anılır olmasından çıkıp sporun her branşı ile anılıyor olmasına da yol açmıştır. Nitekim bu anlamda hem Tekvando hem İzcilik federasyonlarında görevlerde bulundum. Şimdi son 3 ödül törenimize spor bakanları geldi. Üst düzeyde katılımsız program geçmedi. Futbol dışı branşlar da hatırlanır anılır oldu. Konya’da sporla ilgilenen herkes biliyor bunları.
Spor yöneticiliği size ne getirdi sizden ne götürdü?
Spor yöneticiliği bize çok şey getirdi. Spor yöneticiliği zaten sosyalleşme adına çok geniş kitleler, her görüşten her kademeden insanlarla muhatap olma tanışıp kaynaşma adına çok önemli. Bizim de bu sürece kişisel özelliklerimiz vesilesiyle sağladığımız katkılar bize çok şey kazandırdı. Bugün Türkiye’nin dört bir tarafında çalacak bir kapımız, içecek bir çayımız varsa bu spor yöneticiliği sayesinde oldu. Dostluklarımız geniş kitlelere ulaştı. Bu kurduğumuz dostluklarla çok şükür ki, kendi adıma bu süreçte gönüllü hizmet ettim. Bizim hizmetimiz hep gönüllü oldu. Bizim bu işlerden maddi bir gelirimiz falan olmadı. Şükrediyoruz. Hizmeti gönüllü yaptık. Gönülsüz tarlaya atılan tohumlar tarla farelerine yem olur. Bizim hizmetimiz hep gönüllü oldu. Bu alanda da gerek ailemizin gerek birlikte ticaret yaptığımız dostlarımızın verdiği destek bize yetti. Tabiri caizse namerde muhtaç olmadan yaşantımızı devam ettirecek kadar da kendi özel işlerimiz vasıtasıyla bir gelire sahip olduk. Bizden spor yöneticiliğinin ne götürdüğü anlamında çok nankörlük yapmak istemem ama özel yaşantımız kalmadı dersek yeridir. Ailemden, çocuklarımdan, eşimden, işimden helallik istemek durumundayım. Gerçekten özel yaşantım yok. Bu süreç özel yaşantımızda zaman zaman sıkıntılara yol açıyor ama fedakarlıklarla bu sıkıntıları da aşıyoruz. Ama ne getirdi ne götürdü dediğimiz zaman inanın getirdikleri çok çok fazla, bize kazandırdıkları da çok çok fazla. İyi ki spor yöneticisi olmuşum. Spor yöneticiliği sayesinde çok geniş kitlelerle toplumun değişik katmanları ile entegre olduk. At gözüyle bakmadık etrafa. Getirdiklerinin yanında götürdüklerinin lafı bile olmaz.
Spor yöneticiliğinde hedefinize ulaştınız mı, yeni hedefleriniz var mı?
Elbette kafanızın bir köşesinde hedefler olacaktır.Ama şunu olalım, buraya gelelim diyerek yöneticilik yapmadım yapmıyorum da. İhlasla hizmet etme adına olmayan şeyleri yapma, ortaya yenilikler çıkarma adına, fayda sağlama adına yola çıktık gidiyoruz, alnımıza ne yazılmışsa, kaderimizde ne varsa o. Tabi çok kaderci bir anlayış içinde değilim. Çalışmazsanız oturduğunuz yerden bir şey kazanamazsınız. Gayret etme, çalışma adına ortaya koyacağınız çaba karşılığını bulur. Bulmak durumundadır. Bir hedef koyma adına siyasi anlamda da hareketlenmelerimiz oldu. Bu kent bize bu imkanı da verdi, ama her seferinde senin işin spor dedi. Bu mesajları da almak durumundayız. Bu anlamda önümüzde bir hedef koyduk dememiz doğru olmaz, biz çalışmaya devam edeceğiz. Hayatın ne getireceği konusunda bildiğimiz bir şey yok. Ama gayretle çalışacağız. Biz sebebini işleyeceğiz sonucu Allah verecek.
ASKF’de göreve başladığınız 1994 yılından bugüne neler değişti? Ne gibi yeniliklere imza atıldı?
