‘Hakk’ın hâkimiyeti  için çalışmalıyız’

‘Hakk’ın hâkimiyeti  için çalışmalıyız’

Fatihan Gençlik Derneği ‘Arşın gölgesindeki genç’ temalı eğitim kampı gerçekleştirdi. Düzenlenen eğitim programına liseli ve ortaokullu birçok genç katılım sağladı

Mevlana Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitim programında Kerem Önder ve Fahri Sarrafoğlu gençlerle bir araya geldi. Lise ve ortaokul öğrencilerinin yoğun katılımı ile gerçekleşen eğitim programı Hafız Kerem Ali Can’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Selama konuşması yapan Fatihan Gençlik Derneği Başkanı Bekir Tekkaymaz, “Geleceğin inşası, gençlerimizin inşasından geçer. Toplumun mayası olan gençlerimizi ve geleceğimizi inşa etme amacı taşıyan derneğimiz geleceğin Fatihlerini ve Yavuzlarını yetiştirmeyi bir görev bilmiştir.

4-2-bekir-kaymaz.jpg Efendimiz Allah’a kullukla yetişen bir genci ‘Arşın gölgesinde bir genç’ şeklinde nitelemiştir. Bizler o yedi sınıfın içerisine giren birer genç olmak için çabalıyoruz. Bizler yeryüzünde adaletin hâkim olması için, şeytanın hilelerine boyun eğmemek için çaba harcıyoruz. Biz özlenen insanlarız. Beklenen müjde umut bu amacı taşıyan gençliktedir. Bugün artık bekleyen olmak söz konusu değil; asıl mesele beklenen olabilmektir” dedi.

‘HEYECANI ELDEN BIRAKMAMALIYIZ’

Düzenlenen programa eğitimci olarak katılan ve gençlere heyecanı elden bırakmamaları gerektiğini vurgulayan Fahri Sarrafoğlu, “Gençler, biz her alanda heyecanlı olmalıyız. Fakat bu heyecandan maksat kalp çarpıntısı, titreme, terleme, dudak kuruluğu gibi şeyler değil. Ki bu saydıklarım heyecan değil, helecandır. Heyecan apayrı bir şeydir. Heyecan, insan için psikolojik faktörleri en kuvvetli unsurdur.

4-3-sarraoglu.jpgHeyecanlı insan girdiği ortamlara pozitif bir hava katar. Heyecanlı insan özellikle başka heyecanlı insanlarla birlikte olacağı için başarı şansı daha da artar. Zira nötr enerji ile dolu olan bir insan yine nötr enerji dolu bir insanla bir arada olursa bu onun için tam bir yıkım olur. Biz bu bakımdan helecanla heyecanı birbirinden ayırt etmeliyiz. Kişi kendini konuşmaya hazır hissediyorsa ve yüreğinde bir şevk duyuyorsa işte o zaman heyecanlıdır” ifadelerini kullandı. 

‘AKLIMIZI KULLANMALIYIZ’

Kuran’da en çok ifade edilen meselenin aklı kullanmak olduğuna değinen Fahri Sarrafoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yüce Allah bize aklımızı kullanmayı öğütler. Oysa bugün insanlığın ve bilimin en büyük şikâyeti beynimizin yüzde 3–5 hatta en fazla yüzde 10’unu kullandığımız. Peki, Allah verdiği aklı kullanmadığımızda bize nedenini sormaz mı? Peki biz bunun için ne yapmalıyız? Bakınız insanın beynini kullanma oranlarının farklı iddiaları vardır. Oranlar değişse de esas olan beynimizi kullanamadığımız gerçeğidir. Evet, beynimizin tamamının yüzdelerle belki de binlerle ifade edilecek birimlerde kullanıyoruz. Ve ilginç olanı ise, kullandığımız sandığımız kısımlarını da aslında yeterli kullanamıyoruz. İnsanoğlu sanırım, ibadetlerden ve dinden önce yeteneklerinden ve kendine emaneten verilen akıl nimetinden hesaba çekilecek. Zira insanın en temel görevi yaradılışında emanet bırakılmış yetenekleri kullanması ve geliştirmesidir.”

‘KISA DÜNYA HAYATINA ALDANMAMALIYIZ’

Fatihan Gençlik Derneği tarafından düzenlenen eğitim kampına konuşmacı olarak katılan ve Dünya hayatının oyun ve eğlenceden ibaret olduğuna değinen Kerem Önder, şunları kaydetti: “Bakınız genç arkadaşlarım, içinde bulunduğumuz bu dünya bir binektir, bir araçtır. Bu araç, bizi amaca götürmesi için kullanılmalıdır.

4-4-kerem-onder.jpg Araca gönül kaptırıp asıl gayeyi unutursak, silindirin içindeki fare gibi döner dururuz ve bir sonuca gidemeyiz. Bir misal verelim isterseniz: Bir zengin adam geldi mahallenize geldi ve size kırmızı bir Ferrari hediye etti. Sonra da ‘Bununla şu mekâna git!' dedi. Sen arabaya o kadar bağlandın ki, 'dur biraz şu hızlı aracın tadını çıkarayım, gezineyim, arkadaşlara hava atayım' dedin ve amacını unuttun. Zamanını boşa harcadın. Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur hükmünü unuttun arabayı görünce. İşte bu misaldeki Ferrari, dünya hayatı demektir. Burada kötü olan şey, Ferrarinin kendisi değildir. Kötü olan şey, o arabaya gönül kaptırıp vazifelerden uzaklaşmaktır. Dünya hayatı öyle kısadır ki benim Konya’ya gelirken geçirdiğim yolculuk saati gibi bir şeydir. Öyle ki ahirete göre dünya hayatı, iki saatlik bir ehliyet sınavı gibidir. Bu kısa zaman dilimi içinde ne kadar soruya doğru yanıt verirsek, sonu olmayan cennet hayatına ehliyet alma yüzdemizi o kadar arttırmış oluruz.”

EYYÜB KARAKUZU 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.