Gökhan Tozoğlu: Çare Demokrasi, Hukuk Devleti ve İnsan Haklarıdır

Gökhan Tozoğlu: Çare Demokrasi, Hukuk Devleti ve İnsan Haklarıdır

Siyasi Partilerin Konya’daki İl Başkanları, siyasi görüşlerini, fikirlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları İçin kaleme aldı

İYİ Parti Konya İl Başkanı Gökhan Tozoğlu'nun yazısı şu şekilde:

Çare Demokrasi, Hukuk Devleti ve İnsan Haklarıdır

Ülkemiz pandemi öncesinden başlayıp pandemi koşulları ile birlikte zirve noktasına ulaşan ağır bir ekonomik kriz altındadır.

Öngörü ve bilgi sahibi olmayan yöneticilerin yanlış politikaları neticesinde  döviz fiyatlarındaki fahiş artış, enflasyondaki önlenemez yükseliş artan işsizlik ve her geçen gün zorlaşan hayat maalesef gerçeğimiz haline geldi.

Uzun yıllardır tek başına iktidar olmanın verdiği rehavetle, güç zehirlenmesi yaşayan, halkın sorunlarına karşı duyarsız hale gelmiş, mutlu azınlığın mutsuz çoğunluğa tahakkümü şeklinde kendisini gösteren vahim tablo artık hepimizin malumudur.

Yurt dışında yaşamak için can atan gençler, bir vesile yurt dışına özellikle Avrupa ülkelerine giden binlerce onbinlerce mühendis, hekim artık bizi şaşırtmıyor.

Tarımdan, turizme, esnaflardan tacirlere kadar artık yaşanan ağır tablodan muzdarip olmayan kimse yok.

Hal böyle iken sorunlara karşı ilgisiz ve duyarsız bir iktidar bakış açısı ile karşı karşıyayız.

Herkesin aklında şu soru var.

Mevcut iktidar miadını tamamladı. Yani artık gidici.

Peki gelen bu sorunları nasıl çözecek?

Ekonomiyi nasıl rayına oturtacak?

İşsizliği nasıl azaltacak?

Tarımın, turizmin, sanayinin derdine nasıl derman olacak?

Bu sorular elbette ki haklı ve makul bir yaklaşımın ürünüdür.

Sorunun en net ve açıklayıcı cevabı şudur. Gelen iktidar demokrasiyi, hukuk devletini öncelerse, insan haklarını temel alırsa, liyakati ve adaleti felsefe haline getirirse bu sorunların tamamı kısa süre içerisinde çözülür.

Tarım, hayvancılık, işsizlik, yoksulluk gibi sorunların çözümünün hukuk devleti ve demokrasi olması mümkün müdür?

Elbette ki mümkündür.

Öyle ki ekonominin kuralları, doğal yaşamın kanunları vardır. Ancak aynı ekonomik formulü demokratik olmayan ülkede uygulamakla demokratik bir ülkede uygulamak arasında kocaman bir fark vardır.

Anormal bir işlem yapmadığınız sürece toprağa ektiğiniz ürünü hasat edersiniz.

Olağan dışı bir hadise olmadıkça beslediğiniz hayvandan belirli bir miktar süt veya yumurta  alırsınız.

Bu durum dünyanın dört bir yanında aynıdır. İşi farklı kılan elde ettiğiniz ürünleri nasıl değerlendirdiğiniz, nasıl pazarladığınız ve nasıl katma değer yaratabildiğinizdir.

İşte adalet, hukuk devleti ve demokrasi burada devreye girmektedir.

Eğer sizin ülkeniz güvenilir bir ülke ise, yani hukukunuz, demokrasiniz gelişmiş ise ticaret yapmakta zorlanmıyorsunuz.

Yabancı yatırımcılar tereddütsüz şekilde gelip fabrika kurup istihdam yaratmaktan kaçınmıyorlar.

Böyle olduğunda ekonominiz kayıt altına giriyor. Ve adaletli bir sistemle kamu geliri temin ediyorsunuz.

Örnekleri çok daha fazla uzatmak mümkündür.

İçinde bulunduğumuz dönemde ise iktidarlarının sonsuz ve sınırsız olduğunu düşünen bir yapı kendileri gibi düşünmeyenlere karşı son derece acımasız bir tavır ve söylemlerle pozisyonlarını korumaya ve kuvvetlendirmeye gayret ediyor.

Hatırlatmak gerekir ki, insanoğlu ölümlüdür. İktidarlar ise geçici ve sınırlıdır. Nihayetinde ebedi alemde bir de hesap günü vardır.

Bu hesap "zerre" nin sorulacağı bir hesap olduğuna göre  yaklaşık 20 yıldır iktidarı elinde tutanlar vicdanen rahatlar ise sorun yoktur.

Ancak görünen o ki milyonlarca insanın hakkına el uzatan ve ahını alan, en basit işlerde bile siyasi ayrımcılık ve kayırmacılık üzerinden süreç idare edenlerin siyasi iktidarları sona yaklaşmıştır.

Millet artık gerçekleri daha net bir biçimde görmektedir.

Kendi yandaşlarının mutluluğunu milletin huzur ve refahına tercih edenlere karşı milletimiz esaslı bir ders verecek ve nihayetinde karar vericinin millet olduğunu hatırlatacaktır.

Mücadelemiz bu yöndedir.

Aslolan insana dayalı ve insanı yaşatmayı hedefleyen devlet modelidir.

Hukuku egemen kılmaktır.

Adaleti kamil manada tesis etmektir.

Liyakatı prensip olarak benimsemektir.

Gerisi kendiliğinden gelir

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.