Çok şey değişti. En azından tribün altlarından 5 yıldızlı otellere geçiş yaptık. Şu anda TÜFAD’ın çalışma binası olarak kullanılan mekan ASKF’nin yeriydi. Tek odalı bir yerdi. Bugünkü ortama bakın. Bu çalıştığımız ortam Konya’da ASKF’nin Konyaspor altyapısıyla birlikte kullandığı bu bina Türkiye’de bulunan 5 binadan birisidir. Böyle bir binaya ilk kavuşan da Konya ASKF’dir. Tabi kulüplerin hakem sıkıntısı yaşadığı zaman uğradıkları yer olmaktan çıktı.Çok iyi hatırlıyorum 1998’de devraldığımız ASKF o günün parasıyla 29 milyon lira borçluydu. Nereden nereye geldik. Konya ASKF, geçtiğimiz yıllarda 400-500 milyara yaklaşan bütçeleri gördü. Hiç adı okunmazken 5 yıldızlı otellerde genel kurul yapıldı. Ödül törenleri, Akşehir-Konya koşusu. Türkiye Cumhuriyet’ine damgasını vuran olayların yaşatılmaya çalışıldığı bayrak koşusunu gerçekleştirdik. Bizim için son derece önemli bir aktiviteydi. Konya’dan spor tarihini ortaya çıkartan resim sergileri açtık. Sadece amatör futbol müsabakalarını oynatmadı ASKF. Bu şehrin kültürüne ve eğitimine hizmet etti, okullara zaman zaman spor malzemesi desteği verdi. Beden öğretmenlerini siz bizim ailemizdensiniz, sizin ASKF gibi kurumunuz var deme noktasında cesaretlendirdi. Bir çok ilde ASKF, İl Müdürleri ile sıkıntı yaşarken, Konya’da 1998’den bu yana efsane Müdür Necati Yeğenoğlu, daha sonra görev yapan Fazlı Bayram Hadi ve şimdi Muhuttin Yıldız ile el ele kol kola bu şehre hizmet ettik, ediyoruz. Biz onları aile reisi belledik. Tabi bütün bu süreç içerisinde TASKK Genel Başkanı sıfatıyla tüm ASKF’lerin başkanı olmakta Konya ASKF’nin 1994’den 2010’a hangi noktaya geldiğini bir cümleyle anlatan en büyük özettir.
Konyaspor sizin için ne anlam ifade ediyor?
TFF yönetim kurulu üyeliği görevim, Konyaspor’un lig serüveni ile alakalı çok şeyler söylemeye müsait değil.26 Aralık 2009’da TASKK Genel Başkanı seçilmemden sonra hafta sonlarım genelde Konya dışında geçtiği için Konyaspor maçlarına da pek gidemiyorum. Konyaspor’un geçen yılki küme düşüşü bir sürecin sonucu ve sürecin yaşanmasıydı. Genel bir değerlendirme yaparsam Anadolu takımlarının süper ligde 5 yıldan fazla kalabildiğini görebilmek imkanı pek yoktur. Adana, Diyarbakır, Erzurum ,Samsun,Malatya ve İzmir. Kayserispor’u hatırlayın. Erciyes ile adeta isim takası yapıp ligde kaldı. Bursaspor gibi önemli bir takım bile küme düştü, sonra çıktı. Gençlerbirliği gibi Gaziantep gibi Ankaragücü gibi örnekler yönetimsel anlamda daha sağlam temellere oturdukları için kalıcı olmuşlardır. Ama bunun dışında hep iniş çıkış yaşamış Anadolu takımları. Çünkü Anadolu’da bu ürün çok kıymetli, bu ürünün kıymetini zamanla bilemez hale geliyor kentler. Süper ligdeki takımın yöneticiliğini gönüllü bırakan bile bazen işlerin iyi gitmesinden mutlu olmuyor gibi geliyor bana. O süreç yaşandı o sürecin yaşanmaması adına ne gerekiyorsa yapılsa da o süreç yaşandı. Bu yıl play-off maçları neticesinde Konyaspor’un süper lige yükseleceğine inanıyorum. Bunu yönetim kurulundan önemli sayıda ismin istifa ettiği zaman da söyledim. Konyaspor’un lige yükselme süreci artık ilk 6’tan olabilir diye düşüncemi ifade etmiştim. Bunların sizlerde şahidisiniz, çünkü bir takım travmalar insanları nasıl etkilerse sportif anlamda da etkileri mutlaka olur ve yaşanır. Tabi bu yapı içerisinde başarı sağlama adına çeşitli yol kazalarının olabilmesi muhtemeldir. Çeşitli sıkıntıların yaşanması muhtemeldir. Önemli olan bunların çok hızlı atlatılıp, çok hızlı hareket ederek,kabiliyetli kriz yönetimleriyle atlatılabilmesidir. Ama TFF yönetim kurulu üyesi olarak Mehmet Baykan’ın bu kentte sadece TFF yönetim kurulu üyesi olarak değerlendirilmesini doğrusu sizlerin takdirine bırakıyorum. Spora her alanda hizmet eden TASKK Genel Başkanı olarak sadece futbola değil, her alanda hizmet üretmeye çalışan birisi olarak bizim spor adamı kimliğimizin iyi okunması gerekliliğini ifade etmek istiyorum. Bu sezon çok kaliteli maçların oynanmadığını, çetin mücadelelerin yaşanmadığını şans faktörünün biraz önemli olduğunu, ama yöneticilik anlamında da daha az hata yapan kulüplerin başarılı olduğunu, olabildiğini görmekte çok zor bir konu değil.
Vefa size neyi hatırlatıyor
Öncelikle şunun altını çizmek isterim. Özellikle şehrimize ve şehrimizde yaşayan insanlarımıza, dostlarımıza asla vefasızlık yapmadık, yapamayız da. Çünkü, biz bugünlere onların sevgisi, desteği ile geldik.İnsanları sevenler olduğu gibi sevmeyenler de olacak. Bundan tabi bir şey olamaz. Ama, bel altı vurmaya çalışanlar olmadı mı? Mutlaka oldu. Bundan sonra da olacaktır. Bir kere şunu ifade etmek isterim ki, bizim ismimizi bir takım tartışmaların içine çekmeye çalışmak TMOK Fair Play Şeref diploması sahibi biri olarak bizim alet olmayacağımız bir oyundur. Bir takım sıkıntıların faturalarını bizim üstümüzden kapatmaya çalışmak yine rahmetli Hasan Doğan’ın Türkiye’nin dahası Dünya’nın takdirini kazanmış bir ismin başkan vekilliği yaptığı Levent Bıçakçı yönetiminden sonra kendi başkanı olduğu yönetime taşıdığı 4 isimden birisi olmak, vefa adına bizim bu kentin bu Konya’nın bir ürünü, bir evladı olduğumuz, şehrimizin sağduyu sahibi aklıselim insanlarının tartıştırmayacağı bir isim olduğumuz gerçeğini de hiçbir şekilde kapatamaz. Hangi organizasyonların geçmişte yapılmaya çalışıldığını ve hangi noktalardan dönüldüğünü de çok iyi biliyorum. Özellikle acı soğan kuru yavan bir şeyler paylaştığımız dost bellediğimiz insanlara vefayı hatırlatmak istiyorum. Bu şehirde mücadelenin bazı alanlarda sert olabildiğini, sıkıntı yaratabildiğini söyledim. Ama bize katkısı olan bizim de hasbel kader acizane katkımız olmuş dostlarımızdan vefa beklemenin hakkımız olduğunu bir kez daha söylemek isterim. Bu noktalara zor mu geldiniz diye sorarsanız. Geldiğimiz noktada yaşadığımız zorlukları bizi destekleyen, bizi seven, bizimle birlikte koşan dostlarımızın gayretleri ve destekleri ile aştık. Birlikte yürüdüğümüz arkadaşlarımız var. Birlikte birşeyleri paylaştığımız,kendimizi emanet ettiğimiz,başarıları ve başarısızlıkları birlikte paylaştığımız birçok dostumuz var. Bakın yöneticilik anlamında hayat felsefesi yaptığımız en önemli konulardan bir tanesi de başarıyı da paylaşmak başarısızlığı da paylaşmaktır. Başarı zor ulaşılacak bir şeydir de, başarısızlık da insanlar zaman zaman kendilerine ortaklar ararlar. Eğer siz başarıyı da paylaşmasını bilmişseniz merak etmeyin başarısızlıkta sizin yanınızda olan sizin sıkıntınızı üzüntünüzü, geldiğiniz noktayı paylaşan insanları bir dakikada yanınızda bulursunuz, ama karşılığını vermek zorundasınız. Bunun hesabını iyi yapmak zorundasınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.